Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. 2022/85 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/679 Esas – 2022/85
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/679 Esas
KARAR NO : 2022/85

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında 24.10.2020 tarihinde “konut tasarruf finansmanı” nitelikli bir serbest tasarruf planı sözleşmesi akdedildiğini ve davalıya 165.000-TL ödeme yapıldığını, sözleşme uyarınca davacıya 2021 yılı Ocak ayında 400.000-TL finansman bedeli ödeme yapılması gerektiğini ancak davalının bundan kaçındığını, hal böyle olunca davacının 04.02.2021 tarihinde davalıya müracaatla sözleşmenin feshini talep ettiğini ve ödediği tutarın 75.000-TL’sinin davacıya iade edildiğini, bakiye 90.000-TL’nin de iadesi istenmiş ise de davalının buna yanaşmadığını, aleyhine başlatılan takibe de itiraz ettiğini, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/47601 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, husumet tevcih edilen şirketin tüzel kişiliğinin birleşme ile sona erdiğini ve davalının taraf ehliyetinin bulunmadığını, davalının hizmet bedeli olarak 20.000-TL talep edebileceğinin sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını ve 6361 sayılı Yasanın 3-j maddesinde tanımlanan “organizasyon ücreti” karşısında bu tutarın iadesinin mümkün olmadığını, davacının gerekli yükümlülüklerini tamamlamadığından tahsisat aşamasına geçilmediğini ve bu yöndeki sorumluluğun davacıya ait olduğunu, ayrıca fesih sebebiyle davacıya iade edilecek tutar için davalının bildirim tarihinden sonra 6 aylık süresi bulunduğunu ve takip tarihi itibariyle sürenin hitama ermediğini, buna göre alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davacı hakkında tacir araştırması yapılmış ve celp edilen belgeler dosya arasına alınmıştır.
Dava, tasarruf finansman sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1. maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; uyuşmazlık, taraflar arasındaki “konut tasarruf finansmanı” nitelikli serbest tasarruf planı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacının tüketici olması durumunda yukarıda işaret edilen mevzuat uyarınca işlemin tüketici işlemi sayılacağı ve davanın Tüketici Mahkemesinde görüleceği açıktır.
İlk bakışta, davacının “demir doğrama” işinden dolayı vergi mükellefi olduğu ve bilanço esasına göre defter tuttuğu veçhile tacir sayıldığı söylenebilir ise de, uyuşmazlık “konut tasarruf finansmanı” nitelikli serbest tasarruf planı sözleşmesinden kaynaklanmaktadır ve davacının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Buna göre, uyuşmazlık konusunun gerçek kişi tacir olan davacının ticari işletmesiyle ilgisi yoktur ve somut durumun işin ticari sayılmasına elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle, taraflar arasındaki sözleşmenin “tüketici işlemi” niteliğini haiz olduğu değerlendirilmiş ve uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerince çözüme kavuşturulması gerektiği kabulü ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nun 20. maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde SAMSUN TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilecek olması halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa bağlanacak beyan ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 24/01/2022

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.