Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/627 E. 2023/607 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/627 Esas – 2023/607
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/627 Esas
KARAR NO : 2023/607

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Tazminat (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı …’ya ait işyerlerindeki güvenlik işlerinde istihdam edilmek üzere hizmet alımı ihalesine çıkıldığını ve davalı şirketlerle hizmet alımı sözleşmesi akdedildiğini, iş akdinin tesisi ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun sözleşme ve teknik şartnameler ile davalı şirketlere bırakıldığını, dava dışı … isimli işçinin de 26.01.2006-20.06.2019 tarihleri arasında davacıya ait işyerlerinde çalıştığını ve iş akdinin feshi üzerine Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı işe iade davasının kabul ile sonuçlanıp, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2020/27547 Esas sayılı dosyasından başlatılan takipte dosyaya 30.10.2020 tarihinde 14.509,20-TL ve 14.634-TL tutarında ödeme yapıldığını, ayrıca kıdem ve ihbar tazminatı farkına ilişkin alacak için başlatılan arabuluculuk sürecinde davacıya 18.000-TL ve arabulucuya 1.080-TL ödendiğini, yine işçiye kıdem tazminatı alacağı için davacıya yaptığı başvuru sonrasında 56.749,31-TL Brüt tazminat ödendiğini, böylece işçiye toplam 104.993,02-TL tutarında ödeme yapıldığını ve bu tutarın taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmeleri ile teknik şartnameler uyarınca davalıların sorumluluğunda olduğunu beyanla, 104.993,02-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı …. vekili süresinden sonra ibraz ettiği CEVAP dilekçesi ile özetle: Taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinde yetki kaydı bulunduğunu ve buna göre davanın Ankara mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını, kıdem tazminatının alt işverenden tazmini için hizmet alımı sözleşmelerinde açık bir hüküm bulunması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili şirketin yerleşim yerine göre davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını, kıdem tazminatının alt işverenden tazmini için hizmet alımı sözleşmelerinde açık hüküm bulunması gerektiğini, kaldı ki teknik şartnamede alt işverenin sorumlulukları belirtilirken kıdem tazminatının açıkça hariç tutulduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyası ile Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2020/27547 Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişiden alınan 28.04.2022 tarihli raporun eksik olduğu değerlendirilmiş ve yeni bir bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Mahkememizce nitelikli hesaplamalar alanında uzman farklı bir bilirkişiden alınan 01.12.2022 tarihli kök rapor ile 28.03.2022 tarihli ek raporda özetle: Dava dışı işçi …’ın davacıya ait işyerlerinde toplam 13 yıl 5 ay 3 gün süreyle çalıştığı ve 56.749,31-TL brüt kıdem ve 6.770,96-TL brüt ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı kurumca ödenmesi gerekenden fazla yapılan ödemelerin davalılara rücu edilmesi mümkün olmadığından, fiilen yapılan kıdem tazminatı ödemesi toplamının işbu raporda hesaplanan ve ödenmesi gereken kıdem tazminatı miktarını aşan kısmı dışlanmak suretiyle kıdem tazminatı miktarı brüt 56.749,31-TL olarak hesaplamaya esas alındığı, …. ortaklığının 11.845,21-TL’den, …. – …. – Sis Tic. Ltd. Şti. ortaklığının 3.589,45-TL’den, …. – STK Güvenlik Sistemleri Özel Güvenlik Tic. Ltd. Şti. ortaklığının 3.589,45-TL’den, ….nin 1.124,70-TL’den, Orta Karadeniz Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.nin 24.408,31-TL’den ve Yavuz Koruma ve Özel Güvenlik Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.nin toplam 39.897,91-TL’den sorumlu olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulünce tebliğ edilmiştir
Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Burada, öncelikle davalıların yetki ilk itirazları ile zamanaşımı def’i değerlendirilecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Yetki itirazı, kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde ilk itiraz olarak kabul edilmektedir (6100 s. HMK m.116/1-a). İlk itirazların, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur; aksi halde dinlenmezler (HMK m. 117/1). Somut olayda, dava dilekçesi davalı ….ye 05.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalılar vekili 2 haftalık yasal süreden sonra 28.10.2021 tarihinde davaya cevap vermiştir. Buna göre, cevap dilekçesi süresinde değildir ve ilk itirazlardan olan yetki itirazının sonradan ileri sürülmesine usulen olanak yoktur. Bu halde, mezkur davalı şirketler vekilinin yetki ilk itirazı reddedilmelidir.
6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Davacı ile davalı …. arasındaki sözleşmelerin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Mezkur davalı şirketler vekili, yetki ilk itirazında, müvekkili davalıların yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmelerdeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir, reddedilmelidir (Bkz: Yargıtay 20.HD.nin 12.03.2020 tarih ve 747/1360 sk.).
Davaya konu hizmet alımı sözleşmelerinin 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden sonra akdedildiği anlaşılmakta olup, TBK’nın 146. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan alacak davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda, rücuen tazmin talebi hizmet alımı sözleşmesine dayandığına ve davanın ödeme tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşıldığına göre, davalı …. vekilinin zamanaşımı def’i yerinde değildir. Davalı Has Özel Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri şirketi ve STK Güvenlik Sistemleri Özel Güvenlik şirketi ve Ulusoy Özel Güvenlik Hizmetleri şirketi vekilinin zamanaşımı def’i ise süresinden sonra ileri sürüldüğünden reddedilmelidir.
Davanın esasına gelince;
Hizmet alımı sözleşmeleri, ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları asıl işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması durumunda davacı asıl işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alımı ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup, yükleniciler kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak işverene karşı sorumludur. Bu yönde yapılan ödemenin fer’i mahiyetindeki ödemelerin de aynı esasla yüklenicilerden tahsili gerekir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır.
Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13.10.2021 tarih ve 32/848 sayılı kararında da yukarıda işaret edilen esaslar dahilinde değerlendirmelerde bulunulmuş, bu tür davalarda hangi ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı müstakar hale gelmiştir.
Toplanan delillerden; dava dışı işçi …’ın davacıya ait işyerlerinde toplam 13 yıl 5 ay 3 gün süreyle çalıştığı ve kendisine Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyasından alınan ilama istinaden başlatılan Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2020/27547 Esas sayılı dosyasında 30.10.2020 tarihinde 14.509,20-TL ve 14.634-TL tutarında ödeme yapıldığı, çalışma süresine göre 56.749,31-TL brüt kıdem tazminatı ile 6.770,96-TL brüt ihbar tazminatına hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı işçiye 24.07.2019 tarihinde brüt 56.749,31-TL tutarında kıdem tazminatı ödendiği ve arabuluculuk görüşmeleri sonrası ihbar ve kıdem tazminatı olarak 18.000-TL ödeme yapıldığı, bunun 6.770,96-TL’sinin ihbar tazminatı ve 11.229,04-TL’sinin fark kıdem tazminatı olarak ödendiği, ödenen kıdem tazminatı toplamının (56.749,31-TL + 11.229,04-TL) 67.978,35-TL olduğu görülmektedir. Davacı, hizmet akdinin tarafı konumundaki davalılardan ancak ödenmesi gerekli tutar kadar tazminat talep edebileceğinden, yani fazla yapılan ödemelerin davalılara rücu imkanı bulunmadığından, davalılardan talep edilebilecek kıdem tazminatı tutarının bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere brüt 56.749,31-TL olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu sebeplerle, davacının kıdem tazminatı yönünden fazlaya ilişkin rücu istemi (11.229,04-TL) reddedilmiştir.
Davalıların, kıdem tazminatı olarak ödenen 56.749,31-TL’nin ne kadarından sorumlu olduklarına gelince; dava dışı işçinin;
i-26.01.2006-30.04.2006 tarihleri arasında 3 ay, 4 gün olmak üzere toplam 94 gün süreyle …. bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 1.124,70-TL olduğu,
ii-02.05.2006-31.12.2011 tarihlerinde 5 yıl, 8 ay olmak üzere toplam 2040 gün süreyle …. bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 24.408,31-TL olduğu,
iii-01.01.2012-31.12.2013 tarihlerinde 2 yıl olmak üzere 720 gün süreyle …. – … – …. ortaklığı bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 8.614,70-TL olduğu,
iv-01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında 2 yıl 720 gün ve 16.03.2016 tarihinden 31.10.2017 tarihine kadar farklı sürelerle toplam 270 gün süreyle …. – …. ortaklığı bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu sürelere tekabül eden kısmının toplam 11.845,21-TL olduğu,
v-01.11.2016-31.08.2017 tarihlerinde 10 ay olmak üzere toplam 300 gün süreyle …. – …. – …. iş Ortaklığı bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 3.589,45-TL kıdem tazminatından sorumludur.
vi-01.11.2017-31.08.2018 tarihlerinde 10 ay olmak üzere toplam 300 gün süreyle …. – …. ortaklığı bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 3.589,45-TL olduğu,
vii-01.09.2018-29.06.2019 tarihlerinde 9 ay, 29 gün olmak üzere toplam 299 gün süreyle …. bünyesinde çalıştığı ve toplam kıdem tazminatının bu süreye tekabül eden kısmının 3.577,49-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı …. – …. ortaklığı arasındaki 16.03.2016-31.05.2016, 14.06.2016-31.07.2016, 01.08.2016-31.08.2016, 01.09.2016- 31.10.2016 ve 01.09.2017-31.10.2017 dönemlerine ilişkin teknik şartnamelerde, …. arasındaki 01.01.2016-15.03.2016 dönemine ilişkin teknik şartnamede, …. – …. – …. iş ortaklığı arasındaki 01.11.2016-31.08.2017 dönemine ilişkin teknik şartnamede, …. – …. ortaklığı arasındaki 01.11.2017-31.08.2018 dönemine ilişkin teknik şartnamede, …. arasındaki 01.09.2018-29.06.2019 dönemine ilişkin teknik şartnamede kıdem tazminatının yüklenicinin sorumluluğu dışında bırakıldığı belirtilmiş olup, adı geçen davalılar bu hükümlere istinaden kendilerinden kıdem tazminatı talep edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.
Oysa; her iki döneme ilişkin hizmet alım sözleşmesinin 8.1. maddesinde, ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması durumunda ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı belirtilmiş ve 8.2.maddesinde ihale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki hiyerarşi sayılmış olup, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 38. maddesinin 6. fıkrasında, idare tarafında bordroların ve/veya ücret ödemesini gösterir diğer bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde ücret ve/veya yan ödemelerin eksik ödendiğinin veya ödenmediğinin tespiti halinde ödenmeyen kısmın yüklenicinin hakedişinden kesilerek işçinin hesabına yatırılacağı belirtilmiş, aynı maddenin 7. fıkrasında yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamının da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
Görüldüğü üzere, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 38.maddesinin işaret edilen hükmü ile teknik şartnamelerin işaret edilen hükmü arasında kıdem tazminatının kimin sorumluluğunda olduğu yönü itibariyle çelişki/farklılık bulunmaktadır ve bu durumda uyuşmazlığın çözümünde Hizmet Alım Sözleşmesi’nin 8.2. maddesindeki sıralamaya göre belirlenecek mevzuatın uygulanması gereklidir. Buna göre, Hizmet Alım Sözleşmesi’nin 8.2. maddesindeki sıralamaya uygun olarak Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’ne öncelik verilmeli ve davalıların belirtilen dönemlere ilişkin hesaplanan kıdem tazminatından da sorumlu oldukları cihetine gidilmelidir. Nitekim, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2021 tarih ve 5092/747 sayılı kararında da aynı yönde değerlendirmelerde bulunulmuş, kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir.
İhbar tazminatının, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda son alt işverenin sorumluluğunda olduğu değerlendirilmiş ve arabuluculuk sürecinde ihbar tazminatı olarak ödenen 6.770,96-TL’nin, ayrıca arabuluculuk ücreti olarak ödenen 1.080-TL’nin ihbar tazminatı tutarına tekabül eden kısmı 406,26-TL’nin son alt işveren konumundaki ….nden tahsiline hükmedilmiştir. Arabuluculuk ücreti olarak ödenen 1.080-TL’nin mahkememizin mükerrer kıdem tazminatı ödemesi olarak nitelendirdiği 11.209,04-TL’ye tekabül eden kısmı (673,74-TL) ise bilirkişi raporunda yapılan tespitler de gözetilerek davacı üzerinde bırakılmıştır.
Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyasına konu olan ve Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2020/27547 Esas sayılı dosyasından infaz edilen işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti yönünden sorumluluğun, son alt işverene ait olduğu değerlendirilmiş, 30.10.2020 tarihinde ödenen 14.509,20-TL ile 14.634-TL’nin son alt işveren konumundaki ….nden tahsiline hükmedilmiştir.
Hal böyle olunca; davalı …. – …. – ….nin (davalı ….nin 24.049,36-TL’den ve ….nin 12.204,15-TL’den sorumlu olması kaydıyla) toplam 27.683,81-TL’den, davalı ….nin 1.124,70-TL’den, davalı ….nin 24.408,31-TL’den ve davalı ….nin 39.897,91-TL’den sorumlu olduğu değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fazlaya ilişkin istem (11.923,29-TL) reddedilmiştir.
Davalı ….nin Samsun 2. İş Mahkemesi’nin 2019/465 Esas sayılı dosyasında taraf olduğu gözetilerek, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti hakkındaki ödeme yönünden (toplam 29.143,20-TL) ödeme (30.10.2020) tarihinde, diğer ödemeler (39.897,91-TL – 29.143,20-TL = 10.754,71-TL) yönünden ise dava tarihinde, diğer tüm davalıların dava tarihinde temerrüte düştükleri değerlendirilmiş, işin ticari olduğu nazara alınarak belirtilen tarihlerden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Yargılama harç ve giderlerinin tamamı ile zorunlu arabuluculuk ücreti, zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadıkları veçhile davalı …. dışındaki davalılara tahmil edilmiş, davalı …. yönünden ise davanın kabul-ret oranına ve aleyhine hükmedilen tazminat tutarına bakılarak yargılama gideri ve zorunlu arabuluculuk ücreti belirlenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-27.683,81-TL’nin (davalı ….nin 24.049,36-TL’den ve ….nin 12.204,15-TL’den sorumlu olması kaydıyla) 21.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ii-1.124,70-TL’nin 21.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
iii-24.408,31-TL’nin 21.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
iv-39.897,91-TL’nin, 29.143,20-TL için 30.10.2020 ve 10.754,71-TL için 21.09.2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
v-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 6.357,59-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.793,02-TL’nin mahsubu ile noksan 4.564,57-TL’den;
i-1.355,53-TL’nin (davalı ….nin 1.179,48-TL’den ve ….nin 598,54-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen,
ii-55,16-TL’nin davalı ….den,
iii-1.197,09-TL’nin davalı ….den,
iv-1.956,79-TL’nin davalı ….den,
Alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 1.793,02-TL’nin;
i-532,47-TL’nin (davalı ….nin 463,31-TL’den ve ….nin 235,11-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen,
ii-21,66-TL’nin davalı ….den,
iii-470,23-TL’nin davalı ….den,
iv-768,66-TL’nin davalı ….den,
Alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.373,30-TL yargılama giderinden;
i-1.087,13-TL’nin (davalı ….nin 945,94-TL’den ve ….nin 480,03-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen,
ii-44,28-TL’nin davalı ….den,
iii-960,06-TL’nin davalı ….den,
iv-1.281.86-TL’nin davalı ….den,
Alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-9.200-TL vekalet ücretinin davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ii-1.124,70-TL vekalet ücretinin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
iii-9.200-TL vekalet ücretinin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
iv-9.200-TL vekalet ücretinin davalı ….den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …. davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı …. – …. – …. davayı vekil marifetiyle takip etmiş ise de lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.400-TL arabulucuk ücretinden;
i-451,18-TL’nin (davalı ….nin 392,58-TL’den ve ….nin 199,22-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalı …. ile …. ile ….den müştereken ve müteselsilen,
ii-18,37-TL’nin davalı ….den,
iii-398,45-TL’nin davalı ….den,
iv-532-TL’nin davalı ….den,
Alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, davacı ile davalı …. yönünden 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN, diğer davalılar yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 15/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.