Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/276 E. 2023/340 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/276 Esas – 2023/340
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/276
KARAR NO : 2023/340
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 06/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı arasına ticari alım- satım ilişkisi olduğunu, davacının farklı zamanlarda davalı şirketin araç tamir ve bakımını yaptığını, bu tamir, bakım ve parça değişim bedelleri toplamının 21.277,97 TL olduğunu, bu satışlara ilişkin davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların birer suretleri icra takip dosyasında yer aldığını, davalı şirketin Samsun İcra Dairesinin 2021/15399 E. Sayılı dosyası ile ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca tüm aslı ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına sebebiyet verdiği, davalı borçlunun itirazlarının haksız olup borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu, davalı borçlunun davacı şirketten takip konusu faturaların içeriğinde belirtilen nitelik ve miktarda ürün kullanılarak araçların tamirini yaptırdığını, ve bunların bedelini davacı şirkete ödemediğini, davacı şirketin davalı şirket adına 08.12.2018 ve 15.12.2018 tarihli kestiği faturaları kargo firması aracılığıyla yolladığını, faturaların davalının sigortalı çalışanı Elif Karakaş’a 12.01.2019 tarihinde teslim edildiğini, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen faturalara konu borcun davacıya ödenmesi gerekirken taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla davalının haksız itirazının iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiz ve değişen oranlardaki faizi ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacak talebinin hangi yasal dayanaklar çerçevesinde istendiğinin açıkça belirtilmediğini, davalı şirkete davacı tarafından herahangi bir fatura gönderilmediğini, davalı şirketin kayıtlarında böyle bir fatura bulunmadığını, davacı şirkete ait hangi araca hangi tarihte ne bakım yaptığını icra takibini, hali hazırda huzurdaki davaya konu dava dilekçesinde dahil belirtmediğini beyanla öncelikle davanın usulü itirazları nedeniyle reddine, hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk tutanağı, fatura suretleri, Samsun İcra Dairesinin 2021/15399 E. Sayılı dosyası, … Kargo yazı cevabı, Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 01.02.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 09.06.2022 tarihli bilirkişi ek raporu, Türkiye Noterler Birliği cevabı, 19 Mayıs V.D ve Havza V.D yazı cevapları.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı dava dilekçesi ile fatura alacağının tahsili istemi ile başlatılan ve davalının itirazı üzerine duran Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/15399 Esas sayılı takip dosyasının devamını sağlamak amacı ile eldeki davayı açmış davalı cevap dilekçesi ile davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş olup fatura tarihleri dikkate alınarak 5 yıllık zamanaşımı süresinin takip tarihinde ve dahi dava tarihinde dolmadığı değerlendirilmiş ve yerinde göürlmemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2021/15399 Esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş olup incelenmesinden; takip alacaklısı davacı tarafından, takip borçlusu davalı aleyhine, 10.186,02 TL ve 11.091,95 TL asıl alacak, 1.979,16 TL ve 2.136,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.393,17 TL üzerinden takibe girişildiği, ödeme emrinin takip borçlusu davalıya 25.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu davalının 01/03/2021 tarihli süresinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu, davanın 14/04/2021 tarihinde açıldığı, itirazın davacıya tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmadığından açılan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olup davacının önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de takibe konu faturaya konu işi yaptığını yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesine göre;
(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Tarafların ticari defter ve belgeleri Mali Müşavir bilirkişi tarafından incelenmiş, bilirkişi 01.02.2022 tarihli raporunda özetle, davacının 2018 yılı yasal defterlerinin 3568 sayılı Kanunda belirtilen Tek Düzen muhasebe uygulama tebliğlerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’u ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreler içerisinde yapıldığı, davacı … yasal defter kayıtlarına göre davalı Otat Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketinden 10.885,33 TL alacaklı olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemelerde taraflar arasında yapılmış herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı, davacı tarafından verilen hizmetin tamir bakım onarım hizmeti olduğu, fatura içeriği malların bu doğrultuda kullanılması nedeniyle teslim edilmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
Bilirkişi 09.06.2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile, davalının 2018 yılı yasal defterlerinin 3568 sayılı Kanunda belirtilen Tek Düzen muhasebe uygulama tebliğlerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’u ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun olarak tutulduğu, envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yasal süresi içerisinde yaptırdığı yevmiye ve defter-i kebir beratlarına yasal süreler içerisinde aldığı, davalı Otat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ticari defter kayıtlarına göre davacı Oto Fenler Taahhüt Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine 27,71 TL borçlu gözüktüğü, dosya kapsamında yapılan incelemelerde taraflar arasında yapılmış herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı, davacı tarafından verilen hizmetin tamir bakım onarım hizmeti olduğu, fatura içeriği malların bu doğrultuda kullanılması nedeniyle teslim edilmiş sayılacağı, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura fotokopileri incelendiğinde okunabildiği kadarıyla verilen hizmet ve kullanılan malların … plakalı araçlar için olduğu, davalının ticari defterlerinde davacının düzenlemiş olduğu ve davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların kayıtlı olmadığı, tarafların ticari defterleri düzenlenen/alınan faturalar yönünden birbirini teyit etmediği tespit edilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir, aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır(TTK 21/2). Bu hüküm fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Yani fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğden itibaren 8 gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde düzenlenen karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmiş olması gerekir.
Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp, ifasına ilişkin olduğundan, öncelikle temel borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura değildir. Öte yandan faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkar etmesi halinde öncelikle akdi ilişki başkaca delillerle ispat edilmelidir. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyondan yararlanma imkanı yoktur. Faturanın ispat aracı olması ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler hakkında geçerlidir. Faturanın olağan içeriği akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır. Somut olayda da davacının davalı aleyhine fatura düzenlemesi akdi ilişkinin varlığını göstermeyeceğinden ve akdi ilişkiye davalı tarafından itiraz edildiğinden davacının akdi ilişkinin varlığını ispat etmesi gerekmektedir.
Ba formu, bilanço esasına göre defter tutan kişilerin, 5.000-TL ve üzerinde mal ve hizmet aldıkları durumda kendi adlarına düzenlenen fatura karşılığında yaptıkları bildirime ilişkin olup, somut olayda davalının davacı ile akdi ilişkisini gösterir herhangi bir bildirimine rastlanılmadığı, takibe konu faturaların BA bildiriminin yapılmadğı anlaşılmıştır.

Dava itirazın iptali davası olup niteliği gereği takiple sıkı sıkıya bağlı olduğundan takip talebinde belirtilen borç sebebi kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Takip talebinde borç sebebi olarak 08/12/2018 ve 15/12/2018 tarihli faturalar gösterilmektedir. Faturalar davalı defterinde kayıtlı olmayıp taraf ticari defterleri faturalar yönünden birbiri ile uyumlu değildir ve davacı iddiasını ticari defterler ile de ispatlayamamıştır.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; ticari defter incelenmesine yönelik alınan bilirkişi raporu ile faturaların davalı defterinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği, faturaların sözleşmenin ifası safhası ile ilgili olup akdi ilişkiyi göstermediğinden faturanın tebliğinin araştırılmasına lüzum olmadığı, davalının takibe konu faturalar ile ilgili karşılık BA formu da düzenlemediği, buna göre davacının söz konusu faturadan dolayı davalı ile arasında önceden mevcut olan akdi ilişkinin halen devam ettiğini ve faturaya konu malı davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacının yemin deliline de dayanmadığı, görülmekle akdi ilişkiyi ispat yükü kendisinde olan davacının akdi ilişkiyi ispat edemediği, davalının itirazında haklı olduğu değerlendirilmiş ve subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. (Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/1113 karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. HD.nin 14.02.2018 tarih ve 15633/622 sayılı kararı)
6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğundan davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmış davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşılmış olmakla tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davanın reddolması sebebiyle davacıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 376,95 TL harcın mahsubu ile bakiye; 200,05 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Dair; davacı vekili ve davalı vekili yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.17/03/2023
Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza