Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/331 E. 2022/345 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/331 Esas – 2022/345
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/331
KARAR NO : 2022/345

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesi ile özetle: Taraflar arasında su abone sözleşmesi bulunduğunu ve davalının bu abonelik üzerinden su kullandığını, tahakkuk eden fatura bedelini ödememesi üzerine davalı hakkında takip başlatıldığını, ancak takibin itiraz üzerine durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınmadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin 2020/36949 Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesi ile özetle: davanın görevsiz mahkemede açıldığını, arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmediğini, davaya bakma yetkisinin Turhal (Tokat) Mahkemeleri olduğunu, icra takibinin usulsüz olarak açıldığını, davacı tarafça icra dosyasına sunulmuş dayanak bir belge bulunmadığını, davaya dayanak yapıldığı iddia edilen faturaların davalıya tebliğ veya teslim edilmediğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini dilemiştir.
Deliller;
Arabuluculuk son tutanağı, abone sözleşmesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi cevabi yazısı, Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/36949 E. Sayılı takip dosyası, bilirkişi tarafından düzenlenen 10.02.2022 tarihli rapor.
Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.03.2021 tarih ve 2020/410 E. 2021/168 K. sayılı görevsizlik kararı.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, abonelik sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2020/36949 Esas sayılı takip dosyası takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine 68.029,92-TL’si asıl alacak, 17.600,29 TL gecikme faizi,1.4087,04 TL gecikme KDV’si,787,28 TL güncel faiz olmak üzere toplam 87.825,53-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, ancak takip borçlusu davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.

Davalı vekili süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuş icra müdürlüğüne vermiş olduğu itiraz dilekçesinde de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Burada öncelikle yetki itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira itirazın iptali davasının ön şartı yetkili icra dairesinden yapılmış, geçerli bir takibin bulunmasıdır. İİK 50. madde yetki hususunda HMK’na atıf yapmaktadır. HMK 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup, takip dayanağı sözleşmelerin 23. maddesinde Samsun İcra Daireleri’nin ve Mahkemeleri’nin yetkisi hususunda yetki sözleşmesinin düzenlendiği görülmektedir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan abonelik özleşme ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan anılan yetki kaydı HMK’nun 17. maddesi uyarınca tarafları bağlar. Buna göre davalının yetki itirazı yerinde değildir.
Her ne kadar davalı vekili arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, iddia etmi ise de davacı vekilince 17/05/2021 tarihli beyan dilekçesine ekli olarak sunulan arabuluculuk son tutanağı dikkate alındığından davacı vekilinin dava tarihinden önce arabuluculuk görüşmeleri için arabulucuya başvurduğu ve son tutanağın davadan önce 24/04/2020 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. “İtirazın hükümden düşürülmesi” ana başlığı altında düzenlenmekle, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türüdür ve bu davada takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak, takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Şu durumda, itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın, takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku yoktur.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile icra takibinin dayanağının ne olduğu hususunun ödeme emrinde belli olmadığını, takip talebinin İİK 58. Maddesine aykırı olduğunu belirtmiştir.
İİK 58/3 maddesi gereğince, alacak bir belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında İcra Dairesine tevdii mecburidir. Ayrıca aynı Kanun’un 61/1 maddesi 2. cümlesine göre de, takip belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerekir. Takip borçlusu sözü edilen ödeme emrine bu nedenle karşı çıkarsa İİK’nun 16. Md. doğrultusunda merciiye şikayet yolu ile başvurabilir.
Ödeme emrine şikayet yoluyla karşı çıkılmaması halinde, bu şikayet itirazın kaldırılması aşamasında değerlendirilemez. (HGK 2001/12 – 428 E. – 2001/226 K.) Eş söyleyişle ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemiş olması takip hukukunu ilgilendirir.
Gerek Samsun İcra Dairesi’nin 2020/36949 Esas sayılı takip dosyasında gerekse 2020/257073 numaralı MTS dosyasındaki takip talebinde gerek dava dilekçesi ve devam eden yargılamada borç sebebinde değişiklik yapılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin abonelik sözleşmesine dayandığı hususunda uyuşmazlık olmadığı görülmüş her ne kadar takibe dayanak belge ödeme emrine eklenmemiş ise de davalı vekilinin, takip dayanağı belgelerin ödeme emrine eklenmediği ve borçluya tebliğe çıkarılmadığı yönündeki itirazının muhatabı ise mahkememiz değil, İİK’nun 16 ilâ 18. maddeleri uyarınca İcra Mahkemesi’dir. Bu sebeplerle, davalı vekilinin, davada takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesine aykırı davranıldığı iddiası yerinde görülmemiştir.
Abone dosyası celp edilerek dosya arasında alınmış, Turhal …. adına işyeri tipi olarak 31.10.2017 tarihinde 195758 abone numarası ile Su/Atık Su Abone Sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle: dosya kapsamına sunulan abonelik sözleşmesinin 31.10.2017 olduğu, tarafların davacı Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ile davalı …. Olduğu, davalı tarafın abone numarasının 195758, sözleşme numarasının 725412, sayaç seri numarasının 07093 ve abone türünün işyeri olduğu, davalı tarafın 2018/01-2019/12 dönemini kapsayan sürelerde su alacağının dosya kapsamına sunulan hesap kartı dökümü ve Saski’den temin edilen su faturalarından tespit edildiği, buna göre davacının davalıdan talep edeceği ana paranın 68.029,92 TL olarak hesaplandığı, abonelik sözleşmelerinde gecikme zammına ilişkin açık düzenleme bulunup bulunmadığı incelendiğinde, dosya kapsamındaki Abonelik Sözleşmesinin 13. maddesinde gecikme zammına ilişkin düzenlemenin açıkça bulunduğu, borçlarını süresinde ödenmeyen abonelere, faturanın son ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51. Maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacağının belirtildiği, gecikme zammının davacının ödemediği faturaların son ödeme tarihlerinden icra takip tarihi olan 31/03/2020 tarihine kadar 18.575,40 TL olarak hesaplandığı, gecikme zammının KDV’si’nin 3.343,57 TL olmak üzere toplam 21.918,97 TL olarak hesaplandığı, fatura tarihlerine işlemiş faizin tespiti ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarlarının tespiti incelendiğinde, davalının ödemediği faturaların son ödeme tarihlerine göre işlemiş faizin, her bir faturanın son ödeme tarihinden icra takip tarihi olan 13/03/2020 tarihine göre, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51. Maddesine göre Gelir İdaresinin belirlediği oranda gecikme zammı uygulandığı, buna göre davacının davalıdan alacaklı olduğu alacak miktarının 2018/01-2019/12 dönemlerini kapsayan faturalardan kaynaklı asıl alacak miktarlarının 68.029,92 TL, faturaların son ödeme tarihlerinden icra takip tarihi olan 13/03/2020 tarihine kadar gecikme zammı oranlarına göre faizin 18.575,40 TL olarak hesaplandığı, her bir faturaya uygulanan gecikme faizinden kaynaklı KDV bedelinin 3.343,57 TL olmak üzere toplam 89.948,89 TL olarak hesaplanmıştır.
Toplanan delillerden, davalının taraflar arasındaki 31/10/2017 tarihli Su Abone Sözleşmesi’ne istinaden “…” adresindeki işyerinde su kullanıldığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporuna göre davalı tarafın 2018/1-2019/2 döenmini kapsayan sürelerde su alacağının dosya kapsamına sunulan hesap kartı dökümü ve su faturalarından tespit edildiği, buna göre davacının davalıdan ödenmemiş fatura bedeli toplamı kadar 68.029,92 TL ana para alacağı olduğu, Abonelik Sözleşmesi’nin 13. Maddesinde gecikme zammına ilişkin düzenlemenin açıkça bulunduğu, borçlarını ödenmeyen abonelere faturanın son ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunu’nun 51. Maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammının uygulanacağının belirtildiği, gecikme zammının bilirkişi raporu ile 18.575,40 TL, KDV’nin 3.343,57 TL olarak tespit edildiği dikkate alınarak gecikme zammı ve KDV yönünden taleple bağlılık ilkesi gereğince 68.029,92 TL asıl alacak, 17.600,29 TL gecikme zammı, 1.408,04 TL KDV olmak üzere toplam 87.038,25 TL yönünden davalının itirazında haksız olduğu değerlendirilmiştir. Takipten önce davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin belge sunamamış olduğu, talep edilen faizin sebebinin açıklanmadığı dikkate alınarak işlemiş faize ilişkin istem yerinde görülmeyip reddedilmiştir.
Faturaya dayanan asıl alacağı likit olduğu değerlendirilmiş, hüküm altına alınan asıl alacak miktarının %20’si oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de kabul/ret oranına göre taraflardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
i-Davalının Samsun İcra Dairesi’nin 2020/36949 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 68.029,92 TL asıl alacak, 17.600,29 TL gecikme zammı, 1.408,04 TL KDV olmak üzere toplam 87.038,25 TL yönünden iptali ile takibin belirtilen bu miktarlar üzerinden devamına
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
iii-13.605,98 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.945,58-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL ile tamamlama harcı olarak alınan 1.445,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.445,74-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 54,40 TL peşin harç, 1.445,44 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 106,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 606,00-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 600,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 12.114,97-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 787,28-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin 11,83-TL’sinin davacıdan ve 1.308,17-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,.
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzüne karşı, red edilen kısım yönünden kesin, kabul edilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza