Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1037 E. 2023/944 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1037 Esas – 2023/944
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1037 Esas
KARAR NO : 2023/944

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
VEKİLİ : Av.

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/09/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı banka ile … arasında 30.06.2010, 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihinde üç ayrı Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve davalının da 30.06.2010 tarihli GKS’yi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun 29.05.2015 tarihli yapılandırma kredi borcunu ödemede sorunlar yaşaması üzerine hesabın kat edildiğini ve temerrütü üzerine borçlu aleyhine Samsun İcra Dairesi’nin 2016/130448 Esas sayılı takip dosyasından ipotekli takip başlatıldığını, ipotek limiti üzerinde kalan kısım yönünden ise davalı kefil aleyhine takibe girişildiğini, fakat takibin itiraz üzerine durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2016/130254 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşımadığını ve davalıya kefil sıfatıyla müracaatın mümkün olmadığını, ayrıca davalının kefalet tarihinden sonraki tarihlerde borçlu ile yeni GKS’ler akdedildiğini ve sonraki GKS’ler kapsamında kullandırılan yapılandırma kredi borcundan davalının sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2016/130448 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Alacaklı davacı tarafından asıl borçlu ve davalı aleyhine 100.000-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, ancak davalının süresi içinde borca itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
Samsun İcra Dairesi’nin 2016/130448 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Alacaklı davacı tarafından asıl borçlu … aleyhine 370.000-TL üzerinden ipotekli takibe girişildiği ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Banka kredi dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan 01.03.2023 tarihli kök rapor ile 07.06.2023 tarihli ek raporda özetle: Davacı banka ile asıl borçlu … arasında 30.06.2010, 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihli GKS’ler imzalandığı ve davalının bu GKS’lerden sadece 30.06.2010 tarihli olanını kefil sıfatıyla imzaladığı, davalının kefil imzasının bulunduğu 30.06.2010 tarihli GKS kapsamında kullandırılan BCH kredilerinin tamamının ödendiği, sonraki BCH kredilerinin kullandırıldığı tarihler nazara alındığından bu kredilerin davalının kefil imzasının bulunmadığı 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihli GKS’ler kapsamında kullandırıldığı ve bu BCH kredilerinden kaynaklı borcun 29.09.2015 tarihi itibariyle toplam 259.351,79-TL’ye ulaştığı, 29.09.2015 tarihli yapılandırma kapsamındaki BCH kredileri içinde davalının imzasının bulunduğu 30.06.2010 tarihli GKS kapsamında kullandırılan BCH kredilerinden kaynaklı bir borç bulunmadığı mütala edilmiştir.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Toplanan delillerden; davacı banka ile dava dışı … arasında 30.06.2010, 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihlerinde üç ayrı Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği ve davalının bu GKS’lerden 30.06.2010 tarihli GKS’yi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefaletin sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 484. maddesine uygun olarak tesis edildiği ve buna göre kefaletin geçerli olmadığı iddiasının karşılığının bulunmadığı, sözleşmedeki yetki kaydının o tarihte yürürlükte bulunan HUMK’a göre geçerli olduğu ve ticari teselsül karinesi uyarınca davalı kefili de bağladığı veçhile takipteki yetki itirazının karşılığının bulunmadığı, davalının kefil imzasını içerir 30.06.2010 tarihli GKS kapsamında kullandırıldığı anlaşılan BCH kredilerinin tamamının son ödeme 29.02.2012 tarihinde olacak şekilde kapatıldığı, davacı banka ile asıl borçlu arasında bu tarihten sonra da 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihinde GKS’ler imzalandığı ve borçluya 20.03.2012 vd. tarihlerde de BCH kredisi kullandırıldığı anlaşılmaktadır.
Borçluya kullandırılan, 20.03.2012 tarihinden sonra ve ilki 18.05.2012 tarihli olan BCH kredilerinin hangi GKS’ye dayandığı, davalının kefil imzasının bulunduğu 30.06.2010 tarihli GKS’ye istinaden kullandırılıp kullandırılmadığı kesin olarak tespit edilememiş ise de, bu kredilerin 30.06.2010 tarihli GKS’ye istinaden kullandırılan BCH kredilerinin tamamının 29.02.2012 tarihinde ödenmesinden ve 20.03.2012 tarihli GKS’nin imzalanmasından sonra kullandırılmış olmasına göre, 30.06.2010 tarihli GKS’ye istinaden kullandırılmadığının kabulü gerekir.
Takibin dayanağı, 29.09.2015 tarihli taksitli yapılandırma kredisi ile 2 ayrı teminat mektubu kredisi olup, yapılandırma kapsamındaki BCH kredilerinin içinde davalının imzasının bulunduğu 30.06.2010 tarihli GKS’ye istinaden kullandırılan BCH kredilerinden kaynaklı bir borç bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının, ancak kefil imzasının bulunduğu GKS kapsamında kullandırılan kredi borcundan sorumlu olmasına ve yapılandırma kredisi borcuna konu BCH kredilerinin dayanağı olan 20.03.2012 ve 01.07.2012 tarihli GKS’lerde kefil imzası bulunmamasına göre, takibe konu borçtan sorumluluğu cihetine gidilemeyacaktir. Yine, teminat mektubu kredi borcundan, kredilerin kullanım tarihlerine göre sorumlu tutulmayacaktır.
Bu sebeplerle, takibe itirazın yerinde olduğu değerlendirilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Davacının, takibe girişmekte kötü niyetli olduğu kanaat edinilemediğinden, davalının tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının tazminat talebinin reddine,
3-Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nakdi kredi yönünden 16.000-TL ve gayri nakdi kredi yönünden 2.654-TL olmak üzere toplam 18.654-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.18/09/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.