Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2022/352 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/81 Esas – 2022/352
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/81
KARAR NO : 2022/352

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 29/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; davacının davalı ile aralarındaki sözleşmeye istaneden fatura karşılığında mal teslim ettiğini, daalıya teslim edilen mal ve iş karşılığında 07.08.2019 tarih … nolu ve 141.706,20 TL bedelli faturanın kesildiğini, bu fatura karşılığında taraflar arasında BA-BS mutabakatı yapılarak faturanın defterlere işlendiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, fatura alacağına ilişkin Samsun İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya ile faturaya dayalı ilamsız takip başlatıldığı, davalının bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının itirazın sonrasında arabulucuya başvurulduğu fakat bir sonuç alınamadığını beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; alacaklı olduğunu beyan eden tarafa herhangi bir borcu olmadığını, şahsı adına alacaklı firma ile aralarında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş fatura bulunmadığını, icra takibine konu edilen faturanın ticari defterlere işlenmiş hesap mutabakatı yapılan bir fatura olmadığını, davanın reddi %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmasını yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen karar Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/71 esas ve 2021/161 karar sayılı ilamı ile ” taraf delilleri tam olarak toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, ispat yükünün davalıda bulunduğu, davalının yemin delilline dayandığı, davalıya yemin delili hatırlatılmadan, davalı aleyhine karar verilmiş olması” gerekçesiyle kaldırılmış ve dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Deliller:
Arabuluculuk tutanağı, Samsun İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası, Samsun Gaziler Vergi Dairesi, 03.09.2020 tarihli bilirkişi raporu, Samsun 3. İcra Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası.
Mahkememizin 26.11.2020 tarih 2020/46 E. 2020/731 sayılı kararı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 3.Hukuk Dairesinin 2021/71-2021/161 E. -K. Sayılı ilamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; fatura alacağı sebebi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 27/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve süresi içerisinde borcun tamamına itiraz edildiği, icra dosyasının incelenmesinden itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmadığından davacının itirazın iptali ve takibin devamı için süresi içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İcra dosyası incelendiğinde; alacaklının Tek Yapı PVC ve İnşaat Dekorasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi, borçlunun Murat Gümüş olduğu, 141.706,20 TL asıl alacak, 6.889,25TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 148.595,45 TL üzerinden 06/11/2019 tarihinde takip başlatıldığı, borcun sebebinin 07/08/2019 tanzim tarihli ve 07/08/2019 vade tarihli 141.706,20TL bedelli fatura olduğu, itirazın alacaklıya böyle bir borcun bulunmadığından bahisle borcun tamamına ilişkin olduğu görülmüştür.
Davalı hakkında tacir olup olmadığına ilişkin yapılan araştırma sonucunda Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yazı cevaplarından davalının tacir olduğu anlaşılmıştır.
Samsun 3. İcra Ceza Mahkemesi’nin … E. 2020/449 sayılı kararın incelenmesinde, müştekinin …, sanığın … olduğu, dava konusunun 30/07/2019 keşide tarihli 7251664 numaralı 30.000,00 TL bedelli ve 30/06/2019 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli … numaralı çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme olduğu, sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve hükmün 03.11.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalıya satışı yapılıp teslim edilen malların bedelinin ödenmediği iddiası ile alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesi sunmamış olması nedeniyle dava dilekçesinde belirtilen tüm hususları inkar etmiş sayılmıştır.
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturalar içeriğindeki malları davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
Ba formu, bilanço esasına göre defter tutan kişilerin, 5.000-TL ve üzerinde mal ve hizmet aldıkları durumda kendi adlarına düzenlenen fatura karşılığında yaptıkları bildirime ilişkin olup, somut olayda davacının 2019/8 döneminde KDV hariç 120.090,00 TL’lik ve mal sattığı, davalının davacıdan 2019/8 döneminde KDV hariç 120.090,00 TL’lik Tmal aldığı görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tarafların ticari defterlerinin incelendiği 02/09/2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; tarafların defterlerinin TTK’nın ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiği, defterlerin delil niteliği taşıdığı, dava konusu faturanın her iki tarafın defter kayıtlarında yer aldığı ve bu kayıtlara istinaden yapılan mal alım ve satım vergi bildirimlerine uygun olduğu, her iki tarafın tacir ve mükellef olması, bilanço esasına göre defter tutan vergi mükelleflerinin birbirleri ile olan işlemlerinde 7.000,00TL ve üzeri tahsilat ve ödemelerin banka veya finansal kurumlar aracılığıyla yapılması zorunluluğu ve dava konusu faturanın tutarı, ayrıca faturanın davalının eline ulaşmadığı e defterlerine kayıtlı olmadığı yönündeki beyanlarına karşı süresinde ve fatura fatura aslına uygun olarak yasal defterlerinde kayıtlı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde faturaya ilişkin ödeme yapılmadığı ve buna göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 141.706,20TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Burada davacı tarafından akdi ilişki ve fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği ispatlandığına göre davalı faturalar bedellerini ödediğini ispatla mükelleftir. Davalı fatura bedellerini ödediğine ilişkin delil sunmamış olup tarafların ticari defterlerinin incelenmesine yönelik alınan bilirkişi raporu, vergi dairesinden celp edilen fatura dönemlerine ilişkin ba-bs formları dikkate alınarak ispat yükü kendisine düşen davalı ödeme yönünde herhangi bir delil sunamamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yemin teklifi” başlıklı 227. maddesi ” (1) Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir.
(2) Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.” hükmünü,
“Yemine davet” başlıklı 228. maddesi ” (1) Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.
(2) Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.” hükmünü,
“Yemin etmemenin sonuçları” 229. maddesi ” (1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Yemin kesin delillerden olup yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olduğundan mahkememizce ispat yükü kendisine düşen davalıya yemin teklifi hakkı hatırlatılmıştır.
Davalı vekilinin 07/10/2021 tarihli yemin dilekçesine istinaden mahkememizce yemin metni hazırlanmış olup incelenmesinde yemin metninin HMK 225. Maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yemin metni usulüne uygun tebliğ edilmiş, davacı şirket temsilcisi duruşmada usulüne uygun olarak takip konusu fatura karşılığı davalıdan herhangi bir ödeme almadığına dair yemin etmiştir.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davacının davalı ile arasındaki akdi ilişkiyi ve faturaya konu malları teslim ettiğini ispat ettiği, yemin delilin kesin delillerden olduğu, davalının yemin teklifinin davacı tarafça kabul edildiği ve yeminin davacı tarafça eda edildiği, davalının ödeme yaptığı hususunu ispatlayamadığı göz önüne alındığında davalıdan davacının 141.706,20 TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bu miktara ilişkin takibe itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Takip tarihinden önce davalının temerrüte düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faize ilişkin istemin reddi gerekmiştir. Kaldı ki kaldırma ilamından önce davacı vekilinin işlemiş faiz yönünden verilen kararı istinaf etmediği, davalı yararına bu yönden kazanılmış hakkın doğduğu, dava değerinin de asıl alacak olarak gösterildiği ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığı dikkate alınarak önceki karardaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl alacak hesap edilebilir yani likit kabul edilmekle %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş, işin ticari nitelik arz etmesi ve takip talebi nazara alınarak takip tarihi sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı şirket yetkilisinin görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin taraflardan kabul red miktarı oranında tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-Davalının Samsun İcra Dairesinin … sayılı dosyasındaki ödeme emrine itirazının 141.706,20 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında 28.341,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 9.679,95 TL harçtan peşin alınan 1.776,61 TL nin mahsubu ile bakiye 7.903,34 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ve 1.776,61 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.412,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davacı tarafça yapılan 140,00 TL posta masrafı ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 640,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 19,00 TL posta masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
8-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza –