Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2022/160 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/79 Esas – 2022/160
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/79 Esas
KARAR NO : 2022/160

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : T…
VEKİLİ : Av….
DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 5- …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülen Rücuen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı …’ya ait işyerlerinde özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmek üzere hizmet alımı ihalesine çıkıldığını ve davalı şirketlerle hizmet alımı sözleşmesi akdedildiğini, iş akdinin tesisi ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun sözleşme ile davalı şirketlere bırakıldığını, dava dışı … isimli işçinin de 06.07.2011 – 28.02.2019 tarihleri arasında davacıya ait işyerlerinde çalıştığını, ancak iş akdinin işyerinin kapanması sebebiyle feshedildiğini ve kendisine 08.05.2019 tarihinde 25.471,14-TL ve 14.06.2019 tarihinde 6.879,84-TL olmak üzere toplam 32.350,98-TL kıdem tazminatı ödendiğini, yapılan ödemenin taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmeleri ve teknik şartnameler uyarınca davalıların sorumluluğunda olduğunu beyanla, 32.350,98-TL kıdem tazminatı ile 247,42-TL damga vergisi olmak üzere toplam 32.598,40-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı …vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili davalının yerleşim yeri adresine göre davanın Bakırköy mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, dava dışı işçinin davacı asıl işveren işçisi olduğunu ve taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmeleri ile teknik şartnamelerde işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, bilakis davacının sorumluluğuna ilişkin özel hüküm bulunduğunu, iş akdinin davacının talimatı üzerine feshedildiği veçhile fesihten kaynaklı alacağın davacının sorumluluğunda olduğunu beyanla, davanın külliyen reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkememizce alınan 01.10.2021 havale tarihli bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı düzenlenmiş olması sebebiyle aynı bilirkişiden yeni bir kök rapor alınmış olup, 29.12.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava dışı işçinin davacıya ait işyerlerinde toplam 7 yıl 1 ay 24 gün süreyle çalıştığı,
a-16.01.2011 – 31.12.2011 tarihleri arasında 179 gün süre ile davalı …nde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 2.233,11-TL olduğu,
b-01.01.2012 – 31.12.2013 tarihleri arasında 730 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 9.107,09-TL olduğu,
c-01.01.2014 – 31.12.2015 tarihleri arasında 730 gün süre ile davalı Has …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 9.107,09-TL olduğu,
d-01.01.2016 – 15.03.2016 tarihleri arasında 75 gün süre ile davalı …nde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 935,66-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
e-16.03.2016 – 31.05.2016 tarihleri arasında 77 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 960,61-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
f-01.06.2016 – 03.06.2016 tarihleri arasında 3 gün süre ile davalı …nde çalıştığı, ancak kıdem tazminatının hesaplanmasına esas belgede bu süre düşülerek ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu sürenin ve tutarın hesaplamaya dahil edilmediği,
g-14.06.2016 – 31.07.2016 tarihleri arasında 48 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı, ancak kıdem tazminatının hesaplanmasına esas belgede bu süre düşülerek ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu sürenin ve tutarın hesaplamaya dahil edilmediği,
h-01.08.2016 – 31.08.2016 tarihleri arasında 31 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı, ancak kıdem tazminatının hesaplanmasına esas belgede 10 günlük süre nazara alınarak hesaplama yapıldığı ve 10 günlük süreye tekabül eden tutarın 124,76-TL olduğu, bununla birlikte bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
ı-01.09.2016 – 31.10.2016 tarihleri arasında 60 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 748,53-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
j-01.11.2016 – 31.08.2017 tarihleri arasında 304 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 3.792,54-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
k-01.09.2017 – 31.10.2017 tarihleri arasında 61 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 761-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
l-01.11.2017 – 31.08.2018 tarihleri arasında 304 gün süre ile davalı …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı, ancak kıdem tazminatının hesaplanmasına esas belgede 207 günlük süre nazara alınarak hesaplama yapıldığı ve 207 günlük süreye tekabül eden tutarın 2.582,43-TL olduğu, bununla birlikte bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu,
m-01.09.2018 – 31.08.2019 tarihleri arasında 180 gün süre ile davalı …nde çalıştığı ve ödenen toplam tutarın bu süreye tekabül eden kısmının 2.245,58-TL olduğu, ancak bu döneme ilişkin teknik şartnamede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken kıdem tazminatının hariç tutulduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir
Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Hizmet alımı sözleşmeleri, ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları asıl işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması durumunda davacı asıl işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alımı ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludur. Bu yönde yapılan ödemenin fer’i mahiyetindeki ödemelerin de aynı esasla yüklenicilerden tahsili gerekir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23.06.2020 tarih ve 1047/2188 sayılı kararında da aynı değerlendirmelerde bulunulmuş, bu tür davalarda hangi ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı müstakar hale gelmiştir.
Burada, öncelikle davalı … vekilinin yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekli olup; 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Taraflar arasındaki 28.06.2018 tarihli sözleşmenin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her tülü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Davalı vekili, yetki ilk itirazında, müvekkilinin yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmedeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir (Bkz: Yargıtay 20. HD.nin 12.03.2020 tarih ve 747/1360 sk.).
Toplanan delillerden; dava dışı işçinin davacıya ait işyerlerinde toplam 7 yıl 1 ay 24 gün süreyle çalıştığı ve işten ayrılmasıyla birlikte kendisine hak ettiği tutar kadar tazminatın 08.05.2019 tarihinde 25.471,14-TL ve 14.06.2019 tarihinde 6.879,84-TL olmak üzere toplam 32.350,98-TL tutarında ödeme yapılmak suretiyle ödendiği, davacının 247,42-TL damga vergisi dahil olmak üzere toplam 32.598,40-TL ödeme yaptığı; ödenen tutarın işçinin …nde çalıştığı süreye tekabül eden kısmının 2.233,11-TL olduğu ve taraflar arasındaki teknik şartnamede ayrık bir hüküm bulunmadığından tutarın tamamının davalı şirketten tazmin edilebileceği; ödenen tutarın işçinin … nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı süreye tekabül eden kısmının 9.107,09-TL olduğu ve taraflar arasındaki teknik şartnamede ayrık bir hüküm bulunmadığından tutarın tamamının adi ortaklıktan tazmin edilebileceği; ödenen tutarın işçinin …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı toplam süreye tekabül eden kısmının 15.494,53-TL olduğu, ancak taraflar arasındaki teknik şartnamelerden sadece (c) dönemine ilişkin teknik şartnamede ayrık bir hüküm bulunmadığı, (e), (h), (ı), (j) ve (k) dönemine ilişkin teknik şartnamelerde kıdem tazminatının açık bir şekilde yüklenicinin sorumluluğu dışında bırakıldığı ve buna göre sadece 9.107,09-TL’nin mezkur adi ortaklıktan tazmin edilebileceği; ödenen tutarın işçinin …nde çalıştığı süreye tekabül eden kısmının 935,66-TL olduğu, ancak taraflar arasındaki teknik şartnamede kıdem tazminatının açık bir şekilde yüklenicinin sorumluluğu dışında bırakıldığı; ödenen tutarın işçinin …nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı süreye tekabül eden kısmının 2.582,43-TL olduğu, ancak taraflar arasındaki teknik şartnamede kıdem tazminatının açık bir şekilde yüklenicinin sorumluluğu dışında bırakıldığı; ödenen tutarın işçinin …nde çalıştığı süreye tekabül eden kısmının 2.245,58-TL olduğu, ancak taraflar arasındaki teknik şartnamede kıdem tazminatının açık bir şekilde yüklenicinin sorumluluğu dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, ayrık hüküm bulunmayan sözleşme ve teknik şartnamelerin tarafı olan davalı …nden 2.233,11-TL, davalı …nin oluşturduğu adi ortaklıktan 9.107,09-TL, …nin oluşturduğu adi ortaklıktan da 9.107,09-TL talep edilebilecektir.
Bu sebeplerle; davalı …nin oluşturduğu adi ortaklığa yönelik talebin (15.494,53-TL – 9.107,09-TL) 6.387,44-TL’lik kısmı reddedilmiş, davalı ….ne yönelik 935,66-TL tutarındaki talep, davalı …nin oluşturduğu adi ortaklığa yönelik 2.582,43-TL tutarındaki talep, ayrıca davalı …ne yönelik 2.245,58-TL tutarındaki talep reddedilmiştir.
Davalıların ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştükleri kabul edilmiş, ikinci ödeme tarihi olan 14.06.2019 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir. Davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nazara alınıp davanın kabul-ret miktarları gözetilerek davacı ve davalı …yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davalı …davayı vekil marifetiyle takip etmişler ise de davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından lehe vekalet ücreti verilmemiştir. Yargılama giderlerinin tamamı, yalnızca bu kişiler aleyhine tazminata hükmedildiği ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadıkları veçhile, davalı ……ne aleyhlerine hükmedilen tazminat tutarı oranında yüklenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-2.233,11-TL’nin 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
ii-9.107,09-TL’nin 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
iii-9.107,09-TL’nin 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
iv-Davalı …ye karşı açılan davanın reddine,
v-Davalı …den talep edilen fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.396,75-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 556,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 840,05-TL’den;
i-91,75-TL’nin davalı …den,
ii-374,15-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
iii-374,15-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 556,70-TL’den;
i-60,80-TL’nin davalı …den,
ii-247,95-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
iii-247,95-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.168,40-TL yargılama giderinden;
i-127,60-TL’nin davalı …den,
ii-520,40-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
iii-520,40-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-2.233,11-TL vekalet ücretinin davalı …den,
ii-5.100-TL vekalet ücretinin davalı …den,
iii-5.100-TL vekalet ücretinin davalı …den,
Alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11. maddesi uyarınca yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı …davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11. maddesi uyarınca yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı … davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 11. maddesi uyarınca yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı …davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.245,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.400-TL arabulucuk ücretinden;
i-152,90-TL’nin davalı …den,
ii-623,55-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
iii-623,55-TL’nin davalı …den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, … yönelik davanın reddi kararına karşı 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesi uyarınca KESİN, diğer hususlar ve taraflar yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 14/02/2022

Katip …

Hakim …

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.