Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/984 E. 2023/598 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/984 Esas – 2023/598
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/984 Esas
KARAR NO : 2023/598

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 09/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili bankanın Terme Şubesi ile dava dışı … firması arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında borçluya ticari kredi kullandırıldığını, davalı …’in ilgili şirket kurucusu olup 02/08/2012 tarihli 250.000TL miktarlı kredi çerçeve sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından mevcut borçtan bu miktar ile sorumlu olduğunu, borçlu ve kefil yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden ihtarname çekilerek hesapların kat edildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden davalı ve asıl borçlu hakkında Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/72679 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının açılan icra dosyasına borca, faize, faiz oranına ve alacağın tüm ferilerine itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, başvurulan arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalının borca itirazlarının iptali ve takibin devamına, davalı aleyhine itiraz edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yanın süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı, kredi çerçeve sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, ihtarname ve ticaret sicil gazetesi suretleri ibraz edilmiştir.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/72679 esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Halk Bankası Terme Şubesine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde istenen bilgi belgelerin gönderildiği görülmüştür.
Terme Ticaret ve Sanayi odasına yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Davalı vekili tarafından 30/06/2022 tarihli dilekçe ile ekinde şirket devir sözleşmesi örneği ibraz edilmiştir.
Bankacı bilirkişi Enver Öztür’ten 14/09/2022 tarihli kök rapor ve 22/11/2022 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Bankacı bilirkişi Hasan Cebeci’den 29/03/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamından; davacı ile dava dışı …. Arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, imzalanan sözleşmeler çerçevesinde asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödemelerinin zamanında yapılmaması nedeni ile hesabın kat edilerek borçlular hakkında Samsun İcra Dairesi’nin 2020/12679 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana 28/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 29/12/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz edildiği, itirazın süreside yapıldığı, yine eldeki itirazın iptali davasının da süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Samsun İcra Dairesi’nin 2020/12679 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde borcun dayanağı olarak Beşiktaş 17. Noterliği’nin 19/03/2020 tarihli 17330 yevmiye numaralı, Terme 1. Noterliği’nin 23/03/2020 tarihli 3752 yevmiye numaralı ve 23/03/2020 tarihli 3753 yevmiye numaralı ihtarnamelerine konu krediler olarak gösterildiği görülmüştür.
Dosya içerisine sunulan Terme Ticaret Sanayi Odası’nın 01/08/2022 tarihli cevabi yazısı, 11/09/2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ve 19/09/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden görüldüğü üzere davalının 02/08/2012 tarihli GKS’ye kefaleti sırasında asıl borçlu şirket ortağı olduğu, bu kapsamda kefaletinin mevzuat gereğince geçerli olduğu, davalının 11/09/2012 tarihi itibariyle asıl borçlu şirket hisselerini dava dışı üçüncü kişiye devrettiği görülmüştür.
Mahkememizce banka kayıtları incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesi amacıyla dosya bankacı bilirkişiye verilmiş, düzenlenen 14/09/2022 tarihli raporda özetle; davacı ile dava dışı asıl borçlu arasında 02/08/2012 tarihli 250.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeye 250.000,00 TL bedelle müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, imzaya itiraz bulunmaması sebebi ile müşteriye kullandırılan tüm kredilerden davalının kefalet limiti dahilinde sorumlu olduğu, davacı bankanın asıl borçluya kredi kullandırdığı kredilerin ödenmemesi sebebi ile Beşiktaş 17. Noterliği’nin 19/03/2020 tarihli 17330 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın 17/03/2020 tarihi itibariyle kat edildiği, davalının 26/03/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, davalının kefalet tarihinde asıl borçlu şirketin ortağı olduğu, bu kapsamda yapılan hesaplama ve taleple bağlılık gereği davalının 250.000,00 TL asıl alacak, 57.291,30 TL işlemiş faiz, 2.864,58 TL BSMV, 192,73 TL masraf ve 906,80 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 311.255,71 TL yönünden borçlu olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı asil tarafından sunulan 05/10/2022 havale tarihli itiraz dilekçesi ile takibe konu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırıldığının açıkça tespit edilmediği, kendisinin sadece 02/08/2012 tarihli kredi sözleşmesi ile sorumlu olduğu, söz konusu sözleşmeye dayalı borçların ödendiği, bu nedenle rapordaki tespitlerin kabul edilmediği belirtilmiştir.
Mahkememizce banka şubesinde bizzat inceleme yapılarak birden fazla kredinin kullandırılmış olması halinde her bir kredinin hangi sözleşmeye dayandığı ve ilk kullandırım tarihlerinin belirlenmesi istenildiği halde raporda bu konuda açıklık bulunmadığı anlaşılmakla davalının itirazları çerçevesinde ek rapor aldırılmış, alınan 22/11/2022 tarihli raporda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 02/08/2012 tarihli 250.000,00 TL bedelli, 10/05/2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli ve 08/08/2018 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli sözleşmeler imzalandığı, davalının yalnızca 02/08/2012 tarihli sözleşmede 250.000,00-TL limitle kefaletinin bulunduğu, ancak davalının kefalet imzasının bulunmadığı 14/04/2014 tarihli sözleşmenin “Önceki Sözleşmelerle Bağlantı” başlıklı hükmünde sözleşmenin önceki akdedilen sözleşmeler ile bağlantısının kurulduğu, dava konusu kredilerin dayanağının 02/08/2012, 10/05/2017 ve 08/08/2018 tarihli sözleşmeler olduğu, sonraki iki sözleşmede davalının kefalet imzası olmasa da ilk sözleşmedeki imza ve sonraki sözleşmelerde bulunan bağlantı hükmü gereği davalının sorumlu olacağı, bu kapsamda yapılan hesaplama ve taleple bağlılık gereği davalının 250.000,00 TL asıl alacak, 57.291,30 TL işlemiş faiz, 2.864,58 TL BSMV, 192,73 TL masraf ve 906,80 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 311.255,71 TL yönünden borçlu olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir.
Raporda, kullandırılan kredilerin hangi tarihli sözleşmelere dayandığı hususunun açıkça belirtilememesi ve bağlantı hükmünün hatalı değerlendirildiğinin anlaşılması karşısında davalının itirazları da değerlendirilmek üzere yeni bir bilirkişiden rapor alınmış, alınan 29/03/2023 tarihli raporda özetle; banka şubesinde bizzat inceleme yapıldığı, davacı ile asıl borçlu arasında 02/08/2012 tarihli 250.000,00 TL bedelli, 10/05/2017 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli ve 10/08/2018 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli sözleşmeler imzalandığı, kullandırılan kredilerden yalnızca 101000177 numaralı KMH kredisinin 24/05/2013 tarihli olduğu, diğer kredilerin ikinci sözleşme olan 10/05/2017 tarihinden sonra kullandırıldığı, 101000177 numaralı KMH kredisinin takip tarihinden önce kapatıldığından hesaplamaya dahil edilmediği, kefalet imzası karşılığı kullanılan ilk kredi ilişkisinden sonra yeni kredi kullandırılmasının yeni bir borç ilişkisi olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle kefaletin tüm krediler bakımından da geçerli olacağı kabulü ile yapılan hesaplama sonucunda davalının 250.000,00 TL asıl alacak, 57.291,30 TL işlemiş faiz, 2.864,58 TL BSMV, 192,73 TL masraf ve 906,80 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 311.255,71 TL yönünden borçlu olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü için takibe konu kredi alacağının davalı tarafından imzalanan kredi sözleşmelerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti gerekmektedir. Sonucuna göre, imzasını içeren sözleşmelerden sonra düzenlenen ve kefaleti bulunmayan sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerden dolayı davalının kefalet sorumluluğundan söz edilemeyecektir.
Dosyadaki GKS’lerin incelenmesinde; davalının 02/08/2012 tarihli sözleşmede kefalet imzasının bulunduğu, 10/05/2017 ve 10/08/2018 tarihli sözleşmelerde imzasının yer almadığı, dolayısı ile 10/05/2017 ve 10/08/2018 tarihli sözleşmelerdeki bağlantı hükümlerinin davalının sorumluluğunu doğurmayacağı anlaşılmaktadır. Yine şubede yapılan inceleme sonucu düzenlenen 29/03/2023 tarihli raporda her ne kadar kefalet karşılığı kullandırılan krediden sonra yeni kredi kullandırılmasının yeni borç ilişkisi olarak değerlendirilemeyeceği ifade edilerek davalının sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, bu uygulama özellikle ve uygulamada sıklıkla tek bir sözleşme kapsamında verilen ilk kredi sona erdiği halde ikinci verilen kredi yönünden devam eden sorumluluğa ilişkindir. Eldeki dosyada dava dışı asıl borçluyla birden fazla kredi sözleşmesi imzalanmış olup, her kredi yönünden kefalet sorumluluğu, temerrüt, faiz oranları vs gibi sözleşme hükümleri bakımından her sözleşmenin geçerlilik koşulları ayrı değerlendirilmelidir.
Toplanan deliller kapsamında, dosyaya kazandırılan 3 adet bilirkişi raporunda ve özellikle bizzat şubede inceleme yapılarak düzenlenen raporlarda dahi takibe konu kredilerin hangi sözleşmeden kaynaklandığının tespiti açıkça yapılamamaktadır. Bu kapsamda davacı yanın ispat yükü, ikinci kredi kullanımının ilk kredi tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra ikinci sözleşme tarihi olan 10/05/2017 tarihinden sonra kullandırılması ve dosyadaki tespit edilen diğer hususlar dikkate alındığında, karine olarak ikinci sözleşme tarihi olan 10/05/2017 tarihinden sonra kullandırıldığı tespit edilen kredilerin davalının kefaleti bulunmayan sözleşmelerden kaynaklandığı değerlendirilmiş, ilk sözleşme tarihi ile örtüşen 101000177 numaralı KMH kredisi takip tarihinden önce kapatıldığından takibe konu olmadığı anlaşılmış, davacı bankanın takibe konu kredilerin ilk sözleşme ile illiyetini açıkça kuramadığı değerlendirilmiş, kredilerin açıkça hangi sözleşmeye dayandığının anlaşılamaması sebebi ile doğan sonuçlara davacı bankanın katlanması gerektiği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir (Bkz; Yargıtay 11. HD’nin 11/01/2023 tarih, 2021/5593 Esas, 2023/174 Karar sayılı ilamı; Yargıtay 11. HD’nin 26/05/2022 tarih, 2021/73 Esas, 2022/4131 Karar sayılı ilamı; Yargıtay 11. HD’nin 10/05/2022 tarih, 2020/8012 Esas, 2022/3696 Karar sayılı ilamı; Ankara BAM 21. HD’nin 19/01/2023 tarih, 2020/1188 Esas, 2023/37 Karar sayılı ilamı;
Samsun BAM 3. HD’nin 11/04/2018 tarih, 2018/546 Esas, 2018/569 Karar sayılı ilamı)
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davacıdan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcın peşin alınan 1.134,44 TL’den mahsubu ile bakiye 954,54 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı asilin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.11/05/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.