Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2023/375 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/328 Esas – 2023/375
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/328 Esas
KARAR NO : 2023/375

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 14/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; 23/12/2018 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde malul kalacak şekilde aralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, oluşan zararın tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, 07/03/2021 tarihinde 12.057,70 TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye zararın tazmini için arabuluculuğa başvurduklarını, anlaşamama ilesonuçlandığnı, müvekkilinin herhangi bir geliri bulunmadığından asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasına muvafakat ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarının yanı sıra, kusur oranlarının tespiti için ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu poliçe ile sigortalı olduğunu, zarar verenin aracını ZMSS ile sigortalayan sigorta şirketinin yalnızca sigortalısının kusuru oranında meydana gelen zarardan sorumlu olacağını, kusura ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini ve davacının maluliyet oranının tespiti için ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun ayrı ayrı tenzili gerektiğini, müvekkili şirket tarafından dava öncesinde yapılan ödeme dikkate alınarak öncelikle hesaplanan zarardan davacıya davadan önce davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin düşülmesi, bundan sonra bulunan rakam üzerinden tazminatın belirlenmesi için hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının yasal faizi ile birlikte zararın tazmini talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, sağlık kurulu raporu ibraz edilmiştir.
Samsun CBS’nın 2018/42378 soruşturma sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
Samsun SGK’na yazılan yazıya cevap verilmiştir.
Samsun Gazi Devlet Hastanesine yazılan yazıya, davacıya ait herhangi bir kayıt bulunmadığından bahisle cevap verilmiştir.
Cevap dilekçesi ekinde hasar dosyası sureti ibraz edilmiştir.
OMÜ’den 01/07/2022 tarihli maluliyet raporu aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından 07/12/2022 tarihli dilekçe ile ekinde ödeme dekontu, ibraname, mutbakatname ve ıslak imza kartı ibraz edilmiştir.
Aktüer uzmanı bilirkişiden 25/01/2023 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından 04/01/2023 tarihli harçlandırılmış bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; 23/12/2018 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralaması sebebi ile uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tazmini talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya gelen … nolu poliçenin incelenmesinde; … plakalı aracın 18/10/2018/2019 tarihleri arasında davalı … sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında kişi başına sakatlanmanın 360.000,00TL limit ile teminat altına alındığı, kazanın poliçe teminat tarihleri arasında meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmüş, öncelikle bu husus değerlendirmeye alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Eldeki davada, hem davacının yerleşim yeri hem de kazanın gerçekleştiği yer Samsun olduğuna göre davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur; yetki itirazı yersizdir.
Davalı vekili zamanaşımı def’i ileri sürmüş olup, incelenmesinde; 2918 s. KTK’nın 109. maddesinin ilk iki fıkrası; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklindedir. Somut olayda kazanın 23/12/2018 tarihinde gerçekleştiği, davanın 18/05/2021 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Davaya konu kazanın tek taraflı olduğu ve araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine bağlı olarak gerçekleştiği, davacının araçta yolcu konumunda olup, kazanın gerçekleşmesinde bir etkisinin bulunmadığı nazara alındığında, kazanın münhasıran sigortalı araç sürücünün kusuru ile gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır. Bu sebeple, kusur raporu alınmamıştır.
Mahkememizce davacının maluliyetinin tespiti için, davacı Ondokuz Mayıs Üniversitesine sevk edilmiş, kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik yönünden aldırılan 01/07/2022 tarihli raporda; davacının 23/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanmasının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre sürekli maluliyetinin %4 olduğu, iyileşme süresinin 3 ay kadar uzayabileceği mütala edildiği belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz edilmiştir.
Rapora karşı itirazlar dikkate alınarak yapılan incelemede, Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından düzenlenen raporun kaza tarihinde geçerli yönetmelik dikkate alınarak düzenlendiği, davacının tedavisine ilişkin dosya kapsamındaki ve kurumdaki evrakların dikkate alındığı, davacının muayene edilerek şikayetlerinin dinlenildiği, gerekli yeni konsültasyonların yapıldığı, raporun mevzuata uygun olduğu, şu halde hükme esas alınabilir olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin rapora karşı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince sunulan sağlık raporu ile OMÜ den alınan maluliyet raporu arasında ilk bakışta, çelişki oluştuğu düşünülebilir ise de, mahkememizce alınan 01/07/2022 tarihli maluliyet raporunda mevzuatın aradığı şekilde adli tıp uzmanının bulunduğu, heyetçe davacının öyküsü dinlenmek suretiyle yeni konsültasyonlar istendiği, tüm tedavi evrakları çerçevesinde rapor düzenlendiği, yine davacı yanca sunulan sağlık raporunun kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre düzenlenmediği, şu halde alınan 01/07/2022 tarihli raporda kaza tarihine uygun olduğu tespit edilen yönetmelik uyarınca belirlenen maluliyet oranı ile davacı tarafça sunulan sağlık raporu arasında hükme etki edecek çelişki bulunmadığı nazara alınarak davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumundan davacıya kazaya ilişkin olarak rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının bilgisi sorulmuş, verilen 20/12/2021 tarihli cevabi yazıda davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce davacının sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması amacıyla dosyamız aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 25/01/2023 tarihli raporda özetle; daadan önce yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi akabinde davacı …’ın sürekli iş göremezlik zararının 182.710,98 TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir. Alınan raporun dosya kapsamına, yerleşik Yüksek Mahkeme içtihatlarına ve aranılan yöntemlere uygun hazırlanması, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması nedeni ile hükme esas alınmış, davacı vekilinin rapora itirazı bulunmadığı görülmüş, davalı vekilinin rapora itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı vekilince 04/01/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebin 182.170,98-TL’ye yükseltildiği bildirilmiş, davalı vekilince ıslah dilekçesi kabul edilerek zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de, davanın belirsiz alacak davası olarak açılan tazminat davası olduğu, bedel artırım dilekçesi ile talebin belirli hale getirildiği, zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmış, davalının itirazlarına itibar edilmemiştir.
Müterafik kusur yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 s. TBK’nın 52. maddesine göre, zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağının incelenmesinde davacının emniyet kemerinin takılı olmadığının tespit edildiği görülmüş, davacının müterafik kusurunun bulunduğu kanaatine varılmış tespit edilen tazminat miktarı üzerinden %20 indirim yapılmış ve bu haliyle zarar 146.168,78 TL olarak tespit edilmiştir.
Davalı süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile hatır defi savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 87. Maddesine göre “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” esası kabul edilmiştir. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada, taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hazırlık aşamasında alınan ifadelerden davacının gezinti amacıyla araç sürücüsünün aracına bindiğinden hatır definin yerinde olduğu anlaşılmış, müterafik kusur indirimi yapılması sonrasında tespit edilen zarardan bu kez %20 oranında hatır defi indirimi yapılmış ve zararın 116.935,03 TL olduğu kabul edilmiştir. Reddedilen kısım takdiri olmakla davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Dava dilekçesinde belirlenecek tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş olmakla, talep çerçevesinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; 116.935,03 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.987,83 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 679,94 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 7.307,89 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile karar ilam harcı olarak peşin ve ıslahla yatırılan 679,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Zorunlu arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 198,70 TL tebligat ve posta gideri, 1.510,24 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.708,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 18.540,25TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.23/03/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.