Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/502 E. 2023/456 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/502 Esas – 2023/456
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 05/05/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın davacının yolcu olarak seyahat ettiği … plakalı araç ile çarpışması şeklinde gerçekleşen 06.03.2021 tarihli trafik kazasında davacının yalandığını ve geçici-sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, ayrıca iyileşmesi sürecinde tedavi gideri masrafı yaptığını, zararın tazmini için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ancak sonuç alınamadığını, zorunlu arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, gerçek zarar miktarı belirlendiğinde dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300-TL geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) ve 500-TL sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararı ile 200-TL tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 1.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce sigorta şirketine yapılan müracaatın davacıdan kaynaklı sebeplerle sonuçlandırılamadığını ve buna göre dava şartı eksikliği bulınduğunu, davalının yerleşim yerine göre davanın İstanbul Anadolu mahkemelerinde açılması gerektiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalıya ZMMS ile sigortalı olduğunu, ancak sorumluluğun sigortalının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tahkikat yürütülmesi ve kusur, maluliyet, aktüerya konularında rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik ile tedavi gideri zararının teminat kapsamında olmadığını, davacının müterafik kusuru konusunda araştırma yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 24.08.2021 tarihli cevabi yazı ile ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacıya ait hasta dosyası ile hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Kazaya ilişkin Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.04.2022 tarih ve … sayılı kararı cep edilmiş olup, incelenmesinden: Davacının katılan ve sigortalı araç sürücüsünün sanık olarak taraf olduğu davada, trafik bilirkişisinden alınan 02.11.2021 tarihli rapordaki kazanın münhasıran sanığın kusuru ile gerçekleştiği tespitine müsteniden sonuca gidildiği ve sanık hakkında neticeten HAGB kararı verildiği, kararın 17.05.2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce Adli Trafik uzmanı bilirkişiden alınan 03.10.2022 tarihli kusur raporunda özetle: Kazanın, münhasıran … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği mütala edilmiştir.
Mahkememizce OMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 09.11.2022 tarihli maluliyet raporunda özetle: Kaza tarihi itibariyle geçerli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığı, ancak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınan 10.02.2023 tarihli raporda özetle: Davacının iyileşme dönemine tekabül eden kazanç kaybı zararının 8.477,70-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacıya, ön inceleme duruşması 1 nolu ara kararı uyarınca müterafik kusur konusunda meşruhatlı isticvap davetiyesi gönderilmiş, ancak davacı duruşmaya katılmamıştır.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile talep miktarını geçici işgöremezlik zararı yönünden artırmış, 8.477-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile, davacının 06.03.2021 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici (kazanç kaybı) ve sürekli (efor kaybı) işgöremezlik zararı ile tedavi gideri zararının tazmini talep edilmiş, tahkikat devam ediyor iken tedavi gideri zararı hakkındaki talepten feragat edilmiş ve geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararı hakkındaki talep ise bedel artırım dilekçesi ile artırılmıştır.
Burada öncelikle, dava şartı itirazı ile yetki ilk itirazı incelenecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Davacının, 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi kapsamında, zararın tazmini talebiyle, 07.06.2021 tarihinde davalıya müracaat ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre; başvuru şartı yerine getirilmiştir ve davalı yönünden temerrüt başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasına tekabül eden 18.06.2021 tarihinde gerçekleşmiştir.
6100 sayılı HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yeri hem de davaya konu kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre, davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; davalı vekilinin yetki itirazı yerinde değildir.
Davanın esasına gelince;
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davaya konu kazanın, davacının yolcu olarak seyahat ettiği araca, … plakalı aracın çarpması şeklinde gerçekleştiği ve davacının kazada yaralandığı, davalıya … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlığın, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulması gereklidir.
Davaya konu kazanın, münhasıran sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği hem kovuşturma dosyasından hem de dava dosyamızdan alınan rapor ile saptanmış olup, davalının kusura yönelik itirazı yerinde değildir.
Toplanan delillerden; davacının, vaki trafik kazasında husule gelen yaralanmasına göre, sürekli engel durumunun oluşmadığı, ancak iyileşmesinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı ve bu süre zarfında çalışamayıp kazanç kaybına uğradığı, bu yöne ilişkin zararının 8.477,70-TL olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararı hakkındaki talebi, ispat edilemediğinden reddedilmelidir.
Davalı vekili, her ne kadar geçici iş göremezlik (kazanç kaybı) zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 16.03.2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
6098 sayılı TBK m. 52’ye göre zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda; davacının, kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığı ve yolcular için gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığı konusunda isticvabına karar verilmiş ve davacıya meşruhatlı isticvap davetiyesi usulünce tebliğ edilmiş ise de davacı duruşmaya katılmamış ve mazeret bildirmemiştir.
İsticvap, bir davada tarafların kendi aleyhlerine olan maddi vakıalar hakkında mahkemece sorguya çekilmesi olarak tanımlanmakta olup, 6100 sayılı HMK m. 171/2’de isticvap için çağrılan tarafın özürsüz olarak duruşmaya katılmaması veya katılıp da soruları cevapsız bırakması durumunda, isticvaba konu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı açıkça öngörülmüştür. Buna göre, davacının isticvaba konu maddi vakıaları, yani yolculuk esnasında emniyet kemeri takmadığı ve yolcular için gerekli güvenlik önlemlerini almadığı kabul edilmeli, yerleşik içtihatlar uyarınca %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak (8.477,70-TL x %80 = 6.782,16-TL) sonuca gidilmelidir.
Bu sebeplerle; ispat edilemeyen sürekli işgöremezlik (efor kaybı) zararı (500-TL) ile feragat edilen tedavi gideri zararı (200-TL) hakkındaki dava reddedilmiş, geçici işgöremezlik (kazanç kaybı) zararı hakkındaki dava ise takdire bağlı olarak %20 oranında indirim yapılarak kısmen kabul – ret ile sonuçlandırılmıştır.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı gözetilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sayılı kararı ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sayılı kararı), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
i-6.782,16-TL’nin 18.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 463,28-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 86,54-TL’nin mahsubu ile noksan 376,74-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 86,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 4.939,93-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 4.563,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 6.782,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 700-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, davalı yönünden 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca KESİN, davacı yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 10/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.