Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/374 E. 2023/824 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/374 Esas – 2023/824
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/374 Esas
KARAR NO : 2023/824

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 18/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 20/06/2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin belirtilen asansörleri teslim etme, karşı tarafın da … adresinde kayıtlı taşınmazın müvekkili adına tapuda tescilini gerçekleştirme yükümlülüğü altına girdiklerini, müvekkilinin üzerine düşen ödemleri noksansız yerine getirdiğini, montajı yapılan asansörlerin yeşil etiketlerinin alındığını, tüm bunlara rağmen davalı tarafın davaya konu taşınmazı müvekkili adına tescilini gerçekleştirmediğini, davalı taraf ile yapılan bütün harici görüşmeler ve arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek, davanın kabulü ile … adresindeki …’de tapuya kayıtlı taşınmazın müvekkili adına tesciline, taleplerinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000TL’nin bilirkişi incelemesi ile belirlenecek davaya konu taşınmazın piyasa rayiç bedelinin hak ediş tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca 50.000,00 TL cayma bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belirttiği gibi davacı ile müvekkili arasında akdedilen 20/06/2019 ve devamında tamamlayıcı olarak tanzim edilen sözleşmeler neticesinde … adresindeki … de bulunan taşınmazın davacıya teslim edileceği, davacının ise akdedilen sözleşmeye göre asansör montajlarını yapacağı ve süresinde teslim edeceğinin belirtildiğini, akdedilen sözleşmenin 11. Maddesinde ” ödemeler” başlığı altında tanzim edilen şartların müvekkili tarafından yapılan asansör montajı ile doğru orantılı olarak eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, buna karşılık sözleşme kapsamında olan ve müvekkili şirketin Çarşamba ilçesinde 3 inşaatı ve Samsun ili 2 blok için asansör montaj işlemleri muhatap firma Duru Asansör tarafından yerine getirilmediğini, dolayısı ile davacı tarafın iddia ettiği gibi zamanında ve sözleşmeye uygun bir şekilde edimlerin davacı tarafından ifa edilmediğini, yapılacak keşif ve diletilecek tanıklarla iş bu durumu ispatlayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde sözleşme suretleri ibraz edilmiştir.
Atakum Tapu Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde tapu kayıtlarının gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanağı aslı ibraz edilmiştir.
Gayrimenkul değerleme uzmanı ve inşaat mühendisinde oluşan bilirkişi heyetinden 03/03/2022 tarihli rapor aldırılmıştır.
Çarşamba Belediyesine yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Çarşamba Vergi Dairesine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde davalıya ait 2019-2020 yılları BA formlarının gönderildiği görülmüştür.
Terme Vergi Dairesine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde davalıya ait 2019-2020 yılları BS formlarının gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından harçlandırılmış ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Türk Standartları Enstitüsüne yazılan yazılara cevap verilmiş, ekinde iki adet muayene raporu ve eklerinin gönderildiği görülmüştür.
Atakum Belediyesine yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde asansör tescil belgeleri ve asansör periyodik kontrol raporunun gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 01/03/2023 tarihli beyan dilekçesi sunulmuştur.
Elektrik Mühendisi, Makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan heyetten 17/01/2023 havale tarihli kök rapor ve 26/05/2023 havale tarihli ek rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesine aykırılıktan doğan tapu iptal ve tescil ile mümkün olmaması halinde alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 20/06/2019 tarihli sözleşme akdedildiği, davacının Sarıcalı Mahallesi, Körfez Mahallesi ve Kirazlıkçay Mahallesi adreslerinde 265.000,00 TL karşılığında asansör yapım işini üstlendiği, ödemenin 20.000- TL’sinin sözleşme tarihinde havale ile, 100.000 TL’nin karşılığı olarak … nolu bağımsız bölümün devri ve 26.250 TL bedelli 4 adet çek ile 40.000- TL’nin iş tesliminde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Tapu iptal ve tescil talebine yönelik değerlendirme;
Taraflar arasında imzalanan 26/06/2019 tarihli sözleşmenin 11.maddesinde her ne kadar Körfez Mahallesi A Blok 7 numaralı daire denilmiş ise de, dava dilekçesi, keşif sırasındaki gösterimler ve tapu kayıtları incelemesi akabinde düzenlenen 28/02/2022 tarihli fen bilirkişi raporunda, davaya konu meskenin … parsel üzerindeki bina olduğu belirtilmiş, davalı tarafça bu hususa itiraz edilmemiştir. Bu kapsamda alınan 03/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin 228.747,95 TL olduğu tespit edilmiş, davalı vekilince rapora itiraz edilmiş ise de, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalının itirazlarına itibar edilmemiş, davacı tarafça harç ikmali gerçekleştirilmiştir.
Eldeki dosyaya sunulan sözleşme ve davacı yanın talepleri çerçevesinde öncelikle, davacının eser sözleşmesi kapsamında asansör imalat işini yerine getirip getirmediği yönünde araştırma yapılması gerekmektedir. Davacı vekiline sözleşme çerçevesinde yapmış olduğu asansörlerin kimlik bilgilerini mahkememize bildirmek üzere süre verilmiş, bildirilen 5 adet asansöre ait tescil kayıtları dosyamız arasına alınmış, davacının sözleşme çerçevesinde yüklendiği edimleri yerine getirip getirmediği hususunda bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen 16/01/2023 tarihli kök rapor ile 26/05/2023 havale tarihli ek raporda toplam 5 adet asansörün sözleşme hükümlerine ve aranılan standartlara uygun imal edildiği, TSE tescil belgeleri ile birlikte davalı yana teslim edildiği tespit ve kanaatini bildirdikleri görülmüştür. Davalı vekilince alınan raporlara itiraz edilmiş ise de, dosya arasına kazandırılan tescil belgelerinden … kimlik numaralı asansörlerin yeşil etiketli uygun raporlarının bulunduğu, sözleşmede kararlaştırılan şartların yerine getirildiği anlaşılmakta olup itirazlara itibar edilememiştir.
Kural olarak; eser sözleşmelerinin geçerli olması herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Tarafların karşılıklı olarak “icap” ve “kabul” iradelerinin oluşmasıyla eser sözleşmesi ilişkisi kurulur. Yazılı olması ancak, taraflara ispat kolaylığı sağlar. Ne var ki, taşınmaz mülkiyeti nakli borcunu doğuran sözleşmelerin, 6098 Sayılı TBK’nın 237., TMK’nın 706., Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu zorunluluk sözleşmenin geçerliliğine ilişkin olup, bu şekil şartına uymayan bir sözleşme geçerli olarak kabul edilemez.
Somut olayda sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlendiği görüldüğünden tapu iptal ve tescile ilişkin satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Ancak sözleşmenin bu yöne ilişkin geçersizliği karşısında edimlerin karşılıklı olarak iadesi gerekeceğinden, sözleşmede dava konusu taşınmaza maktu olarak 100.000,00 TL değer biçilmiş olması nazara alınarak davacının davalı şirketten 100.000,00 TL talepte bulunabileceği değerlendirilmiştir.
Davalının ödeme iddiası kapsamında mahkememizce tarafların BA/BS formları dosya arasına alınmış, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş, davalı şirkete elektronik tebligat yolu ile ticari defterleri sunmak üzere 2 haftalık süre verilmiş, süresi içerisinde defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK m. 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (HMK m. 222/2) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. Md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (HMK m. 222/3) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m. 222/4) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/5)Bu kapsamda ticari defterlerin sahibi lehine delil olması için kural olarak işin ticari olması, her iki tarafın tacir olması ve iki tarafında ticari defterlerinin incelenmesi ya da belirli şartlara göre tek başına ona dayanması gerekir.
Davacı yanın ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin alınan raporda özetle; davacı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, defterlerin birbiri ile uyumlu olmadığı, 2019-2020 yılı yevmiye defterine göre toplam 379.938,50 TL alacaklı göründüğü, 2019-2020 yılı defter-i kebir kayıtlarına göre 334.938,50 TL alacaklı göründüğü, davacının 2019-2020 yılı yevmiye defterine göre davalının toplam 220.020,00 TL ödeme yaptığı, 2019-2020 yılı defter-i kebir kayıtlarına göre 265.020,00 TL ödeme yaptığının kayıtlı olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça ticari defterler sunulmamış ise de davacının ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olmaması karşısında lehine delil olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiş ancak dosya arasına kazandırılan BA/BS formları, davacı vekilinin 01/03/2023 tarihli beyan dilekçesi ve ekindeki dava dışı sözleşme örneklerinden taraflar arasında davaya konu sözleşme dışında da sözleşme ilişkisi kurulduğu, yapılan ödemelerin davacı tarafça bu minvalde kabul edildiği, dolayısı ile davalının 100.000,00 TL yönünden ödeme yaptığı hususunun ortaya konulamadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı yanın cevap dilekçesini süresinde sunmamış olduğu anlaşılmakla ödeme hususunu ispat bakımından yemin delili hatırlatılamamıştır.
Davalı vekilince sözleşmedeki gecikme bedellerinin hesaplanması amacıyla ek rapor talep edildiği görülmüştür. Bu noktada mahsup kavramına değinmekte yarar vardır. Mahsup, bir alacağı doğuran olayla ilgili olarak, alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin ya da borçlunun katlandığı bazı yükümlülüklerin alacaktan indirilmesidir. Mahsuplaşmada, takastan farklı olarak iki ayrı alacak bulunmamaktadır. Buna göre, alacak miktarından tenzil edilecek değer, karşı alacak olmayıp, gerçek alacağı bulmak üzere hesaplanan alacaktan indirilmesi gereken bir bedeldir. Somut olayda davaya konu istem sözleşmenin ilgili kısmının geçersizliği sebebi ile dönme hukuki sonuçlarına bağlı olup, mahsup talep edilen gecikme bedelinin ise sözleşmedeki farklı bir düzenleme kapsamında talep edilen ayrı bir alacak bedeli olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre teknik anlamda mahsuba konu olamayacağı anlaşılan talebe itibar edilememiş, davalının ek rapor talebi reddedilmiştir.
Dava öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalı borçlunun TBK’nun 117. maddesinde öngörülen şekilde temerrüde düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde herhangi bir delil bildirilmemiştir. Bu kapsamda dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekmiştir.
Cezai şart talebine yönelik değerlendirme;
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Anlaşmazlıklar” başlıklı 13. maddesinde, işveren yada yüklenici anlaşmadan cayarsa maddi ve manevi olarak 50.000,00 TL cayma bedeli ödeyeceği kararlaştırılmıştır.
Dönme cezası, belirli bir bedelin ödenmesine bağlı olarak sözleşmeden dönme hakkı sağlayan bir sözleşme kaydıdır (6098 s. TBK m. 179/3). Dönme cezasında amaç, borçluya ilişkiden sıyrılma noktasında bir ferahlık sağlamak, onu belirli bir ceza bedelini ödemesi suretiyle sözleşmeden beri kılabilmektir. Dönme cezası söz konusu olduğunda, alacaklı, borçludan sadece cezai şartın ifasını talep edebilir; asıl borcun ifasını talep edemez. Somut olayda, sözleşmede dönme cezasının kararlaştırıldığı, davalının anlaşmadan cayması halinde 50.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmış, ancak gerek dava dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde sözleşmenin sona erdirildiğine ilişkin bir iddia ileri sürülmemiş, aksine sözleşmedeki edimlerin kısmen karşılıklı olarak yerine getirildiği anlaşılmıştır. Buna göre davacı tarafça sözleşmede kararlaştırılan dönme cezasının talep edilemeyeceği değerlendirilmiş, söz konusu talep yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin kabul/ret oranına göre taraflardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin ayrı ayrı reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.831,00 TL karar ilam harcından peşin alınan 3.906,44 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 2.924,56 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 3.906,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 222.55 TL tebligat ve posta gideri, 571,90TL keşif harcı, 150,00TL ATGV araç ücreti, 5.810,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 6.405,10 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 2.297,81TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 16.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 27.812,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin kabul-red oranına göre hesaplanan 473,55 TL’sinin davalıdan, 846,45-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.06/07/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.