Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2021/644 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/490 Esas – 2021/644
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/490 Esas
KARAR NO : 2021/644

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ : …
KAR.YAZ.TARİHİ : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; … ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile 10.195,50 Tl cari hesap alacağı iddiası ile ilgili olarak müvekkili …’e karşı icra takibi başlattığını, icra takibinin 02/09/2019 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin borca ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durduğunu, yetkisizlik kararı ile dosyanın Samsun İcra Müdürlüğüne gönderildiği … İcra numarasını aldığını, 03/02/2021 tarihinde … Noterliğinde … alacağı … San Ve Tic Aş’den temlik alındığı, dosyaya yenileme talebi gönderildiği ve Samsun İcra müdürlüğünün … esas sayılı numarasını aldığı, tekrar müvekkillerine ödeme emri gönderildiğini beyanla Samsun İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yasal süresi geçtikten sonra sunmuş olduğu beyan dilekçesinde davacının fırın işletmesinin bulunduğunu, Temlik veren şirketten un aldığını, davacının borcunu ödemediğini, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmiştir.
TOPLANAN DELİLLER:
Samsun Ticaret ve Sanayi odası Başkanlığına yazılan müzekkereye cevap verilmiş, yazı cevabında davacı … ile davalı …’ın odalarında şahsi firma kaydı ve şirket ortaklığının bulunmadığı belirtilmiştir.
Gaziler Vergi dairesine yazılan müzekkereye cevap verildiği anlaşılmıştır.
19 Mayıs Vergi dairesine yazılan müzekkereye cevap verildiği davalı …’ın potansiyel mükellef olduğu ve vergi kaydının olmadığı bildirilmiştir.
Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap geldiği, buna göre davacı …’in fırıncılık mesleğini icra ettiği, davalı …’ın ise Esnaf Sicil kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
… ….İcra Dairesinin … Sayılı takip dosyasının uyap üzerinden dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Dava, icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında yapılan ödemenin istirdadına ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m. 99), İcra İflas Kanunu (m. 154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m. 22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı TTK’ndan ve 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce ve istinaf aşamasında BAM ve temyiz aşamasında Yargıtay tarafından re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.2015 gün ve 2014/15-1026 E. 2015/1765 K.; 16.09.2015 gün ve 2015/15-440 E., 2015/1769 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık icra tehdidi altında yapılan ödemenin istirdadına ilişkin olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna, yada Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için ise her iki tarafın tacir olması gerekmektedir. Oysa ki yapılan incelemeler sonucunda taraflar tacir sıfatına sahip değildir. Bu nedenlerle işbu davada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkememizce HMK 138 kapsamında değerlendirme yapılarak ve ön inceleme yapılmadan mahkememizin görevsizliği sebebiyle dava dilekçesinin usulden reddine ve dosyanın talep halinde görevli Samsun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddesi gereği karar kesinleştiğinde ve iki haftalık yasal sürede talep halinde dosyanın görevli Samsun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,( ihtarat yapıldı)
3-Yargılama gideri ve harç açısından HMK’nın 20 ve 331. maddeleri nazara alınarak süresinde başvurulması halinde görevli mahkemece nazara alınmasına, süresinde başvurulmaz ise, talep halinde mahkememizce karara bağlanmasına.
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸