Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/440 E. 2022/226 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/440 Esas – 2022/226
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/440
KARAR NO : 2022/226

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
KAR. YAZIM TARİHİ : 07/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize verdiği 09/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkili bankanın Sanayi/Samsun şubesi ile dava dışı borçlu … arasında 05/05/2014 tarihli kredi genel sözleşmeleri hükümleri uyarınca dava dışı borçlu …’a krediler kullandırıldığını, davalı …’ın sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, ihtarname çekilerek hesabın kat edildiğini, buna rağmen ödenmeyen borç için Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/40405 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/40405 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamını, dava konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği 02/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle;davacı bankanın asıl borçlu dava dışı …’a başvurmadan müvekkilinin kefil sıfatının sona ermiş olmasına rağmen müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdığını, dava dışı asıl borçlu ile davacı banka arasında yenilemenin söz konusu olduğunu, yenilemeyle birlikte eksi borçtan doğan defilerin ve rehin, kefalet gibi fer’i haklarında sona erdiğini beyanla davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacı aleyhine icra takibinin konusu olan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 15/09/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;kefil hakkında icra takibi başlatılabilmesi için sadece borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalmasının veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiğini, ayrıca dava dışı asıl borçlu … hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davanın konusu olan tüm kredilerin 2014 tarihli kredi sözleşmesi ile kullandırıldığını yenilemenin söz konusu olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği 27/09/2021 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu iddia edilen kredi sözleşmesinin 2014 tarihli sözleşme olduğunu, buna karşılık davacı yanın 2014 tarihli kredi sözleşmesinden sonra bir çok kez dava dışı borçlu ile borcun yapılandırılması için görüşmeler yaptığını, yeni sözleşmeler tanzim ettiğini beyan etmiştir.
Toplanan deliller.
Arabuluculuk son tutanağı, Samsun 1.Noterliğinin 02.04.2021 tarih … yevmiye ve 28.05.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamelerinin tebliğ şerhli örneği, 05.05.2014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi, … Business Kredi Ekstresi, …, …, … ve … nolu BCH kredileri ekstreleri, … Ek hesap ekstresi, faiz genelgeleri, ödeme planları, hesap özeti, Samsun İcra Dairesi’nin 2021/40405 Esas sayılı dosyası, bankacı bilirkişi …’dan alınan 29/11/2021 tarihli rapor ve 31/01/2022 tarihli ek rapor, tarafların rapora karşı beyan itirazları ve tüm dosya kapsamı.
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, bankacılık işlemine dayalı takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. Tüm dosya kapsamından; davacı ile dava dışı … arasında akdedilen 05/05/2014 tarihli kredi genel sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredi geri ödemelerinin aksaması üzerine Samsun 1.Noterliğinin 02.04.2021 tarih … yevmiye ve 28.05.2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek davalı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/40405 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı vekiline 07/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 09/06/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği, itirazın yasal 1 haftalık süresinde yapıldığının kabulü gerektiği, davacı tarafında itirazın iptalini sağlamak için süresi içinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve 29/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile aynı bilirkişiden alınan 30/01/2022 tarihli ek rapordan, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında 05/04/2014- 09/12/2014 – 27/04/2020 ve 27/07/2020 tarihli kredi genel sözleşmelerinin bulunduğu, davalı kefilin ise 05/05/2014 ve 09/12/2014 (limit artışına dair) tarihli sözleşmelerde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefalet sözleşmesindeki limitin 750.000,00 TL olduğu, 05/05/2014 tarihli sözleşmeye istinaden dava dışı aslı borçluya …985 nolu BCH, …073 nolu DBS-BTS BCH , …175 nolu BCH , …986 nolu BCH kredilerin kullandırıldığı, …3188 nolu Bunises Kredi Kartı ve …251 nolu ek hesap kredisinin tahsis edildiği, Samsun 1. Noterliğinin 02/04/2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi hesaplarının 31/03/2021 tarihi ile kat edildiği ödeme için 1 gün süre verildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu ve davalı kefile 03/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında Samsun 1. Noterliği’nin 28/01/2021 tarihli … nolu ihtarnamesi ile hesabın tekrar kat edilerek ödeme için süre verildiği, dava dışı borçluya 31/05/2021 , davalı kefile 29/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği bu arada 28/05/2021 tarihinde takip başlatıldığı, akdi faiz oranının BCH kredileri için % 20 , DBS-BTS BCH kredileri için % 19, Bunises Kredi Kartı ve Ek Hesap için % 16,80 olduğu, temerrüt faiz oranlarının ise kredi sözleşmeleri için % 29,90 Bunises Kredi Kartı ve Ek Hesap için % 26,28 olduğu tespit edilmiştir.
Görüldüğü üzere davacı banka tarafından aynı takip konusu alacak için iki ayrı hesap kat ihtarının çekildiği, bu durumda hanginin esas alınmasının gerektiği ve borcun muaccel olup olmadığının tespiti gerektiği anlaşılmaktadır. 02/04/2021 tarihli … nolu ihtarnamede davalının kefalet limiti 500.000,00 TL, 28/05/2021 tarih 14372 yevmiye nolu ihtarnamede ise kefalet limiti 750.000,00 TL gösterilmiştir. TBK 586.maddesine göre kefile başvurulabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içerisinde olması gerekir. Davacı bankanın keşide ettiği 28/05/2021 tarihli ihtarname dava dışı asıl borçluya 31/05/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 28/05/2021 tarihinde takip başlatılmıştır. Yani 28/05/2021 takip tarihi itibariyle ihtara konu borç henüz muaccel olmamıştır. Bu halde iş bu ihtarın hüküm ifade etmesi söz konusu olamaz. 02/04/2021 tarihli ihtarname ise gerek asıl borçluya gerekse davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş, takip tarihi öncesi temerrüt gerçekleşmiş olmakla TBK 586.maddesi gereği kefile başvuru şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Burada 2. İhtarname ile borçluya ek süre verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre 1. İhtarname ile davalının ve davalı aslı borçlunun temerrütünün gerçekleştiği, davalı kefile TBK 586. Maddesi gereği başvuru şartlarının oluştuğu sabittir. Bundan sonra davacı banka tarafından ikinci bir ihtarnamenin çekilmesi oluşan temerrüt sonuçlarının ortadan kaldırıcı etkiye sahip değildir. Esasen ikinci ihtarname ve takip tarihine göre borcun muaccel olmadığı izah edilmiştir. Bu nedenle ikinci ihtarname ile borçluya yeni bir süre verildiğinini kabulü mümkün olmamıştır.
Davalının kefil olması sebebiyle kefalet şartlarının mevcudiyeti de ayrıca incelenmelidir. Bilindiği üzere kefaletin şekil ve şartları TBK 583. Ve 584. Maddeleri ile düzenlenmiş olup kredilerin 05/05/2014 tarihli krediye istinaden kullandırılmış olmasına göre bu sözleşmenin kefalet kısmında kefalet miktarı, kefale tarihi ve müteselsil kelimesinin davalı el yazısı ile yazılı olduğu eş rızasının bulunduğu anlaşılmakla kefalet şartlarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
29/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda kredilerin 05/05/2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, kredilere yenileme ve yapılandırma yapılmadığı bildirilmiş ve bu şekilde davalının sorumlu olduğu anlaşılmış, raporda ise ikinci ihtarname tarihine göre hesaplamalar yaptırılmış ise de taraf vekillerinin itirazı ve mahkememizce de gerek görülmesi sebebiyle alınan 31/01/2022 tarihli ek raporda bu kez 02/04/2021 tarihli 1. İhtarnameye göre hesaplamalar yapılmıştır. Bu cümleden olmak üzere yukarıda kabul edilen veriler nazara alınarak her bir kredi için ayrı ayrı hesaplamalar yapılmıştır. Hesaplamalarda kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında akdi faiz , temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında temerrüt faizi uygulanarak takip tarihi itibariyle 509.988,51 TL asıl alacak olmak üzere toplam alacak 532.621,11 TL tespit edilmiş ayrıca kefalet limiti 500.000,00 TL kabul edildiğinde 522.632,63 TL bulunmuştur.
Hesabın kat edildiği 02/04/2021 tarihli ihtarnamede her ne kadar kefalet tutarı olarak 500.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de kefalet limitinin gösterilmesinin ihtarnamenin ana unsurlarından olmadığı, sorumlu olunan borç miktarının bildirilmesinin yeterli olduğu ayrıca kefalet limitine gösterilmesine gerek olmadığı anlaşıldığından ek raporda tespit edilen 509.988,51 TL asıl alacak olmak üzere toplam alacak 532.621,11 TL kabul edilerek davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
İtirazların değerlendirilmesi: davacı vekili hesaplamalara ve faiz oranlarına itiraz etmiş ise de rapor ve ek rapordan anlaşıldığı üzere faiz oranlarının sözleşme hükümleri ve faiz genelgelerine göre tespit edildiği, hesaplama yönteminin Yargıtay kararlarına uygun olarak hesap kat ihtarnamenin borçluya tebliğ ve tebliğ de tanınan sürenin ilavesiyle bulunacak temerrüt tarihine kadar akdi faiz uygulanarak kat tarihine kadarki faiz borcun bulunarak asıl kredi borcu ile kapitalize edilerek bulunan toplam alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanmak suretiyle yapılması sebebiyle raporun yasal ve yeterli olduğu anlaşılmakla itirazlar yerinden görülmemiştir.
Davalı vekili özetle daha sonraki sözleşmeler ile borcun yenilendiğini ve davalının imzasının bulunmadığını, eş rızasının olmadığını, arabuluculuk son tutanağının imzalamamasından müvekkilinin kusuru olmadığını, zamanaşımının dolduğunu, borcun muaccel olmadığını ileri sürerek itiraz etmiş ve kötüniyet tazminatı istemiştir. Bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere kredilerin 05/05/2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı, kredilere yenileme ve yapılandırma yapılmadığı, eş rızasının bulunduğu, kefaletin ilgili kısımlarının kefilin el yazısı ile yazıldığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin itirazlar yeniden bulunmamıştır. Öte yandan davalı kefilin imzasının bulunduğu sözleşme sonrası başka sözleşmelerin imzalamış olması borcun yenilendiğini göstermeyeceği gibi borcun bir dönem sıfırlanmış olması halinde dahi kefalet ilişkisi zamanaşımı süresine kadar sona ermeyecektir. Esasen zamanaşımı süre de dolmamıştır. Mahkememizce 02/04/2021 tarihti ihtarnameye göre borcun muaccel olduğu kabul edildiğinden TBK 586.maddesi gereği kefile başvuru şartlarının da gerçekleştiği, ikinci ihtarnamenin yeni bir süre verilmesi anlamında olmadığı kabul edilmekle bu yöne ilişkin itirazlarda yerinde bulunmamış keza reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatının yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Toplam alacak hesap edilebilir yani likit olmakla %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, dava dilekçesine ekli 07/07/2021 tarihli arabuluculuk son tutanağına göre davalı tarafın görüşmelere katılmadığı görülmekte ise de, cevap dilekçesine eklenen mail yazışmalarına göre 25/06/2021 tarihli taraf vekillerinin e-imzasını taşıyan arabuluculuk ilk oturum/ilk açılış tutanağı örneklerinden davalı vekilinin ilk görüşmeye katıldığı ancak vekaletnamesinin eksikliğinin daha sonra mail ortamında arabuluculunun mailine iletildiği fakat bir şekilde arabulucu tarafından vekaletine ulaşılamadığı bundan sonra sürecin yeniden başlatıldığı anlaşılmakta olup davalının bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Ancak yargılama sonucunda davacının kısmen kabul sebebiyle tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalı taraftan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir. Davanın kısmen reddi sebebiyle vekalet ve yargılama giderleri buna göre belirlenmiş, davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmamasında kusuru olmadığı görülmekle davalı vekiline lehine vekalet ücreti hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-509.988,51 TL asıl alacak, 19.692,54 işlemiş faiz, 984,63 BSMV, 1.955,66 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 532.621,11 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazla talebin reddine,
2-Takip tarihi sonrası asıl alacağın 484.149,85 TL’si için %29,90, 25.838,66 TL’si için %26,28 oranında temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
3-Toplam alacağın likit kabul edilen 530.665,45 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddilen kısım yönünden kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Davacı taraf harçtan muaf olup dava açılırken harç alınmadığından alınması gerekli 36.383,35-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 43.681,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katıldığının kabulü gerekmekle davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 76,90 TL ve bilirkişi ücreti 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.276,90 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.259,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katıldığının kabulü gerekmekle reddedilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır