Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/406 E. 2023/394 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/406 Esas – 2023/394
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/406
KARAR NO : 2023/394

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 12/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalı borçludan alacağının sağlanması amacıyla Samsun İcra Müdürlüğünün 2021/42985 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmiş olup, davalının başlatılan takibe 11/06/2021 tarihinde itiraz etmiş olup haksız olan itiraz nedeniyle takibin 11/06/2021 tarihinde durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, icra dosyasında mevcut olan 04.06.2021 vadeli borçluya kesinlen akaryakıt faturaları ile alacağın sabit olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını beyanla, davalının haksız itirazının iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafın iddiasını ispatlamaya yönelik herhangi bir delil sunmadığı, davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış ise de tanık dinlenmesine muvafakatları olmadığını, ikame edilen davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu beyanla davanın reddini, dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Arabuluculuk son tutanağı, Samsun İcra Dairesinin 2021/42985 E. Sayılı dosyası, Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 16.03.2022 tarihli rapor, Kavak Mal Müdürlüğünden celp edilen BA/BS formları, araç tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı akaryakıt satışına dayanan faturalar kapsamında davacı ile aralarındaki açık hesap ilişkisi kapsamında davacı tarafından ödenmeyen alacağının tahsili istemi ile başlatılan ve davalının itirazı üzerine duran Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/42985 Esas sayılı takip dosyasının devamını sağlamak amacı ile eldeki davayı açmış davalı ise davanın reddini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2021/42985 Esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş olup incelenmesinden; takip alacaklısı davacı tarafından, takip borçlusu davalı aleyhine, 53.584,82 TL alacak için takibe girişildiği, takip dayanağının akaryakıt faturaları olduğu ödeme emrinin takip borçlusu davalıya 09/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu davalının 11.06.2021 tarihli süresinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu ve itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmamakla işbu davanın 1 yıllık hak düşücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturalar içeriğinin davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
Taraflara ticari defterlerin yerlerini bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı taraf 2020-2021-2022 yılı defterlerini ibraz etmiş davalı tarafın defter ve belgelerini sunmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Taraflara ticari defter ve belgelerinin bulunduğu yerleri bildirmek üzere süre verilmiş, davacı süresinde ticari defter ve belgeler bulunduğu yeri mahkememize bildirmiş, bilirkişiden 16/03/2022 tarihli rapor alınmıştır. Raporun incelenmesinde; davacının ticari defterlerinin yasal süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin bakanlıkça yapıldığı, usulüne göre tutulduğu, dava ve takip konusu faturaların davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu, takip konusu fatura içeriği malların (akaryakıt) araç plakası ve alıcısı isimleri yazılı fişler halinde teslim edildiği, bir kısım akaryakıt pompası ÖKC fişi ile araç plakası yazılı olduğu halde teslim edildiği, ve sonradan faturalandırıldığının tespit edildiği, akaryakıt istasyonlarında farklı yöntemlerle akaryakıt satış ve alımı yapılmakta, davalıda olduğu gibi işletmelerine kayıtlı çok sayıda aracı bulunan firmaların bu yolla gerek toplu alım avantajlarından (indirimli fiyattan satın alma gibi) yararlanmakta gerekse de işlem yada belge bazındaki sirkülasyonu azaltma gibi nedenlerle fiş yerine fatura tercih edebildiği, bu şekilde çok sayıda taşıtı olduğu dikkate alındığında çok sayıda personeli yada şoförüyle her defasında nakit verme külfeti olmadığı, gerek satıcı ve gerekse alıcının faydasına olan bir çok akaryakıt satış yöntemleri var ise de en barizi Taşıt Tanıma Sistemleri, pompaya bağlı ÖKC fişini faturaya dönüştürme şeklinde olan olduğu, bu yöntemler vasıtasıyla akaryakıt alınması durumunda akaryakıt pompalarından otomatik olarak üretilen ÖKC fişlerinin faturaya dönüştürülmesinin 68 seri nolu tebliğ ile uygun görüldüğü, sonuç olarak davacının dava konusu yaptığı faturaların davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu, dava ve takip konusu yapılan faturaya konu malların (Petrol Ürünleri) imza karşılığı ve araç plakalarına göre veresiye fişi ile ve ödeme kayıt edici cihazdan kredili satış kaydı ile teslim edildiği, 2020-2021 yıllarında toplam 132.508,98 TL mal satışı, 6.769,25 TL fiyat farkı olmak üzere toplam 139.278,17 TL fatura düzenlendiği, 86.093,35 TL altı ayrı tarihte banka havalesi, çek ve kredi kartı ile ödediği, 14.719,30 TL sinin peşin satış olarak deftere kayıt edildiği, kalan 38.465,49 TL sinin muavin cari defterde alacak olarak görüldüğü mütalaa edilmiştir.
Somut olayda, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davalı defterlerinin incelenmesine yönelik davalı tarafa muhtıra çıkartılmış, davalı defter ve belgelerini ibraz etmemiştir.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesinin hukuki sonuçlarına değinmek gerekmekte olup; davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davalının ticari defterleri bulunduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gerekir (Bkz: Kuru, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Buna göre, davacının ticari defterlerindeki birbirini doğrulayan kayıtlara göre değerlendirme yapılıp sonuca gidilmelidir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).
Ba formu, bilanço esasına göre defter tutan kişilerin, 5.000-TL ve üzerinde mal ve hizmet aldıkları durumda kendi adlarına düzenlenen fatura karşılığında yaptıkları bildirime ilişkin olup, somut olayda davalı her ne kadar davacı ile aralarında akdi ilişki olmadığını beyan etmişse de davacıdan olduğu mala ilişkin BA bildiriminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, BA-BS formları, davalının yemini ve HMK’nun 222. Maddesi gereğince davacı tarafından akdi ilişki ve fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği ispatlandığına göre davalı açık hesap ilişkisi kapsamında düzenlenen faturaların bedellerini ödediğini ispatla mükelleftir. İspat yükü kendisine düşen davalı ödeme yönünde herhangi bir delil sunamamıştır. Dayanılan davacı defterine göre davalının 38.465,49 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, davacının kendi defter kaydına düştüğü 14.719,30 TL’lik peşin ödemenin sehven yazıldığını beyan ederek bilirkişi raporuna itiraz etmişse de bu kısım yönünden ödemenin yapılmadığına ilişkin ispat yükü davacı tarafa aittir.
Yemin kesin delillerden olup yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olduğundan mahkememizce 14.719,30 TL’lik ödemenin yapılmadığına ilişkin ispat yükü kendisine düşen davacıya yemin teklifi hakkı hatırlatılmıştır.
Davacı vekilinin 17/02/2023 tarihli yemin dilekçesine istinaden mahkememizce yemin metni hazırlanmış olup incelenmesinde yemin metninin HMK 225. Maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yemin metni usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı şirket temsilcisi duruşmada usulüne uygun olarak takip konusu fatura karşılığı davacıya 14.719,30 TL’lik ödeme yaptığına dair yemin etmiştir.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davacı ve davalı arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, takibinde bu ilişki kapsamında davalının ödeme yapmadığı kısma ilişkin olduğu, davacının davalı ile arasındaki akdi ilişkiyi ve faturaya konu malları teslim ettiğini ispat ettiği, davacı defterine göre faturaların davacı defterinde kayıtlı olduğu ve davalının 38.465,49 TL borcu olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediğinden davacı defterindeki kayıtlara göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve bu miktar üzerinden yapılan itirazın haksız olduğu değerlendirilmiştir.
Yemin delilinin kesin delil niteliğinde olması nedeni ile davalı şirket yetkilisi tarafından eda edilen yemin metni kapsamında davacının kendi defterine göre ödeme aldığı miktar olan 14.719,30 TL yönünden davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Takibin faturaya dayalı olduğu nazara alınarak alacağın likit kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiş, hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davacı yararına % 20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davanın kabul red oranına göre taraflardan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
Davalının Samsun İcra Dairesi’nin 2021/42985 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 38.465,49 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına.
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.627,58 TL harçtan peşin alınan 647,18 TL harç ile icra dosyasında alınan 267,92 TL harcın mahsubu ile bakiye; 1.712,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 647,18 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 199,50 TL posta masrafı, 750,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 949,50 TL yargılama giderinden kabul miktarına göre hesaplanan 681,59 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin 947,55 TL’sinin davalıdan, 372,45 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, reddedilen kısım yönünden kesin, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
28/03/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza