Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2022/94 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/476 Esas – 2022/94
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/476
KARAR NO : 2022/94

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR :…

VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM T. : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 02/08/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı …arasında GKS akdedildiğini, davalı …’ın işbu sözleşmeyi kefil sırasıyla imzaladığını, kredi geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine … 16. Noterliği’nin 02/04/2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek davalı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğünün 2021/36309 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların itirazının 572.945,25 TL yönünden iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili 23/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkemenin Bafra Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/36309 Esas sayılı dosyasında müvekkillerini temerrüde düşürmek için gönderilmiş bir ihtarnamenin mevcut olmadığını, davacının talep ettiği faiz oranının fahiş olduğunu, ayrıca davacı bankadan kullanılan kredi karşılığı olarak verilmiş bulunan Halkbank …Şubesi’nin 25/08/2021 keşide tarihli 200.000,00 TL bedelli keşidecisi …olan çeki ve yine 10/09/2021 keşide tarihli keşidecisi … olan 200.000,00 TL bedelli çeklerin davacı bankada olduğunu, davacının takipte talep ettiği alacaktan dava düşük miktarda dava açtığını, bu şekilde dava açamayacağını, davacının kısmi dava açmasında hukuki yararının olmaması nedeniyle reddi gerektiğini, bu nedenlerle kötüniyetli davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili 02/09/2021 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, faiz oranlarının imzalanan sözleşme hükümlerine göre uygulandığını, ihtarnamenin davalılara 15/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bu yöne ilişkin iddiaların yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 02/09/2021 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının cevaba cevap dilekçesini kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
24/08/2020 tarihli GKS, faiz genelgeleri, hesap hareketleri, …16. Noterliği’nin 02/04/2021 tarih 07220 yevmiye nolu ihtarname, Samsun İcra Dairesi 2021/36309 Esas sayılı dosyası, Ticaret Sicil Gazetesi çıktıları, bankacı bilirkişi …’dan alınan 22/04/2021 tarihli rapor, arabulucuk son tutanağı ile tüm dosya kapsamı.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayanan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/36309 Esas sayılı dosyası ile 989.721,81 TL alacak hakkında ilamsız takibe geçildiği, davalıların süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borca, faize itiraz ettiği, davacı tarafın ise 572.945,25 TL toplam alacak yönünden takibin devamı için süresi içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalılar vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş olmakla öncelikle icra dairesinin yetkisinin tespiti gerekmektedir. Yetki hususunda İİK’nun 50. maddesi, HMK’ya atıf yapmaktadır. HMK’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olarak düzenlenmiştir. HMK’nun 10. maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin ve 14. maddede bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu düzenlemesi mevcuttur. Taraflar arasındaki takibin dayanağı, 24/08/2020 tarihli sözleşmenin 6.2 maddesinde ise özel olarak yetkili mahkeme gösterilmemekle birlikte her türlü uyuşmazlıklarda İstanbul Merkez (Çağlayan) mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkili olacağı bildirilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bu hususun genel mahkemelerin yetkisini bertaraf etmeyeceği düzenlenmesi ile birlikte kredinin nakledildiği şubenin yerleşim yerindeki mahkeme ve icra müdürlüklerine başvuru yapılmasına engel olmayacağı hükmü mevcuttur. Kredi sözleşmesinin davacı bankanın Samsun şubesinden verildiği anlaşılmakla yukarıdaki sözleşme hükümleri ve HMK’nun 14. maddesi gereği Samsun İcra Daireleri ve mahkemelerinin yetki olduğu anlaşılmakla yetki itirazlarının ayrı ayrı reddi gerekmiştir.
İcra dosyasından takibin dayanağının 24/08/2020 tarihli GKS olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 22/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı bankanın Samsun şubesi ile davalı şirket arasında 2.000.000,00 TL bedelli 24/08/2020 tarihli GKS imzalandığı, davalı …’ın sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzasının mevcut olduğu, kefalet limitinin 2.000.000,00 TL olarak belirlendiği, kredi hesaplarının Üsküdar 16. Noterliği’nin 02/04/2021 tarih 07220 yevmiye nolu ihtarnamesi ile her iki davalı için 15/04/2021 tarihi itibariyle kat edildiği, ihtarnamenin davalı şirket ve davalı kefile 15/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 günlük ödeme süresine göre her iki davalının 17/04/2021 tarihinde temerrütlerinin gerçekleştiği, ödeme planı, sözleşme ve faiz genelgelerine göre akdi faiz oranının %20,40, temerrüt faiz oranının rotatif krediler için %60, KMH ve kredi kartı için %26,28 olduğu tespit edilmiştir.

22/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda yukarıdaki verilere göre ve yerinde yapılan incelemeler sonucu, önce asıl borçlu şirket yönünden hesaplamalar yapılmış, kefalet limiti ve temerrüt durumu nazara alınarak davalı kefilin sorumluluğu tespit edilmiştir. Bu cümleden olmak üzere yapılan hesaplamada her bir kredi için öncelikle kat tarihi itibari ile anapara borcu bulunmuş, burada akdi faiz uygulanmış, 02/04/2021 kat tarihinden 17/04/2021 temerrüt tarihi arasında yine akdi faiz uygulanmış, kapitalize edilmiş alacağa bu kez temerrüt tarihinden 30/04/2021 takip tarihi arasında temerrüt faizi uygulanarak ayrı ayrı hesaplamalar yapılmış, toplam alacak miktarı banka talebi ile karşılaştırılıp taleple bağlılık değerlendirilerek toplam alacak 980.909,41 TL tespit edilmiştir. Gerek cevap dilekçesindeki beyanlardan gerekse yerinde yapılan incelemede bir kısım çeklerle tahsilatların sağlandığı anlaşılmış, bilirkişi raporunda dava tarihine kadar yapılan tahsilatlar tespit edildikten sonra yapılan tahsilatlar sonucu kredi kartı ve KMH yönünden alacak kalmadığı rotatif krediler için faizlerin mahsubundan sonra dava tarihi itibari ile 557.459,86 TL asıl alacak kaldığı tespit edilmiştir.
Davalı kefilin kefalet limiti 2.000.000,00 TL olmakla kefil de aynı miktar ile sorumlu olup, bu nedenle davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
Takip talebinde, temerrüt faizi olarak %0,00 ve %26,28 temerrüt faizi talebinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere kredi kartı ve KMH yönünden temerrüt faizi %26,28 olup, takip tarihi sonrası yapılan ödemeler ile bu kredilerin kapatıldığı tespit edilmiştir. Rotatif kredi yönünden ise faizlerin kapatıldığı, asıl alacağın kaldığı anlaşılmaktadır. Öyle ise %0,00 faiz talebi rotatif krediye yönelik olup, kalan rotatif alacaktan oluşan asıl alacağa takip tarihi sonrası bu faiz oranının uygulanması gerekmiştir. Takip tarihi öncesi ise hesap kat ihtarında rotatif kredi için açıkça %60 faiz oranı talep edilmesi sebebiyle bu oranda faiz uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporu ile rotatif kredi yönünden temerrüt faiz oranı %60 tespit edilmiş ise de takip talebinde bu talep mevcut olmadığından ve itirazın iptali davaları sıkı sıkıya takibe bağlı olmakla takip tarihi sonrası asıl alacağa uygulanması gereken temerrüt faiz oranı %0,00 olmalıdır.
Asıl alacak hesap edilebilir yani likit olmakla %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davanın kısmen kabul kısmen reddi sebebi ile reddedilen kısım yönünden davacı haksız ise de kötüniyetli olduğu, sabit olmadığı alacak miktarının yargılamayla tespit edildiği anlaşıldığından, davalıların kötüniyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … sözleşmede kefil olarak bulunmakta olup, sözleşme tarihi itibari ile asıl borçlu şirketin ortağı olduğu bu nedenle eş rızasının gerekmeyeceği gibi kefalet tarihi, kefil olunan miktar ve kefalet türü el yazısıyla yazıldığı, imzanın bulunduğu anlaşılmakla kefaletin geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Hesap kat ihtarının, davalı … bizzat yapıldığı, davalı şirket için ise yetkili temsilcisi … yapılan tebligatın geçerli olduğu anlaşılmakla davalıların usulüne uygun olarak temerrüte düşürüldükleri anlaşılmış, bu yöne ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir.
Faiz oranları, sözleşme hükümleri, faiz genelgelerine uygun olarak tespit edilmiş olmakla bu yöne ilişkin itirazlar dahi yerinde değildir.
Çeklerle yapılan ödemeler takip tarihi sonrası olup, mahsup edilmeleri gerekmektedir. Nitekim bilirkişi raporunda da yapılan ödemeler mahsup edilmiş, dava tarihi itibari ile asıl alacak tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı bankanın takipten sonra yapılan ödemeleri mahsup ederek kalan kısım üzerinde itirazın iptali istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aksine ödemeler mahsup edilmeden dava açılması halinde ödenen kısım yönünden hukuki yararı olmayacağından bu kısma yönelik davanın reddi gerekecekti. Açıklanan gerekçeye göre bu yöne yapılan itirazlar doğru görülmemiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalılardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-557.459,86 TL asıl alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %0 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
3-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 38.080,08 TL harçtan peşin alınan 4.835,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 33.244,21 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına.
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 44.922,99 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine.
8-Davacı tarafça başlangıçta ödenen peşin harç 8.548,49 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
9-Davacı tarafça yapılan 101,6 TL posta masrafı ve 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 951,60 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 925,88 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
10-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
12-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2022

Başkan …
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!