Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2023/13 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/65 Esas – 2023/13
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/65
KARAR NO : 2023/13

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/01/2021
KARAR TARİHİ : 03/01/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 29/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmanın özeti;
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; 03.03.2020 tarihinde Samsun ili Atakum ilçesinde davacıya ait … plaka sayılı araç ile …plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonrasında davacıya ait … plakalı aracın ağır hasarlı hale geldiğini,…plakalı aracın kazanın oluşumda kusurlu olduğunu, davacıya ait aracın … nezdinde 31/12/2019 vadeli Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/29 d.iş sayılı dosyası üzerinden hasar tespitinin istenildiğini ve davacıya ait araçta hasar miktarının işçilik dahil 108.881,20 TL olduğunun tespit edildiğini, davalı … işleteni bulunduğu …plakalı aracın … Şirketi nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın hasar gören parçalarının değiştirilmesi, tamir ve boya işlemleri nedeniyle en az 2 aylık süre boyunca kullanılamadığını, oluşan zararın tazmini için sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davacının mobilya imalat ve satışı işi ile geçimini temin eden esnaf bir kişi olduğunu, gerek kaza nedeni ile yaşadığı ölüm korkusu gerekse aracındaki hasarın büyüklüğünün davacıyı ziyadesiyle üzdüğünü ve günlerce yaşadığı kazanın şokundan kurtulamadığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak ve toplam zarar tespit edildiğinden artırılmak üzere aleyhe tüm kusur ve indirim sebepleri düşüldükten sonra davalı sigorta şirketleri açısından kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davanın kabulü ile 108.881,20 TL hasar tazminatının davalı … den olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile , HMK 107/1 gereği belirsiz alacak davası yolu ile belirlendiğinde artırılmak üzere davacının aracının yapılmasından sonra araçta meydana gelen değer kaybından kaynaklanan maddi zararın şimdilik 100,00 TL sinin davalılar … A.Ş, …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, HMK 107/1 gereği belirsiz alacak davası yolu ile belirlendiğinde artırılmak üzere davacıya ait aracın kullanılmamasından doğan ikame araç bedeli zararı olarak 100,00 TL sinin davalılar …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin davalı şirketin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davayı kabul etmemek kaydı ile poliçeden dolayı davalı şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere zararlarda araç başına 41.000 TL ile sınırlı olduğunu, davalı şirkete yapılan başvuru üzerine hasar dosyasının oluşturulduğunu, evrak eksikliği nedeni ile incelemelerin tamamlanamadığını, değer kaybı mevcut ise gerçek değer kaybının tespit edilmesi gerektiğini, davacının aracının ağır hasara uğradığını ikrar etmiş olup, aracın değer kaybının mevcut olabilmesi için yapılan tamirin ekonomik olması gerektiğini, ancak davacının aracının tamirinin ekonomik olmaması, pert olması nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağının sabit olduğunu, davacının avans faizi talebinde bulunduğunu, ancak somut olayda zarar gören 3.kişi konumunda olup, davacı şirket ile arasındaki ilişkinin ticari bir nitelik arz etmediğini ve tazminat talebinin haksız fiilden kaynaklandığını beyanla dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, kabul anlamına gelmemek üzere davacının aracında meydana gelen hasar miktarının uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, kasko sigortası genel şartları ve poliçe özel şartları uyarınca hasar tarihinde aracın piyasa rayiç değerinin uzman sigorta eksperince belirlenmesinin zaruri olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulacak olması halinde iş bu tutar kusur oranları doğrultusunda …plakalı aracın ZMMS poliçesini akdeden sigorta şirketince rücu edileceğinden kusur oranlarının tespitinin zorunlu olduğunu, faizden sorumluluklarının sınırlı olduğunu beyanla şirketleri aleyhine ikame edilen haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, dava açılmadan önce davalılara karşı arabulucuya başvurulmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, dava konusu kazanın iddia edildiği gibi çift taraflı trafik kazası olmayıp tamamen davacının kusuru sonucu gerçekleşen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası olduğunu, ne davalıların sürücü ve maliki olduğu …plaka sayılı aracın davacının aracına, ne de davacının aracının davalıların aracına çarptığını, bu kazadan davalıların sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının kural ihlali yaptığı var sayılsa bile davacı araç sürücüsünün aşırı hızlı oluşunun davalının eylemi ile kaza arasındaki illiyet bağını kestiği ve kazanın tamamen davacının kusuru ile gerçekleştiğinin kabulünün gerektiğini, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunda davacı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğu, davacıya ait aracın tramer kaydının incelenerek davaya konu kazadan önce ve sonra karıştığı kaza bulunup bulunmadığı ve aracın kaza öncesindeki kilometresinin tespiti ile hasar ve varsa değer kaybı hususunun değerlendirilmesini, aracın tamirinin iki ay sürmesinin mümkün olmadığını, davacının trafik kazasında bedeni zarara uğramadığını, kazada kusurlu olan tarafın kendisi olduğunu, davacının kendi kusuru ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar tacir olmadığından ve davaya konu kazanın tarafların ticari işletmesini ilgilendirmediğinden davalılardan avans faiz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan, zaman aşımı nedeniyle, maddi ve manevi tazminat isteminin esastan reddine, davacı tarafın avans faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, … tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, hasar dosyası, … tarafından düzenlenen Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden temin edilen tramer kaydı, Türkiye Noterler Birliğinden temin edilen dava konusu araca ait tescil belgesi, Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/29 d.iş sayılı dosyası, ekspertiz raporu, Trafik ve Makine Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 26/08/2021 tarihli bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu 14/04/2022 tarihli kusur raporu, Makine Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 29/06/2022 tarihli ek rapor, 15/09/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi, Otomotiv alanında uzman bilirkişiden alınan 13/12/2022 tarihli bilirkişi ve bedel artırım dilekçesi.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan hasar bedeli, değer kaybı, ikame araç bedeli zararının tazmini ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 03.03.2020 tarihinde işleteni … sürücüsü …olan davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile koruma örtüsü altına alınan …plakalı araç ile davacıya ait davalı…’ye kasko poliçesi ile sigortalanan … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta oluşan hasar bedeli, değer kaybı, ikame araç bedeli zararı ve manevi tazminat talep etmiş, talep miktarını ıslah dilekçesi ile artırmıştır.
Burada öncelikle davalı … vekilinin yetki ilk itirazının incelenmesi gerekmekte olup, 6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK’nın “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir. HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen anılan 16. maddesinde esasen HMK’nın 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetkinin sözkonusu olmadığı da açıktır. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yerinin hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yerin Samsun olduğu anlaşıldığına göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı … tarafından yapılan yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacıya ait araç ile … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleştiği ve davalı … A.Ş’ne …plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olması, davalı …e …plakalı aracın sürücüsü, davalı …e davalı … davacıya ait … plakalı aracın Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davaya konu aracın tramer kaydı ve hasar kaydı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı … A.Ş tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile dava konusu davalı … adına kayıtlı aracın 03/06/2019-03/06/2020 tarihleri arasında maddi-araç başına 36.000 TL limitle sigortalandığı, davadan önce herhangi bir ödeme yapılmadığı gelen yazı cevabına göre anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından düzenlenen Genişletilmiş Artı Kasko Sigorta Poliçesi ile davacıya ait aracın 31/12/2019-31/12/2020 tarihleri arasında rayiç bedel üzerinden sigortalandığı, davadan önce herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
03.03.2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde, kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 sayılı K.Y.T.K’da yer alan kural ihlalinden 52/1-a, diğer sürücü …in 53/1-b kuralını ihlal ettiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce Trafik ve Makine Mühendisi bilirkişiden alınan 26/08/2021 tarihli raporda özetle, …plakalı araç sürücüsü …in 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda yer alan 53/1-b maddesi (Sola dönüş kuralına riayet etmemek) kuralını ihlal ettiği, 55 AHZ plakalı araç sürücüsü …’ın ise aynı kanunun 52/1-a (Kavşaklara yaklaşırken … hızlarını azaltmamak) ve 52/1-b maddesi (Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kurallarını ihlal ettiği, davaya konu … plakalı 2012 model aracın kaza tarihindeki hasar miktarının parça+işçilik+KDV dahil 161.134,50 TL olarak hesaplandığı, bu hasar miktarının aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa değerine yaklaştığından aracın onarılmasının ekonomik olmayacağı, bu nedenle aracın pert edilmesinin uygun olacağı, aracın kaza tarihindeki değerinin yapılan piyasa araştırmasına göre 275.000 TL olarak hesaplandığı, yine hurda (sovtaj) değerinin yukarıda yapılan piyasa araştırmasına göre 165.000 TL hesaplandığı, aracın kaza tarihindeki değeri olan 275.000 TL den hurda (sovtaj) değeri olan 165.000 TL tenzil edildiğinde arcın hasar miktarının 110.000 TL olarak hesaplandığı, kaza tarihi olan 03/03/2020 olması nedeniyle kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları ekinde ‘Teminat Dışında Kalan Haller’ çekme belgeli ve hurda işlemi görmüş araçların değer kaybı teminatı dışında olduğunun belirtildiği, bu nedenle araçta değer kaybının oluşmayacağı, Objektif reel değer kaybı hesabında da, araç pert olduğu için kazadan önceki değeri ile kazadan sonra hurda (sovtaj) hali arasındaki farkın zaten aracın kaza tarihindeki hasar miktarını vereceği, araç pert olduğu için davacının aynı model ve yaşta özellikleri taşıyan yeni bir araç alması için gerekecek makul sürenin tespiti ile bu süre için ödenecek makul kiralama ücretinin tespitinde, Yargıtay kararlarında prosedürden kaynaklanan süreler gözetilmeksizin makul sürenin tespitinin istendiği, bu nedenle ekspertizlerin artık online olarak görevlendirildiği, ekspertizin en geç iki gün içinde aracın hasarlı halini göreceği, nitekim mutabakat süresinin tarafların aracın rayiç değeri konusunda anlaşıp anlaşamaması nedeniyle sürecin uzayacağı, Yargıtay içtihatlarında makul sürenin tespitinin istendiği, makul süre çerçevesinde aracın istekli alıcı ve istekli satıcı arasında, tarafların herhangi bir ilişkiden etkilenmeyeceği şartlar altında hiçbir zorlama olmadan, basiretli ve konu hakkında yeterli bilgi sahibi kişiler olarak, uygun bir pazarlama sonrasında değerleme tarihinde gerçekleştirecekleri alım satım süresinin 30 gün olarak tespit edildiği, 30 gün için aracın emsal araç kirasının Samsun’da araç kiralama şirketlerinden yapılan araştırmaya göre günlük 510,00 TL olacağı, 30 gün için bu bedelin 15.300,00 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 14/04/2022 tarihli raporda özetle, davalı sürücü …sevk ve idaresindeki …plaklaı otomobil ile gündüz vakti meskun mahaldeki olay yeri kavşakta yolun en sağ kısmını takiben seyir halinde olduğu esnada sola manevra yapmadan önce sol gerisinden seyreden araç trafiğini kontrol ettikten sonra dönüşünü yapması hususlarına riayet etmeyip yolun sağ kısmından hatalı biçimde aniden kontrolsüzce sola manevra yaptığı sırada, sol gerisinden düz seyreden otomobilin seyir şeridini kapattığı, olayan oluşumuna sebebiyet vermekle meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile olay mahalli kavşağa yaklaşımında hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, yolun sağ kısmından sola manevra yapan araca karşı zamanında ve etkin tedbir aldığından olayda tali kusurlu olduğu, davalı sürücü …ni %70 oranında, davacı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Alınan bu rapor olayın oluşuna uygun olduğundan hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce Makine Mühendisi bilirkişiden alınan 29/06/2022 tarihli ek raporda özetle, davaya konu aracın kazadan önce 5 adet kazası dikkate alınarak kaza tarihindeki 2.el piyasa değeri için yapılan piyasa araştırması sonuçlarının ortalaması alındığında aracın kaza tarihindeki değerinin 275.000 TL olarak hesaplandığı, aracın kaza tarihindeki 2.el hurda kazalı halinin (sovtaj) değerinin yapılan piyasa araştırma sonuçlarının ortalaması alındığında 165.000 TL olarak hesaplandığı, aracın kaza tarihindeki değerinden hurda sovtaj değerinin tenzili ile aracın hasar miktarının 110.000 TL olarak hesaplandığı, araç kiralama şirketlerinden yapılan araştırmaya göre fiyatın kaza tarihi itibariyle tespit edildiği, buna göre bu fiyatların ortalaması alındığında aracın emsal araç kira bedelinin 510,00 TL olduğu, bu fiyatlardan Yargıtay içtihatlarına göre aracın yakıt, amortisman ve bakım giderleri de düşülerek fiyatın belirlendiği, 30 gün için bu bedelin 15.300 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 15/09/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçesinin netice-i talep kısmındaki 114.081,20 TL nin bilirkişi raporu doğrultusuda 125.810,00 TL olarak artırılmasına, aleyhe vaki tüm kusur ve indirim sebepleri düşüldükten sonra davalı sigorta şirketleri açısından poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davanın kabulü ile meydana gelen trafik kazası nedeniyle şimdilik 110.000 TL hasar onarım bedelinin davalı … den olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline, değer kaybından kaynaklanan maddi zarar olan 100,00TL den davalılar … A.Ş ile …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline, davacıya ait aracın kullanılmamasından doğan ikame araç bedeli zararı olan 10.710,00 TL nin …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile 5.000 TL manevi tazminatın davalılar …ve …ten olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılar …ve …ten tahsilini davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Daha önce alınan raporların makina mühendisinden alınmış olması sebebi ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2022/815 esas 2022/1241 karar sayılı emsal kararı göz önüne alınarak otomativ alanında uzman bilirkişiden rapor alınması için dosya otomotiv alanında uzman akademisyen bilirkişiye tevdi edilmiştir. Otomotiv alanında uzman bilirkişiden alınan 13.12.2022 tarihli raporda özetle, dava konusu aracın kaza tarihinde 17.10.2011 ilk tescil tarihi itibariyle yaklaşık 8,5 yıllık bir araç olup, ortalama yaklaşık 34.000 KM yaptığını, kullanılmışlık düzeyinin yıllık ortalama olarak ve yaşı nispetinde yüksek olduğunu, dava konusu hasarı öncesi 5 adet hasar/kaza kaydının bulunduğunu, aracın kaza tarihindeki dava konusu hasarı önceki piyasa değerinin bu tespitlerin ortalaması alınarak yaklaşık 330.000 TL olacağı kanaatine varıldığı, kaza tarihindeki ekspertiz raporundaki orjinal parça bedelleri esas alınarak ve işçilik de dahil toplam hasar tutarının KDV dahil 154.361 TL olacağı, 13.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen hasarlı parçaların dava konusu hasarı tam kapsamadığı,, 26.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda kalem edilen parçaların ise ekspertiz raporu ile uyumlu olduğu, fakat bu boyutta hasarın onarımı için belirlenen işçilik tutarının makul olmadığı, bilirkişinin makul onarım süresini 30 gün olarak tespit edildiği görüldüğü, hasar boyutu ve gerekli iş yüküne göre takdir edilen işçiliğin piyasa şartlarına göre düşük olduğunu, hasar tutarının aracın değerine oranına yaklaşık %47 olduğu, hasarın niceliği yüksek olmakla birlikte aracın değerine oranla %50 sini aşmadığı, hasara ilişkin fotoğraflardan ön ve orta sağ yan hasarının yüksek olduğu ve aracın kısmen ağır hasarlı olduğu, nicelik olarak onarımının ekonomik olduğu, 20.03.2020 tarihli 31074 sayılı Resmi Gazetede Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Daire Genel Şartlar adlı tebliğe göre değer kaybının 5.643 TL olarak belirlendiği, bu değer kaybı oranının kaza tarihindeki 330.000 TL piyasa değerine uyarlandığında kaza tarihi itibariyle yaşayacağı değer kaybının yaklaşık 50.000 TL olacağı kanaatine varıldığı, sovtaj değerinin kaza tarihi itibariyle 125.000 TL olduğu kanaatine varıldığı tespitle dava konusu hasar öncesi piyasa değerinin 330.000 TL olduğu, hasar tutarının KDV dahil 154.361 TL olduğu, pert olarak değerlendirilmesinin teknik olarak uygun olmadığı, makul onarım süresinin 20 gün olduğu, emsal araç kiralama bedelinin günlük 350 TL olduğu, onarımı süresince ikame araç zararının 7.000 TL olduğu, hasarın onarımına müteakip yaşayacağı değer kaybının ilgili tebliğe göre 5.643 TL, reel piyasa şartlarına (objektif esasa) göre 50.000 TL olduğu, pert olarak değerlendirilmesi durumunda ise hasarlı haldeki sovtaj değerinin 125.000 TL olduğu, bu durum esas alınacak hasar tutarının dava konusu hasar öncesi piyasa değeri ile sovtaj değeri arasındaki fark olan 205.000 TL olduğu, yeni bir araç satın alma makul süresinin de 20 gün olduğu, dolayısıyla bu sürece ikame araç zararının da 7.000 TL olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesini ve yeni rapor alınmasını talep etmişse de alınan raporun dosyada mevcut olan 26/08/2021 ve 29/06/2021 tarihli ek rapor ile farklılıkların sebebinin denetime elverişli şekilde açıkladığı, raporun kendi içinde çelişkileri giderdiği, kaldı ki son raporun konusunda uzman otomotiv bilirkişisi tarafından hazırlandığı anlaşılmakla yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş ve 13/12/2022 tarihli rapor hükme esas alınmıştır.
Hasar onarım bedeli yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava, … yönünden kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılan hasar onarım bedelinin tazminine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile tazminat miktarı tespit edilirken davalı sigorta şirketleri açısında kusur ve diğer indirim sebeplerinin düşülmesini istemiştir. Bu sebeple tazminat miktarı takdir edilirken taleple bağlı kalınarak davalı Sampo Sigorta A.Ş açısından da davacının kusur oranı dikkate alınmıştır. Kaza 03/03/2020 tarihinde gerçekleşmiş olup … plaka sayılı aracın kasko poliçesi ise 31/12/2019-31/12/2020 tarihleri arasındadır.
01.04.2013 tarihli Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının “3.3. Sigorta Bedeli, Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi” başlığı altında düzenlenen 3.3.2.2. bendinde “Onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Onarım masrafları sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez.
Sigortalının ve sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişilerin aracın hasarlı haliyle sahibine terk edilmesine onay vermesi halinde aracın riziko tarihindeki rayiç değeri ile hasarlı hali arasındaki tutar sigortalıya tazminat olarak ödenebilir. Bu durumda ilgisine göre yukarıdaki paragraflarda düzenlenen usul çerçevesinde işlem yapılır. Sigortalının onayı ile aracı hasarlı haliyle sigortalıya terk ederek tazminatı ödemek isteyen sigortacı, tespit edip sigortalıya bildirdiği sovtaj bedelini bildirimden itibaren 1 aylık süreyle sınırlı olarak garanti etmiş sayılır. ” düzenlemesi yer almıştır.
Mahkememizce alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen son rapor ile hasar niceliğinin yüksek olmakla birlikte aracın değerine oranının %50’sini aşmadığı, davacıya ait aracın hasarının nitelik olarak onarım kabul etmez durumunun olmadığı, nicelik olarak onarımının daha ekonomik olduğu, aracın pert kabul edilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı tespit edilmiş olup, davacı asil de duruşmadaki beyanında davaya konu aracın onarımının yapıldığını ve kendisi tarafından halen kullanıldığını beyan ettiği, araç tescil kaydının incelenmesinde de aracın trafikten çekilmediği, davacı vekilinin de 15/09/2022 tarihli beyan dilekçesi ile aracın hasar onarım bedelini ve değer kaybı istediklerinin aracın pert olmasını kabul etmediklerinin belirtildiği anlaşılmakla aracın pert total kabul edilemeyeceği, aracın onarımı için gereken tutarın 154.361,00 TL olduğu, davacının kazanın gerçekleşmesinde %30 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış, dava ve ıslah dilekçesinde kusur oranının tenzil edilmesi de talep edildiğinden 108.052,70 TL’nin davalı kasko sigortacısı …’den tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.3.3.4.1 maddesinde “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur. ” düzenlemesi mevcuttur.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 01/09/2020 tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin evrakların dosya içerisine sunulduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 45 gün sonrasına tekabül eden 19/11/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş, sigortalı aracın hususi kullanıma mahsus olduğu anlaşılmakla yasal faize hükmedilmiştir.
Değer kaybı zararı yönünden yapılan değerlendirmede;
2918 s. KTK’nın “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı”, maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir. Nitekim, Yargıtay 4. HD.nin 25.03.2022 tarih ve 21252/5913 sayılı kanun yararına bozma ilamında da aynı yönde değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Bu sebeplerle, ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, mahkememizce alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporu ile tespit edilen davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki farkın, yani somut olayda 13/12/2022 tarihli mahkememizce hükme esas alınan son bilirkişi raporuna göre 50.000,00 TL’nin davacının gerçek zararı olduğu anlaşılmıştır. Ancak burada tespit edilen zarardan davacının kusuruna karşılık gelen kısmından davalılar sorumlu olmadığından davacının talep edebileceği değer kaybı zararının 50.000,00*70/100=35.000,00 TL olduğu anlaşılmış bedel artırım dilekçesi ve taleple bağlılık ilkesi gereğince 100.00 TL yönünden davanın davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 19/11/2020 tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin evrakların dosya içerisine sunulduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 02/12/2020 tarihinden itibaren, davalılar … ve … kaza tarihinde 03/03/2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş, sigortalı aracın hususi kullanıma mahsus olduğu anlaşılmakla yasal faize hükmedilmiştir.
Araç Mahrumiyet Zararı (ikame araç bedeli) yönünden;
Davacının, tamir süresi boyunca aracından mahrum kaldığı ve en az araç kira parası kadar zarara uğradığı ve bu yöne ilişkin zararının işleten ve sürücü tarafından tazmin edilmesi gerektiği açıktır. Mahkememizce alınan 13/12/2022 tarihli otomotiv alanında uzman bilirkişiden alınan ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporunda aracın makul tamir süresinin 20 gün olduğu saptanmış günlük kira parasının 350,00-TL olduğu, tamir süresince ikame araç bedeli zararının 20*350,00 TL=7000 TL olduğu kanaatine varılmış , bulunan zarardan davacının kusur indirimi yapıldıktan sonra 7.000,00*70/100=4.900,00 TL olduğu tespit edilmiş ve 4.900,00 TL’nin …plakalı aracın sürücü ve işleteninden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK’nın 56. maddesi uyarınca hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Dava dilekçesi içeriğinde manevi tazminata dayanak olarak trafik kazası nedeni ile duyulan elem ve üzüntü gösterilmiş olmakla bu çerçevede değerlendirme yapılmış, tüm dosya kapsamı dikkat alınarak maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, ayrıca maddi hasarlı trafik kazasında manevi bir zararın mevcut olmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik her hangi bir eyleminin olmadığı gibi davalının trafik kazasının meydana gelmesinde kastı da bulunmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir (Bkz; Yargıtay 4.HD’nin 08/12/2020 tarih, 2020/1003 Esas ve 2020/4213 Karar sayılı ilamı).
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış, davalıların arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin kabul-red oranına göre davalı … A.Ş yönünden tahsil kabiliyeti olmaması dikkate alınarak davalı … ile davacıdan tahsiline dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Kısa kararda hasar bedeline ve ikame araç bedeline ilişkin olarak reddedilen ve değer kaybına ilişkin olarak kabul edilen kısımlar yönünden hüküm kesin olmasına rağmen İstinaf yasa yolunun açık olduğu yazılmış ise de hasar bedeline ve ikame araç bedeline ilişkin olarak reddedilen, ve değer kaybına ilişkin olarak kabul edilen kısımlar yönünden kesin olarak tashih edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Maddi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
108.052,70 TL’nin 19/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Sampo Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
100,00 TL değer kaybının davalılar … A.Ş’den 02/12/2020 tarihinden diğer davalılar …ve …den kaza tarihi olan 03/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4.900,00 TL ikame araç bedeli zararının davalılar …ve …den kaza tarihi olan 03/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.132,68 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 389,65 TL ile ıslah harcı 200,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.132,68 TL nin davalılardan (6.817,22 TL’sinden …, 6,31 TL sinden … A.Ş, 309,15 TL’sinden …ve … sorumlu olmak üzere) alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 389,65 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı ve 200,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 649,25 TL nin davalılardan (620,54 TL sinden …, 0,57 TL sinden … A.Ş, 28,14 TL sinden …ve … sorumlu olmak üzere) alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 945 TL ATK ücreti, 1.950 TL bilirkişi ücreti, 395 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.290 TL yargılama giderinin davalılardan (3.144,49 TL sinden …, 2,91 TL sinden … A.Ş, 142,60 TL sinden …ve … sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 17.957,90 TL nin davalılardan (17.163,68 TL sinden …, 15,88 TL sinden … A.Ş, 778,34 TL sinden …ve … sorumlu olmak üzere vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar …ve … davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.810,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davalı … davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre red edilen miktar üzerinden belirlenen 1.947,30 vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360 TL arabuluculuk ücretinin 1.332,00 TL’si Sampo Sigorta A.Ş den, 28,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, (davalı … yönünden kabul edilen kısım dikkate alınarak tahsil kabiliyeti olmaması sebebi ile hüküm kurulmamıştır)
8-Manevi tazminat yönünden açılan davanın REDDİNE,
9-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-Davalılar …ve … davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.000,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
11-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … ve … vekilinin yüzünde diğerlerinin yokluğunda , manevi tazminat ve maddi tazminatın hasar bedeline ilişkin olarak kabul edilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak, hasar bedeline ve ikame araç bedeline ilişkin olarak reddedilen, ve değer kaybına ilişkin olarak kabul edilen kısımlar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/01/2023