Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2022/667 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/266 Esas – 2022/667
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/266 Esas
KARAR NO : 2022/667

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdindeki muavin defter kaydı bakiyesi uyarınca davalı hakkında Samsun İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, muavin defter kaydına konu malzemelerin tam ve eksiksiz olarak fatura ve sevk irsaliyeleri ile birlikte teslim edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının itirazında borçlu olmadığından bahsetmiş ise de buna ilişkin herhangi bir belge sunmadığından davalının itirazının tamamıyla alacağın tahsilini engellemeye yönelik olup, itirazın iptaline ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklı tarafa herhangi bir borcu olmamasını beyan etmelerine karşın buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından bahsedildiğini, itirazın iptali davalarında borçlunun borcun olmadığını iddia ettiğine göre yokun ispati mümkün olmadığından kural olarak ispat yükünün alacaklıya ait olduğunu, davacının yapmış olduğu kötü niyetli icra takibine müvekkilinin karşı tarafa borcu olmaması sebebi ile borca itiraz yoluna başvururken karşı tarafın dava dilekçesinde herhangi bir belge sunamadığına ilişkin beyanların kötü niyetli olduğunu, yok olan bir şeyin varlığını ispatlayabilmelerinin mümkün olmadığını, davalı tarafın başlatmış olduğu takibin kötü niyetli olduğunu belirterek, davacının itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, faturalar, arabuluculuk son tutanağı sunulmuştur.
Samsun İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla mali müşavir bilirkişiden 2021/253 Talimat sayılı … tarihli rapor aldırılmıştır.
Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, Samsun Ticaret ve Sanayi Odasına, Samsun Gaziler Vergi Dairesine, Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne yazılan yazılara cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacı şirketin davalı yana … tarih 9.527,58 TL bedelli fatura kestiği, fatura konusu malın teslim edilmesine karşılık bedelinin eksik ödendiği gerekçesi ile Samsun İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresi içerisinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, davacı şirketin süresi içerisinde eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf ise süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacı şirkete herhangi bir şekilde borçlu olunmadığından bahsedilmiş, … tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde ise, davalının satın almış olduğu tüm malzemelerin bedelinin ödendiğini iddia etmektedir.
Bilindiği üzere; mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK m. 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (HMK m. 222/2) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. Md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (HMK m. 222/3) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m. 222/4) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/5)Bu kapsamda ticari defterlerin sahibi lehine delil olması için kural olarak işin ticari olması, her iki tarafın tacir olması ve iki tarafında ticari defterlerinin incelenmesi ya da belirli şartlara göre tek başına ona dayanması gerekir.
Eldeki davada mahkememizce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak davalı şirketin BA formları dosya arasına alınmış, tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, defterleri sunmak üzere taraflara 2 haftalık süre tayin edilmiş, bu hususta gelmeyen tarafa duruşma zaptının tebliğine karar verilmiş, davalı tarafından süresi içerisinde ticari defterler sunulmadığı gibi, buna ilişkin herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesinin hukuki sonuçlarına değinmek gerekmekte olup; davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, davalının ticari defterleri bulunduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gerekir (Bkz: Kuru, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Buna göre, davacının ticari defterlerindeki birbirini doğrulayan kayıtlara göre değerlendirme yapılıp sonuca gidilmelidir (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesin amacıyla Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, alınan … tarihli raporda; davacı şirketin ticari defterlerini usulüne uygun tuttuğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalı adına takibe konu … tarihli faturanın düzenlendiği, fatura konusu malların 6 adet sevk irsaliyesi ile teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacının fatura hareketleri sonucu davalıdan 5.271,51 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, davalı yanın ticari defterlerinin sunulmadığı, itiraz dilekçesinde bahsedilen ödeme iddiasının yazılı delil ile ispatlanamadığı görülmüştür. Yine dosya içerisinde yer alan sevk irsaliyelerinde teslim alan olarak görülen dava dışı … ve …’ın davalının Mart 2019 çalışanları olduğu dosya arasına alınan SGK kayıtlarından anlaşılmış, davalının alınan BA formlarında davacının düzenlemiş olduğu faturaların beyan edildiği görülmüştür. Şu durumda davalı yanın faturaları ve faturalara konu hizmeti aldığı ve karşılığı bedellerin tamamını ödemediği, davacının bakiye alacak sebebi ile davalıdan 5.271,51 TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalının 6098 s. TBK m. 117’de belirtilen şekilde temerrüde düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde bir delil bildirilmemiştir. Buna göre, davacının takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep etmesi mümkün değildir. Bu sebeplerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Faturaya bağlı alacağın likit olduğu değerlendirilmiş, hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı yararına tazminata hükmedilmiştir. Davacının reddedilen isteminin faize ilişkin olduğu veçhile, davalının tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı vekilinin görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalıdan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Samsun İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 5.271,51 TL asıl alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası avans faiz uygulanmasına,
3-2004 s. İİK’nun 67/2.maddesi gereğince asıl alacak likit kabul edilmekle 1.054,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 360,10 TL karar ilam harcından peşin alınan 71,86 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 288,24 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 71,86 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından ödenen 162,60 TL tebligat ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 862,60 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 764,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 678,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320TL arabulucuk ücretinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.169,52TL’sinin davalıdan, 150,48TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Davalı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
13-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK. 341/2 maddesi gereğince KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı….

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.