Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/486 E. 2022/95 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/486 Esas – 2022/95
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/486
KARAR NO : 2022/95

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. M…
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM T. : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 05/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkili bankanın Samsun Ticari şubesi ile davalı … arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’nin ise müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, ödenmeyen borç üzerine ihtarname keşide edilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2019/66086 Esas sayılı dosyası ile 707.802,44 TL’lik takip başlatıldığını, davalıların yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalılar tarafından Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2019/66086 Esas sayılı takip dosyasındaki itirazların iptali ile takibin devamını, davalılar aleyhine takip tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili 21/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesinin asile tebliğinin usulsüz olduğunu, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olup, ayrıca mahkememizin yetkisiz olduğunu beyanla bunun yanında hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazlarını olduğunu bildirmiş, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, faizin fahiş derecede yüksek yansıtıldığını, kefalete ilişkin hükümlerin geçersiz olduğunu, sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu beyanla öncelikle mahkememizin görevsizliğine ve yetkisizliği ile yetkili Ankara Ticaret Mahkemesi’ne dosyanın gönderilmesini aksi halde itirazlarının kabulünü davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 01/10/2020 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;asile yapılan tebligatın doğru olduğunu, takibe konu kredinin … nolu taksitli ticari kredi olduğunu, davalıların tüketici mahkemelerinin yetkili olduğu yönündeki iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, kredinin müvekkili bankanın Samsun Ticari şubesi ile imzalanması nedeniyle yetkisilik iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili 08/11/2021 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle;iş bu davanın dayanağı takip dosyasında vekaletlerinin olduğundan iş bu davada dava dilekçesinin doğrudan kendilerine tebliğ etmesinin gerektiğini, görev ve yetki itirazlarını tekrar ettiklerini beyan etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Türkiye İş Bankası A.Ş. 30/10/2014 tarihli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi, ödeme planları, KGF protokolü, faiz oranlarına ilişkin banka kayıtları, … 2. Noterliği 10/06/2019 tarihli hesap kat ihtarnamesi ve tebliğ evrakları, Samsun İcra Dairesi’nin 2019/66086 Esas sayılı dosyası, bankacı bilirkişi … tarafından alınan 02/12/2021 tarihli bilirkişi raporu, arabuluculuk tutanağı ile tüm dosya kapsamı.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak yapılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı banka tarafından GNGN kredi sözleşmesine dayalı olarak davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2019/66086 Esas sayılı dosyası ile 707.802,44 TL toplam alacak hakkında ilamsız takibe geçildiği, davalıların süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye, takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, davacı bankanın ise takibin devamı için süresi içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de davanın niteliği gereği tebligatın asile yapılması doğru olup, bu yöne ilişkin itiraz yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 9. HD’nin 2017/16674 Esas 2020/10403 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile görev itirazında bulunmuş ise de icra dosyasından takibin dayanağının …nolu Taksitli Ticari Kredi olduğu anlaşıldığı gibi bilirkişi raporu ve ödeme planından da kredinin ticari nitelikte olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış, itirazın reddi gerekmiştir.
Davalılar vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş olmakla öncelikle icra dairesinin yetkisinin tespiti gerekmektedir. Yetki hususunda İİK’nun 50. maddesi, HMK’ya atıf yapmaktadır. HMK’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olarak düzenlenmiştir. HMK’nun 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin ve 14. maddede bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu düzenlemesi mevcuttur. Taraflar arasındaki takibin dayanağı, 30/10/2014 tarihli sözleşmenin 13.4 maddesinde ise özel olarak yetkili mahkeme gösterilmemekle birlikte sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde kredi sözleşmesinin davacı bankanın “Samsun Ticari” şubesi ile yapılması sebebiyle gerek sözleşmenin 13.4 maddesi gerekse HMK’nun 14. maddesi gereği mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığı gibi icra dairesinin yetkisine yapılan itirazda açıkça yetkili icra dairesi gösterilmediğinden geçerli bir itirazın bulunduğundan dahi söz edilemez. Açıklanan gerekçe ile gerek icra dairesinin yetkisine gerekse mahkememizin yetkisine yapılan itirazlar reddedilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/12/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı bankanın Samsun/Ticari şubesi ile davalı … arasında 2.200.000,00 TL bedelli GNGN sözleşmesi imzalandığı, davalı …’nin sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzasının mevcut olduğu, kefalet limitinin 2.200.000,00 TL olarak belirlendiği, kredi hesaplarının … 2. Noterliği’nin 07/06/2019 tarih 13963 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 05/06/2019 tarihi itibariyle kat edildiği, ihtarnamenin asıl borçluya 13/06/2019 tarihinde, kefile 12/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 7 günlük ödeme süresine göre asıl borçlu … yönünden 21/06/2019 tarihinde, kefil … yönünden 20/06/2019 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, ödeme planına, sözleşmenin 10.5 maddesine ve faiz genelgelerine göre akdi faiz oranının %21,48, temerrüt faiz oranının ise %66 olduğu tespit edilmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından yukarıdaki verilere göre hazırlanan 02/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; öncelikle asıl borçlu yönünden alacağın tespiti yapılmış, davalı kefil yönünden kefalet limitine göre değerlendirmede bulunulmuştur. Buna göre öncelikle hesap kat tarihi olan 05/06/2019 tarihine göre toplam alacak 698.450,50 TL tespit edilmiş, kat tarihinden 21/06/2019 temerrüt tarihine kadar tespit edilen alacak bakiyesine akdi faiz uygulanarak temerrüt tarihindeki toplam alacak bulunmuş, temerrüt tarihinden 28/06/2019 takip tarihine kadar taleple bağlılık gereği temerrüt tarihi ile bulunan bakiyeye temerrüt faizi uygulanmak suretiyle toplam alacak 715.865,32 TL tespit edilmiş ancak takip talebindeki talepler nazara alınarak davacı banka alacağı 674.311,48 TL asıl alacak olmak üzere toplam 691.727,57 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere bulunan iş bu alacak miktarı asıl borçlu Hayrettin …’nun sorumlu olduğu miktar olup, davalı kefil ise kefalet limiti kapsamında kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğundan ve kefalet limiti 2.200.000,00 TL olmakla asıl borçlu için tespit edilen toplam 691.727,57 TL’den davalı kefilinde sorumlu olması gerektiği anlaşılmakla, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
Faiz oranları, ödeme planı, sözleşme hükümleri ve faiz genelgelerine göre belirlenmiştir. Sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olmadığı da anlaşılmakla bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir.
Takip dayanağı sözleşmede davalı şirket kefil olup, kefaletin geçerliliği TBK 583 vd maddeleri hükümlerine tabidir. Buna göre kefalet tarihi, kefalet miktarı ve kefalet türü el yazısı ile yazılmış olup, tüm şartlar mevcut olmakla kefaletin geçersizliğine yönelik itirazların reddi gerekmektedir.
Toplam alacak hesap edilebilir yani likit olmakla %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
Reddedilen kısım yönünden davacı bankanın haksızlığı anlaşılmakta ise de kötüniyetle takip yaptığı açıkça sabit olmadığı gibi kabul ve reddedilen kısımlar yargılamayla tespit edilmekle davalı tarafın kötüniyet tazminat talebi de reddedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalılar yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-674.311,48 TL asıl alacak, 16.586,75 TL işlemiş faiz, 829,34 TL BSMV olmak üzere toplam 691.727,57 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına fazla talebin reddine,

2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %66 temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
3-Toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 47.251,91 TL harçtan peşin alınan 8.548,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 38.703,42 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına.
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 51.636,38 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafça başlangıçta ödenen peşin harç 8.548,49 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
9-Davacı tarafça yapılan 124,00 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 924,00 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 903,02 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
10-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
12-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2022

Başkan…
Üye …
Üye …
Katip …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!