Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/109 E. 2023/449 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/109 Esas – 2023/449
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/109 Esas
KARAR NO : 2023/449

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1
2- …
3- ..
4- ..
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ..
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2- .
3- .

DAVA : Tazminat (Destekten Yoksun Kalmaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 05/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarihli DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın tedbirsizliği ile gerçekleşen 28.09.2019 tarihli trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacı … ve …’in oğlu diğer davacıların kardeşi …’ın vefat ettiğini ve onun vefatı ile davacı ana-babasının destekten yoksun kaldıklarını, zarardan araç maliki davalı …’nin de işleten sıfatıyla sorumlu olduğunu, davadan önce zararın tazmini için sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı … ile … için ayrı ayrı 500-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan, ayrıca husule gelen manevi zararın tazmini kapsamında olmak üzere davacı … ile … için ayrı ayrı 25.000-TL ve … ile … için ayrı ayrı 15.000-TL olmak üzere toplam 80.000-TL’nin davalı … ile …’dan, kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: … plakalı aracın davalıya 24.04.2010-2020 vade tarihli ZMMS ile sigortalı olduğunu, ancak sigortacının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, aracın kaza esnasında kimin sevk ve idaresinde olduğunun belirlenemediğini ve buna göre davacıların desteği …’in sevk ve idaresinde olduğun kabul edilecek ise kaza onun kusuru ile gerçekleştiğinden tazminat talep edilemeyeceğini, kusur konusunda rapor aldırılması gerektiğini, desteğin alkollü olduğunu ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı… ile … davaya cevap vermemişlerdir.
Hasar dosyası ile aracın sicil kaydı ve tarafların sosyo-ekonomik durumları hakkında yapılan araştırmaya ilişkin tutanaklar celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 01.02.2022 tarihli cevabi yazı ile ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/993 Esas sayılı dava dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: (destek) …’ın maktul, (davacı) … ile …’ın katılan ve (davalı) …’in sanık sıfatıyla yer aldığı davada, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 11.12.2019 tarihli raporda kazanın münhasıran araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğinin saptandığı, dosya kapsamındaki delillerin araç sürücüsünün (destek) … olabileceği yönünde emareler gösterdiği ve her türlü şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediğinden (davalı) …’in beraatına karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek 12.04.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan 25.07.2022 tarihli raporda özetle: Olay öncesine ait akaryakıt istasyonu kamera kayıtlarına göre araç sürücüsünün kuvvetle muhtemel (destek) … olabileceği mütala edilmiştir.
Mahkememizce Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 23.02.2023 tarihli raporda özetle: Kazanın, araç sürücüsü (destek) … olması durumunda onun, (davalı) … olması durumunda onun kusuru ile gerçekleştiği mütala edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan destekten yoksunluk hukuki sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davada, evvela çözüme kavuşturulması gerekli uyuşmazlık, araç sürücüsünün kim olduğu ve kazanın onun kusuru ile gerçekleşip gerçekleşmediği hususudur. Zira, araç sürücüsünün davalı … olması durumunda tahkikata devam edilecek, aksi halde gerekçesi aşağıda belirtileceği üzere dava reddedilecektir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu” olduğu öngörülmüş, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğunun azaltılmasına ilişkin 86. maddede ise, “işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, zararın doğumunda işletenin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusurunun bulunmadığı ve araçtaki bir bozukluğun kazanın gerçekleşmesine etkili olmadığı halde kazanın zarar görenin ağır kusurundan meydana geldiği ispatlanır ise illiyet bağının kesildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda; davacılar, kazanın, sigortalı aracın davalı …’ın sevk ve idaresinde iken gerçekleştiğini ileri sürmüş, davalılar ise kaza gerçekleştiği esnada direksiyonda …’in bulunduğunu ve kazanın münhasıran onun kusuru ile gerçekleştiğini iddia etmiştir.
Olaya ilişkin kovuşturma dosyası kapsamında olmak üzere; kollukça kazadan hemen sonra 04:30’da düzenlenen tutanakta sağ ön koltukta oturan yaralı şahsın (davalı) … olduğu belirtilmiş olup, ATK Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı’ndan alınan 26.03.2020 tarihli raporda, sağ ön göğüs hava yastığı üzerinden ve sağ ön kapı camı iç kısım yüzeyinden alınan DNA profilinin (davalı) …’dan başka bir şahsa ait DNA profili elde edildiği, ayrıca direksiyon hava yastığı ile direksiyon ve vites topuzu üzerinden alınan örneklerden DNA profili tespit edilemediği ifade edilmiştir. Ceza mahkemesince bu tespitlere istinaden ve dosya kapsamındaki delillerin, araç sürücüsünün (destek) … olabileceği yönünde emareler gösterdiği, her türlü şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle davalı …’ın beraatına karar verilmiş, karar istinaf incelemesinden geçerek 12.04.2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Ceza mahkemesince yapılan tespitler ile mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan rapor birlikte değerlendirildiğinde, aracın kaza gerçekleştiği esnada …’in sevk ve idaresinde olduğu ve kazanın münhasıran onun kusuru ile gerçekleştiği, davalı …’ın kazanın gerçekleşmesinde bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim; kazadan sonra olay yerine intikal eden olay yeri inceleme görevlileri tarafından, destek …’in ayaklarının aracın sağ ön koltuğunun önünde ve kendisinin aracın el freninde oturur vaziyette olduğu, belden yukarısının sol ön koltuğa yaslanır vaziyette olduğu yönünde tespit yapılmış olup, davacılar bu tespitlerden hareketle araç sürücüsünün davalı … olduğunu ileri sürmüşler ise de, kolluk görevlilerince düzenlenen aynı tutanakta, aracın sağ ön koltuğunda oturan yaralı şahsın davalı … olduğu belirtilmiştir. Destek …’in kazadan sonraki pozisyonu, kazanın gerçekleşme şekli nazara alındığında anlam ifade etmektedir.
Bu sebeplerle, davacıların, akaryakıt istasyonuna ait kamera görüntülerine göre araç sürücüsünün destek … olduğuna dair kuvvetli şüpheyi ortadan kaldırır bir delil sunamadıkları ve kollukça kazadan hemen sonra 04:30’da düzenlenen tutanağın aksini ispat edemedikleri değerlendirilmiş, kaza gerçekleştiği esnada davalı …’ın aracın ön sağ koltuğunda yolcu olarak bulunduğu ve aracın destek …’in sevk ve idaresinde olduğu kabul edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın poliçe tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar” başlıklı 92. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin de sorumluluk sigortası dışında kaldığı vazedilmiş, poliçe tarihi itibariyle yürürlükteki Genel Şartlar’ın “A.6. Teminat dışında kalan haller” başlıklı maddesinin (d) bendinde, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışında kaldığı belirtilmiştir.
Somut olayda; kazanın münhasıran desteğin kusuru ile gerçekleştiği değerlendirilmiş, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sorumluluk kapsamında olmadığı kabul edilerek, maddi tazminat talepleri reddedilmiştir. Manevi tazminat talepleri de aynı gerekçelerde yerinde görülmemiştir.
Davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilmiş, her bir davacı aleyhine vakalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MADDİ TAZMİNAT davası yönünden;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli (her bir davacı yönünden 179,90-TL) 359,80-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 161,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 198,40-TL’nin davacı … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı sigorta şirketi, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 500-TL vekalet ücretinin davacı …’dan ve 500-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinin … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
B-MANEVİ TAZMİNAT davası yönünden;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli (her bir davacı yönünden 179,90-TL) 719,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 332,16-TL’nin mahsubu ile bakiye 387,44-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
C-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacılar vekilinin, davacı …’nın, davalı/veli…’in yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
07/04/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.