Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/341 E. 2023/737 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/341 Esas – 2023/737
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/341
KARAR NO : 2023/737
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 13/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, davacıların davaya konu 2011 faaliyet yılı itibariyle … A.Ş’ne paydaş konumunda olduklarını, davacıların 50.000.000 TL sermaye artırımı sonrası 70.000.000 TL sermayeli davalı şirketteki paylarının ayrı ayrı 297.619,04 TL (sermaye artırımı sonrası 416.666,06 TL sermaye ile yaklaşık olarak toplam 1,19 oranında olduğunu, 2011 faaliyet yılı itibariyle yürürlükte olan 2499 sayılı Eski Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca davalı şirketin eSPKn hükümlerine tabii olduğunu, davalı şirketin 31.05.2012 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Toplantısında kanun koyucunun kar payının kısıtlanabilmesi için aradığı haklı neden unsuru olmaksızın paydaşlara kar payı dağıtmama kararı aldığını, davacıların söz konusu genel kurul toplantısına kararlara muhalefet şerhi işleyerek İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinde genel kurul kararının iptali davası açtığını ve davacılar lehine karar verilerek kararın onandığını, verilen kararın taleple bağlılık ilkesi kapsamında sadece genel kurul kararının iptaline yönelik olduğu için kar payının tespitine ve dağıtılmasına ilişkin karar verilmediğini, onama kararı sonrası davalı tarafa 03.03.2021 tarihinde Bakırköy 27.Noterliğinden 03501 yevmiye numarası ile mahkeme ilamının infazı talebini içeren ihtarname keşide edildiğini ancak bu girişimin semeresiz kaldığını beyanla davacıların davalı şirkette 1,19’luk payına isabet eden 158.038,64 TL lik kar payı alacağının (fazlaya ilişkin talep ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla) muaccel olduğu tarih olan 2011 yılı bilançosunun hazırlandığı tarihten hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tespitine ve davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı … vekili 08.04.2022 tarihli dilekçesi ile dava konusu iddia ve taleplerinden feragat ettiklerini, bu nedenle feragat beyanı doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk son tutanağı, davalı şirketin 31.05.2012 tarihli olağan genel kurul toptantı tutanakları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevapları, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/176 E. 2018/1064 sayılı dosyası,(bozma öncesi 2013/220 E.sayılı dosya) 31.01.2023 tarihli bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, kar payı alacağına ilişkin alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; davacıların davalı şirkette paydaş olduğu, davalı şirketin 31.05.2012 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararla paydaşlara kar payı dağıtmama kararı aldığı, Genel Kurul Kararının iptali için dava açıldığı ve genel kurul karının 7. maddesinin iptaline karar verildiği, tarafların davalı şirkette olan 1,19’luk payına isabet eden 158.038,64 TL’lik kar payı alacağının tahsili talebiyle işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı … vekili 08.04.2022 tarihli dilekçesi ile dava konusu iddia ve taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Feragat, 6100 sayılı HMK’nın 307 vd. maddelerinde davaya son veren tek taraflı usul işlemlerinden sayılmış olup, tahkikat aşamasında iken davacı … yönünden davadan feragat edildiği görülmektedir. Buna göre, bu davacı yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiş diğer davacı açısından yargılamaya devam edilmiştir.
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/176 E. 2018/604 K. Sayılı (bozma öncesi 2013/220 E.-2017/1336 K. Sayılı) dosyasının incelenmesinde, davalı şirketin 31/05/2012 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının 3 ila 15. Maddelerinin iptalinin istendiği, mahkemece 2013/220 E. Sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonrasında davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 11.HD.nin 2015/14100 E.2016/8853 K. Sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verildiği, bozma kararı sonrası 2017/176 E. Sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sonrasında 31.05.2012 tarihli Genel Kurul Gündeminin 7. Maddesine ilişkin kararın iptaline karar verildiği ve kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/474 E. 2020/3953 K. Sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri talimat mahkemesi aracılığıyla incelettirilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 23.01.2023 tarihli raporda özetle, davalı şirketin 2011 yılına ilişkin ticari defterlerinin usul yönünden incelendiğinde, açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K’nu ve V.U.K hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı şirketin 2011 yılı bilanço verilerine göre dağıtılabilecek kar tutarının 28.802.849,88 TL olduğu, davacı Batı Empire Teks.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin 2011 yılı karından payına düşen kar payının 171.445,29 TL olduğu, dağıtılmayan kar payının genel kurul tarihi olan 31.05.2012 tarihinden dava tarihine kadar olan süredeki yasal faiz tutarının 140.585,14 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …. Vekili 24.02.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000 TL lik dava talebini 311.030,43 TL artırarak 312.030,43 TL olarak ıslah etmiştir.
Kâr Payı Tebliği’nin 3’üncü maddesinin I-f bendinde kar payı “Net dönem kârı veya kâr dağıtımına konu edilebilecek kaynaklar üzerinden ortaklara ve kâra katılan diğer kimselere genel kurulca dağıtılmasına karar verilen tutar” denilmek suretiyle tanımlanmıştır. Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen şirket kayıtlarının tetkikinde davacının davalı şirkette 70.000.000 TL sermayede 416.666,06 TL payı bulunmaktadır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 16/04/2018 tarih 2016/10141 esas 2018/2779 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 408/2-d. fıkrasında finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil kullanılmasına dair kararların alınmasının genel kurulun devredilemez yetkilerinden olduğu düzenlendiği, şirket genel kurulunun, şirket kâr payının belirlenmesi ve dağıtımı konusunda tek yetkili organıdır. Somut davada her ne kadar davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanında kar payının dağıtılmasına ilişkin kararın olmaması sebebiyle dava açılamayacağını belirtmişse de eldeki dava 2011 yılına ilişkin kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup genel kurulun 2011 yılına ilişkin karın dağıtılmamasına ilişkin 31.05.2012 tarihli Genel Kurul Gündeminin 7. Maddesine ilişkin kararının İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/176 E. 2018/604 K. Sayılı kararı ile iptal edildiği ve kararın 08/10/2020 tarihli onama kararı ile kesinleştiği, kar dağıtılmamasına ilişkin kararın iptali ile birlikte davacı açısından kar payının alacak hakkına dönüştüğünün kabulü gerekir. Aksi kabul davacının kısır bir dava sürecine girmesi anlamına gelir.
Burada davacının dava açma hak ve ehliyetinin bulunduğu saptandığına göre, sıradaki mesele karın nasıl dağıtılacağı hususundadır.
TTK’nın 508’inci maddesine göre pay sahibi bu hakkını, sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak, bir başka anlatımla ödediği sermaye miktarına göre kullanmaktadır. Kural bu olmakla beraber esas sözleşmede bazı paylara kâr payına katılma hakkında imtiyaz tanınmışsa, bu paylar için kâr payına katılma hakkı, imtiyaz dikkate alınarak, farklı olacaktır (TTK md. 507/2)somut olayda şirket esas sözleşmesinin 23. Maddesinde karın tespiti ve dağıtımı hakkında aksi bir düzenleme yoktur.
TTK’nın 508’inci maddesinin 2’nci fıkrası hükmüne göre ise yıllık kâr bilançoya göre belirlenecektir. Bir başka deyişle, pay sahibine ödenecek kâr payı hesabında, anonim şirketin bir yıllık dönemdeki faaliyetleri sonucunda kazanç ve zarar miktarına ulaşmak için hazırlanan ve usulüne uygun düzenlenen yıllık bilanço esas alınacaktır.
TTK’nun 68/3. maddesi, yıl sonu finansal tabloların, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın 515. maddesi, Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır, şeklindedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 88/1’inci maddesinde “64 ila 88’inci madde hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak zorundadır.” 507/1’nci maddede, “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem karına, payı oranında katılma hakkını haizdir.” ve 508/2’inci maddede ise “Yıllık kar, yıllık bilançoya göre belirlenir” denilmektedir.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 64/5’inci maddesinde de gerçek ve tüzel kişilerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defter tutma hükümlerine aynen uymaları öngörülmektedir.
Bu bağlamda, finansal tablolarını TMS/TFRS’ye göre düzenleyen şirketlerin, yıllık karın tespiti ve dağıtımında, VUK uyarınca tutulan yasal defter kayıtlarında yer alan karı mı yoksa TMS/TFRS’ye göre hesaplanan kârı mı esas alacakları konusunda TTK’da herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu 2019 İstanbul Ortaklıklar Hukuk II)
Ancak Ticaret Bakanlığınca 17 Mayıs 2020 Tarih, Sayı:31130 Resmi Gazete’de yayımlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13’üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 7/2’inci maddesi ile bu tereddüt giderilmiş olup yorumundan finansal tablolarını TMS/TFRS’ye göre düzenleyen tüm anonim şirketlerin dağıtılması öngörülen kâr payları tutarı, Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamayacaktır.
Eldeki davada davalı şirket Kamu Gözetimi Kurumu denetimine tabi yani bağımsız denetim şirketleri tarafından denetlenen bir şirket olup finansal tablolarını konsolide tablo olarak hazırlamaktadır. Davacının kar payı alacağının muaccel olduğu tarih 2011 yılı bilançosunun onaylandığı genel kurulun toplandığı 31/05/2012 tarihidir. TMS’lerin /TFRS’lerin yürürlük tarihi ise 01/01/2013 tarihidir. (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu 2019 İstanbul Ortaklıklar Hukuk II syf:291) Davalı şirket karının dağıtılabildiği ve davacının talep hakkının haiz olduğu tarihe göre karın tespiti gerekmekte olup bu tarihte kamu Gözetim Kurulu’nun 14/11/2012/7 tarihli kararı da TMS’lerin /TFRS’ler de yürürlükte olmayıp yürürlükte olamayan mevzuat ve ilkler uyarınca hesap yapılamayacağından VUK uyarınca tutulan yasal defterlere göre hazırlanan finansal tablolara göre tespit edilen karın dağıtımda esas alınması gerekmektedir.
Bu ilkeler dikkate alınarak mahkememizce alınan bilirkişi raporunun yerinde olduğu, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/176 E. 2018/604 K. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile birebir örtüştüğü, davacının payına göre 171.445,29 TL’lik 2011 yılı bilançosuna ilişkin karın davacıya verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Alacağın muaccel olduğu tarih itibariyle Kamu Gözetim Kurulu’nun bulunmadığı, TMS’lerin /TFRS’lerin yürürlükte olmadığı, Ticaret Bakanlığınca 17 Mayıs 2020 Tarih, Sayı:31130 Resmi Gazete’de yayımlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13’üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in yayınlanmadığı dikkate alınarak davalı tarafın konsolide tablolar dikkate alınarak karın tespiti isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın 2011 yılı net dönem karının taraflarına ödenmesine ilişkin Bakırköy 27. Noterliğince düzenlenen 03/03/2021 tarihli 3501 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa 05/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği davalıya 3 iş günü süre verildiği, davalının 11/03/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla temerrüt tarihi ve dava tarihi arasında talep gibi yasal faiz üzerinden hesaplanan 3.171,74 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de kabul/ret oranına göre taraflardan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine,
2-Davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 171.445,29 TL kar payı alacağı ve 3.171,74 TL faiz olmak üzere toplam 174.617,03 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 11.928,09 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harç ile 5.312,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye; 6.556,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 5.312,00 TL ıslah harcının davacıdan alınarak davalıdan alınarak davacı ….’ne verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 195,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.195,25 TL nin kabul-red oranına göre 1.788,11 TL’sinin davalıdan alınarak davacı ….’ne verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 27.192,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ….’ne verilmesine.
7-i-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 21.612,01 TL vekalet ücretinin davacı ….’den alınarak davalı tarafa verilmesine.
İi-Ret sebebi farklı olmakla davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinden kabul-red oranına göre hesaplanan 738,69-TL’si davalıdan 581,31-TL’si davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
10-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin e-duruşma ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/06/2023
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza