Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/571 E. 2023/225 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : … …
KATİP : ….

DAVACI : …
VEKİLİ : ….
DAVALILAR : 1- ….
VEKİLİ : …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 23/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, davacının davalı tarafından 12.10.2011 tarih … ihale kayıt numarası ile yapılan ‘Manyetik Rezonans Çekim ve Görüntüleme’ ihalesine katıldığını ve şartname hükümleri çerçevesinde ihalenin kendisine kaldığını, üç yıl için kurulan sözleşme kapsamında davacı tarafından 61.236 adet çekim hizmeti verilmiş olup sözleşme gereğince bunun karşılığında 1.680,928,20 TL ödenmesi gerekirken davalı tarafından 1.408.903,27 TL ödendiğini, davalı idareye şifahi olarak eksik ödemelerine sorulması üzerine aynı gün içerisinde çekilen tetkiklerin yarısının ödenmesi yönünde çekilen tebliğ doğrultusunda 15.10.2012 tarihinden sonra aynı gün içerisinde birden fazla çekilen MR hizmetinin %50 ödenmesinin gerekçe olarak gösterildiği, davalının yan mevzuatta gerçekleştirilen değişiklik gereği indirimli ödeme yapma hakkı bulunduğu görüşünde olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını beyanla davacı yana eksik ödenen 272.024,93 TL’nin her bir hakkedişe ilişkin olarak sözleşmenin 12. maddesi gereğince ödeme emir belgesi düzenlenmesinden on beş gün sonrasında uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 05.04.2022 tarihli dilekçesi ile HMK 124 maddesi gereğince davanın … Üniversitesi Döner Sermaye ve İşletme Müdürlüğüne izafeten … Üniversitesi Rektörlüğüne yönlendirmiştir.
Davalı … Üniversitesi Rektörlüğü vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın esasen haksız olmakla birlikte dava açılan tarih itibariyle taleplerin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki irade beyanları ortada iken davacının SUT ve İdare arasındaki hukuki durumun kendisini etkilememesi gerektiği iddialarına da itibar edilemeyeceğini, şartnamede sözleşmesinin bir parçası olduğunu, sut hükümlerindeki fiyat farkının yansıtılacağını sözleşme hükmü ve şartname ile kabul eden davacının iş bu davasının haksız ve yersiz olup reddinin gerektiğini beyanla hukuki dayanaktan yoksun haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk tutanağı, Manyetik Rezonans Çekim ve Görüntüleme Hizmeti Alımına Ait Sözleşme Tasarısı, ihale dökümanları, hakedişler, faturalar, ödeme belgeleri ve ödeme tutanakları, firma ile yapılan yazışmalar, 13.02.2022 tarihli bilirkişi raporu, 08.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine yöneliktir.
Davacı dava dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan 12/10/2011 tarih ve … ihale kayıt numaralı “Manyetik Rezonans Çekim ve Görüntüleme” ihalesi sonucunda 23/11/2011 tarihli “manyetik rezonans çekim ve görüntüleme hizmeti alımına ” dair sözleşme imzalandığını, davacı idare tarafından eksik ödenen 272.024,93 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı iste aynı gün yapılan işlemelerden birden fazla yapılması halinde işlem puanının yüksek olanının tamamının diğerlerinin ise %50’sinin faturalandırılacağını, yapılan ödemenin eksik olmadığını ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuştur. Ticaret Mahkemesinin görevi TTK’nun 4.maddesinde açıklanmış olup, buna göre her iki tarafın tacir olduğu ve tarafların ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari niteliktedir. Davacının tacir olduğu sabittir. Sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından dava konusu yapılan faturalar davalı Üniversite Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü adına kesilmiştir. Döner Sermaye İşletmesi davalı Üniversite tarafından kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek ve işletilmek üzere kurulan bir ticari işletme olup, dolayısıyla tacir sıfatını taşıdığı anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılarak göreve ilişkin itirazların reddi gerekmiştir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/3356 Esas 2014/6151 Karar; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/481 Esas 2015/3110 Karar sayılı ilamları).
Davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. Dava hizmet alım sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup TBK’nun 146. Maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bedel ödeme borcu hizmet ediminin yerine getirilmesinden sonra muaccel hale gelecek olup sözleşme tarihi itibari ile dahi 10 yıllık süre dolmamıştır. Bu sebeple zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinden ihale dökümanları, hakedişler, faturalar, ödeme belgeleri ve ödeme tutanakları ve firma ile yapılan yazışmalar celp edilerek dosyamıza eklenmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan 13.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, dosya kapsamındaki belge ve bilgilerin incelenmesinde, Sağlık Uygulama Tebliğinde 29/09/2012 tarih ve 28426 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişikliğin davacının ihale kapsamında yürüttüğü hizmete ilişkin belirlenen fiyatta bir farklılık meydana getirmediğinden (fiyat farkı hesaplama formüllerinde fiyat formüle eklenmektedir) davalı tarafın ileri sürdüğü şekilde fiyat farkı olarak yorumlanamayacağı, değişikliğin uygulama değişikliği olarak kabul edilmesi gerektiği, davaya konu ihaleye ait sözleşmenin 14.2 maddesinde sadece fiyat farkına ilişkin uygulamalarında yapılacak değişikliklerin hakediş ödemelerine yansıtılacağı hususunda açık bir hüküm bulunması durumunda davalı firmanın hakediş ödemelerinde uygulama değişikliği nedeniyle kesintiye gidebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede bu minvalde açık bir hüküm bulunmadığından davacı idarenin davalı firmadan yaptığı kesintilerin sözleşmeye aykırı olduğu, diğer taraftan Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. Maddesinde yer alan hakedişlere 10 gün içerisinde itiraz edilmesi yönündeki hükmün, taraflar arasında yapılan iş miktarı konusunda ihtilaf çıkması durumunda yüklenicinin hakedişe itiraz süresini düzenlediği, taraflara arasında yapılan iş miktarına ilişkin çekişme olmadığından, çekişmenin ihale kapsamında yapılan işin fiyatına ilişkin olduğu, bu bağlamda anlaşmazlığın esas olarak hakediş düzenlemesinden değil, sözleşmenin 14.2 maddesinin farklı yorumlanmasından kaynaklandığından Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. Maddesinin dava konusu olayda uygulanamayacağı,, davalı idare tarafından yapılan hakediş kesintilerine taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. Maddesi gereğince., ödeme emir belgesi düzenlenmesinden on beş gün sonrasından başlamak üzere avans faiz uygulanması gerektiği, dava dosyasında 15 nolu hakedişe ilişkin belgelere rastlanamadığından, 15 nolu hakedişe ilişkin hesaplamaların yapılamadığı, yapılan hesaplamalar neticesinde ana para alacağının toplam 264.030,62 TL olduğu, ana para alacağına hakedişlerin ödeme emrine bağlanmasından 15 gün sonra avans faiz uygulandığında toplam faiz alacağının dava tarihi itibariyle 233.874,28 TL olduğu faiz dahil toplam alacağın 497.904,90 TL olduğu tespit edilmiştir.
15 Nolu Hakedişe ilişkin evraklar evraklar dosyamıza eklenmiştir.
Bilirkişiden alınan 08.01.2023 tarihli ek raporda özetle, dava dosyasına eklenen 15 nolu hakedişe ilişkin belgelerin incelenmesi sonucunda ana para alacağının toplam 272.143,87 TL olduğu, ana para alacağına hakkedişlerin ödeme emrine bağlanmasından 15 gün sonra avans faiz uygulandığında toplam faiz alacağının dava tarihi itibariyle 269.965,71 TL olduğu, faiz dahil toplam alacağın 542.109,58 TL olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmenin 14.2. Maddesinde ve sözleşmenin eki olan idari şartnamede yer alan fiyat farkı kavramının farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.
Sözleşmenin 14.2 maddesinde “Fiyat farkı, Sağlık
Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığının 05/06/2005 tarih ve … sayılı… sıra
numaralı Genelgesinde bahsedilen hükümler doğrultusunda ödenecektir. Söz konusu Genelgenin
fiyat farkıyla ilgili açıklamaları aşağıya çıkarılmıştır. Bilindiği üzere fiyat farkı uygulamalarında,
31.12.2002 tarihli ve 24980 (3.Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 4734 Sayılı Kamu
İhale Kanunu’na Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alıntılarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında
Uygulanacak Esaslara göre hareket edilmesi gerekmektedir. Anılan Esaslarda en son 07 Mayıs
2004 tarih ve 25455 saydı Resmî Gazetede yayımlanan düzenleme ile değişiklik yapılmış olup,
idarelerce fiyat farkı hesabının yapılmasında dikkate alınacak formül 7’nci maddede
belirtilmiştir. BUT (Bütçe Uygulama Talimatı) ve SUT’deki (Sağlık Uygulama Talimatı) fiyat
farkları aynen yansıtılacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
25.06.2010 tarih ve 27532 1. Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ’in Ek-
8’de yer alan “Radyolog raporu ile faturalandırılır” ibaresi, 29.09.2012 tarih ve 28426 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği değişikliğiyle Liste 9/1 ‘de “Manyetik
Görüntüleme” kısmı “Radyolog raporu ile faturalandırılır. Bu başlık altında yer alan her bir tetkik
aynı sağlık hizmet sunucusunda acil haller hariç olmak üzere ayakta tedavide aynı hasta için bir
ayda en fazla bir kez faturalandırılır. Aynı gün, bu başlık altında yer alan işlemlerden birden
fazla yapılması halinde işlem puanı yüksek olanın tamamı, diğerlerinin her birinin % 50’si
faturalandırılabilir” şeklinde yeniden düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından uyuşmazlık Sağlık Uygulama Tebliğinin ilgili maddesindeki değişikliğin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede uygulanıp uygulanamayacağı noktasında yoğunlaşmaktadır. Taraflar arasında sunulan hizmet miktarına ve yapılan ödemelere ilişkin uyuşmazlık olmadığından taraf ticari defterlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme özel hukuk hükümlerine tabi olup, sözleşme tarihinden sonra Sağlık Uygulama Tebliğinde gerçekleşen değişikliğin daha önce imzalanmış olan sözleşme hükümlerini değiştirmesi mümkün değildir. Sözleşmedeki maddenin amaçsal ve lafzı yorumunundan fiyat farkının uygulanabilmesi için SUT’daki birim fiyatlarda değişiklik olması gerekir. Söz konusu değişiklikte ise birim fiyatlarda herhangi bir
değişiklik gerçekleşmemiş faturalandırma yöntemi değişmiştir.
Sağlık uygulama Tebliği’nin 2. Maddesinde tebliğin kapsamının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve diğer kanunlardaki özel hükümler gereği genel sağlık sigortasından yararlandırılan kişiler olup taraflar arasındaki sözleşmeye göre birim fiyat da değişime olmadıkça sağlık kurumundan yararlanan kişiler ile SGK arasındaki faturalandırma yönteminin değişmesi iş bu davanın tarafları açısından bağlayıcı değildir. Dava konusu puan ve bu puan karşılığı sözleşme tarihinde ne ise değişikliğe rağmen sözleşmenin yine bu şartlarda devam ettiğinin kabulü gerekir. Bu husus ahde vefa ilkesinin sonucudur.
Dava dilekçesi içeriği, davacı ve davalı kurum vekili beyanları, bilirkişi raporu, celp olunan kurum kayıtları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; ihale sözleşmesinin birim fiyat üzerinden imzalandığı, SUT’da yapılan değişiklik ile davanın yürüttüğü hizmetin birim fiyatında farklılık yapılmadığından, sözleşmenin 14/2. Maddesindeki atfı yapılan esaslardaki yöntemde yeni fiyat tespit edilirken fiyatın formüle eklendiği, değişikliğin uygulama ve faturalandırma değişikliği olduğu, fiyat farkı hususunun 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8. maddesinde;” sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz” şeklinde düzenlendiği, aynı hükmün taraflar arasındaki sözleşmede de yer aldığı, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile 272.143,87 TL eksik ödemenin olduğu anlaşılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz isteminde bulunmuşsa da TBK’nın 117. maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün taraflarca tayin edilmiş olmadıkça muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur düzenlemesinden sonra devamı maddelerde temerrüde düşen borçlunun şartların varlığı halinde faiz de ödeyeceği düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinden belirli bir vade kararlaştırılmadığı anlaşılmış, davacının 08/03/2021 tarihli ihtarnamesinin davalıya tebliğine ilişkin tebligat parçası sunulmamışsa da ihale dosyasından davalı tarafından bu ihtarname ilgi tutularak 19/03/2023 tarihinde ret cevabı verilmiş olmakla bakiye bedele ilişkin temerrüdün bu tarihte gerçekleştiği kabul edilmiş ve işin ticari nitelik arz etmesi nedeni ile avans faizine hükmedilmiştir.
6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davacının davadan önce arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen ve Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davalıdan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 272.024,93 TL’nin 19/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 18.582,02 TL harçtan peşin alınan 4.645,51 TL harcın mahsubu ile bakiye; 13.936,51 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 4.645,51 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 2.000 TL bilirkişi ücreti, 465,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.465,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 38,00 TL tebligat giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 41.083,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; tarafların yüzünde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2023
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza