Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2022/91 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/371 Esas – 2022/91
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/91

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI(Temlik Alan) : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 24/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesi ile özetle; davacı ile davalı arasında dergi ilan sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşme gereği belirtilen edimlerini yerine getirdiğini ancak davalı borçlunun ödemeleri gerçekleştirmediğini, davalının ihtarlara rağmen borcunu ödememesi üzerine Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2019/105512 E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı borçlunun alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, tarafların tacir araştırmasına ilişkin vergi dairesine, 2018 yılı haziran ve temmuz ayına ait dergiler, cari hesap ekstresi, Samsun İcra Dairesinin 2019/105512 E. sayılı takip dosyası, …Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabı, Samsun 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/31 E.-2021/20 K. sayılı görevsizlik kararı, Temlik Sözleşmesi, 15.12.2021 tarihli Mali Müşavir Bilirkişi Raporu.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalı aleyhine Samsun İcra Dairesinin 2019/105512 sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 22/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve süresi içerisinde borca itiraz edildiği, davacının itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi için 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davayı Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı anlaşılmıştır.
Samsun 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2021 tarih ve 2020/31 E. 2021/20 K. sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilmiş, davacının istinaf talebinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 2021/586 E.2021/775 K. Sayılı ilamıyla reddine karar verilmiştir.

İcra dosyası incelendiğinde; alacaklının… borçlunun …olduğu, 1.180,00 TL üzerinden takip başlatıldığı, borcun sebebinin cari hesap olarak belirtildiği, borçlunun 27.11.2019 tarihli borca itiraz dilekçesi sunduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı … vekili tarafından temlik sözleşmesi ve vekaletname dosyamıza sunulmuştur.
Davacı, davalıya satışı yapılıp teslim edilen malların bedelinin ödenmediği iddiası ile alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı ise cevap dilekçesi sunmamış olması nedeniyle dava dilekçesinde belirtilen tüm hususları inkar etmiş sayılmıştır.
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturalar içeriğindeki malları/hizmeti davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Somut olayda, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış, ancak davalı tarafa defterlerin ibrazı ihtarını içerir duruşma zaptı usulünce tebliğ yapılmış olmasına rağmen defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle davalının ticari defterleri incelenememiştir.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesinin hukuki sonuçlarına değinmek gerekmekte olup; davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davalının ticari defterleri bulunduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gerekir (Bkz: Kuru, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Buna göre, davacının ticari defterlerindeki birbirini doğrulayan kayıtlara göre değerlendirme yapılıp sonuca gidilmelidir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).

Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 15/12/2021 havale tarihli raporda özetle; davacının 2015,2016,2017 ve 2018 yılları yasal defterleri üzerinde yapılan tespitler sonucunda, davacıya ait ticari defterlerin 3568 Sayılı Kanun’da belirtilen Tek Düzen Muhasebe Standartları, Türk Ticaret Kanunu ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanun’da belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun olarak tutulduğu, bu nedenlerle 2015,2016,2018 yılı yasal defterleri sahibi lehine kanuni delil sayılabileceği, (6100 Sayılı HMK 222/1.2.3.), davacının yasal defterleri ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davalı tarafa düzenlemiş olduğu faturaları 120.01 Yurt İçi Alıcılar (… Uzm.Psikolog) alt hesabına borç yazarak davalıyı borçlandırdığının tespit edildiği yine davacının 2015 yılı yasal defterlerinde davalıdan 2014 yılından 13,00 TL alacağı 2015 yılına devir olduğu, 2015,2016,2017 ve 2018 yıllından düzenlenen faturalar toplamının 1.897,25 TL, tahsilatlar toplamının 730,25 TL olduğu, defter kayıtlarına göre davalı … ‘dan 1.180,00 TL alacaklı olduğu, 17/02/2021 tarihli sözleşmeye göre … müşterilerinden alacaklarını … adlı şahsa temlik ettiği, davalı ile davacı arasında akdedilmiş bir sözleşmenin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Burada davacı tarafından akdi ilişki ve açık hesap ilişkisi kapsamındaki fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği ispatlandığına göre davalı faturalar bedellerini ödediğini ispatla mükelleftir. Davalı fatura bedellerini ödediğine ilişkin delil sunmamış olup tarafların ticari defterlerinin incelenmesine yönelik alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak ispat yükü kendisine düşen davalı ödeme yönünde herhangi bir delil sunamamıştır.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davalının kendisine verilen kesin süre içinde ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının usulüne uygun olarak tutulan defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi bulunduğu, davalıdan davacının 1.180,00 TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bu miktara ilişkin takibe itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Takip tarihinden önce davalının temerrüte düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faize ilişkin istemin reddi gerekmiştir.
Asıl alacak hesap edilebilir yani likit kabul edilmekle %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş, işin ticari nitelik arz etmesi ve takip talebi nazara alınarak takip tarihi sonrası asıl alacağa reeskont avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
-Samsun İcra Dairesi’nin 2019/105512 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile, 1.180,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasına,
2-İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatı olarak 236,00 TL’nin davalıdan davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,61 TL karar ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 26,21 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 54,40 TL peşin karar ilam harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 382,00 TL tebligat ve posta gideri, 550,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 932,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kesin olmak üzere karar verildi, anlatıldı.25/01/2022

Katip …

Hakim …