Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/230 E. 2022/292 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/230 Esas – 2022/292
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/230
KARAR NO : 2022/292
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili 21/04/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle;davalı şirkete 2003286 sayılı poliçe ile nakliyat rizikolarına karşı sigortalı yaş sebze ve meyve emtiasının davalıya ait … plakalı vasıta ile 22/05/2010 tarihinde nakliyesi esnasında hasara uğradığını, alıcısına tam ve eksiksiz teslim edilmesi gerekirken, emtianın hasarlanması neticesinde davalı şirket sigortalısına 22.076,41 TL’sinin ödendiğini, sigortalısına 22.076,41 TL tazminat ödeyen davalı sigorta şirketinin TTK gereğince sigortalısının haklarına halef olarak iş bu davayı açmaya hak kazandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.076,41 TL’nin sigortalılarına ödeme tarihi olan 20/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 16/05/2011 tarihli cevap dilekçesinde özetle;davacı yan sigortalasına yapmış olduğu haksız ve gerçek dışı zarara ilişkin ödemeyi müvekkilden talep ettiğini, davacı şirketin ödemeye dayanak teşkil eden 15/06/2010 tarihli eksper raporunun büyük bir kısmının gerçeği yansıtmadığını, eksper raporunda meyve emtiasının Mersin’den Azerbaycan’a ihraç edileceği iddia edilmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, Mersin ilinden Trazbon iline meyve imtiası taşınmasına ilişkin anlaşma yapıldığını, 21/05/2010 tarihinde Mersin ilinden teslim alınan meyve emtiası Trabzon ilinde davacı yanın sigortalısı olan şirket yetkililerine teslim edildiğini, davalı şirkete ait eksper raporunda da belirtildiği gibi 22/05/2010 tarihinde kaza yapmış ve taşınan emtianın 1.403,20 TL’lik kısmının zayi olduğunu, taraflar arasında emtiada meydana gelen zararı taşıma ücretinden tahsil edilmesi hususunda anlaştıklarını ve taşıma ücretinden mahsup edildiğini, değer kaybına ilişkin hasardan davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/08/2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle;davalının emtianın yurt dışına satılacağına ilişkin belge olmadığını iddia ettiğini, ancak nakliyat Emtia Poliçesinde varış yeri olarak Azerbeycan/Bakü olduğunu, davalı şirkete ait kamyonun kaza yaparak kamyonda yüklü meyveye zarar verdiğini, meyvenin bir kısmının zayi olduğunu, bir kısmınında hasar gördüğünü, emtiaların bu şekilde ihracata gönderilemeyeceği ve bu sebeple yurtiçi piyasasında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, 24-25-26- 28/05/2010 tarihlerinde sigortalı firmanın muhtelif müşterilerine satıldığını, sigortalı firmanın söz konusu tarihlerdeki toplam 75 adet evrak üzerinden yapılan incelemede 16.186 kg kayısının 0,80 TL/kg, 2.000,00 TL/kg fiyat aralığında satılarak 15.795,10 TL tahsil edildiğini, 4.114 kg çileğin ise 1,25 TL/kg, 2,50 TL/kg fiyat aralığında satılarak 6.975,68 TL tahsil edildiğini ve her iki emtiz için toplam 22.770,79 TL tahsil edildiğinin tespit edildiğini, geriye kalan kayısı ile çileğin kaza neticesi zayii olduğunun anlaşıldığını, ihraç edilmeyerek yurt içinde satılan kayısıların kg başına 1.242,00 TL çileklerin ise 0,6045 TL değer kaybettiğinin tespit edildiğini beyanla dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili 01/11/2011 tarihli ikinci cevap dilekçesi ile özetle; poliçenin kazadan sonra düzenlendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 2011/115 Esas 2012/165 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne ilişkin karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2012/10961 Esas 2013/8885 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak mahkememizin 2014/990 Esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizin 2014/900 Esas 2017/1204 Karar sayılı ilamıyla davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekili ve davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2018/775 Esas 2019/2669 Karar sayılı ilamı ile “..taşıma sözleşmesi nedeniyle navlun bedelinin ödendiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacının ne kadar navlun alacağı olduğunun taraf delilleri ile belirlenmesi, bunun mümkün olmaması halinde emsal taşımalara göre navlun ücretinin belirlenmesi ve navlun ücretinin ödendiğini ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, davacının dayandığı eksper raporuna göre dava konusu ürünler 75 adet fatura ile Trabzon halinde satıldığı, bu faturaların da dosyaya celbi sağlanarak davalının bu savunmasının değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur.
Davacı vekilince yapılan karar düzeltme istemi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3211 Esas, 2021/1002 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamı davacı vekili ve davalı vekiline tebliğ edilerek mahkememizce bozma ilamına uyulmuş bozma ilamı doğrultusunda belirtilen eksiklikler giderilerek ve bozma ilamında davacı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedildiğinden davalı yararına kazanılmış hak oluştuğu hususu da göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan deliller;
Yargıtay Bozma İlamı öncesinde poliçe sureti, kaza tespit tutanağı sureti, ekspertiz raporu sureti, müşteki ifade tutanağı, yurt dışına yapılan nakliyelere ilişkin davalı şirketçe düzenlenen sözleşmelerin sureti, aracın hasarlı haline ilişkin fotoğraflar, ekspertiz raporu sureti, davacı vekilince sunulan 17/04/2012 tarihli dilekçesi ekindeki ödemeye ilişkin muhasebe mahsup fişi, ibraname, Mersin Akdeniz Ziraat Odası Başkanlığı’ndan, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı Hal Şube Müdürlüğü’nden gelen hasarlı-hasarsız çilek ve kayısı meyvesine ilişkin fiyat araştırması, dava dışı ….’den ve ….’den navlun bedeline ilişkin yapılan araştırma, mahkememizce alınan bilirkişi raporları.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; taşıma sırasında meydana gelen hasara ilişkin sigortacının açtığı rücuen alacak istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı şirkete 2003286 sayılı poliçe ile sigortalı olan yaş sebze ve meyve imtiası davalıya ait … plakalı araç ile Mersin’den Trabzon’a sevki sırasında 22/05/2010 tarihinde aracın kaza yapması sonucu bir kısım emtianın tamamen zayi olduğu, bir kısmının ise hasarlandığı, hasarlanan emtianın Trabzon halinde satıldığı, davacının sigortalısının zararını 22/07/2010 tarihinde 22.076,41 TL olarak ödediği ve iş bu davayla da rucüen davalıdan tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu emtianın hasarlandığı kaza tarihi ve dava tarihi nazara alındığında 6762 sayılı TTK’nu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Anılan yasanın 1301. maddesine göre sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer, sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı 3. şahıslara karşı dava hakkı var ise bu hak tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.
Meydana gelen kazanın kaza tespit tutanağına göre 22/05/2010 tarihinde olduğu, poliçe örneğinden ise teklifin 21/05/2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, hasarın poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin beyanlara itibar edilmemiştir.
6762 sayılı yasanın 785. maddesi “ziyadan doğan tazminat ancak taşıma senedinde geçirilen değere, taşıma senedinde değer gösterilmemiş fakat taşıyıcıya bildirilip onun tarafından kabul edilmiş bir değer mevcut ise ona, böyle bir değer bulunmadığı takdirde aynı cins ve vasıftaki eşyanın gönderene teslim edileceği yerdeki değerine göre tayin olunur, şu kadar ki tazminatın piyasa değerine göre tayin edildiği hallerde ziya dolayısıyla ödenmemiş bulunan gümrük resmi, taşıma ücreti ve sair masraflar piyasa değerine indirilir. Hasardan doğan tazminat ancak eşyanın gönderilene teslim edileceği yerde hasardan önceki değeri ile hasardan sonraki değeri arasında mevcut farka göre tespit edilir.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamından dosyadaki belgelerden zayi olan emtianın Mersin’den yüklendiği boşaltma adresinin Bakü olduğu ancak zayi sebebiyle Trabzon’da satışının gerçekleştiği anlaşılmakla, varış yeri olarak Trabzon ilinin kabulü ve buna göre bu ildeki hasardan önceki değeri ile hasardan sonraki değeri arasındaki farkın belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dosyada bulunan İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat ile dosya arasına alınan sigorta bilirkişi, gıda mühendisi, taşıma ve sigorta hukuku uzmanından oluşan heyetten alınan 17/01/2012 tarihinde raporda özetle davalının dava dışı sigortalıya ait yaş sebze ve meyve emteasının taşınması sırasında meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, hasardan sonra emteaların getirildiği Trabzon Sebze ve meyve halinde zayi olan ve ederi 1.403,20 TL olarak hesap edi,len 3 plat-574 kg kayısı ve çileğin dışında 16.186 kg kayısı 4114 kg çileğin iç piyasada mayıs/2010 Antalya birim fiyatlarına göre satılarak değerlendirilmesi sonrasında sigortalı nezdinde oluşan toplam zararın 22.076,41 TL olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir, Alınan bu rapora Yargıtay 11. HD’nin 2012/10961 Esas 2013/8885 Karar sayılı ilamı doğrultusunda itibar edilmemiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden 28/05/2015 tarihli yeni bir rapor alınmış, bu rapora göre sigortacı bilirkişilerden biri heyetten çıkartılarak yerine bir ziraat mühendisi de heyete eklenerek alınan 14/08/2017 tarihli raporda zarar miktarı 3.021,12 TL olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce Trabzon halindeki kaza tarihi itibariyle hasarlanan çilek ve kayısının en düşük ve en yüksek fiyatları Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hal Şube Müdürlüğü’nden sorulmuş 05/10/2017 tarihli cevabi yazıyla bildirilmiştir.
Dosyadaki bilirkişi raporlarından 14/08/2017 havale tarihli rapor kısmen hükme esas alınmıştır. Rapor içeriğine göre ve dosyadaki ekspertiz raporundan kazada 574 kg kayısı ile 86 kg çileğin tamamen zayi olduğu anlaşılmaktadır. Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen fiyat listesi de nazara alınarak tamamen zayi olan kayısının bedeli 2.10 TL/kg 1.205,40 TL, 86 kg çileğin bedeli ise 2.30 TL/kg 197,80 TL olmak üzere tamamen zayi olan emtia tutarı 1.403,20 TL olarak bulunmuş, raporun bu kısmı hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Davacı vekiline ekspertiz raporunda belirtilen 75 adet faturayı sunması için kesin süre verilmiş ve sonuçları ihtar edilmiş olup davacı vekilince fatura sunulmamıştır. …’ye müzekkere yazılarak ekspertiz raporunda belirtilen 75 adet faturayı dosyaya ibraz etmesi istenmiş 08/02/2022 tarihli yazısı ile fatura ve satış fişlerinin şirket arşivlerinde bulunamadığını belirtmiştir.
Kısmen zayi olan emtianın bedeli ise yine Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen fiyat aralığında bilirkişi tarafından kayısı için 1.88 TL/kg, çilek için 2.25 TL/kg olarak belirlenmiştir. Alınan bu fiyatlar heyette ziraat mühendisi bulunması sebebiyle ve 05/10/2017 tarihli Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen fiyat aralığında bulunması sebebiyle hüküm kurmaya yeterli görülmüş, buna göre hasar sonrası emtianın bedeli mahkememizce hesaplanmıştır. Hesaplamada itiraza uğramayan 15/06/2010 tarihli ekspertiz raporundaki miktarlar nazara alınmıştır. Rapora göre toplam kayısı 16.760 kg, çilek ise 4.200 kg olup, tam hasarlı olan 574 kg kayısı ile 86 kg çileğin mahsubundan sonra kısmen hasarlı 16.186 kg kayısı ve 4.114 kg çilek bedelinin tespiti gerekmektedir.
Yukarıdaki verilere göre hasarsız çileğin bedeli 2,30 TL/kg olup, zarar gören 4.114 kg çilek bedeli 9.462,20 TL, hasarsız kayısının bedeli 2.10 TL/kg olup, zarar gören 16.186 kg kayısı bedeli 33.990,60 TL yapmaktadır. Bilirkişi raporu nazara alınarak hasarlı çilek bedeli 2,25 TL/kg’dan 9.256,50 TL, hasarlı kayısı bedeli ise 1,88 TL/kg’dan 30.429,68 TL etmektedir. Hasarlı ve hasarsız emtia arasındaki fark ise çilek yönünden 9.462,20 TL – 9.256,50 TL = 205,70 TL, kayısı yönünden 33.990,60 TL – 30.429,68 TL = 3.560,92 TL olup, toplam bedel 3.766,62 TL’dir. Bu bedel kısmi hasarlanan emtia bedeli olduğundan yukarıda açıklanan tam zayi olan bedel 1.403,20 TL’nin ilavesi ile hasar miktarı 5.169,82 TL olarak tespit edilmiştir.
Ekspertiz raporunda hasarlanan kayısının 0,80-2,00 TL/kg, çileğin ise 1,25-2,50 TL/kg aralığından satıldığı bilgisi mevcut olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve Trabzon hal fiyatlarına göre de mahkememizce kayısı için 1,88 TL/kg, çilek için 2,10 TL/kg kabul etmenin uygun olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı Trabzon hal fiyatları üzerinde satışın gerçekleştiğini belirtmiş ve zararın oluşmadığına ilişkin savunmada bulunmuş ise de meyve emtiasının ihraç ürünü olması, hasar sebebi ile değer kaybettiği, ekspertiz raporunda ve bilirkişi heyet raporunda bu hususun dile getirildiği, aynı ürünün kaza olmaksızın yurt dışında satılması halinde Trabzon Hal Fiyatları’nın üstünde satışın olacağının tartışılmaz olduğu göz önüne alınarak bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile tam zayi olan ürünlere ilişkin 1.403,20 TL hasar bedelinin navlun ücretinden mahsup edileceğine ilişkin sigortalı ile anlaştıklarını savunmuştur. Davalı ile dava dışı sigortalı firma arasındaki taşıma ilişkisi taraflar arasında ihtilafsız olup taşıma sözleşmesi nedeniyle navlun bedelinin ödendiğini ispat yükü davalıda değil davacıdadır. Bu durumda davacının ne kadar navlun alacağı olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup davacıya verilen süre içinde davacı tarafça bu yönde delil sunulmamıştır. Mahkememizce dava dışı ….’den ve ….’den, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan 22/05/2010 tarihinde 4.200 kg çilek ve 16.760 kg kayısının Antalya’dan Trabzon’a termokingli dorse ile taşıma navlun bedelinin ne kadar olduğu sorulmuş ve emsal ücret araştırması yapılmıştır. Gelen yazı cevapları ve özellikle 15/06/2016 tarihli yazı cevabında belirtildiği gbi navlun bedelinin taşıma tarihi itibariyle ortalama 4.000,00 TL olduğu kanaatine varılmış , navlun bedelinin ödendiğine ilişkin davacı tarafça delil sunulmaması nedeni ile tespit edilen 5.169,82 TL zarar miktarından 4.000,00 TL navlun bedeli düşülmekle tespit edilen 1.169,82 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1.169,82 TL’nin 20/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 79,91 TL harçtan peşin alınan 327,85 TL harcın mahsubu ile bakiye; 247,94 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından ödenen 79,91 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
4-Davacı tarafça yapılan 459,20 TL posta masrafı, 3.350,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 3.809,20 TL yargılama giderinden kabul miktarına göre belirlenen 201,85 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 59,50 TL posta masrafından red miktarına göre belirlenen 56,35 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince kabul miktarına göre belirlenen 1.169,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince red miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
9-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; taraf vekillerinin yüzünre karşı, kabul edilen kısım yönünden kesin; reddedilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip
¸

Hakim
¸