Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/785 E. 2023/847 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/785 Esas – 2023/847
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/785
KARAR NO : 2023/847

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Maddi/Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KAR. YAZIM TARİHİ : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Maddi/Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacılar vekili 20/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; 12.07.2018 tarihinde müvekkillerinin murisi …’ın içinde bulunduğu ve müteveffa …’in kullandığı … plakalı aracın … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müteveffa …’ın hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda … ve …’in kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın sağlığında inşaat kalıp ustalığı yaptığını, vefatı ile eşi … ve annesi …’ın desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza sonrası ilgili sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını, kısmi ödemeler gerçekleştirildiğini ve fakat zararın giderilmediğini belirterek manevi tazminat taleplerinin yanı sıra fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … ve … için şimdilik 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının tüm davalılardan (sigorta şirketlerinden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) ve meydana gelen ölüm sebebiyle elem ve kederin bir nebze dindirilmesi için her bir davacı için ayrı ayrı 25.000 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 30.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacıların müvekkili sigorta şirketine başvurularına istinaden davacı vekili hesabına 31.12.2019 tarihinde 130.138,00-TL’nin, yapılan bu ödemenin kaza tarihi itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası genel şartlarınca benimsenen yönteme göre kullanılarak hesaplanarak ödendiğini, eksik bir ödemenin söz konusu olmadığını, yapılan ödeme sonucunda sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığını, sürücülerin somut olaydaki kusur oranlarının netleştirilmesi için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne, kabul edilmemesi halinde kusur bilirkişisine gönderilmesine karar verilmesini arz ve talep ettiklerini, başvuranın somut olayda koruyucu tertibat kullanmadığı dikkate alınarak tazminat tutarında makul oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, destek tazminatı zararının, 01.06.2015 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, aksi bir hesaplamanın kanuna ve genel şartlara aykırı olacağını, davacının bir menfaat karşılığı olmadan hatır için taşındığı sabit olduğundan TBK md.51l gereği uygun bir indirim yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin süresi içinde davacı vekili hesabına ödeme yapmış olduğunu, temerrüde düşmediğini, bu nedenle davacının faize ilişkin taleplerinin reddini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 17.01.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından, müvekkili sigorta şirketine dava konusu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine … numaralı hasar dosyasının açıldığını, bu kapsamda 30.10.2018 tarihinde 45.103,56-TL hasar ödemesi gerçekleştirildiğini, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminatla davacının zararlarının müvekkil şirket tarafından fazlasıyla karşılandığının anlaşılacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde ise ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması ve ödenmesi gereken miktar ile ödenen miktar arasında fark olup olmadığının, davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun davacı tarafından ispatı gerektiğini, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Ttrafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Sosyal Güvenlik Kurumunca sigortalıya veya hak sahiplerine kanun gereğince yaptığı veya ileride yapacağı ödemelerin ve bağlanan gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri – ilgililere rücu edilebileceğinden, müteveffanın Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılarak ve ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılmak sureti ile dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödenen rücuya tabi ödeme ve bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı, var ise tutarının sorulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Karayolları Trafik Kanunu 96.maddesi uyarınca, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması durumunda, tüm zarar görenler için gerçek zarar belirlendikten sonra teminatın gerçek zararı karşılamaması durumunda proporsiyon yapılması ve teminatın bu şekilde paylaştırılması gerektiğini, davacıların ancak dava tarihinden itibaren işleyecek olan faizi talep edebilmesinin mümkün olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili 14/12/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının yerinde olmadığını, davalı sigorta şirketinin sorumluluktan kurtulmaya yönelik beyan ve iddialarının yersiz olduğunu, müteveffanın müterafik kusurunun bulunmadığını, davalının hatır taşıması indirimi uygulanmasına ilişkin taleplerinin de reddi gerektiğini, dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi tebliğ edilmiş, süresi içerisinde yazılı cevap dilekçesi sunulmamış, yargılama aşamasında vekaletname ibraz edilmiş, vekili yargılama aşamasında davanın reddini talep etmiştir.
Dava dosyası 01/06/2023 tarihinde heyete tevdi edilmiştir.
Toplanan deliller:
12/07/2018 tarihli trafik kaza tespit tutanağı, … plakalı araca ait … nolu ZMMS poliçe örneği, … plakalı araca ait 8986904 nolu ZMMS poliçe örneği, davacılar vekilinin davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvurularına ilişkin 25/07/2018 ve 16/08/2018, davalı … Sigorta’ya 24/07/2018 tarihli dilekçeleri, … nolu hasar dosyası, gerçek kişi tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları, … ve … plakalı araçların tescil kaydı, İlkadım Sosyal Güvenlik Merkezi’nin davacılara rücuya tabi yapılıp yapılmadığına ilişkin 04/04/2022 tarihli yazı cevabı, Çarşamba 1.Noterliğinden alınan 20/07/2018 tarihli müteveffaya ait veraset ilamı, nüfus kayıt örnekleri, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin 17/01/2022 tarihli delil dilekçesi, davacı tanıkları …, …’in beyanları.
Davacı Muradiye için davalı … Sigorta tarafından yapılan 45.103,56 TL’lik 30/10/2018 tarihli ödeme, davalı … Sigorta tarafından davacı Muradiye için yapılan 31/12/2019 tarihli 130.138,00 TL ve aynı sigorta şirketi tarafından davacı Nazile için yapılan 31/12/2019 tarihli 24.411,00 TL’lik ödemeler.
Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 2018/269 Esas 2019/111 Karar sayılı dosyası, bu dosyada alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinin 12/02/2019 tarihli kusur raporu, mahkememizce alınan 25/01/2023 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının Raporu, meydana gelen kazada ölenin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığına yönelik adli tıp uzmanı ve makina mühendisinden oluşan heyetten alınan 11/05/2023 tarihli rapor ile aynı bilirkişilerin duruşmadaki sözlü beyanları, aktüerya bilirkişisinden alınan 13/09/2022 tarihli rapor ve 01/11/2022 tarihli 1. ek rapor ve 16/02/2023 tarihli 2.ek rapor.
Davacı vekilinin 25/05/2023 tarihli taleplerini belirli hale getirdiği dilekçesi, 24/05/2023 tarihli ”sulh protokolü ve ibraname” 01/06/2023 tarihli feragat dilekçesi, Karayolları Trafik Kanunu, Poliçe Genel Şartlarının Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile iptal edilmeyen kısımları, TBK’nun haksız fiil hükümleri, TTK, Yüksek Yargı kararları ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve GEREKÇE:
Dava, TBK 53 ve 56 maddelerine dayanan maddi/manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Tüm dosya kapsamından; 12/07/2018 tarihinde müteveffa …’in kullandığı, davacılar murisi …’ın içinde olduğu … plakalı aracın … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta bulunan davacılar murisinin vefat ettiği, davacıların, murisin annesi, eşi ve çocukları olup, maddi/manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
2-Karayolları Trafik Kanunun 09/06/2021 tarih 7321 sayılı yasanın 18. maddesiyle değişik 90. maddesine göre ZMMS kapsamındaki tazminatlar bu kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinin 1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlardan…” ibaresi ve 2. cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibareleri Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamıyla iptal edilmiştir.
3-Burada hemen belirtelimki Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecektir. Nitekim adı geçen kurum tarafından hazırlanarak 04/12/2021 tarihli 31679 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” ek-3’te destekten yoksun kalma tazminat hesaplaması ilkeleri tespit edilmiş ise de kaza ve poliçe tarihine göre iş bu davada uygulama yeri bulunmamaktadır. Buna göre iş bu davanın dayanağı Karayolları Trafik Kanunu, kaza ve dava tarihinde yürürlükte bulunan poliçe genel şartlarının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dışında kalan maddeleri ile TBK’nun haksız fiil hükümleridir.
4-Davalı … Sigorta A.Ş. kazaya karışan … plakalı aracın, diğer davalı … Sigorta A.Ş ise kazaya karışan diğer araç olan … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS sigortacılarıdır. Davalı … ise … plakalı aracın maliki/işleteni olup, buna göre işleten KTK ve TBK’nun haksız fiil hükümlerine göre, ZMMS sigortacıları ise poliçe genel şartlarının iptal edilmeyen ve uygulanması gereken maddelerine göre meydana gelen zarardan müştereken müteselsilen sorumlu olarak kabul edilmelidir.
5-Davacılardan … eş, … anne olup, aşağıda ayrıntılarıyla açıklanacağı üzere ölenin desteğinden yoksun kaldıkları ve aksi sabit olmadığından destekten yoksun kalma tazminat talep haklarının bulunduğu gibi davacı çocuklar Nermin, Mete ve … ile birlikte tüm davacılar TBK 56/2 maddesinde tanımlanan ölenin yakınları kapsamında kalmakla manevi tazminat talep haklarının bulunduğu tespit edilmiştir.
6-Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru yapılması dava şartı olup, davalı … Sigorta’ya 24/07/2018 tarihli, davalı … Sigorta’ya 25/07/2018 tarihli dilekçeleri ve ekindeki belgeler ile başvuru yapıldığı, bu şekilde yasal şartın yerine geldiği anlaşılmıştır.
7-a)Kaza tespit tutanağına göre sürücü … … plakalı aracıyla Samsundan Çarşamba istikameti 36.Km’deki İğnelik mevkiine geldiğinde sola dönüş yapmak isterken aracının sol yan kısmıyla arkasından en sol şeritten doğru gitmekte olan Hamza Aydemir idaresindeki … plakalı aracın ön kısmıyla çarpışması sonucu ölümlü/yaralamalı/maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 25/01/2023 tarihli raporda sürücü …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahal dışındaki bölünmüş yolun sağ şeridini takiben seyir halindeyken sola dönüş yapacağı kavşak yaklaşımında yolun soluna yanaşmaya özen göstermeden geldiği, olay mahalli kavşakta sol gerisinden gelen araçların hız ve mesafelerine dikkat etmeden kontrolsüzce seyrettiği sağ şeritten sola dönüş yaptığı esnada sol gerisinden gelen sürücü …’in kullandığı otomobilin çarpışması sonucu oluşan kazadan %85 oranında kusurlu olduğu; sürücü …’in ise sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti seyir halindeyken hız azaltmadan yaklaştığı olay mahalli kavşakta sağ ön ilerisinde seyir halindeyken sola dönüşle önüne geçen sürücü …’in kullandığı otomobile karşı zamanında etkin tedbir almaması sebebiyle %15 oranında kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır.
b)Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nin 12/12/2019 tarihli raporu da aynı mahiyettedir. Kesinleşen Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/368 Esas 2019/111 Karar sayılı ilamında da olayın oluşu ve kusurluluk durumu aynı şekilde kabul edilmiş olup, kaza tespit tutanağıyla uyumlu bulunan bu raporlar kapsamında olayın meydana gelmesinde dava dışı ve ölenin içinde bulunduğu aracın sürücüsü …’in asli %85 oranında, dava dışı sürücü …’in ise %15 oranında tali kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Alınan raporlar, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu olduğu gibi TBK 74 maddesi gereği ceza mahkemesince kabul edilen maddi vakıalar mahkememizi bağlayıcı nitelikte olduğundan itirazlar yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
8-a)Davacılar murisi …’ın müterafik kusurlu olduğu itirazı ileri sürülmüştür. Müteveffa kazaya sebebiyet veren … plakalı araç içerisinde bulunmaktadır. Kaza tespit tutanağına göre aracın sağ ön koltuğunda bulunmakla birlikte emniyet kemeri takip takmadığı hususunda tutanakta 4 (belirsiz) şeklinde işaretleme yapılmıştır. Yani kaza sırasında emniyet kemeri takılı olup olmadığının tespiti tutanak ile yapılamamaktadır. 12/07/2018 tarihli otopsi raporunda ölümün kafa travmasına bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir. Makina mühendisi öğretim üyesi ve Adli Tıp Uzmanı doktor bilirkişi tarafından düzenlenen 11/05/2023 tarihli raporda ise ölü muayene ve otopsi tutanağında belirtilen travmatik bulgularda emniyet kemeri takılması sonucu oluşabileceği düşünülen spesifik bulguların olmayışı, ölü muayene işleminde belirtilen travmatik bulguların lokalizasyonları, ağırlıkları ve vasıflarıyla kaza tespit tutanağındaki emniyet kemeri durumu için 4 no ile kodlanmış belirsiz olarak kaydedilmesi birlikte değerlendirildiğinde kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı kanaati bildirilmiştir. Raporda ayrıca meydana gelen zararda esas itibariyle … plakalı aracın hızı ve doğrultusunun etkili olduğu, emniyet kemerinin takılı olmamasından dolayı çarpmanın kişi üzerindeki etkisinin ve zararının da emniyet kemerinin takılı olmasına kıyasla daha yüksek olacağının muhakkak olduğu ancak çarpma noktasının sol yan taraf ve müteveffanın sağ ön koltukta oturduğu değerlendirildiğinde emniyet kemerinin koruyucu etkisinin düşük olacağı değerlendirmesi yapılmıştır. 11/05/2023 tarihli raporu tanzim eden bilirkişi heyeti duruşmadaki sözlü beyanlarında ise emniyet kemerinin takılı olması halinde kazanın yandan çarpma şeklinde olması sebebiyle düşükte olsa ölümü önleme ihtimalinin mevcut olduğunu bildirmiştir.
b)Müterafik kusur aynı şartlar altında makul, dürüst ve ortalama bir kişinin kendi menfaati icabı zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade eder (Fikret Eren Borçlar Hukuku genel hükümler, yıl 2015, sayfa 582). Buna göre müterafik kusur, için zarar görenin zararı önleyici yada azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir. Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/9946 Esas 2023/492 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere müterafik kusurun varlığının kabulü için emniyet kemeri takılmaması ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Sırf emniyet kemeri takmamak müterafik kusur kabul edilemez. Zira KTK 78.maddesine göre aracın sürülmesi sırasında sürücü ve yolcuların koruyucu tertibat kullanmaları zorunlu olup müeyyidesi ise idari para cezasıdır.
c)Yukarıda yapılan açıklamalara göre ölen …’ın kaza sırasında … plakalı aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, emniyet kemerinin takılı olmadığı, takılı olması halinde ise ölüm olayının gerçekleşmeyebileceği, ölüm ile emniyet kemeri takılmama arasında bu manada illiyet bağının olduğu anlaşılmakla müstekar yargıtay içtihatları gereği tazminat miktarından %20 oranında indirim yapılması gerekmiştir.
9-Davalı … … Sigorta A.Ş tarafından süresinde verilen cevap dilekçesiyle olayda hatır taşımacılığının söz konusu olduğu ileri sürülmüştür. Hatır taşıması bir menfaat karşılığı olmadığından tespiti halinde TBK 51.maddesine göre tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere hatır taşımasından söz edilebilmesi için taşıyanın taşımada önemli bir ekonomik yararının olmaması gerekir. Taşıyan ile taşınanın ortak ilişkisinin bulunması hatır taşımacılığını önler. Çift taraflı kaza halinde hatır taşımasının söz konusu olmadığı araç indirimden yararlanamaz.
10-Dinlenilen davacı tanıkları ve tüm dosya kapsamına göre davacılar murisinin içinde bulunduğu araç sürücüsü …’e ait inşaat işini yaptığı ve olay sırasında bu kişi ile birlikte inşaat malzemesi almak için …’in kullandığı araca bindiği, taşıyan …’in kendi işinin yapılması sebebiyle taşımada ekonomik yararının bulunduğu, taraflar arasında iş ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmış bu nedenle hatır taşımacılığının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Maddi tazminat değerlendirmesi:
11-Davacılardan eş Muradiye ve anne Nazile için destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunulmuştur. Başkalarının geçimini düzenli ve eylemli olarak sağlayan veya geçimine katkıda bulunan yada ileride geçimini sağlaması/katkıda bulunması kuvvetle muhtemel olan kişiye destek denilmektedir. Davaya konu olayda müteveffa …’ın davacı Muradiye’nin eşi, Nazile’nin ise oğlu olduğu, bu yakınlık sebebiyle eylemli ve fiili desteğin karine olduğu, aksine delil bulunmadığı, bu nedenle işbu davacıların talep haklarının bulunduğu nüfus kayıtlarına göre destek şart ve koşulunu taşıyan başkaca kimsenin bulunmadığı tespit edilmiştir.
12-Yukarıda açıklandığı üzere kaza sırasında destek yolcu konumunda olup gerek kendisinin gerekse davacıların kusuru bulunmamaktadır. SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Ölenin inşaat işlerinde çalıştığı bildirilmiş ise de asgari ücret üzerinden gelir elde ettiğine dair herhangi bir bilgi belge bulunmamaktadır. Yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırması da nazara alındığında aktüerya hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılması gerekmiştir. Davacı eş Muradiye’nin kaza tarihindeki yaşı nazara alındığında AYİM tablosuna göre rapor tarihindeki verilere göre %1 evlenme şansı bulunmaktadır. Dava tarihi öncesi sigorta şirketleri tarafından ayrı ayrı ödemeler yapılmıştır. Bu durumda KTK 111 maddesi de nazara alınarak yapılan ödemelerin rapor tarihine kadarki işlemiş faizleri de hesaplanmak suretiyle ödeme tarihi itibariyle davacıların gerçek zararının karşılanıp karşılanmadığının tespiti gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak hesaplama sonucu gerçek zararın karşılanmadığı tespiti halinde rapor tarihi itibariyle değerlendirme yapılması gerekmektedir.
13-Açıklanan maddi veriler değerlendirilmek suretiyle aktüerya bilirkişi tarafından rapor ve ek raporlar hazırlanmıştır. Hükme esas alınan 16/02/2023 tarihli rapordan da izleneceği üzere davalı … Sigorta A.Ş tarafından eş Muradiye için yapılan ödemenin güncel değeri 166.719,26 TL, davalı … Sigorta tarafından yapılan ödemenin güncel değeri ise 62.519,71 TL tespit edilirken davacı anne için davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan ödemenin güncel değeri 30.030,17 TL bulunmuştur. Raporda öncelikle ödeme tarihindeki veriler esas alınmış, TRH 2010 ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplama sonucu ödemelerin güncellenmiş halinin davacıların gerçek zararını karşılamadığı tespit edilmekle (16/02/2023 tarihli bilirkişi raporu, 9 ve 11.sayfalarda ayrıntı mevcuttur) bu kez rapor tarihi itibariyle hesaplamalar yapılmış, davacı … yönünden 811.192,07 TL, davacı … yönünden 211.552,42 TL olmak üzere toplam 1.022.744,49 TL DYKT tespit edilmiştir.
14-Sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sınırları belirlenmesi yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/17-2441 Esas 2015/1541 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere kazaya sebep olan her iki aracın ZMMS’lerin ayrı ayrı poliçe limitlerinin toplamı esas alınarak, her bir sigortanın kendi sigortalısının kusuruna göre ve toplam gerçek zararları karşılanana kadar ayrı ayrı kendi limitlerine göre sorumlu oldukları değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır. Buna göre kaza tarihi itibariyle her iki aracın ZMMS poliçe limiti 360.000,00 TL olup toplam poliçe teminatı 720.000,00 TL’dir. davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan ödemeler 130.138,00 TL+23.441,00 TL olmak üzere toplam 153.579,00 TL olup poliçe limitinden mahsubu ile kalan teminat limiti 206.421,00 TL’dir. … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 45.103,56 TL ödemenin mahsubu ile kalan limiti 314.896,44 TL yapmaktadır.
15-Davacıların gerçek DYKT miktarları toplamı kaza tarihi itibariyle geçerli bakiye poliçe teminat limitlerini aştığından bu kez garame hesabı yapılması yoluna gidilmiş, burada öncelikle davalı … Sigorta A.Ş’nin %85 kusurluluğuna göre davacı Muradiye yönünden sorumlu olduğu tazminat miktarı 689.513,26 TL, davacı Nazile yönünden 179.819,56 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutarların toplamı 869.332,82 TL üzerinden ise garameten paylaştırma yapıldığında … Sigorta A.Ş’nin davacı Muradiye yönünden sorumluluğu 163.723,28 TL, davacı Nazile yönünden 42.697,72 TL olarak belirlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı aracın sürücüsünün %15 kusurlu olmasına göre davacı Muradiye yönünden kusura dayalı sorumluluğu 121.678,81 TL, davacı Nazile yönünden ise 31.732,86 TL olup toplam 153.411,67 TL’dir. Bu rakam üzerinden garameten paylaştırma yapıldığında ise bu sigorta şirketinin davacı Muradiye yönünden sorumluluğu 249.760,82 TL, Nazile yönünden ise 65.135,62 TL tespit edilmiş.
16-Davacı Muradiye yönünden DYKT miktarı 811.192,07 TL’dir. Yukarıda izah edildiği üzere ölenin %20 müterafik kusuruna göre indirim yapıldığında 648.953,65 TL kalmaktadır. 24/05/2023 tarihli sulh protokolü ve ibraname içeriğinden asıl alacak için 200.000,00 TL ödenmiş olup, kimin için ödendiği belli olmadığından 811.192,07×200.000/1.022.744,49 formulü ile Muradiye bakımından ödenen miktar 158.630,44 TL bulunmuş, bu miktarında mahsubuyla gerçek zararı 490.323,21 TL tespit edilmiştir.
17-Davacı Nazile yönünden DYKT miktarı 211.552,42 TL’dir. Yukarıda izah edildiği üzere ölenin %20 müterafik kusuruna göre indirim yapıldığında 169.241,93 TL kalmaktadır. 24/05/2023 tarihli sulh protokolü ve ibraname içeriğinden asıl alacak için 200.000,00 TL ödenmiş olup, 211.552,42×200.000/1.022.744,49 formulü ile Nazile bakımından ödenen miktar 41.369,55 TL bulunmuş, bu miktarında mahsubuyla gerçek zararı 127.872,38 TL belirlenmiştir.
18-Davacı vekili vekaletnamesindeki yetkisine istinaden 24/05/2023 tarihli sulh protokolü ve ibraname sonrası 01/06/2023 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki davasından feragat etmiş olmakla bu davalı yönünden davanın feragat nedeniyle reddi gerekmiştir. davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu ise 16/02/2023 tarihli raporda Muradiye için 249.760,82 TL, Nazile için 65.135,62 TL belirlendiğinden bu miktarla sınırlı olmak üzere sorumlulukları kabul edilmiştir.
19-Sonuç olarak maddi tazminat yönünden davacı Muradiye için hesaplama tarihi itibariyle tespit edilen tazminat miktarı 811.192,07 TL olup %20 müterafik kusur indirimiyle 648.953,65 TL kalmıştır. davalı … Sigorta A.Ş tarafından ödenen kısmın ne kadarının Muradiye yönünden olduğunun tespiti yukarıda hesaplanmış olup 158.630,44 TL olup, bu miktarında 648.953,63 TL’den mahsubu ile gerçek zarar 490.323,21 TL bulunmuş, … Sigorta’nın sorumluluğu yukarıdaki paragrafta gösterilmiştir. Davacı Nazile için hesaplama tarihi itibariyle tespit edilen tazminat miktarı 211.552,42 TL olup %20 müterafik kusur indirimiyle 169.241,93 TL kalmıştır. davalı … Sigorta A.Ş tarafından ödenen kısmın ne kadarının Muradiye yönünden olduğunun tespiti yukarıda hesaplanmış olup 41.369,55 TL olup, bu miktarında 169.241,93 TL’den mahsubu ile gerçek zarar 127.872,38 TL bulunmuş, … Sigorta’nın sorumluluğu yukarıdaki paragrafta gösterilmiştir.
20-Dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilmiştir. Trafik kayıtlarından araçların kullanım şeklinin yolcu nakli/hususi olduğu anlaşılmakla yasal faize hükmetmek gerekmiştir. Davalı işleten … yönünden faiz başlangıç tarihi ise, sorumluluğu TBK haksız fiil hükümlerine ve KTK’na dayalı olduğundan kaza tarihinden itibarendir. Sigorta şirketleri yönünden ise poliçe genel şartlarına göre başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası temerrüt gerçekleşmektedir. Davacı taraf … Sigorta’ya başvuru yapmış ise de, evrakların eksik olması sebebiyle 16/08/2018 tarihinde yeniden başvuru yapılmıştır. Ancak sigorta şirketine ulaşma tarihine ilişkin delil kayıt ibraz edilmemiş olup, bu hususu ispat yükümlülüğü davacıya ait olduğundan ancak dava tarihi öncesi ödeme yapılmış olmakla 30/10/2018 ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
21-Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirme;
a)TBK 56/2 maddesi gereği ölüm halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Davacılar ölenin eş, çocuk ve annesi olup, madde kapsamında tazminat hakları bulunmaktadır. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
b)22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
c)Davacılar eş, çocuk, anne olup, tamamının TBK 56 maddesi gereği ölenin yakınları kavramlarına dahil olduğu ve manevi tazminat talep edebileceği tespit edilmiştir. Tazminat miktarının tespiti yönünde öncelikle olayın oluşu ve kusur durumu nazara alınmalıdır. Kazanın meydana gelmesinde davacılar murisinin kusuru bulunmamakta ise de işleten …’e ait … plakalı araç sürücüsünün %15 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmelidir. Tarafların ekonomik sosyal durumları da araştırılmış, davacı eş Muradiye’nin SGK’dan emekli ve ev hanımı olduğu, davacı anne Nazile’nin yaşlılık maaşı aldığı, davacı …’in ev hanımı olup üniversite mezunu olduğu gelirinin bulunmadığı, davacı Nermin’in ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı tespit edilmiş, davalı …’in ise sezonluk balıkçılık yaptığı, 2000 TL aylık gelirinin bulunduğu ev kirası ödemediği anlaşılmıştır. Öte yandan manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayacağı ve değerlendirmenin dava veya karar tarihi değil 12/07/2018 kaza tarihi itibariyle paranın satın alma gücüne göre yapılması gerektiği nazara alınmıştır.
d)Açıklanan maddi veriler, özellikle matematiksel olmayan davalı işletene ait aracın kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal durumları, kaza tarihi itibariyle paranın alım gücü hep birlikte değerlendirildiğinde davacı eş Muradiye için 15.000 TL, davacı anne Nazile için 10.000 TL, davacı çocukları … ve … için 8.000 TL olmak üzere 41.000,00 TL manevi tazminata hükmetmenin hak, nesafet ve adalet kurallarına uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
22-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı anlaşılmış ise de 6325 sayılı Yasanın 18/A-18. maddesine göre özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanması mümkün değildir. Davacı taraf KTK 97. maddesi kapsamında dava tarihi öncesi sigorta şirketlerine başvuru yaptığı anlaşılmakla yargılama gideri olarak tahsili gereken arabuluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 4. HD’nin 2021/23273 Esas 2022/901 Karar sayılı ilamı)
23-Maddi tazminat yönünden vekalet ücreti hesabında davacılar aleyhine %20 müterafik kusur indiriminin nazara alınmaması gerekmektedir, yani aleyhe vekalet ücretine hükmedilmemiştir, zira bu husus yargılama ile ve kanaate göre tespit edilmiştir. Öte yandan davacı taraf talebini 26/05/2023 tarihli dilekçeyle belirli hale getirmiştir. Sulh protokolü ibraname 24/05/2023 tarihinde yapılmış ise de ibraname içeriğine göre ödeme yapılmasına müteakip 2 gün içerisinde feragat edileceği bildirilmekle, dolayısıyla protokol tarihi itibariyle ödemenin yapılıp yapılmadığı belli değil ise de davacı vekili ödenen kısım dahil davasını belirli hale getirmiş olmakla vekalet ücreti hükmedilirken bu kısım leh ve aleyhe değerlendirilmemiştir.
24-Kısa kararda davacı Nazile’nin ismi Nazire olarak geçmiş ise de HMK 183.maddesi gereği açık yazı hatası olmakla gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
25-İtirazların değerlendirilmesi:
a)Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazında bulunmuş ise de, HMK 16.maddesi gereği haksız fiilin meydana geldiği yerde dava açılması mümkün olup, KTK 110/2.maddesinde ise ”Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” düzenlemesi mevcuttur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının C.7 maddesi ise aynı şekilde ”Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgâhının bulunduğu mahkemede de açılabilir…” şeklindedir. Davalı sigorta şirketlerinin Samsunda Bölge Müdürlüğü olduğu ise internet kayıtları ile tespit edilmiştir. Bu durumda şubenin bulunduğu yerde dava açılması imkanı varken bölge müdürlüğünün bulunduğu yerde de dava açılması mümkün görülmekle yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
b)Sigorta şirketleri tarafından dava tarihi öncesi bir kısım ödemelerin yapıldığı anlaşılmış, aktüerya bilirkişisi raporuda güncellenmiş, ancak davacıların gerçek zararını karşılamadığı anlaşılmakla tespit edilen gerçek zarardan güncellenmiş hali mahsup edilmiştir.
c)Kusura ilişkin itirazlar yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan ATK raporu yeterli olmakla yerinde görülmemiş, ölen …’ın kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı ve bu eylem ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşılmakla %20 müterafik kusur indirimi yapılmış, hatır taşımacılığının ise bulunmadığı tespit edilmiş, hesaplamalar Yargıtay uygulamalarına uygun olarak TRH 2010 prograsif rant yöntemine göre yapılmış, 16/02/2023 tarihli aktüerya raporu hükme esas alınarak diğer tüm itirazlarda yerinde görülmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Maddi tazminat yönünden;
1-Davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Maddi Davacı … için 490.323,21 TL, davacı … için 127.872,37 TL olmak üzere toplam 618.195,58 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu davacı … yönünden 249.760,82 TL, davacı … yönünden 65.135,62 TL ile sınırlı olmak üzere) davalı …’den 12/07/2018 kaza tarihinden, davalı … Sigorta yönünden 30/10/2018 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazla talebin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 42.228,94 TL harçtan peşin alınan 6,83 TL ve ıslah sonucu alınan 871,60 TL ve 129,78 TL harç olmak üzere toplam 1.008,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 41.220,73 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş ve …’den (davalı … Sigorta A.Ş. 20.502,37 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 71.645,25 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş ve …’den (davalı … Sigorta A.Ş. 37.966,51 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 20.180,86 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş ve …’den (davalı … Sigorta A.Ş. 10.421,70 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı …’a verilmesine,
II-Manevi tazminat yönünden;
1-Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 12/07/2018 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, fazla talebin reddine,

2-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.800,71 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.459,16 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak işbu davacıya verilmesine,
4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak işbu davacıya verilmesine,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak işbu davacıya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak işbu davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı Muradiye yönünden reddedilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı Nazile yönünden reddedilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 8.000,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
10-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince belirlenen 8.000,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
III-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 379,30 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL olmak üzere toplam 5.379,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.163,98 TL yargılama giderinin davalılardan … Sigorta A.Ş ve …’den (Davalı … Sigorta A.Ş 1.611,67 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
IV-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 416,19 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 871,60 TL ve 129,78 TL olmak üzere toplam 1.417,57 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş ve …’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
V-1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
VI-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
VII-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … Sigorta ve … sigorta vekillerinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır