Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/78 Esas – 2023/114
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/78 Esas
KARAR NO : 2023/114
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 22/02/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; Müvekkili davacıya ait işyerlerinde güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmek üzere işçi alımı için ihaleye çıkıldığını ve ihale üzerinde kalan davalı şirketlerle hizmet sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı … güvenlik görevlisi olarak 06/07/2011-28/02/2019 tarihleri arasında davalı şirketin bünyesinde çalıştığını, dava dışı …’a çalışmış olduğu 7 yıl 1 ay hizmet karşılığında 01/04/2019 tarihinde 25.471,14TL, 14/06/2019 tarihinde 6.336,03TL ile 243,26TL damga vergisi olmak üzere toplam 32.050,43 TL ödeme yapıldığını, sözleşmeye göre çalıştırılarak işçinin iş akdinin kurulması ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun ihaleyi üstlenen davalılara ait olması sebebiyle işçiye ödenen 32.050,43 TL’nin davalıların sorumluluğunda olduğunu beyanla, 32.050,43TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketlere rücu imkanı bulunmadığını, dava dışı işçi …’un iş akdinin kıdem tazminatına hak kazandırmayacak şekilde sona erdiğini, davacının kıdem tazminatı ödemesinin usulsüz olduğunu, davacının ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebinin de yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, ödemeye ilişkin belgelerin, davalı şirketler ile davacı idare arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerin, davalı şirket kayıtlarının, … kayıtlarının sunulmuştur.
Davalı … … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ekinde dava dışı işçiye ait özlük dosyasını ibraz ettiği görülmüştür.
Samsun SGK’na yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hizmet cetveli, işyeri ünvan listesi, işe giriş-çıkış bildirgelerinin gönderildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının hesap bilirkişisi Murat Pak’a tevdi edildiği, bilirkişinin 20/05/2022 tarihli kök raporunu ve 02/01/2023 tarihli ek raporunu ibraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işçi alacağından kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının davalı şirketlerle hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı işçi …’a ödenen 32.050,43 TL’nin davalılardan rücuen tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Burada öncelikle davalı … ve …. vekilinin yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekli olup; 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Taraflar arasındaki 28.06.2018 tarihli sözleşmenin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her tülü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Davalı vekili, yetki ilk itirazında, müvekkilinin yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmedeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir.
Davalı vekilinin 15/01/2023 tarihli rapora itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’ine gelince; zamanaşımı maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, davanın başında, süresinde verilecek cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Aksi takdirde, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı nedeniyle, karşı tarafın açık izni olmaksızın ileri sürülmesi mümkün değildir. Eldeki davada, cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inden bahsedilmediği görülmektedir. Buna göre, davalının zamanaşımı def’i süresinde değildir ve açık muvafakat gösterilmediğinden reddedilmelidir.
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde; dava dışı işçinin 06/07/2011 tarihinden 28/02/2019 tarihine kadar belirli dönemler halinde davalılar bünyesinde çalışmasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Eldeki dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, düzenlenen 20/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı işçinin giydirilmiş brüt ücretinin 4.483,15 TL olduğu, toplam kıdem tazminatının 32.019,46 TL olduğu, taraflar arasında düzenlenen dosyada mevcut davalıların sözleşme imzaladıkları dönemler ve teknik şartnamelerdeki sorumluluğa ilişkin hükümler birlikte değerlendirilip talep edilen bedel üzerinden hesaplama yapılarak, 06/07/2011-31/12/2011 tarihleri arasındaki sözleşmelere göre …’nin kendi dönemi için 2.162,64 TL, 01/01/2012-31/12/2013 tarihleri arasındaki sözleşmelere göre …., ….’nin oluşturduğu iş ortaklığının kendi dönemleri için 8.897,72 TL, 01/01/2014-31/12/2015 tarihleri arasındaki sözleşmelere göre …., ….’nin oluşturduğu iş ortaklığının kendi dönemleri için 8.987,72 TL, 01/01/2016-15/03/2016 tarihleri arasındaki sözleşmelere göre ….’nin kendi dönemi için 926,85 TL kıdem tazminatından sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmamakta olup, işçiye karşı işveren ve taşeronun birlikte sorumlu olması İş Kanunundan kaynaklanmaktadır. Ancak taraflar arasında bu nev’i bir uyuşmazlık bulunmadığından iş bu davada sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelere göre; sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelerde hüküm bulunmaması halinde ise TBK hükümlerine göre sorumluluğunun tespiti gerekmektedir. Esasen sözleşmelerde işçi alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması bu alacakların bir kısmından asıl işveren davacının sorumlu olacağı sonucunu da doğurmaz. Hizmeti yerine getiren davalılar kendi işçileriyle hizmeti vermesi sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücreti ve sair ödendiler davalıların sorumluluğundadır. Hizmet sözleşmesi bedeli içinde bu ücretler bulunmaktadır. (Yargıtay 23. HD’nin 2016/7428 Esas 2019/4869 Karar ve 2016/30035 Esas 2018/52022 Karar sayılı ilamı)
Davacı vekilince sunulan rapora karşı itiraz dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde, sözleşmelerin birbiri ile çelişmesi halinde uygulanacak sıralamanın düzenlendiğinden bahisle, öncelikle olarak Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin uygulanması gerektiği, şartnamenin 38.maddesinde işçi alacaklarının yüklenicinin sorumlu olduğunun belirlendiği, bu nedenle tüm kıdem tazminatından davalıların sorumlu olduğu beyan edilmiştir. Bu çerçevede önceki bilirkişiden ek rapor alınmış, alınan raporda özetle; davalı …’nin kendi dönemi için 2.162,64 TL, davalı …., ….’nin oluşturduğu iş ortaklığının kendi dönemleri için 8.897,72 TL, davalı …., ….’nin oluşturduğu iş ortaklığının kendi dönemleri için 15.150,84 TL, davalı …. ve ….’nin oluşturduğu iş ortaklığının kendi dönemleri için 2.521,02 TL, davalı ….’nin kendi dönemi için 1.050,43 TL, davalı … ve …’nin kendi dönemi için 2.224,43 TL kıdem tazminatından sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davalı … ve …. vekilinin sorumluluğa ilişkin olarak rapora itiraz ettiği, tarafların rapordaki hesaplamalara bir itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki tüm sözleşmeler, genel şartmane ve teknik şartnameler ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüş, mevcut dosya durumunda taraflar arasındaki sözleşmelerde öncelik sıralaması düzenlendiği, Genel Şartname’nin 38. Maddesi gereği kıdem tazminatından davalıların sorumlu oldukları görülmüş, her bir davalının kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere davanın kabulü gerekmiştir. (Bkz; Yargıtay 6. HD’nin 2021/5092 Esas, 2021/747 Karar sayılı ilamı)
Taraflar tacir olmakla kabul edilen tutara 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekmiş, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olan davalıların sorumlu oldukları dönemler de nazara alınarak, hüküm kurulmuştur.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı …. vekilinin arabuluculuk görüşmelerine katıldığı, diğer davalıların katılmadığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, aynı yasanın 11. maddesi gereği tespit edilen arabuluculuk ücretinin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan diğer davalılardan yargılama gideri olarak tahsiline karar vermek gerekmiş ayrıca arabuluculuk görüşmesine katılmayan iş bu davalılara vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE,
-2.162,64 TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte …’nden alınarak davacıya verilmesine,
-8.897,72 TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-15.150,84 TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
-2.521,02 TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-2.224,43 TL’nin 01/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.187,25 TL karar ilam harcından peşin alınan 547,35 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.639,90 TL’nin
-110,76 TL’nin …’nden alınarak,
-455,70 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak
-775,96TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak,
-129,12 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak,
-113,93 TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 547,35 TL’nin;
-36,97 TL’nin …’nden alınarak,
-152,10TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak
-258,99 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak,
-43,10 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak,
-38,03 TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 350 TL tebligat ve posta gideri, 900 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.250 TL yargılama giderinin;
-84,43 TL’nin …’nden alınarak,
-347,36 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak
-591,47 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak,
-98,42 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak,
-86,84TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan;
-2.162,64 TL’nin …’nden alınarak,
-8.897,72 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak
-9.200,00 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak,
-2.521,02 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak,
-2.224,43 TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.400TL arabulucuk ücretinden;
-94,56 TL’nin …’nden alınarak,
-389,04 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak
-662,45 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak,
-110,23 TL’nin davalılardan … müştereken ve müteselsilen alınarak,
-97,26 TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, davacı ile davalı …, … ve …, …. yönünden 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN, diğer davalılar yönünden ise gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.26/01/2023
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.