Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/353 E. 2022/244 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/353 Esas – 2022/244
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/353 Esas
KARAR NO : 2022/244

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında satış sözleşmesi bulunduğunu ve 17.09.2020 tarih ve 0179 numaralı sipariş fişine istinaden hazırlanan 282.936,69-TL tutarındaki malların davalıya gönderildiğini, 3 ayrı fatura düzenlendiğini ancak davalının sadece 100.000-TL’yi ödediğini ve bakiye bedeli ödemeye yanaşmadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, 182.936,69-TL’nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davalının yerleşim adresinin, ayrıca sözleşmeye konu malın sipariş edildiği ve teslim alındığı yerin Tokat olmasına göre davanın Tokat mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, davacıdan sadece 17.09.2020 tarih ve 0179 numaralı sipariş fişine konu malların satın alındığını ve bunun karşılığının da 50.000-TL bedelli iki ayrı çek ile ödendiğini, nitekim bu hususta niza bulunmadığını, davacıdan 100.000-TL’den fazla mal alındığı iddiasının gerçek olmadığını ve dava dilekçesi ile mübrez faturaların kabul edilmeyip noter ihtarı ile davacıya iade edildiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Tarafların 2020 yılı Kasım ve Aralık ile 2021 yılı Ocak ayına ait Ba/Bs formları celp edilmiş olup incelenmesinden: Dava dilekçesine konu olan ve bedelleri toplamı KDV dahil 282.936-TL’ye tekabül eden üç faturanın davacının Aralık/2020 dönemi Bs bildirim formuna konu olduğu, ancak davalının bu yönde Ba bildiriminin bulunmadığı görülmüştür.
Davacının ticari defterleri hakkında düzenlen bilirkişi raporunda özetle: Defterlerin açılış-kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, davaya konu üç faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 50.000-TL’lik çeklere ilişkin kayda yer verilmediği, davacının kendi defter ve kayıtlarına göre hesap sonu itibariyle alacağının bulunmadığı; sipariş fişindeki ürünler ile faturalardaki ürünler karşılaştırıldığında ürün birim fiyatlarının aynı, ancak ürün adetlerinin farklı olduğu, sipariş fişinde olmayıp fatura içeriklerinde yer alan ürünler toplam tutarının 64.219-TL ve sipariş fişindeki ürün miktarları dışında faturalarda yer alan fazlalık tutarın da 181.747-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davalının ticari defterleri hakkında düzenlen bilirkişi raporunda özetle: Defterlerin açılış-kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, davaya konu üç faturanın noter ihtarı ile davacıya iade edildiğinin anlaşıldığı ve bu faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, ayrıca defterlerde 50.000-TL’lik çeklere ilişkin kaydın da bulunmadığı; sipariş fişi ile faturalar karşılaştırıldığında 17.09.2020 ve 179 nolu sipariş fişinde belirtilen ürün miktarlarından daha fazla miktarda ürünün ve sipariş fişinde yer almayan farklı ürünlerin faturalandırıldığı, sipariş fişindeki ürünler toplam tutarının 108.623,60-TL olduğu ve faturalandırılan 37 adet Klişe bedeli 15.717,60-TL dahil edildiğinde sipariş fişindeki ürünler toplamının 124.241,20-TL’ye ulaştığı, sipariş fişinde olmayıp fatura içeriklerinde yer alan ürünler toplam tutarının 48.500,95-TL olduğu, davaya konu üç fatura toplam tutarının 282.936,69-TL olduğu ve sipariş edilmeyen ürünler1e ilgili olarak 158.595,49-TL fazla tutarda fatura düzenlediği mütala edilmiştir.
Her iki raporu karşılaştırılıp değerlendiren ek bilirkişi raporunda özetle: Davaya konu faturaların davacının defterinde kayıtlı olduğu, ancak davalının defterinde kayıtlı olmadığı, ödemelerin yapıldığı kabul edilen çeklerin ne davacının ne de davalının defterinde kayıtlı olduğu, sipariş fişinde bulunmayıp faturalarda olan mallar toplam tutarının klişe bedeli 15.717,60-TL dışlandığında 48.500,95-TL ve dahil edildiğinde 64.219-TL olduğu; sipariş fişindeki ürünler toplam tutarının 108.623,60-TL olduğu, ancak klişe bedeli 15.717,60-TL dahil edildiğinde bu tutarın 124.241,20-TL’ye tekabül ettiği, sipariş fişindeki ürün miktarları dışında faturalarda yer alan fazlalık tutarın klişe bedeli sipariş fişine ilave edilmeyecek ise 174.313,09-TL, ilave edilecek ise 158.595,49-TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesinden doğan faturaya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Burada öncelikle, davalının yetki ilk itirazı irdelenecek, akabinde davanın esası hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi, genel yetkili mahkemeyi belirlemiş olup, bu maddede genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu vazedilmiştir. Yine, yasanın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın “ifa yeri” başlıklı 89. maddesine göre, borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir ve aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre, tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya örtülü iradelerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin ifa edileceği yer TBK’nın 89/1. maddesine göre belirlenir.
Somut olayda, sipariş fişine konu malın davalıya adresinde teslim edileceğine dair bir iddiada bulunulmamış ve ayrıca tarafların bu yönde bir karara vardıkları dosyadan anlaşılamamıştır. Buna göre, sözleşmenin ifa edileceği yerin TBK’nın 89/1. maddesine göre belirlenmesi ve para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden davacının kendi yerleşim yerinde dava açmasında isabetsizlik bulunmadığının kabulü gerekir.
Davacı, taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında davalıya satıp teslim ettiğini ileri sürdüğü mal bedelinin 100.000-TL dışında kalan kısmını talep etmekte, davalı ise davacıdan 17.09.2020 tarih ve 0179 numaralı sipariş fişine konu 100.000-TL’lik mal dışında başkaca mal almadığını ve bu alış-verişe konu tutarı da iki ayrı çek ile ödediğini belirtmektedir.
Davalının, 17.09.2020 tarih ve 0179 numaralı sipariş fişine konu malları davacıdan satın aldığı ve her biri 50.000-TL bedelli iki çek ile ödeme yaptığı tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, dava dilekçesine konu üç fatura içeriğinin sipariş fişi ile örtüşüp örtüşmediği ve davacıdan mezkur sipariş fişine konu 100.000-TL’lik mal dışında başkaca mal alınıp alınmadığı, buna göre davacının talep edebileceği bakiye alacağı bulunup bulunmadığı konularında toplanmaktadır.
Bilirkişi raporlarından; sipariş fişine konu edilmeyen bir kısım malın fatura içeriğine dahil edildiği ve bu kapsamdaki mal toplam tutarının klişe ücreti ile birlikte 64.219-TL olduğu, ayrıca sipariş fişindeki miktarların çok üzerinde malın faturalara işlendiği, 17.09.2020 tarih ve 0179 numaralı sipariş fişine konu mal bedelinin klişe bedeli hariç 108.623,60-TL olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, sipariş fişinde her bir malın birim fiyatı gösterilmiş, ancak fişin alt kısmına 100.000-TL’lik çek alındığı ayrıca yazılmıştır. Davalı da sipariş fişine konu mal bedeli olan 100.000-TL’nin ödendiğini belirtip, bu miktar üzerindeki mal satışı iddiasının ispat edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Sipariş fişinde tarafların sonradan hesaplaşacaklarına ve bakiye tutarın vadesine ilişkin bir kayıt bulunmadığı veçhile, sipariş fişine konu mal bedelinin 100.000-TL olarak kararlaştırıldığı değerlendirilmiş, aksinin davacı tarafından ispat edilemediği görülmüştür.
Sipariş fişindeki malların türü, miktarı ve birim fiyatı sipariş fişine geçirilirken “klişeler hariç” ibaresine yer verilmiş olup, klişelerin açıkça sipariş dışında tutulduğu görülmektedir. Davacı, klişelerin sipariş fişi kapsamında olduğunu veya kapsam dışında ise de davalıya teslim edildiğini ispat edememiştir. Buna göre, sipariş fişine konu mal bedelinin 100.000-TL olduğunun kabulü gerekmektedir. Sipariş fişinde, siparişlerin %10 eksik ya da %20 fazla olabileceği belirtilmiş olup, davacı %20 fazla mal gönderildiğini ispat edememiştir. Ayrıca, davalıya, sipariş fişindeki mal miktarından veya çeşidinden başka mal satılıp teslim edildiği de usulü dairesinde ispatlanamamıştır.
Davacının, ne miktarda alacak talep edebileceğine, yani mezkur sipariş fişine konu alış-verişten kaynaklı bakiye alacağı bulunup bulunmadığına gelince;
6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesinin 2.fıkrası; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” hükmünü ve 3. fıkrası da; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünü amirdir.
Somut olayda; davaya konu faturalar davacının defterinde kayıtlıdır, ancak davalının defterinde faturalara dair bir kayıt yoktur; bilakis, bu faturaların sekiz günlük itiraz süresi içinde noter ihtarı ile davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Davalının defterlerinde, taraflar arasındaki satış ilişkisine dair hiçbir kayıt yoktur. Bizzat kendi defterlerine göre davacı ise, davalıdan olan alacağını tahsil etmiştir ve davalıdan alacağı bulunmadığı kendi defterleri ile sabittir.
Ticari defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamayacağından ve somut olayda davacının, defterlerine kaydettiği fatura bedellerini davalıdan tahsil ettiği kendi defter kayıtları ile sabit olduğundan davalıdan alacak isteminde bulunmasına olanak yoktur.
Burada, ticari defterlerin delil olma özelliğinden yola çıkılarak değerlendirme yapılmış, davacının alacak istemi, ispat edilemediğinden reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.043,41-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 21.255,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 07/03/2022

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.