Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1182 E. 2023/658 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1182 Esas – 2023/658
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1182 Esas
KARAR NO : 2023/658

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacıya ait … plakalı araca, davalı …’e ait olan ve diğer davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleşen 07.06.2022 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybettiğini, zararın tazmini için davadan önce sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla değer kaybı olarak şimdilik 1.000-TL’nin kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davalıya işbu davadan evvel yapılan müracaatın eksik belgeler sebebiyle sonuçlandırılmadığını ve buna göre 2918 s. KTK’nın 97. maddesindeki sigorta şirketine zorunlu başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, … plakalı aracın davalıya 28.04.2022-2023 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacıya ait araçta oluşan hasar için davacıya 22.250,47-TL ve 3. kişilere 21.822,17-TL olmak üzere toplam 44.072,64-TL ödeme yapıldığını ve poliçe limitinden sadece 5.927,36-TL kaldığını, tahkikat yürütülmesi ve değer kaybı konusunda rapor aldırılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Hasar dosyası ile davacıya ait aracın tramer kayıtları ve araç sicil kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce otomotiv konusunda uzman ve aynı zamanda akademisyen olan bilirkişiden alınan raporda özetle: Davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değerinin 250.000-TL olduğu ve kazadan sonraki 2. el piyasa değerine göre 12.500-TL tutarında değer kaybettiği mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını 12.500-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan araç değer kaybına yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, 07.06.2022 tarihli trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta husule gelen değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107/1. maddesinde; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada, davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararı ancak tahkikat aşamasında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, bu durumda davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır.
Davalı sigorta şirketine, işbu davadan evvel 30.09.2022 tarihinde gerekli belgeler de eklenmek suretiyle müracaat edildiği, ancak sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, sigorta şirketine müracaatta bulunulduğu ve bu suretle dava şartının yerine getirildiği kabul edilmeli, müracaata cevap verilmediği ve zararın 15 günlük yasal süre içinde karşılanmadığı veçhile, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişkin itirazı reddedilmelidir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, … plakalı aracın davacıya ait ticari çarpması şeklinde gerçekleştiği ve sigorta şirketleri arasındaki mutabakat neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre kazanın münhasıran davalı …’ün kusuru ile gerçekleştiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ve üçüncü kişilere davadan önce hasar ödemesi yapılır iken de sigortalı araç sürücüsü davalı …’ün %100 kusurlu olduğu kabulü ile hareket edildiği, davalı …’e ve sigorta şirketine sırasıyla … plakalı aracın maliki/sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40E. 2020/40K. sayılı kararı ile 29.12.2022 tarih ve 2021/82E. 2022/167K. sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Trafik kazalarından kaynaklı araç değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmakta ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra 2. el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da, değer kaybının, işaret edilen bu esaslar dahilinde yapılacak inceleme ile belirlenmesi gerektiği yönünde içtihatta bulunulmuştur.
Bu sebeplerle; değer kaybının, objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri (250.000-TL) ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri (237.500-TL) arasındaki farkın, yani 12.500-TL’nin, davacının gerçek zararı olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
Davalı … tarafından işbu davadan evvel 15.06.2022 tarihinde davacıya ödenen 8.000-TL’nin aracın tamiri süresince çalıştırılamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybına ilişkin olduğu tarafların kabulünde olduğundan, bu tutar tazminat miktarından indirilmemiştir.
Davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutara gelince; sigorta şirketi, husule gelen zarardan, 2918 s. KTK’nın 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur. Somut olayda; kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS poliçe limiti “maddi araç başına” 50.000-TL olup, sigorta şirketi oluşan zarardan ancak bu miktara kadar sorumludur. Toplanan delillerden; davacıya ait araçta oluşan hasarın giderilmesi sürecinde davacıya 22.250,47-TL ve 3. kişilere 21.822,17-TL olmak üzere toplam 44.072,64-TL ödeme yapıldığı ve poliçe limitinden (50.000-TL – 44.072,64-TL) 5.927,36-TL kaldığı anlaşılmaktadır. O halde, davalı sigorta şirketi, oluşan zarardan ancak 5.927,36-TL ile sorumludur. Yani, davacının davalı sigorta şirketine yönelik fazlaya ilişkin istemi (12.500-TL – 5.927,36-TL = 6.572,64-TL) reddedilmelidir.
Bu sebeplerle; davaya konu kazanın münhasıran davalı …’ün kusuru ile gerçekleştiği ve davacıya ait araçta vaki trafik kazası sebebiyle 12.500-TL tutarında değer kaybı oluştuğu değerlendirilmiş, davalı … hakkındaki dava kabul, sigorta şirketi hakkındaki dava ise kısmen kabul şeklinde sonuçlandırılmıştır.
Temerrütün, sigorta şirketine yapılan 30.09.2022 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 13.10.2022 tarihinde gerçekleştiği değerlendirilmiş, sigortalı aracın hususi olduğu gözetilerek, mezkur tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
İşbu davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-12.500-TL’nin (davalı … A.Ş.nin 5.927,36-TL’den sorumlu olması kaydıyla) 13.10.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ii-Davalı … A.Ş.ye yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 853,87-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile noksan 576,77-TL’nin (davalı … A.Ş.nin 127,79-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.810,30-TL yargılama giderinin (davalı … A.Ş.nin 858,42-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin (davalı … A.Ş.nin 5.927,36-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … A.Ş., davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.13/3’e göre belirlenen 5.927,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
29/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.