Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/700 E. 2023/840 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/700 Esas – 2023/840
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/700
KARAR NO : 2023/840
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; hakkında Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/57549 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, … Bankasına ait 20/09/2017 keşide tarihli 34.000 TL bedelli … seri numaralı, keşidecisi … olan, … lehine düzenlenmiş … Bankası A.Ş’ye teminat olarak bırakılan çeke ilişkin olarak davalı …’ye 05/10/2017 tarihinde 10.000 TL 07/10/2017 tarihinde 10.600,00 TL çek üzerinde yazılı bedelden mahsup yapılmak üzere ödeme yaptığını, bu nedenle davalılara 20.600,00 TL+işlemiş faizi kadar borçlu olmadığını, çekin yasal süresinde ibraz edilmemesi sebebi ile kambiyo vasfını yitirdiğini, davalı tarafın kısmen bedelsiz çeki icra takibine konu ettiğini belirterek davanın kabulü ile Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/57549 sayılı icra takip dosyasındaki alacağın 23.924,18 TL kısmıyla ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 20/09/2017 tarihli … seri numaralı çekin Çamaş’ta düzenlendiğini, 20/09/2017 de … Bankası Ordu şubesine ibraz edildiğini, çekin süresi içerisinde ibraz edildiği ve kambiyo vasfının korunduğunu, çek tazminatının talep edilmesinin temel şartının çekin karşılıksız kalması olduğunu, bu sebeple çek tazminatı ve çek komisyon bedeli talep edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, ibraz süresinin bitim tarihinin 20/10/2017 olduğunu, takibin ise 08/10/2020 tarihinde başlatıldığını, zamanaşımı süresinin de dolmadığını şahsi defilerin taraflarına karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddine, kötü niyetli olarak açılan davaya ilişkin %20 den az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Toplanan Deliller;
Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/57549 Esas sayılı dosyası, davalı şirket ticaret sicil kaydı, davacının tacir araştırmasına yönelik olarak yazılan müzekkere cevapları, … Bankası’ndan gelen yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazı, tüm dosya kapsamı ve sair belgeler.
Samsun İcra Dairesi’nin 2020/57549 Esas Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı … katılım Bankası A.Ş tarafından borçlu … aleyhine 20/09/2017 tarihli 32.590,00 TL bedelli çeke dayalı olarak takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 13/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; takibe konulan çek incelendiğinde, 20/09/2017 keşide tarihli 34.000,00 TL bedelli, … seri nolu keşidecisi … olduğu görülmüştür.
Dava; menfi tespit davasıdır.
Davacının dava dilekçesi ve 17/01/2023 tarihli celseki talep sonucunu açık hale getirir duruşmadaki beyanından davalı bankaya yönelik Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/57549 Esas sayılı dosyasında takibe konu senet kapsamında lehdara yapılan 20.600,00 TL ödeme, 3.259,00 TL çek tazminatı, 65,18 TL çek komisyonu toplamı olan 23.924,18 TL yönünden borçlu olmadığının tespitini, diğer davalı …’ye yönelik ise senedin ödeme yapılan kısmına ilişkin borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı … davaya cevap vermediğinden dava dilekçesinde belirtilen hususları inkar etmiş sayılmış, davalı … Bankası A.Ş ise şahsi defilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı çekin hak düşürücü süre içinde ibraz edilmediğini belirtmiştir. Takibe konu çekin keşide tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 808/1. maddesine göre, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin, ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespiti zorunlu olup, ibraz hususunun belge üzerine yazılan bu şerh ile kanıtlanması gerekmektedir. Süresinde ibraz edilen çekin ödenmediğinin, aynı Kanun’un 808/2. maddesi gereğince, muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle “çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla” belirlenmesi halinde hamilin, cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı başvurma hakkı bulunmaktadır.
Aksi takdirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder.
TTK’nın 796/1. maddesi uyarınca çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Aynı kanunun maddesine göre de; çekin, ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibrazı, protesto veya buna denk işlemle belirlendiği takdirde, yasal şekilde ibraz edildiğinin kabulü gerekir. İbraz sürelerine ilişkin hükümler amir hükümlerdir.
Somut olayda, takibe dayanak çekin keşide yeri Çamaş olup, muhatap bankanın bulunduğu yer de Ordu olduğundan ibraz süresi 10 gündür ve çekin ödeme tarihinde 20/09/2017 tarihinde bankaya süresinde ibraz edildiği açık olup davalının buna ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.
Davacı dava dilekçesi ile çekin zamanaşımına uğradığını iddia etmemiştir. İİK’nun 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımının gerçekleşmiş bulunması keyfiyeti mahkemede resen nazara alınmaz. Zaamanaşımı definin esasa cevapla birlikte ileri sürülmesi lazım gelir. (Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku 18. Bası syf:198). Davacı ne takip esnasında ne de dava dilekçesinde çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürmediğinden çekin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu bu dosya açısından önem arz etmemektedir. Kaldı ki 6762 sayılı TTK’nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de, çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 sayılı TTK’nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanun’un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03/02/2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır. Takip dayanağı çek 20/09/2017 keşide tarihli olup 10 günlük ibraz süresi 02/10/2017 tarihinde dolmaktadır. Çekin zamanaşımı süresinin dolduğu tarih 02/10/2020’dir. Buna karşın 7226 sayılı kanunun Geçici 1.maddesi uyarınca “(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur.” hükmü getirilmiş, akabinde 30/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair” Cumhurbaşkanı Kararı ile süreler 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Düzenlemeye göre kalan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Bu döneme ilişkin 13/03/2020-15/06/2020 tarihleri arasında duran 95 günün 02/10/2020 tarihine eklenmesi gerekmekte olup takip ise 08/10/2020 tarihinde başlatılmıştır. Çek zamanaşımına uğramamış olup kambiyo vasfını korumaktadır.
Kural olarak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür.
Kambiyo senetlerinde, taraflar arasındaki ilişkilerden doğan defiler şahsi defilerdir (TTK. m. 687, 825). Bu defiler taraflar arasında ileri sürülebilir. Temel ilişkinin geçersizliği, muvazaa, irade bozukluğu, gabin, ayıp, sözleşmenin ifa edilmediği ve zamanaşımı gibi defiler temel ilişkiden doğan defilerdir (Reha Poroy/Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 1999, s. 43; Mehmet Bahtiyar, Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2003, s. 27).
TTK’nın 818/1-e maddesi yollamasıyla aynı yasanın 687/1. maddesine göre ise, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri, hamilin poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamadıkça, başvuran hamile karşı ileri süremez.
Tüm dosya kapsamından davacının lehdara 20.600,00 TL’lik ödeme yapıldığına ilişkin iddia şahsi defi olup temel ilişkiden kaynaklanan kişisel defilerin hamile karşı ileri sürülebilmesinin tek istisnasının, hamilin senedi iktisap ederken “bile bile borçlunun zararına hareket etmiş” yani kötüniyetli olarak hareket etmiş olması hali olduğu, davacının davalı bankanın çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, takibe konu çek üzerinde ödeme hususunun yazmadığu, kambiyo senetlerinin soyut borç ikrarı olması sebebi ile temeldeki ilişkinin senedi ciro ile devralan üçüncü kişiyi bağlamayacağı, çekin ibraz tarihinde karşılıksız olduğu ve çek tazminatı/komisyonu isteme şartlarının gerçeklştiği değerlendirilmiş ve davalı bankaya karşı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı …’ye karşı açılan davanın incelenmesinde; Mahkememizce dava dilekçesi ekinde sunulan çek üzerine yazılı ödemeye ilişkin yazının davalı Karadeniz Tüpgaz yetkilisine ait olup olmadığı hususunda davalı …’nin isticvabına karar verilmiş ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış ancak usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davete icabet edilmemiştir.
İsticvap, bir davada tarafların kendi aleyhlerine olan maddi vakıalar hakkında mahkemece sorguya çekilmesi olarak tanımlanmakta olup, 6100 sayılı HMK m. 171/2’de isticvap için çağrılan tarafın özürsüz olarak duruşmaya katılmaması veya katılıp da soruları cevapsız bırakması durumunda, isticvaba konu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı açıkça öngörülmüştür. Bu sebeple davalı …’nin dava dilekçesi ekinde bulunan “05/10/2017 tarihinde 10.000,00 tahsil edildi. 07/0/2017 tarihinde 10.600,00 TL çek bedeli ile ilgili verilmiştir.” yazısı altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu değerledirilmiş ve ödeme konusu 20.600,00 TL yönünden davacının davalı …’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı …’ye yönelik davasının değerini 23.924,18 TL olarak belirlemişse de takibin Kuveyttürk Bankası tarafından başlatıldığı, …’nin çek komisyonu ve tazminatı istemi olmadığından bu kısma ilişkin dava reddedilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Bankası A.Ş’ye karşı açılan davanın reddine,
2-Davalı …’ye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; … Bankası Ordu Şubesi’ne ait keşide yeri Çamaş olan 20/09/2017 keşide tarihli keşidecisi … olan 34.000 TL’lik senedin 20.600,00 TL’lik kısmına ilişkin davacının bu davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Alınması gereken 1.407,19 TL harçtan peşin alınan 151,78 TL harcın mahsubu ile bakiye; 1.255,41 TL harcın davalı…’den alınarak hazineye gelir kaydına
4-Davacı tarafından yapılan 151,78 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcının davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 470,50 TL posta masraf giderinin kabul miktarına göre hesaplanan 405,13 TL’sinin davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine
6-Davalı … Bankası A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Katılım Bankası A.Ş’ye verilmesine.
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacının yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, davalı Karadeniz Tüpgaz şirketi açısından reddedilen kısım yönünden kesin, diğer yönlerden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023

Katip
¸

Hakim