Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/640 E. 2023/20 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/640 Esas – 2023/20
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
SAMSUN GEREKÇELİ KARAR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/640
KARAR NO : 2023/20
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/01/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 03/02/2023
Mahkememizde görülen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; TMO’ya ait işletmelerde güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmek üzere hizmet alımı için ihaleye çıkıldığını ve davalı şirketlerle hizmet alımı sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre çalıştırılacak işçinin iş akdinin tesisi ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun akdedilen sözleşmeler uyarınca davalı şirketlere ait olduğunu, dava dışı … isimli güvenlik görevlisinin de hizmet alımı sözleşmeleri ile 16.01.2006-29.06.2019 tarihleri arasında istihdam edilip çalıştırıldığını, iş yerinin tasfiye edilmesi üzerine yüklenici firmaya iade edildiğini, işe iade amacıyla Samsun 4.İş Mahkemesinin 2019/229 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini dava dışı işçiye 30/10/2020 tarihinde 14.634,00 TL ve 14.374,80 TL ödeme yapıldığını, … ile 18.000,00 TL kıdem ve ihbar tazminatı alacağı için anlaşma sağlandığını, anlaşma sonucu arabulucuya 1.080,00 TL ödeme yapıldığını, 56.223,63 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava dışı işçiye hizmet karşılığında 103.954,66 TL ödendiğini beyanla 103.954,66 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte, işçiyi çalıştırdıkları dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili talep dilekçesi ile; 26/04/2020 tarihli celsede verilen 1 nolu ara karar gereğince davalılardan ne miktarlarda tazminat talep edildiğinin açıklanması amacıyla bu konudaki beyanların sunulması için süre verildiği, davalılardan talep edilen tazminat miktarının … için 1.466,11 TL, … için 28.903,34 TL, … için 39.585,61 TL olduğu beyan etmiştir.
Davalı …’nin cevap dilekçesinde özetle: Arabuluculuk görüşmelerinde müvekkili şirketin vekil ile temsil edildiğinden dava dilekçesinin müvekkili şirkete açıkça usulsüz yapıldığını, davaya bakmaya yetkili mahkemelerin İstanbul Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde kıdem tazminatından müvekkil şirketin sorumlu olduğu yönünde hüküm bulunmadığından davanın haksız açıldığını, dava dışı işçinin iş sözleşmeleri davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin sorumlu olamayacağını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalılar … vekili cevap dilekçesi ile özetle: Taraflar arasındaki sözleşmede Ankara mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki kaydının bulunduğunu ve buna göre davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kıdem tazminatının alt işverenden tazmini için hizmet alımı sözleşmelerinde açık bir hüküm bulunması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Dava, dava dışı işçi …’ya yapılan işçilik ödemelerinden davalıların sorumlu olup olmadığı ile miktarına ilişkin açılmış tazminat davasıdır.
Davacının davalı şirket ile hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı …’ya sözleşmesinin feshi üzerine kendisine davacı tarafından 103.954,66 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin sözleşme hükümleri İş Kanunu 2/6 maddesi 6098 sayılı TBK’nu 162 – 168 maddeleri uyarınca davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı, ihabr tazminatı ve ferilerinden hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir. Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından davanın TBK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek davacı, gerekse davalılar tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğundan TTK 4. maddesi gereği mahkememiz iş bu davada görevlidir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23.06.2020 tarih ve 1047/2188 sayılı kararında da aynı değerlendirmelerde bulunulmuş, bu tür davalarda hangi ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı müstakar hale gelmiştir.
Burada, öncelikle davalı … Hiz. Ltd. Şti vekilinin yetki ilk itirazlarının akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Davacı ile davalı Yavuz İş Gücü Hiz. San ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki sözleşmelerin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Mezkur davalı şirketler vekili, yetki ilk itirazında, müvekkili davalıların yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmelerdeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir ve reddedilmelidir (Bkz: Yargıtay 20. HD.nin 12.03.2020 tarih ve 747/1360 sk.)
Diğer davalılar … şirketlerinin yetki ilk itirazlarının ise taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olması, yetki itirazının süresinde olması ve yerinde görülmesi nedeni ile belirtilen davalı şirketler yönünden açılan dava tefrik edilmiş mahkememiz 2023/10 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Samsun 4.İş Mahkemesi’nin 2019/229 esas 2020/14 karar sayılı kararının incelenmesinde; davacısının …, davalıları …. olan, işe iade istemli tespit davasında verilen 19.01.2020 tarih ve E:2019/229, K:2020/14 sayılı kararla; …’nun iş akdinin feshinin geçersizliğine, alt işveren …. işyerinde işe iadesine, işe başlatmama tazminatı olarak 5 aylık brüt ücreti olan (5×2.926,80-TL) 14.634,00-TL belirlenmesine, boşta geçen süre için 4 aylık (4×3.593,70-TL) 14.374,80-TL ücretin davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesine hükmedildiği görülmüştür. Anılan karar, dosyada mevcut Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi’nin 25.09.2020 tarih ve E:2020/683, K:2020/1382 sayılı kararı ile kesinleşmiştir.
Mahkememizce alınan 13/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, sözleşmelere göre dava dışı işçinin 16.01.2006-30.04.2006 tarihleri arasında … Hizm …Şti bünyesinde, 02.05.2006-31.12.2011 tarihleri arasında … özel … Şti bünyesinde, 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında ……Şti bünyesinde, 01.01.2016-15.03.2016, 01.06.2016-15.06.2016 tarihleri arasında …. Bünyesinde, 01.11.2016-31.08.2017 tarihleri arasında …, …bünyesinde, 01.11.2017-31.08.2018 tarihleri arasında …., …. Ortaklığı bünyesinde, 01.09.2018-29.06.2019 tarihleri arasında …. bünyesinde, olmak üzere 26.01.2006-29.06.2019 tarihleri arasında toplam 13 yıl 5 ay 13 gün çalıştığı, dava dışı …’nun son ücreti üzerinden giydirilmiş ücreti 3.593,70 Tl olduğu, kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca 35 günlük ücreti üzerinden hesaplanması gerektiğinden 3.593,70 TL/30=119,79 TLx 35= 4.192,65 TL, 4.192,65 TLx13 yıl = 54.504,45 TL 1.192,65 TL/12×5 ay = 1.746,94 TL 4.192,65 TL/365x 13 gün = 149,33 TL olmak üzere toplam 56.400,72 TL brüt kıdem tazminatı olduğu,Dava dışı …’ya arabuluculuk görüşmeleri sonrası ihbar ve kıdem tazminatı olarak 18.000,00-TL ödendiği görülmekte olup, bunun 6.708,24-TL’si ihbar tazminatı olmakla; 18.000,00-TL – 6.708,24-TL = 11.291,76-TL’si kıdem tazminatı ödemesi olduğu, dava dışı işçi … 67.515,39 TL kıdem tazminatı ödemesi yapılmış olduğu, dava dışı işçiye fazla ödeme yapıldığı, kıdem tazminatı miktarı brüt 56.400,72-TL olduğu, … bünyesinde çalışmaları 16.01.2006-30.04.2006 tarihleri arasında 3 ay, 14 gün olmak üzere toplam 104 gün, (56.400,72-TL / 4753) x 104 gün = 1.234,10-TL kıdem tazminatından sorumlu olduğu, … …. bünyesinde çalışmaları: 02.05.2006-31.12.2011 tarihlerinde 5 yıl, 8 ay olmak üzere toplam 2040 gün, (56.400,72-TL / 4753) x 2040 gün = 24.207,34-TL kıdem tazminatından sorumlu olduğu, …. bünyesinde çalışmaları: 01.09.2018-29.06.2019 tarihlerinde 9 ay, 29 gün olmak üzere toplam 299 gün, (56.400,72-TL / 4753) x 299 gün = 3.548,04-TL kıdem tazminatından sorumlu olduğu, … Hizmetleri San.ve Tic.Ltd.Şti.’nden 1.234,10-TL, kıdem tazminatı, … ….’nden 24.207,34-TL, ….’nden toplam; 36.119,53-TL (14.634,10 TL + 14.374,80 TL + 402,49 TL + 6.708,24 TL) talep edilebileceği görüşü mütalaa edilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Bu durumda yapılması gereken taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri belgelere göre işçiliğe bağlı haklardan sorumluluğa ilişkin açık hüküm bulunması halinde bu hükme göre değerlendirme yapılması, aksi takdirde Yargıtay 23. HD’nin 2016/5902 Esas 2019/5126 Karar sayılı ve benzeri ilamlarında açıklandığı üzere hizmeti yapan davalıların kendi işçisi ile hizmeti vermesinin sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücretleri vs ödentilerden davalıların sorumlu olduğu gerekçesi ile sorumluluğunun tespit edilmesidir.
Somut olayda 2016 yılından önce imzalanan sözleşme, teknik şartname ve genel şartname hükümlerinden işçinin her türlü haklarının korunmasından, giderlerinden davalı yüklenicilerin sorumlu oldukları, 2016 yılı ve sonrasında imzalanan teknik şartnamenin 14/5. maddesinde yüklenicinin kıdem tazminatı hariç olmak üzere işçinin özlük haklarının sağlanmasından sorumlu oldukları belirtilmiş olup bu madde ile hizmet işleri genel şartnamesinin 38. madde hükümünün birbirinden farklı ve çelişkili olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımına İlişkin Sözleşmenin 8.2, maddesine göre ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 1. sırada uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Taraflar arasında imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 38.maddesine göre yüklenicinin iş verdi,ği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak İş yerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elamanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenici sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeni ile açıkça yüklenicinin (altişveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiş olup tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve dolayısıyla şartname hükümleri tarafları bağlayacaktır.
Bu sebeple mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ” davacı ile davalılar arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmelerinin ekinde yer alan teknik şartnamelerde yer alan “Yüklenici yürürlükteki İş Kanun ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) tüm sorumluluk yükleniciye aittir.” hükmünün bulunduğu sözleşmeler kapsamında yüklenici şirketler tarafından çalıştırılan işçilere ödenecek kıdem tazminatlarından sorumluluğu açık bir şekilde asıl işveren konumundaki davacı Kuruma verdiğinden Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda bu dönemlere ilişkin davacının dava dışı işçiye ödediği kıdem tazminatını davalılara rücu edemeyeceğinin tespit edildiği” görüşüne iştirak edilmemiş ve kıdem tazminatına ilişkin yapılan hesaplamalarda tespit edilen miktara dahil edilmiştir ve bu şekilde hüküm kurulmuştur.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; dava dışı … isimli işçinin 26.01.2006-29.06.2019 tarihleri arasında toplam 13 yıl 5 ay 13 gün davalılar bünyesinde çalıştığı, dava dışı işçinin talep edebileceği brüt ihbar tazminatının 6.708,24-TL kıdem tazminatının olduğu, mahkememizce alınan ve benimsenen bilirkişi raporuna göre işçinin kıdem tazminatı miktarının brüt 56.400,72-TL olduğu anlaşılmış ve bu miktarlar esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir.
Arabuluculuk görüşmeleri sonrası ihbar ve kıdem tazminatı olarak 18.000,00-TL ödendiği, 6.708,24-TL’si ihbar tazminatı olmakla; 18.000,00-TL – 6.708,24-TL = 11.291,76-TL’si kıdem tazminatı karşılığı olduğu, ayrıca brüt 56.223,63-TL kıdem tazminatı daha ödemesi yapılmış olup, toplam kıdem tazminatı ödemesi = 56.223,63-TL + 11.291,76-TL = 67.515,39-TL olduğu anlaşılmış ve davacı Kurumca ödenmesi gerekenden fazla yapılan ödemelerin davalılara rücu edilmesi mümkün olmadığından fazla kısım hesaplamada dikkate alınmamıştır. Yapılan kıdem tazminatı ödemesi dava dışı işçinin davalılar bünyesinde çalıştığı gün sayısına oranlamıştır.
Dava dışı işçiye Samsun 4.İş Mahkemesi’nin 19.01.2020 tarih ve E:2019/229, K:2020/14 sayılı kararı ile hükmedilen; 14.634,00-TL işe başlatmama tazminatının 30.10.2020 tarihli banka dekontu ile ödendiği, 14.374,80-TL boşta geçen süre ücretinin 30.10.2020 tarihli banka dekontu ile ödendiği anlaşılmış olup bu ödemelerin tamamının sorumluluğu son alt işveren ….’ne ait olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlere göre davacının … Hizmetleri San.ve Tic.Ltd.Şti.’nden 1.234,10-TL(kıdem tazminatı), … ….’nden 24.207,34-TL(kıdem tazminatı),….’nden toplam;36.119,53-TL(14.634,00-TL işe başlatmama tazminatı+ 14.374,80-TL boşta geçen süre ücreti + 402,49-TL arabuluculuk ücreti+6.708,24-TL ihbar tazminatı+3.548,04 kıdem tazminatı)’den sorumlu olduğu anlaşılmış ve davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Taraflar tacir ve davaya konu iş ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari avans faizine hükmedilmiş, aleyhine hüküm kurulan davalı Yavuz Koruma’nın iş mahkemesi dosyasında taraf olması nedeni ile iş mahkemesi kararı ile hüküm altına alınan kısım yönünden ödeme tarihinden geri kalan kısım ve diğer davalılar yönünden davadan önce temerrüt ihtarında bulunulduğuna ilişkin belgeye rastlanılmamakla dava tarihi itibari ile temerrüde düştükleri kabul edilerek bu tarihten itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekili zaman aşımı definde bulunmuş ise de sözleşmeden kaynaklı bir alacak olması sebebiyle 10 yıllık genel zaman aşımı süresine tabi olması gerektiği kanaatine varılmış, zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu nazara alınmış, her bir davalı bakımından ayrı ayrı hüküm altına alınan toplam miktar üzerinden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nazara alınıp davanın kabul-ret miktarları gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davalı … ve … Hizm Ltd Şti davayı vekil marifetiyle takip etmişler ise de davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından lehe vekalet ücreti verilmemiştir. Yargılama giderlerinin tamamı, yalnızca bu kişiler aleyhine tazminata hükmedildiği ve davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadıkları veçhile, davalı … ve … Hizm Ltd Şti aleyhlerine hükmedilen tazminat tutarı oranında yüklenmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
i-39.585,61 TL’nin 29.008,80 TL yönünden ödeme tarihi olan 30/10/2020 tarihinden geri kalan 10.576,81‬ TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Yavuz Koruma Özel.. alınarak davacıya verilmesine
ii-1.234,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine
iii-24.207,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.704,09 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.775,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 928,80 TL’nin 17,63 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den, 345,76 TL’sinin … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’den, 565,41 TL’sinin … ve … Hizm Ltd Ştinden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 1.775,29 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.834,59 TL’nin 34,82 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den, 682,95 TL’sinin … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’den, 1.116,82 TL’sinin … ve … Hizm Ltd Ştinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 800,00 TL bilirkişi ücreti, 552,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.352,00 TL’nin 25,66 TL’sinin davalı … Hizmetleri Ltd. Şti’den, 503,30 TL’sinin … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’den, 823,04 TL’sinin … ve … Hizm Ltd Ştinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-1.234,10 TL’nin davalı … Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
ii-9.200,00 TL’nin … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
iii-9.200,00 TL’nin … ve … Hizm Ltd Ştinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.400-TL arabulucuk ücretinden;
i-152,90-TL’nin davalı … Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nden
ii-623,55-TL’nin davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nden
iii-623,55-TL’nin davalı … ve … Hizm Ltd Ştinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde diğer davalıların yokluğunda davalılar Yavuz Koruma ve … Özel Güvenlik şirketi yönünden yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere … Hizm Ltd Şti yönünden ve reddedilen kısım yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulüne anlatıldı. 03/01/2023

Katip…
¸

Hakim …
¸