Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2023/188 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/391 Esas – 2023/188
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/391
KARAR NO : 2023/188

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/02/2018

MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN 2022/1103 E. SAYILI DOSYASI

DAVACILAR :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, 16/09/2013 günü saat 20.50 sıralarında Atatürk Bulvarı üzerinde trafik ışıklarının bulunduğu mahalde meydana gelen trafik kazasında … sayılı aracı sevk ve idaresinde bulunduran …in müteveffa …’e çaprarak ölümüne neden olduğunu, Samsun 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/147 esas 2014/438 karar sayılı 27/11/2014 kesinleşme tarihli ilamı ile …in tali derecede kusurlu olduğu gerekçesiyle TKC.nun 81/1 maddesine göre cezalandırılmasına karar verildiğini, savcılıkı aşamasındaki bilirkişi raporunda maktüldeki birden fazla çoklu kırıkların olması ve bıçak kesiği olarak adlandıralan organ kopma ve ölümün sebebinin aracın çarpmasından kaynaklamndığı, çarpma anında hızının 90 km üzerinde olduğunun belirtildiğini, kazanın meydana gelişinde müteveffa …’in asli kusurlu olmasına rağmen kazanın sonucu ölümle neticelenmesinde sürücünün kusurunun sebebiyet verdiğini, davacıların eşi ve babaları …’in genç sayılabilecek yaşta trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle ailesi desteğinden mahrum kaldığını bu nedenlerle trafik kazasında eş ve babalarını kaybenden davaclıran 6100 sayılı yasanın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre desten yoksun kalma tazminat tutarların belirlenerek olay tarihinden itibaren işletilerek zincirleme davalılara ödettirilmesini, meydana gelen trafik kazasıyla ölümden dolayı davacı …için 90.000,00 TL , … , … ve … için 35.000,00’er TL den 105.000,00 TL olmaz üzere toplam 195.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte zincirleme davalılardan tahsiline, işletenin ve sürücünün taşınır taşınmaz mallları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden dava dilekçesinin açıklama kısmında davanın sürücü ve işletene yöneltildiği, sonuç kısmında ise tüm davalılara yöneltildiği anlaşılmakla davacı vekiline talep sonucunu açıklaması için süre verilmiştir. Davacı vekili 20.07.2022 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat taleplerini sadece … ve …den müştereken ve müteselsilen olmak üzere yönelttiklerini, sigorta şirketine poliçelerde manevi tazminat yönünden herhangi bir sorumluluk olmadığı için manevi tazminat yönünden herhangi bir sorumluluk yüklemediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili 1.000,00 TL üzerinden açtığı maddi tazminat istemine ilişkin talebini her bir davacı yönünden 250,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalılar vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle, öncelikle dosyanın görev yönünden reddinin gerektiğini, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, 2 yıllık hak düşürücü süre geçirilmiş olması sebebiyel davanın reddinin gerektiğini, maktul yaya …’in olay mahallinde kurallara yayalara kırmızı ışık yandığı esnada geçiş yaptığını, geçişi esnasında gerekli kontrolleri yapmayarak geçiş hakkını yolda seyir halinde bulunan araçlara vermesi gerektiği hususlara riayet etmediğini, olay mahallinde duran aracın önünden yolda seyir halinde bulunan diğer araç sürücülerinin görüş ve tedbir imkanlarının kısıtlayacak biçimde ve aniden geçiş yaptığı yeterli düzeyde kontrol yapmadan ve yaklaşmakta olan sanığın sevk ve idaresinde kamyonetin hızını mesafesini dikkate almadan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada gerçekleştiğini, kazada müvekillerinin kusurlu olmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı açılmış davanın öncelikle görevle ilgili itirazlarının incelenerek mahkemenin görevsiz olması nedeniyle talepleri kabul edilmeksez hak düşürücü süre yönünden ve diğer nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/136 E. 2019/632 K. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, tarafların istinaf talebi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 3.Hukuk Dairesinin 06.10.2020 tarih 2020/750 E. 2020/1169 K. Sayılı ilamı ile davalı … ye karşı da açıldığı, diğer davalıların görev ve hak düşürücü süre yönünden itirazlarının bulunduğu, mahkemece yargılamanın davalı … Sigortanın yokluğunda yapılarak sonuçlandırıldığı, dava dilekçesi ve davanın safahatı hakkında hiçbir bir bilgi ve belgenin, raporların, ıslah dilekçelerinin davalı sigorta şirketine tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dilekçesi, bedel artırım dilekçesi, ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporları sigorta şirketine tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili 28.10.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle, usule ilişkin itirazlarının yanı sıra, …’in sigortalı olduğu ….nolu poliçe ile … dönemini kapsamak üzere müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunduğunu, poliçe teminat limitinin sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 250.000 TL olduğunu, ayrıca kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde 8537996 nolu poliçe ile 06.07.2013-2014 dönemini kapsar şekilde Genişletilmiş Kasko Sigorta Paket Poliçesi ile sigortalı olduğunu, maddi tazminat taleplerinin ZMMS limiti dahilinde kaldığını, ZMMS kapsamında müvekkili şirkete dava öncesinde bir başvurunun bulunmadığını, 2918 Sayılı KTK kapsamında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete bir başvuru yapılmadığı anlaşılmakla ancak dava tarihinden ve ıslah tarihinden faize hükmedilmesinin mümkün olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf kaldırma kararı sonrasında dosya Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/484 E. Sırasında kayıt edilmiş, 25.02.2021 tarih 2021/103 K. Sayılı ilamı ile davalı … tarafından davanın mutlak ticari dava olduğundan, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, dosyanın mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekili mahkememizin birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacı ve çocukları tarafından davalılar aleyhine açılan destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat davasının Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/391 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, davacı hakkındaki ek raporda 9.000-TL daha tazminat hesaplandığını ve bu tutarın tazmini için işbu ek davanın açılması gerektiğini beyanla, 9.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
Toplanan Deliller:
Kaza tespit tutanağı, … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, Samsun Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/147 E.-2014/438 K. Sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu 09.09.2014 tarihli kusur raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırılması yazı cevapları, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşif ve sonrasında alınan bilirkişi raporu, tanık beyanları,20.05.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporu, 28.10.2019 tarihli aktüerya ek raporu, … Sigorta tarafından düzenlenen Benim Arabam Genişletilmiş Kasko Sigorta Paket Poliçesi, Aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 22.03.2022 tarihli bilirkişi raporu, 23.05.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi, 07.09.2022 tarihli 1.ek bilirkişi raporu,13.01.2023 tarihli 2.ek raporu, davalı… tarafından yapılan ödemeye ilişkin dekont ve tüm dosya kapsamı.
Dava; TBK 53 ve 54 maddelerine dayanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesi ile davalı …in sevk ve idaresinde bulunan davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın muris (destek) …’e çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, desteklerinden yoksun kalan davacıların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı istemi ve manevi tazminat talebi ile eldeki davayı açmıştır.
Davacılar vekili mahkememizin birleşen dava dosyasında davacı hakkında ek raporda 9.000-TL daha tazminat hesaplandığını ve bu tutarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
2918 s. KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davalı sigorta şirketine … plakalı aracın zorunlu mali Sorumluluk sigortacısı, diğer davalılara araç sürücüsü ve işleteni olmaları sebebi ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalılar vekili zamanaşımı definde bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Buna göre, KTK’nın 109/2 maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 72/1.maddesi c.2’ye koşut bir hüküm içermektedir. Anılan maddeye göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereğince ve 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre, bir kazada bir ölü dahi olsa zamanaşımı süresi 15 yıl, bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl, aynı kazada hem ölü hem de yararlı varsa ölenler ve yaralananlar bakımından zamanaşımı süresi 15 yıldır (Çelik, Ç. Ahmet, Trafik Kazalarında tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, s.787). Eldeki davada, kaza 16/09/2013 tarihinde gerçekleşmiş ve dava 25/02/2018 tarihinde açılmış olup, davanın 15 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı anlaşılmış ve zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Davalı … tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 06.07.2013-06.07.2014 tarihli arasında sakatlanma ve ölüm şahıs başına 250.000 TL, kaza başına 2.500.000 TL limitle sigortalandığı, … tarafından düzenlenen Benim Arabam Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 13.07.2013-13.07.2014 tarihleri arasında ihtiyari mali sorumluluk şahıs başına bedeni 10.000 TL, kaza başına bedeni 30.000 TL, kaza başına maddi 10.000 TL, ferdi kaza vefat 10.000 TL, sürekli sakatlık 10.000 TL olduğu tespit edilmiştir.
Samsun 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/147 E. 2014/438 K. Sayılı dosyasının incelenmesinde sanığın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yayalara kırmızı ışık yandığı sırada deniz tarafından kara tarafına koşarak yoldan geçmeye çalışan müteveffaya çarptığı, sanığın mahal şartlara göre hızını ve kontrollü geçişini sağlamayarak kazada tali kusurlu olduğunun değerlendirildiği ve sanık hakkında hükmün açıklanmasına karar verildiği ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 04/02/2019 tarihli raporunda özetle, davalı sürücü … idaresindeki araç ile mahal şartlarına uygun bir hızla seyrini sürdürmediği anlaşılmış olup meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış ile alt düzeyde tali kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’in karşıdan karşıya geçiş yapmadan önce yayalara yanan kırmızı ışığa uyarak durması, ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta geçiş yapmakta olan vasıtalara vermesi gerekirken bahsedilen hususlara riayet etmeyip ışık ihlalinde bulunarak karşıdan karşıya geçiş yaparken seyir halinde bulunan aracın sadmesine maruz kalmış, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş ve olayın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılmış, olayda dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, sonuç olarak davalı sürücü …in %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’in %85 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Alınan bu rapor olayın oluşuna uygun olduğundan hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmekle hükme esas alınmıştır.
Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesince dinlenen davacı tanığı … beyanında kazaya uğrayan kişinin teyzesinin oğlu, davacılarında onun eşi ve çocukları olduğunu, müteveffanın ölmeden önce köy hizmetlerinde işçi olarak çalıştığını, etrafında sevilen bir insan olduğunu, çocuklarından …’in üniversitede okuduğunu, …’ın evli, … ise okuduğunu, davacı …eşinden kalan emekli maaşıyla çocuğunu okutmakta hemde kendini geçindirmeye çalıştığını, …’in ise yurtdışında çalıştığını, … ev hanımı olup, eşinin yurtdışında çalıştığını, …’in ekonomik durumu çok müsait olmadığını, kendi evinde oturmakta ve kira vermediğini, bildiği kadarı ile başka bir geliri olmadığını, olayın ne şekilde olduğunu bilemediğini beyan etmiştir. … beyanında davacıların yeğeni olduğunu, …’in okuduğunu, … Almanya’da , … eşi ile Fransa’da yaşadığını, zaman zaman annelerine yardım ettiklerini, …’in kendine ait evde oturmakta olup kızını okutmaya çalıştığını, eşinden kalan maaşla geçimini sağlamaya çalıştığını beyan etmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişiden alınan 22.03.2022 tarihli raporda özetle, 16.09.2013 tarihinde … plakalı aracın davacıların destek ve murisi …’e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde destek …’in vefat ettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 04.02.2019 tarihli raporu ile davalı sürücünün %45, müteveffa yaya …’in %85 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle vefatı sonucu geride davacı eşi …ve davacı çocukları ile annesi …in kaldığı, babası …’in kazadan önce 21.09.1978 tarihinde, annesi … ise 15.02.2020 tarihinde vefat ettiği, bu kişilerden başka destek şart koşullarını taşıyan kimsenin kalmadığı, müteveffanın %85 kusurlu olduğu tespit edilmekle, davacılar lehine hesaplanan maddizarardan TBK 52. Maddesi kapsamında %85 oranında indirim yapıldığı, kaza tarihi itibariyle müteveffanın emekli olduğu, davacı eş …’in muhtemel ömür sonuna kadar eşinden destek alacağının kabul edildiği, davacı kız çocuk… 07.08.1995 tarihinde evlendiği ve halen evli olduğu, desteklik şart ve koşullarını taşımadığından hesaplama yapılmadığını, davacı erkek çocuk …’in olay tarihi itibariyle 36 yaşında olduğu, desteklik şart ve koşullarını taşımadığından hesaplama yapılmadığını, davacı kız çocuk …’in babasının vefat tarihi itibariyle 29 yaşında olup, yükseklisans eğitimi gördüğü, müteveffa babasının desteğinden faydalanamayacağı değerlendirilerek hesaplama yapılmadığını, dava dışı anne …in 15.02.2020 tarihinde vefat ettiği, kendi muhtemel ömür sonuna kadar oğlu … desteğini alacağı kabul edilmiş olup, kökleşmiş Yargıtay kararları gereği kendisinden önce vefat eden baba … payı anne … ömür sonuna kadar anne…. payına dahil edildiği, TRH-2010 bakiye yaşam tablosu ve progresif rant hesaplama hesaplama yöntemi kullanılarak hesaplama yapılması gerektiği değerlendirilmiş olmakla, davacı eş …’in gerçek net destekten yoksun kalma maddi zararının 41.271,26 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan gerçek net maddi zarar miktarının kaza tarihi itibariyle geçerli ZMM Sigorta Poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, davalı … yönünden dava öncesi yapılmış bir başvuru bulunmamakla dava tarihinde, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihinde temerrüdün gerçekleşeceği tespit edilmiş, bilirkişiden alınan 12.01.2023 tarihli 1.ek rapor ile güncel asgari ücret tutarı üzerinden yeniden hesaplama yapılmış sonuçta davacı eş …’in gerçek net destekten yoksun kalma maddi zararının 50.388,39 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan gerçek net maddi zarar miktarının kaza tarihi itibariyle geçerli ZMM Sigorta Poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, davalı … yönünden dava öncesi yapılmış bir başvuru bulunmamakla dava tarihinde, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihinde temerrüdün gerçekleşeceği tespit edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisinden ‘..17 HD.nin 14.01.2021 tarih 2020/2598 E. 2021/34 K. Sayılı kararında belirtildiği üzere artık PMF yaşam tablosuna göre değil TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılması gerektiği, hazırlanan raporda kazanılmış haklarında da dikkate alınması gerektiği, dosyada mevcut raporların bu kapsamda hazırlanmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf yoluna başvurmayarak davalılar yararına kazanılmış hakkın oluştuğu, davalıların Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan raporlara itiraz edilmeyen hususları gözetilmek suretiyle 2019 yılı ikinci dönem verileri dikkate alınarak ve kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle TRH 2010 ve progresif rant metodu kullanılarak ek rapor hazırlanması istenilmiş, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 13.01.2023 tarihli 2.ek raporda özetle, 2019 yılı asgari ücret verileri dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamalarda davacı eş …’in gerçek net destekten yoksun kalma maddi zararın 24.648,24 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan gerçek net maddi zarar miktarının kaza tarihi itibariyle geçerli ZMM Sigorta Poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, davalı … yönünden dava öncesi yapılmış bir başvuru bulunmamakla dava tarihinde, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihinde temerrüdün gerçekleşeceği tespit edilmiştir.

Davacı vekili tarafından sunulan 23.05.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, müteveffanın eşi …yönünden kaza tarihi olan 16.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere 40.271,25 TL destekten yoksun kalma tazminatı için bedel artırımı talebinde bulunmuştur.
Samsun İcra Dairesinin 2020/17148 E.sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklıların …,…, … ve …olduğu, borçlunun …, … ve … olduğu, 19.502,92 TL maddi tazminat, 25.000 TL manevi tazminat, 11.281,77 TL işlemiş yasal faiz, 14.461,65 TL işlemiş yasal faiz, 258,10 TL yargılama gideri, 3,95 TL işlemiş yasal faiz, 6.925,00 ilam vekalet ücreti, 105,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.539,25 TL toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, 35.511,50 TL bakiye borç miktarı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … tarafından dosyamıza sunulan dekont ile Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/17148 E. Sayılı takip dosyasına 41.349,70 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Asıl dava dosyasında ve birleşen dava dosyasında Maddi tazminat talebine yönelik değerlendirme;
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ölüm halinde uğranılan zararlar arasında sayılmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; “BK’nın 45. (TBK m. 53) maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.”
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Somut olayda, müteveffa 01/10/1954 doğumlu olup olay tarihinde 59 yaşında, davacılardan … 36, … 29, … ise 33 yaşındadır. Davacılardan … dışındaki davacıların yaşları, … ve … evli olması ve yurt dışında ikamet etmelri, davacı … yüksek lisans eğitimi gördüğü anlaşılmış ise de genel kural gereği 25 yaşını doldurması göz önüne alındığında davacılardan müteveffanın eşi … dışındaki müteveffa çocuklarının müteveffadan destek almaya devam etmesini gerektirir kendinden sadır özel durumu bulunduğunun ispat edemediği kaldı ki bu durumun dava dilekçesi ile iddia dahi edilmediği dikkate alındığında davacılar …, … ve …’in destekten kalma tazminatının koşullarının oluşmaması sebebi ile maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/07/2020 tarih, 2019/1484 E. ve 2020/4327 K. sayılı kararı). Davacıların ihtiyari dava arkadaşı olması sebebi ile reddedilen kısım üzerinden davalılar vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Davacı …yönünden yapılan değerlendirmede ise asıl dava dosyasında; davacıların maddi tazminat talepleri yönünden Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/136 E. 2019/632 K. sayılı ilamı ile davacı …için 12.711,72 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş, olup davacı vekilince kusur oranının kabulünün mümkün olmaması ve manevi tazminatın düşük takdir edildiği gerekçesi ile istinaf edildiği, diğer davalıların ise karardaki maddi tazminatın hesap yöntemine, … için tazminat takdirine, kusur oranına ve manevi tazminatın fahiş olduğundan bahisle kararın istinaf edildiği, dolayısıyla anılan kararın davacı vekilince aktüerya raporundaki veriler ve hesap yöntemi hususunda temyiz edilmediği ve bu kısımların davacılar vekili yönünden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. Davacı tarafça tazminat miktarı ve hesabına ilişkin hususlar istinaf konusu edilmemiş ve anılan karar bu yönlerden kesinleşmiş olup mahkememizce güncel asgari ücret tutarı ve değişen içtihatlar kapsamında kabul edilen hesaplama yöntemine göre alınan hesaplama raporu ile oluşan aradaki fark sebebiyle davacı vekilince birleştirme talepli ek dava açılmış ise de maddi tazminata ilişkin hükmün aktüeryayönünden davacıların istinaf etmemesi, mahkememizce de Asliye Hukuk Mahkemesi’nce alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 04/02/2019 tarihli kusur raporuna itibar edilerek müteveffanın %85 kusurlu olduğunun kabul edilmesi nedeni ile davalılar yönünden bozma öncesi verilere göre yapılan tazminat hesabı bakımından usulü kazanılmış hak doğmuş olmasına göre yeniden alınan raporlar ve güncel veriler üzerinden yapılan hesaplama dikkate alınmayarak birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2022/7796 karar, 2022/6817 karar sayılı ilamları)
Müteveffanın kazanın gerçekleşmesinde %85 kusurlu olduğu, her ne kadar davacı vekili ıslah dilekçesi ile …yönünden 40.271,25 TL destek tazminatı talep etmişse de mahkememizce asliye hukuk mahkemesince alınan rapor tarihi olan 28/10/2019 tarihli veriler kullanılarak TRH 2010 yaşam tablosuna ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplama ile 24.468,24 TL tespit edildiği, sigorta şirketine yargılama sırasında başvurulması sebebi ile sigorta şirketi yönünden temerrüdün dava tarihinde, diğer davalılar yönünden kaza tarihinde oluştuğu, hemen yukarıda açıklanan müktesep hak ilkesi gereğince davacı … için 12.711,72 TL’nin üstünde karar verilemeyeceğinden davacının talep edebileceği destek tazminatının 12.711,72 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Bozma öncesi karar verilen maddi tazminat hükmünün tahsili için davacılar tarafından Samsun İcra Dairesi’nin 2020/17148 E. Sayılı dosyası ile takip başlatılmış, dosya hesabının incelenmesinde, 17/07/2020 tarihinde 41.349,70 TL’nin yatırıldığı, hükmedilen tutarlar davalı sigorta şirketi tarafından yargılama sırasında davacı … ödenmiş olduğu anlaşıldığından davacı … yönünden yapılan ödeme sebebi ile 12.711,72 TL yönünden konusuz kalan maddi tazminat davası hakkında esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Konusuz kalan kısım yönünden davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir. Islah ile artırılan kısım yönünden de talebin reddi gerektiğinden davalılar vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Davacı vekilinin harç ikmaline ilişkin dilekçelerinin birinin talep artırım, birinin de ıslah dilekçesi olarak kabul edilebilmesi için davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gereklidir. Dava dilekçesinde, davanın açıkça, belirsiz alacak davası türünde açıldığı belirtildiğinden eldeki davanın, belirsiz alacak davası olduğunun kabulü gerekir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2997 Esas, 2021/331 Karar Sayılı İlamı)Her ne kadar davada ikinci kez ıslah yapıldığı savunulmuş ise de davanın belirsiz alacak davası olduğu davacı vekilince sunulan 30/11/2019 tarihli dilekçenin bedel artırım dilekçesi olduğu 23/05/2022 tarihli dilekçenin ise ıslah dilekçesi olduğu nazara alınarak bu savunma yerinde görülmemiş ıslah dilekçesi dikkate alınmıştır.
Manevi tazminat talebine yönelik değerlendirme;
TBK 56/2 maddesi gereği ölüm halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Davacılar ölenin eşi ve çocukları olup, madde kapsamında tazminat hakları bulunmaktadır. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Davacıların ve müteveffanın yaşı, olayın oluşu, ölenin kusur oranı, davacılarla yakınlığı ile talep miktarı ve paranın özellikle kaza tarihindeki satın alma gücü, davacıların ve davalı gerçek kişinin ekonomik sosyal durumları ve ölen ile davacıların beşeri münasebetleri, yakınlıkları, hükmedilecek tazminatın davalı tarafın mahvına, davacıların ise zenginleşmesine yol açmaması gerektiği, nihayetinde talep miktarı ve davacı sayısı göz önüne alınarak talebin kısmen kabulü ile davacı eş …için 25.000,00 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminata hükmetmenin hak, nesafet ve adalet kurallarına uygun olacağı kanaatine varılarak kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile Samsun İcra Dairesinin 2020/17148 E. Sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada
a-Maddi tazminat davası yönünden;
1-Davacı …yönünden açılan davanın konusuz kalması nedeni esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davacılar …, … ve … yönünden açılan davanın reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 868,34 TL karar ilam harcından peşin alınan 35,90 TL ve ıslah harcı 315,99 TL, ıslahla alınan 371,75 TL’nin mahsubu ile artan karar ilam harcı olan 144,70 TL’nin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, (Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/136 E. 2019/632 K. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere)
4-Davacı tarafça yapılan 35,90 başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 315,99 TL ıslah harcı ve 371,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 759,54 TL nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, (Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/136 E. 2019/632 K. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere)
5-Davacı …yönünden kabul edilen ve konusuz kalan kısım üzerinden hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine, takdir edilen vekalet ücretinin Samsun İcra Dairesi’nin 2020/17148 esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamasına,
6-Davalılar …, … ile … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Davacı …yönünden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan ret sebebi ortak olmakla 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar …, … ve … A.Ş’ne ödenmesine,
7-Davalılar …, … ile … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden Reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 6.791,20 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak ret sebebi ortak olmakla davalılara verilmesine,
8-Davalılar …, … ile … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden Reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 250 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak ret sebebi ortak olmakla davalılara verilmesine,
9-Davalılar …, … ile … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden Reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 250 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak ret sebebi ortak olmakla davalılara verilmesine,
10-Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/136 E. 2019/632 K. sayılı dosyası kapsamında yapılan 920,05 TL yargılama giderlerinin Samsun İcra Dairesi’nin 2020/17148 esas sayılı dosyasında yapılan infaz ile tekerrür oluşturmamak kaydı ile davadaki haklılık oranına göre hesaplanan 632,08 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,, mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
b-Manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Davacı …için 25.000,00 TL, davalı …, … ve … için 10.000,00’er TL manevi tazminatın kaza 16/09/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte Samsun İcra Dairesi’nin 2020/17148 esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla davalılar … ve …den alınarak davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı …kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
3-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
4-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
5-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’everilmesine,
8-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
10-Birleşen davanın reddine,
11-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcından peşin alınan 80,70 TL mahsubu ile bakiye 99,20 TL nin davacı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-Davalılar, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
13-Zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600-TL arabuluculuk ücretinin davacı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
14-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
15-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketinin e-duruşma ile yolu ile yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
14/02/2023

TAVZİH ŞERHİ:
Mahkememizce hüküm kurulurken konusuz kalan miktarın hüküm kısmında belirtilmediği bu hususun gerekçede açıklanmasına rağmen hüküm kısmında belirtilmemesi halinde infazda tereddüt hasıl olabileceği dikkate alınarak hüküm kısmının 1-Asıl davada a-Maddi tazminat talebi yönünden bölünün 1. Bendindeki kısmın “Davacı …yönünden açılan davanın 12.711,72 TL yönünden konusuz kalması nedeni esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, fazlaya dair istemin reddine”şeklinde TAVZİHİNE, Tavzih edilen kısmın HMK 304/2 hükmü uyarınca asıl hükme eklenmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verilmiştir.