Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/292 E. 2022/93 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/292 Esas – 2022/93
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/292
KARAR NO : 2022/93

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. E…
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM T. : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 20/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında 20/04/2016 tarihli kredi sözleşmesi düzenlendiğini, kredi geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine Üsküdar 6. Noterliği’nin 28/06/2019 tarih 63434 yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/22950 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava.
Davalılar vekili 06/05/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı banka ile müvekkilleri arasında hukuki bir ilişkinin bulunmadığını, alacağa dayanak gösterilen GKS’lerdeki tüm imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkillerine usulüne uygun ve süresinde ihtarname keşide edilmediğini, faiz oranın Merkez Bankasından sorularak belirlenmesi gerektiğini, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını beyanla davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili 10/05/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; hesap kat ihtarnamesinin davalıların kredi sözleşmesinde belirttikleri ikamet adreslerine yapıldığını, ihtarnamenin usulüne uygun olduğunu, borçlular tarafından yasal süresi içerisinde Noter aracılığıyla ihtarnameye itiraz edilmediğini beyanla itirazın iptali ile takibine devamına karar verilmesini, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 01/07/2021 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı … şirket yöneticisi veyahut ortağı olmadığını, kredi sözleşmesi imzalandığı tarihte evli olup eş muvafakatinin alınmadığını, genel kredi sözleşmesindeki imzaların davalılara ait olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
20/04/2016 tarihli GKS, ödeme planı, hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar, faiz oranına ilişkin banka kayıtları, Üsküdar 6. Noterliği’nin 63434 yevmiye nolu hesap kat ihtarı, dava dışı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, nüfus kayıtları, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/950 Esas sayılı dosyası, bankacı bilirkişi …’den alınan 11/01/2022 tarihli bilirkişi raporu, arabuluculuk tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak yapılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı banka tarafından davalılar aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/22950 Esas sayılı dosyası ile 1.004.623,88 TL toplam alacak hakkında ilamsız takibe geçildiği, davalıların süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile imzaya, borca, faize itiraz ettiği, takibin devamı için davacı bankanın süresi içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirme;
Bu davalı yönünden kefalet sözleşmesinin geçersizliği ileri sürüldüğünden öncelikle bu yönden değerlendirme yapılmalıdır. Kefalet sözleşmesinin şekli ve geçerliliği TBK 583 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Çarşamba Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 30/11/2021 tarihli yazısından ve ticaret sicil kayıtlarından takibin dayanağı 20/04/2016 GKS tarihi itibari ile şirket ortaklarının … şirket ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığı tespit edilmiştir. Bu halde, davalı …’nın kefaletinin geçerli olabilmesi TBK’nun 184. maddesi gereği için kefalet tarihinde evli olması sebebiyle eş rızasının alınması zorunludur. Dosya kapsamından eş rızasına ilişkin ayrı bir kayıt ve belge sunulmadığı gibi sözleşme içerisinde de böyle bir ibare mevcut değildir. Davacı vekilinin son celse ki beyanlarından da eş rızasını bulunmadığı anlaşılmakla davalı …geçerli bir kefaletinin olmadığı kanaatine varılmış, hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerekmiş, sözleşmedeki imza da inkar edilmiş ise de ayrıca imza incelemesi yapılmasının sonuca etkili olmayacağı anlaşılmıştır.
Burada hemen davacı vekilinin son celsedeki bu yöne ilişkin beyanlarının değerlendirilmesinde fayda vardır. Davacı vekili 2008 yılında bankaya sunulan ticaret sicil kayıtlarında … şirket ortağı görülmesi ve bankanın müşterisi olması sebebiyle eş rızası alınmadan kredi sözleşmesine kefil yapıldığını bildirmiş ise de kefaletin geçerliliği TBK 583 ve 584. maddelerde açık kurala bağlanmış olup, resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Bir güven kurumu olması gereken bankanın iş bu davanın konusu oluşturan sözleşme tarihi itibari ile sözleşmeye kefil olacakların kredinin asıl borçlusu şirketin ortak ya da yöneticisi olup olmadıklarını ticaret sicil kayıtlarından tespit ederek buna göre gerekirse eş rızasını istemesi gerekirdi. Eksiklik banka tarafından yapılmış olup, davalı…’ın bankanın güvenini kötüye kullandığından söz edilmesi mümkün değildir.
Davalı … yönünden eş rızasının bulunmaması sebebiyle dava reddedilmiş olup, her ne kadar davacı banka eş rızasını temin etmekte basiretli tacir gibi davranmamış ise de bu husus ile kötüniyetli olması farklı olup, …’ın öncesinde şirket ortağı olması da nazara alındığında takip yapmasında açıkça kötüniyetli olduğu kanaatine varılmamış, bu gerekçe ile kötüniyet tazminat talebinin reddi gerekmiştir.

Davalılar …yönünden yapılan değerlendirme;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını ileri sürmüş olmakla öncelikle bu husus üzerinde durulmalıdır. Çarşamba Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 30/09/2021 tarihli yazı cevabından davalı şirketin sözleşme tarihi itibari ile yetkili temsilcisinin …, ortakların ise … olduğu tespit edilmiştir. HMK 211. maddesinde bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda hangi sıra ile inceleme yapılacağı gösterilmiştir. Buna göre hakim yazı ve imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edilemezse huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak sureti ile elde ettiği belge ve diğer belgeleri değerlendirir, hakim sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek sureti ile senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde inkar etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır, bu husus kendisine çıkartılacak davetiye de ayrıca ihtar edilir. Bu şekilde yapılan incelemeye rağmen sahtelik konusundan hakimde kanaat oluşmamışsa bilirkişi incelemesine karar verilir.
Mahkememizce HMK 211. maddesindeki sıraya uygun olarak öncelikle imzayı inkar eden davalıların isticvabı ve imzalarının sahteliği hususunda karar verilebilmesi için davalılara HMK 211/2 bendi gereği açıklamalı davetiye gönderilmiş, davalı …’a HMK 211 ihtarını içerir tebligat 16/10/2021 tarihinde, …’a ise 15/10/2021 tarihinde usulüne uygun yapılmış, (HSK’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararına istinaden davalının ikamet adresi mahkememiz yetki alınana girdiğinden doğrudan tebligat yapılmıştır.) davalı …’a ise tebligat yapılamamıştır. Çıkarılan davetiyelerdeki ihtara rağmen imzasını inkar eden davalılar … ve … imza örnekleri için duruşma gün ve saatinde yargılamaya katılmadığı bu hususta herhangi bir mazeret beyan etmediği görülmekle imzası inkar edilen sözleşmedeki imzaların bu davalılara ait olduğunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Takip dayanağı kredi sözleşmelerinin davalılar … ve…’a ait olduğunun tespitinden sonra asıl alacak ve fer’ilerinin belirlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan 11/01/2022 tarihli bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen rapordan ve tüm dosya kapsamından, takip dayanağının davalı şirketle yapılan 20/04/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi olduğu, sözleşme kapsamında … nolu taksitli ticari, … ,… BCH kredisi ve … nolu KMH kredisi kullandırıldığı, diğer davalıların kefil oldukları kefalet limitinin 2.000.000,00 TL olduğu, Üsküdar 6. Noterliği’nden gönderilen 63434 nolu ihtarname ile hesapların 28/06/2019 tarihi itibari ile kat edildiği, hesap kat ihtarlarının davalı şirkete 04/07/2019 diğer davalılara 03/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme için verilen 24 saatlik süreye göre davalı şirketin 06/07/2019, diğer davalıların 05/07/2019 tarihinde temerrütlerinin gerçekleştirildiği, yapılan tebligatların sözleşmenin 7.3.1 maddesi gereği geçerli olduğu, akdi faiz oranının sözleşme hükümleri, faiz genelgesi ve ödeme planına göre yukarıda numarası verilen krediler için sırasıyla %15,48, %16,75, %19,50, KMH yönünden ise tarihlere göre %25,80 ve %24 olduğu temerrüt faiz oranlarının taksitli ticari kredi ve BCH kredileri için %52,92, KMH kredi için de tarihlere göre sırasıyla %28,80, %24, %20,40 ve %18,60 olduğu tespit edilmiştir.
11/01/2022 tarihli raporda her bir kredi için kullanılan kredi miktarı ile yapılan en son ki taksit ödemesi tespit edilmiş, öncelikle asıl borçlu şirket yönünden ve her bir kredi bakımından ayrı ayrı hesaplamalar yapılmıştır. Yine her bir kredi yönünden öncelikle akdi faiz uygulanmak suretiyle kat tarihi itibari ile alacak hesabı yapıldıktan sonra taleple bağlılık gereği kapitalize edilmeden kat tarihinden 06/07/2019 temerrüt tarihine kadar yine akdi faiz uygulanarak temerrüt tarihindeki alacak bulunmuş, temerrüt tarihinden 13/03/2021 takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanarak her bir kredi yönünden ayrı ayrı hesaplamalar yapılmış ve tüm krediler yönünden 440.095.048,00 TL asıl alacak olmak üzere 990.000.096,00 TL toplam alacak bulunmuş ancak taleple bağlılık değerlendirilmek suretiyle sonuç olarak asıl borçlu şirket yönünden 503.535.46 TL asıl alacak olmak üzere 1.000.064,01 TL toplam alacak tespit edilmiştir.
Davalılar … kefil olup ve temerrüt tarihleri farklı olmakla bu davalılar yönünden yukarıdaki yöntem izlenerek ayrı hesaplama yapılmış, taleple bağlılık nazara alınarak sorumlu oldukları alacak miktarı 503.535.46 TL asıl alacak olmak üzere 1.000.545,10 TL tespit edilmiş olup, rapor yasal ve yeterli görülmekle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Taksitli ticari kredi ve BCH kredisi için temerrüt faizi %50,92 olup, iş bu krediler için tespit edilen asıl alacak miktarı 471.953.026,00 TL’ye bu oranda kalan kısım KMH kredisi için ise %26,28 TL temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Toplam alacağın noter masrafı dışında kalan kısmı likit olmakla %20’si oranında icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Reddedilen kısım yönünden davacı bankanın haksızlığı sabit ise de kötüniyetli olarak takibe geçtiği sabit olmadığı gibi reddedilen kısım yargılamada alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddi gerekmiştir.
Hesap kat ihtarnamesi incelendiğinde iade edildiği anlaşılmakta ise de bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere sözleşmenin 7.3.1 maddesinde sözleşmedeki adreslerin kanuni ikametgahları olduğu ve bu adreslere yapılacak tebligatların şahıslara yapılmış sayılacağı hükmünün bulunduğu çıkarılan tebligatlarında sözleşme adresleri olduğu görülmekle bu yöne ilişkin itirazlar yerinde değildir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalılar yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-… hakkındaki davanın reddine,
2-Davalılar … hakkındaki davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
a)503.535,46 TL asıl alacak, 493.915,42 TL işlemiş faiz + BSMV, 2.676,66 TL ihtar masrafı, 417,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.000.545,10 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına fazla talebin reddine,
b)Asıl alacağa takip tarihi sonrası asıl alacağın 471.953,26 TL’sine %50,92 ve değişen oranlarda, kalan kısmına %26,28 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ile faizin %5’i gider vergisi uygulanmasına,
c)Asıl alacağın likit kabul edilen 997.450,88 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Tüm davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 68.347,24 TL harçtan peşin alınan 12.133,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 56.213,89 TL harcın davalılar ….’den (… 56.181,02 TL ile sınırlı olmakla) alınarak hazineye gelir kaydına.
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 67.077,26 TL vekalet ücretinin davalılar …’den (…67.053,20 TL ile sınırlı olmakla) alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davalılar … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.078,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine.
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 67.077,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça başlangıçta ödenen peşin harç 12.133,35 TL’nin davalılar …’den alınarak davacıya verilmesine.
9-Davacı tarafça yapılan 228,70 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.028,70 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 1.024,52 TL’nin davalılar …’den (… 1.024,03 TL ile sınırlı olmakla) alınarak davacı tarafa verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
10-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan …den alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
12-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Tavzih Şerhi

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt tarihine göre davalı şirket ve diğer davalılar yönünden ayrı ayrı hesaplamalar yapılmış olup, bu yönde hükümde açık hesap hatası olduğu görülmekle hükmün HMK 305. maddesi gereği “2-a)503.535,46 TL asıl alacak, 493.915,42 TL işlemiş faiz + BSMV, 2.676,66 TL ihtar masrafı, 417,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.000.545,10 TL (davalı şirket yönünden 503.535,46 TL asıl alacak, 493.434,33 TL işlemiş faiz, 2.676,66 TL ihtar masrafı, 417,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.000.064,01 TL ile sınırlı olmak üzere) alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına fazla talebin reddine” ve hükmün 2.b)bendinde geçen asıl kelimesinin “toplam” şeklinde TAVZİHİNE karar verilmiştir.31/01/2022

Başkan …
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!