Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/845 E. 2022/293 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/845 Esas – 2022/293
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
SAMSUN GEREKÇELİ KARAR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/845
KARAR NO : 2022/293
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kurumun … sicil numaralı abonesi olduğunu, sahibi bulunduğu iş yerine müvekkili kurumun … numaralı abonelik tesis ettiğini, iş yeri aboneliği kapsamında kullandığı su bedellerini ödememesi üzerine Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 14/12/2021 sayılı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01/01/2014 tarihinde … Eczanesi isimli işyerini işletmeye başladığını, su aboneliği için SASKİ ye başvurduğu su sayacıyla herhangi bir kontrolde bulunmadan aboneliğinin başlatıldığını, eczanesini daha sonra başka bir adrese taşıyarak burada kira sözleşmesi imzaladığını, taşındığı yerde daha sonra … Eczanesi ismini kullanarak başka birinin oturmaya devam ettiğini, müvekkilinin Eczanesini kapattıktan sonra Öğretim Görevlisi olarak Ondokuz Mayıs Üniv. Rektörlüğüne atandığını, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını davanın reddini savunmuştur.
Deliller, dellilerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Davacı kurumca dava dilekçesi ekinde sunulan davaya konu aboneliğe ilişki sözleşme, kira akdi, faturalar, ihtarnameler, Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, davacının tacir sıfatının araştırılması için Samsun Ticaret Ve Sanayi Odasına, Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’ne, Yakakent Mal Müdürlüğü yazı cevapları,
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davalının … sicil sayılı su aboneliği ile davacıdan su hizmeti aldığı, davalı tarafından su borçlarının ödenmemesi sebebiyle davalı hakkında Samsun İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine, davacı tarafından itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Somut olayda, uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme yoktur. Bu durumda, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesince çözülebilmesi, her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesine bağlıdır.
6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesinde ticaret şirketleri ile amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı belirtilmiştir. 2560 Sayılı Kanun ile kurulmuş olan İSKİ Genel Müdürlüğü özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte, yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayılmakta ve tacir sıfatını taşımaktadır. Nitekim YHGK’nın 21/09/1983 tarih 1980/11-2721 Esas 1983/323 Karar sayılı kararında da 2560 Sayılı Kanuna tabi olan İSKİ Genel Müdürlüğünün gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması nedeniyle tacir sayılacağı kabul edilmiştir. 2560 Sayılı yasanın ek 5.maddesine göre bu kanun diğer Büyükşehir Belediyeleri hakkında da uygulanacaktır. Gerek 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gerek 2560 sayılı Yasanın ek 5.maddesine göre davalı SASKİ tacir sıfatını haizdir.
Eldeki davada, davacının tüzel kişi tacir ve uyuşmazlığın ticari işletmesiyle ilgili olduğu sabit olup, bu durumda davalının tacir olup olmadığına ve ayrıca uyuşmazlığın onun ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğup doğmadığına bakılmalıdır.
Burada üzerinde önemle durulması gerekli husus; uyuşmazlık konusuna dayanak abonelik sözleşmesinin başvuru formunda her ne kadar abone tipinin ticari olduğu vurgulanmış ise de; uyuşmazlıkla ilgili davanın doğrudan “ticari dava” olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığıdır. Başka bir deyişle; uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması, davanın kendiliğinden ticari dava olması sonucunu doğurmaz. Yargıtay 20. HD.nin 05.12.2019 tarih ve 5524/7143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, işin ticari iş olması, davanın kendiliğinden ticaret mahkemesinde görülmesine gerektirmez. Zira; TTK, nispi ticari davayı tanımlarken ticari işi değil, ticari işletmeyi ve taciri esas almıştır.
Toplanan delillerden; davacının her ne kadar 2018 ve mayıs 2019’a kadar olan dönemde bilanço esasına göre defter tutmuş ise de, 20/05/2019 tarihinden itibaren mükellefiyet kaydının bulunmadığı, mahkememiz görev kapsamının dava tarihi itibariye değerlendirilmesi gerektiği , davacının dava açıldığı sırada tacir olmadığı ve ticari işletmesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle, uyuşmazlığın mahkememizin görevi dışında kaldığı, mahkememizin görevi dışında kalan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. madde gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nun 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022
Katip
¸

Hakim
¸