Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/928 E. 2023/688 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/928 Esas – 2023/688
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/928 Esas
KARAR NO : 2023/688

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 27/06/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin … Bankası’ndan kullanmış olduğu krediye teminat olarak müvekkili firmaya ait … numarada kayıtlı taşınmazı ipotek verdiğini, ilgili kredilerin geri ödenmemesi üzerine ipotek alacaklısı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatması sonucu müvekkili tarafından ipotek konusu borç için 17.000,00-TL ve 65.000,00-TL ödendiğini, ipoteğin fekki için … Bankasına gerçekleştirilen ödemelerin rücuen tahsili için davalılar olan asıl kredi borçlusu … … San. Tic. Ltd. Şti ile müşterek ve müteselsil borçlu konumunda bulunan … hakkında başlatılan Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazları karşısında takibin durdurulduğunu, davalıların arabuluculuk görüşmelerine katılmaması nedeniyle anlaşmaya varılamadığını belirterek, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı dosyasına davalılarca yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi ile alacağın ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını, davalıların takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapmış oldukları haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkilinin … Bankası Samsun Cumhuriyet Meydanı şubesinden birlikte kredi kullandığı, kredinin asıl borçlusunun müvekkili şirketin, ipotek verenin ise davacı şirket olduğu ve çekilen kredinin birlikte kullanıldığı, her ne kadar dava dilekçesinde “alacaklı … Bankasınca yapılan 03/03/2020 tarihli gerçekleştirilen 65.000,00TL’nin müvekkili şirket ortaklarından …’nin eşi …’nin hesabından müvekkili şirket adına ödenmiştir” yazılı olsa da dekontlara bakıldığında 17.000,00TL’nin dava dışı … tarafından müvekkiline ödenmiş olduğu, bankaya yapılan bir ödeme olmadığı için bu davada rücu ilişkisine konu olmayacağı, müvekkil şirket tarafından Samsun İcra Dairesi’nin 2021/68208 Esas sayılı dosyasından 5.500 TL asıl alacak için 20/09/2021 tarihinde başlatılmış ilamsız takibe borçlu … tarafından itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, ancak gerçek ve tüzel kişiler farklı olması üzere, eldeki bu davaya konu olamayacağı, özetle 17.000TL ve 5.500TL açısından kişiler farklı olduğu üzere eldeki bu davada bu meblağlar üzerinden karar verilmesinin teknik olarak mümkün olmadığını, borcun bir bölümünün de … tarafından ödendiğini, davacının mükerrer talebi olduğunu, ödenmiş olan borca istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazının haklı olduğunu belirterek, müvekkilinin hakkında açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddine, haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk görüşmelerinde müvekkiline davet mektubu gelmediği için davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin kredinin genel koşullarını öğrenmeden Genel Kredi Sözleşmesi dışında müstakil bir form imzaladığını, bu formun sözleşmenin bir parçası olmadığını, TBK ve Ticaret Hukuk kapsamında müvekkilinin sözleşmeyi görmediğini, okumadığını ve her sayfasında imzasının bulunmadığını, kefil sayfasında sözleşme seri numarasının müvekkilinin yazısı ile yazılmadığını ve başka biri tarafından doldurulduğunu, kredinin 1 yıl süreli olduğunun beyan edilmesi üzerine müvekkilinin kefil olduğunu, kredi bilgilendirme sayfasının okunmadığını, okudum ibaresi bulunmadığını ve bilgilendirme formuna imza atmadığını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, TTK, TBK açısından borçlanmamış konumda ve kefaletinin geçersiz olduğunu, davacı tarafın ipotek konusu taşınmazın satışının engellenmesi amacıyla yatırdığını iddia ettiği 17.000TL’nin gerçekte davacı tarafından kullanılan kredinin faizsiz olarak geri ödenmesi olduğunu, müvekkilinin kefaleti ile ilgili olarak eş rızasının alınmadığını, müvekkiline ihtarname gönderilmediğini ve temerrüde düşürülmediğini belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı, ihtarname, ipotek belgesi, ödeme dekontları, takip talebi ve ödeme emri suretleri ibraz edilmiştir.
Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/34426 Esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
İlkadım Tapu Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde istenen tapu kayıtlarının gönderildiği görülmüştür.
TOBB’ne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde ticaret sicil gazetesi örneklerinin gönderildiği görülmüştür.
Samsun İcra Müdürlüğünün 2021/59334 esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
… Bankası A.Ş’ne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde kredi sözleşmesi, ve öncesi bilgilendirme formu, ihtarname, şirket kredi kartı sözleşmesi, ipotek belgesi, ödeme planı ve resmi senet suretleri ibraz edilmiştir.
Bankacı bilirkişiden 29/11/2022 tarihli kök rapor ve 25/01/2023 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişiden 16/01/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Hesap bilirkişisinden 30/03/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davalı … Özel Eğitim Öğretim Sanayi Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı … Bankası’ndan kullanmış olduğu kredi için diğer davalının kefil olduğu, davacı şirketin de asıl borçlunun kredi borcunu temin amacıyla banka lehine taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin başlatılan Trabzon İcra Dairesi’nin 2019/34426 Esas sayılı takip sebebi ile kredi borcunun davacı şirket tarafından ödendiği ve kefalet sözleşmesi çerçevesinde ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsiline ilişkin Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı takip başlatıldığı, davalıların süresi içerisinde takibe itiraz ettikleri, eldeki itirazın iptali davasının da süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 596/4. maddesinde “Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, genel kredi sözleşmesinin 27/11/2017 tarihli olduğu, davalı kefilin de yine aynı tarihte kefaletinin bulunduğu, dosya arasına alınan tapu kaydına göre ipoteğin 04/12/2017 tarihinde kurulduğu, buna göre davacı şirketin davalı asıl borçlu ile davalı kefile karşı kanunen rücu şartlarının oluştuğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’a 20/12/2021 tarihinde elektronik yolla tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi 12/01/2022 tarihinde süresinden sonra sunulmuştur. Her ne kadar süresinden sonra cevap dilekçesi sunulmuş ise de, kefaletin geçerliliğinin resen incelenmesi gerektiğinden mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, davalı …’ın 27/11/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunduğu, davalının kefalet tarihinde asıl borçlu şirket kurucu ortağı olduğu, TBK’nın 584.maddesi çerçevesinde eş rızasının gerekmediği, yine TBK’nın 583.maddesi gereği aranan şartlar kapsamında kefaletin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Diğer yandan davalı vekilince arabuluculuk görüşmelerine usulüne uygun çağrılmadığı ileri sürülmüş ise de, mahkemenin açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı, arabuluculuk dava şartına tabi ise davadan önce yerine getirilip getirilmediği, 6325 Sayılı Yasanın 18/A maddesine uygun şekilde görevlendirilen arabulucu tarafından düzenlenen arabulucuk son tutanağının bulunması halinde, davaya konu uyuşmazlık yönünden arabulucuya müracaatın bulunup bulunmadığı ile sınırlı inceleme yetkisi olduğu kabul edildiğinden, davalının arabuluculuk dava şartına itirazlarına itibar edilmemiştir.
Bu aşamada dava dışı … tarafından yapılan ödemelerin niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Borcun üstlenilmesi TBK’nın 195 ilâ 200. maddeleri arasında “borcun üstlenilmesi” başlığı altında düzenlenmiş ve tarafların durumuna göre iki ayrı ilişki içinde ele alınmıştır. Borcun üstlenilmesinde, borçlu, alacaklı ve borcu üstlenen üçüncü kişi yer almaktadır. Buna göre borçlu ile borcu üstlenmek isteyen üçüncü kişi arasındaki ilişkide “borcun iç üstlenilmesi” söz konusu iken, borcu üstlenen üçüncü kişi ile alacaklı arasındaki ilişkide ise “borcun dış üstlenilmesi” söz konusudur. Bu kapsamda somut olay incelendiğinde; dava dışı … tarafından ipotekli kredi için ipotek sahibi davacı şirket adına 17.000,00 TL ve 65.000,00 TL ödeme yapıldığı, dava dışı bankanın yapılan ödemeleri davalı … … Ltd. Şti.’nin kredi borcuna mahsuben kabul ettiği, bu kapsamda ipotek takibi olan Trabzon İcra Dairesi’nin 2019/34426 Esas sayılı dosyasına haricen tahsilat bildirimi yapılarak dosyanın kapatıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan ödemenin geçerli bir ödeme olduğu ve davacı şirketin halefiyet kapsamında davalılara müracaat hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
Mahkememizce banka evrakları dosyamız arasına alınmış, dosya bankacı bir bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 29/11/2022 tarihli raporda; banka ile davalı … … Ltd. Şti. arasında 27/11/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın 200.000,00 TL ile kefaletinin bulunduğu, borcun ödenmemesi üzerine Samsun 4. Noterliği’nin 05/08/2019 tarihli 12675 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, davalıların 11/08/2019 tarihinde temerrüde düştükleri, Trabzon İcra Dairesi’nin 2019/34426 Esas sayılı dosyası ile yapılan takip tarihi itibariyle banka alacağının taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak toplam 78.985,13 TL olduğu, hesaplanan miktarın kefalet limiti içerisinde kaldığı, … Bankası’nın Trabzon İcra Dairesi’ne hitaben yazılan 30/07/2021 tarihli yazıda …… Ltd. Şti. tarafından yapılan haricen ödeme ile takibin kapatıldığının bildirildiği, bu kapsamda davacının Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı takip dosyasının takip tarihi itibariyle toplam 83.740,81 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görüş ve kanaati bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalılarca rapora itiraz edilmiş olup alınan 25/01/2023 tarihli ek raporda, 23/01/2023 tarihinde bizzat banka şubesinde inceleme yapıldığı ancak kök raporda değiştirilecek bir hususun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Davalılar vekillerince rapora itiraz dilekçesinde ileri sürülen kefaletin geçerliliğine ilişkin iddialarının mahkemece değerlendirilecek olması, raporda yapılan yazı ve hesap hatalarının raporun sonuç kısmına etkisinin bulunmaması, kredinin taraflarca birlikte kullanıldığı iddiasının bankacı bilirkişi tarafından değerlendirilemeyeceği, itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususların yeniden rapor alınmasını gerektirmediği değerlendirilmiş, 29/11/2022 tarihli kök raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalılar vekillerinin rapora karşı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekillerince dava dışı bankadan çekilen kredinin davacı ile davalı …… Ltd. Şti. tarafından birlikte kullanıldığı iddiasına ilişkin olarak yapılan inceleme kapsamında tarafların ticari defterleri dosyamız arasına alınmış, dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 16/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin delil olma yeterliliğini haiz olduğu, defterlerin birbirini tam olarak teyit etmedikleri, taraflar arasında davaya konu kredi yönünden karz akdi ilişkisi bulunduğuna yönelik bir kaydın yer almadığı, yine davalı şirket adına kullanılan kredinin tamamının veya bir kısmının davacı şirkete gönderildiğine ilişkin bir kaydın da tarafların yasal defterlerinde bulunmadığı netice ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davalılar vekillerince rapora karşı ayrı ayrı itiraz edilmiş ise de, raporun davacı şirket ile davalı şirket ticari defterlerindeki kayıtlar üzerinden düzenlendiği, banka borcu ile bankaya yapılan ödemelerin söz konusu rapor incelemesine esas olmadığı, mali müşavir tarafından düzenlenen raporun dosya kapsamına uygun, açık ve denetlenebilir olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin itirazlarına itibar edilememiştir.
Mahkememizce 29/11/2022 tarihli banka hesap raporu, banka cevabi yazısındaki hesap özeti dökümleri ve dosya içerisindeki tüm ödeme belgeleri ile Trabzon İcra Dairesi’nin 2019/34426 Esas sayılı dosyasının ödeme tarihlerine kadar işleyecek faizleri ve ferileri nazara alınarak, davacı tarafından dava dışı bankaya fazla ödeme yapılıp yapılmadığı, dava dışı … tarafından yapılan ödemelerin hangi hususta yapıldığı, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazlar da dikkate alınarak davacının takip tarihi itibariyle davalılardan ne oranda talepte bulunabileceği konusunda nitelikli hesaplama alanında uzman bir bilirkişiden rapor aldırılmış olup, düzenlenen 30/03/2023 tarihli raporda özetle; dava dışı … tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının dava dışı banka tarafından davalıların imzasının bulunduğu GKS uyarınca kullandırılan ticari kredi alacağına, bir kısmının ise davalı asıl borçlunun kredi kartı borcuna istinaden tahsilat olarak kabul edildiği, her bir ödeme tarihi ve miktarı nazara alınarak yapılan hesaplamada dava konusu yapılan ödemeler kapsamında fazladan yapılan bir ödeme bulunmadığı, davacı şirketin GKS’de kefil imzasının bulunmaması nedeni ile TBK’nın 587.maddesi çerçevesinde dava dışı kefilin payının rücu kapsamındaki hesaplamaya dahil edilmediği, davacının talep ettiği %15,75 temerrüt faizi oranının 6098 sayılı TBK’nın 120.maddesi uyarınca yasal sınır altında ve yine dava dışı bankanın sözleşmesel temerrüt faizi sınırı altında kalması nedeni ile hesaplamanın %15,75 temerrüt faizi üzerinden yapıldığı, mahkemece davacının takipten önce faiz talep edilebileceği kanaati hasıl olması halinde 82.000,00 TL asıl alacak, 1.740,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.740,81 TL alacaklı olduğu, dava dışı … tarafından yapılan 26.000,00 TL ödemenin takip tarihinden sonra olması nedeni ile infaz aşamasında nazara alınması gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir. Davalılar vekillerince rapora karşı itiraz edilmiş ise de, bilirkişi tarafından görevi çerçevesinde inceleme yapıldığı, kefalet değerlendirmesinin nitelikli hesap uzmanı bilirkişi tarafından yapılamayacağı, yine takip tarihinden sonra yapılan ödemenin infazda nazara alınmasına yönelik tespitin Yargıtay uygulamaları karşısında doğru şekilde belirlendiği anlaşılmış, taraf vekillerinin iş bu rapora yönelik itirazlarına da itibar edilememiştir.
Davalılar vekillerince her ne kadar bankadan alınan kredinin davacı şirket tarafından da kullanıldığı iddia edilmiş ise de bu hususun yazılı delillerle ispat edilemediği görülmüştür. Yine davalı … tarafından verilen kefaletin TBK ve dosyadaki bilgiler çerçevesinde geçerli olduğu, kefaletteki sözleşme seri numarasının davalıya ait olmamasının kefalete etkisinin bulunmadığı, GKS’nin her sayfasında kefil imzasının gerekmediği, davalının kefil olduğunu açıkça kabul ettiği, kredinin BCH kredisi olduğu zannı ile imza attığı beyanının bankacılık işlemleri ve kefalet hükümleri ile bağdaşmadığı, kefaletin 27/11/2017 tarihli olduğu, irade sakatlığı iddiasının yasal süresi içerisinde ve açıkça ileri sürülmediği anlaşılmış, davalıların dava dışı banka alacağı nedeni ile sorumlu oldukları, bu kapsamda dava dışı bankaya ödeme yapan davacı şirketin davalılardan rücuen tahsilat talebinde bulunabileceği kabul edilmiştir.
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişi tarafından seçenekli hesaplama yapılmış ise de, somut olayda davalıların bankanın hesap kat ihtarı ile temerrüde düştükleri sabit olup, davacının ödeme tarihinden itibaren faiz isteyebileceği kabul edilmelidir. Yine davalının kefil olduğu GKS’nin IX – Kredi Türlerine İlişkin Özel Hükümler başlıklı maddesinin 2.4. bendinde asıl borçluya kredi kartı kullandırılması halinde ilgili kredi kartı sözleşmesi hükümlerinin de uygulama alanı bulacağı belirtilmiş olup, davalı kefilin kredi kartı nedeni ile de dava dışı bankaya borçlu olduğu ve davacı tarafından kredi kartı için yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsil edilebileceği kabul edilmelidir. Davalı … … Ltd. Şti. tarafından cevap dilekçesi ekinde her ne kadar makbuz niteliğinde belge sunulmuş ise de, belgenin incelenmesinde 0006598 nolu çek karşılığı 25.250,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmekte olup, yapılan ödemenin banka borcuna mahsuben yapıldığı hususunda illiyet kurulamamıştır.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında; davalıların dava dışı bankaya Trabzon İcra Dairesi’nin 2019/34426 Esas sayılı dosyası çerçevesinde toplam 78.985,13 TL borçlu oldukları, davacı şirket tarafından takipten sonra toplam 82.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça ödeme tarihi itibariyle bankaya fazla bir ödeme yapılmadığı, davacının 82.000,00 TL asıl alacak, 1.740,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.740,81 TL alacaklı olduğu, bu kapsamda Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, banka borcuna dayalı asıl alacağın likit olduğu ancak işlemiş faizin bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşılmakla asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı verilmesine, takip tarihinden sonra yapıldığı anlaşılan ve icra dosyasına haricen tahsil olarak bildirilen 26.000,00 TL’lik ödemenin infazda nazara alınmasına karar verilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin davalılardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/59334 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihinden sonra %15,75 oranında reeskont faizi işletilmesine,
3-2004 s. İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, asıl alacağın likit olduğu anlaşılmakla 82.000,00 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.720,33 TL karar ilam harcından peşin alınan 1.011,39 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 4.708,94 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 1.011,39 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabulucuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından ödenen 358,65 TL tebligat ve posta gideri, 2.700-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.058,65 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 13.398,53 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
10-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
12-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.01/06/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.