Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2023/704 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 23/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 14/06/2019 tanzim tarihli 30/09/2019 ödeme tarihli 1.800,00 USD bedelli senedi borç altına sokmak maksadıyla müvekkiline imzalattırıldığını, senetteki imza dışındaki yazı ve rakamların müvekkiline ait olmadığını, senedin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını, senedin müvekkilinin iradesi sakatlanmak sureti ile imzalatıldığını belirterek … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu senet sebebi ile borçlu olmadığının tespitine ve takip konusu tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinden sonra sunmuş olduğu beyan dilekçesinde özetle: davacının iddialarının yersiz olduğunu, borçtan kurtulmak amacıyla bu iddiaları ortaya attığını, senedin davacı tarafından kendi iradesi ile verilen borca karşılık imzalandığını irade sakatlığına dayalı olarak açılan davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının iddiaları üzerine yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini belirterek kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası, … . İcra Hukuk Mahkemesinin Esas sayılı dosyası, … CBS … soruşturma sayılı dosyası, davaya konu senet sureti, … CBS … soruşturma sayılı dosyası, … …. Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, tüm dosya kapsamı ve sair belgeler
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, kambiyo senedinin irade sakatlı sebebi ile geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davasıdır.
Davacının dava dilekçesi ile, … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu senet üzerindeki imzanın cebir ve tehdit kullanılmak sureti ile alındığını belirterek senet sebebi ile davalı yana borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirtmiştir. İkrah altında yapılan akdin geçersiz olacağı TBK’nun 37). maddesinde düzenlenmiştir. “Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir.”
İkrahın şartları ise TBK 38 maddesinde düzenlenmiş olup “Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır.” açıklamasını içermektedir.
Bilindiği üzere; bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 38. maddesinde belirtildiği üzere ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya malvarlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse dava hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, dava hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi, def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir.
İradeyi sakatlayan nedenin (korkutma) önem derecesi, ancak iradesi sakatlanan kimse tarafından doğru olarak takdir olunabilir. Olaya bu açıdan bakıldığında ikrahın önemini yitirdiği an, iradesi sakatlanan için, korkunun silindiği, diğer bir deyişle korkutan kişi ve korkutmanın mahiyetine göre zarar görebileceği yönündeki endişenin ortadan kalktığı, kendisini psikolojik açıdan güven içerisinde hissettiği andır. Mahkememizce celp edilen …nolu ve …nolu soruşturma dosyalarının incelenmesinden davacının 15/03/2021 tarihinde savcılığa dilekçe vererek davalı hakkında şikayette bulunduğu , 1 yıllık hak düşürücü sürenin bu tarihte başladığı dikkate alındığında dava tarihinde hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 06/06/2021 tarihli duruşmasında alınan beyanında davadan feragat ettiklerini belirtmiş davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Feragat, 6100 sayılı HMK’nın 307 vd. maddelerinde davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden sayılmış olup, tahkikat aşamasında iken davadan feragat edildiği görülmektedir. Buna göre, feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmelidir.
Bu sebeplerle, davanın reddine karar verilmiş, davalı vekilinin talebi de nazara alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır.
Menfi tespit davalarında, davalı yararına tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olması gerekir. Somut olayda, her ne kadar 11/10/2021 tarihinde mahkememizce ihtiyati tedbir ara kararı verilmişse de davacı yanca teminatın yatırılmadığı ve kararın infaz edilmediği görülmüştür. Buna göre, koşulları oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Menfi tespit davalarında davadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığına dair istinaf mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair Yargıtay …. HD.nin …Esas …Karar sayılı kararının 13.02.2020 tarihli olduğu anlaşılmakta olup, işbu dava anılan tarihten önce ikame edilmiştir. Buna göre, zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 13.fıkrasının son cümlesi ile 14.fıkrası gereğince yargılama gideri olarak davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-i-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
ii-Davalının tazminat isteminin REDDİNE
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 274,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 94.16 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere emsal mahkemeye verilecek dilekçesi ile … BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi 06/06/2023
Katip
¸

Hakim
¸