Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2023/520 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/214 Esas – 2023/520
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2023/520

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 15/05/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; … kontrolündeki … plakalı aracın 16/01/2019 tarihinde müvekkilinin kullandığı … plakalı motosiklete çarptığını ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın sahibinin … olduğunu, kazanın ardından tutulan kaza tespit tutanağında davalı …’ın KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal ettiğini ve müvekkilinin ise kusursuz olduğunun kanaatine varıldığını, müvekkilinin kazadan itibaren 15 aya yakın tedavi gördüğünü, işi olan motorlu kuryeliğini yapamadığını, uzun süre evde yatmak zorunda kaldığını ve gelir elde edemediğini, sağlığına kavuşabilmesi adına Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ve Özel Medicana Hastanesinde tedavi gördüğünü, müvekkilinin kaza sırasında Selçuk Ecza Deposunda motorlu kurye olarak çalıştığını, kaza nedeni ile iş akdinin fesh edildiğini, müvekkilinin aylık ortalama 2.650-TL geliri olduğunu, yılda bir defa olmak üzere 1.000-TL ikramiye aldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 50-TL geçici iş göremezlik tazminatının, 50 TL tedavi masraflarının, 50 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracın sahibi olduğunu, dava konusu olay tarihinde müvekkilinin oğlu …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı araç ile davacının sevk ve kontrolünde olan … plakalı araca çarpması ile kazanın gerçekleştiğini, kaza yeri tespit tutanağında da belirtildiği üzere yolların o gün ıslak olması nedeni ile diğer davalı …’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve davacıya ait araca çarptığını, davacının kazadan yaklaşık 2 yıl sonra … başvuru yaparak maddi tazminat talep ettiğini ve kendisine … tarafından ödeme yapıldığını, … davacıya yapmış olduğu ödeme Samsun İcra Müdürlüğünün 2021/12643 esas sayılı dosyası ile müvekkiline rücu edildiğini ve müvekkili tarafından 72.000TL ödeme yapıldığını, ödemeye ilişkin belgelerin tahkikat aşamasında sunulacağını, davacıya maddi tazminat adı altında ödeme yapılmasına rağmen davacının maddi taleplerini arabuluculuk aşamasında da sürdürdüğünü ve iş bu davayı ikame ettiğini, davacının dava dilekçesinde kendisine yapılan ödeme tutarından bahsetmemesi ve asgari ücret üzerinden maaş almasına rağmen aylık gelirini daha yüksek göstermesinin niyetini de açıklan nitelikte olduğunu, davalı …’ın kusurlu olduğunun iddia edildiğini, kusur oranının mahkemece karar değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 16/01/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında maliki … olan … sevk ve idaresinde … plakalı aracın …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucunda … plakalı motosiklet sürücüsü …’nun malul kaldığını, … tarafından maluliyet tazminatı talebi ile müvekkili … 22/03/2019 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, bu başvuruya binaen müvekkili … tarafından 30/12/2020 tarihinde 61.240TL tazminat ödemesi yapıldığını, ödeme tarihindeki veriler esas alındığında yapılacak hesaplama ile müvekkili Güvence Hesabının yapmış olduğu ödemenin yürürlükteki mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda yeterli olduğunun tespit edileceğini, müvekkili Güvence Hesabının sorumluluğunu hukuka ve yasalara uygun şekilde yerine getirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, sağlık kurulu raporu, sgk çıkış bildirgeleri, kaza tespit tutanağı, arabuluculuk son tutanağı, TÜİK kazanç raporu suretleri ibraz edilmiştir.
Canik İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde davacı hakkındaki ESD araştırma tutanağı ibraz edilmiştir.
Samsun Gazi Devlet Hastanesine, Samsun Mediacana Hastanesine, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine yazılan yazılara cevap verilmiş, ekte hasta tedavi evraklarının gönderildiği görülmüştür.
İlkadım İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde davalı gerçek kişiler hakkındaki ESD araştırma tutanağı ibraz edilmiştir.
… yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hasar dosyasının gönderildiği görülmüştür.
Samsun SGK’na yazılan yazıya cevap verilmiş, ekinde hizmet dökümü ve geçici iş göremezlik belgelerinin gönderildiği görülmüştür.
Samsun 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/145 esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celb edilmiştir.
Ankara ATK’dan 25/02/2022 tarihli rapor aldırılmıştır.
OMÜ’den 12/04/2022 tarihli mululiyet raporu aldırılmıştır.
Davalı … vekili tarafından 26/05/2022 tarihli dilekçe ile ekinde ödeme dekontu sunulmuştur.
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/167 Talimat sayılı dosyasından 22/07/2022 tarihli rapor aldırılmıştır.
Aktüer bilirkişiden 27/02/2023 havale tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından harçlandırılmış ıslah dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamından; 16/01/2019 tarihinde sürücüsü davalı …, maliki davalı … olan … plakalı aracın davacının kullanmış olduğu … plakalı motosiklete çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının yaralandığı ve bu nedenle davacı tarafından maddi ve manevi zararının tazmini talebine ilişkin iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak görülür. TTK’nın 5/1. maddesi gereği, ticari davalara bakmakla görevli mahkeme de Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Eldeki davada, davalı …’na, zarara sebep olan aracın tescil plakasının ve sürücüsünün tespit edilememesi sebebiyle husumet yöneltilmiştir. Sigorta hukuku TTK’nın 6. kitabında 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle uyuşmazlık ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çözümlenecektir (Bkz: Yargıtay 17. HD.nin 14.10.2019 tarih ve 18839/9369 sk.) ve görev dava şartı itirazı yerinde değildir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 2918 s. KTK m. 97’deki başvuru şartının gerçekleşmediğini ileri sürmüş ise de; davanın ikamesinden evvel davalıya müracaat edildiği, bir miktar ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yersizdir.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirme;
Davalı vekili, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de, tedavi giderleri ve çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay 17. HD.nin 16.03.2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik (kazanç kaybı) zararı ve tedavi gideri zararı da davalının sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde değildir.
Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/145 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, tarafların kusur durumlarının tespiti için dosya Ankara ATK’ya gönderilmiş, alınan 25/02/2022 tarihli kusur raporunun incelenmesinde; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip otomobili sola kaydırarak otomobilinin sol yan kısımlarıyla, aynı istikametten ve sol gerisinden gelen davacı … idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımlarının çarpışması neticesi davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, davalı sürücü …’ın seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi ve seyrini aracının teknik özelliklerini dikkate alarak olay mahalli kavşakta müteyakkız bir şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu sol gerisinden gelen motosiklete çarptığı kazada %100 kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nun meydana gelen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Davalı sigorta şirketi vekilince rapora itiraz edilmiş ise de dosyamız arasına alınan ceza dosyasında mübrez bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve ifadeler bütün olarak değerlendirildiğinde alınan raporun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla itirazlara itibar edilmemiştir.
Davacının maluliyet durumunun tespiti amacıyla ilgili birimlerden tedavi evrakları dosyamız arasına alınmış, dosya kül halinde OMÜ’ye gönderilmiş, düzenlenen 12/04/2022 tarihli raporda; tüm tedavi evrakları ve bizzat kurum tarafından yapılan muayene sonuçları değerlendirilmek suretiyle davacının sürekli maluliyetinin %6 olduğu, iyileşme süresinin ise 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur. Davacı vekilince her ne kadar müvekkilinin şikayetleri dinlenmeksizin rapor düzenlendiği iddia edilmiş ise de, 12/04/2022 tarihli raporun incelenmesinde bizzat davacının öyküsünün dinlenildiği, bu çerçevede gerekli tetkiklerin üniversite hastanesinde bizzat yapıldığı ve buna göre rapor düzenlendiği anlaşılmakla davacı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince sunulan sağlık raporu ile OMÜ den alınan maluliyet raporu arasında ilk bakışta, çelişki oluştuğu düşünülebilir ise de, mahkememizce alınan 12/04/2022 tarihli maluliyet raporunda söz konusu sağlık raporunun da dikkate alındığı, mahkememizce alınan rapor heyetinde mevzuatın aradığı şekilde adli tıp uzmanının bulunduğu, heyetçe davacının öyküsü dinlenmek suretiyle yeni konsültasyonlar istendiği, tüm tedavi evrakları çerçevesinde rapor düzenlendiği, yine davacı yanca sunulan sağlık raporunun kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre düzenlenmediği, şu halde alınan 12.04.2022 tarihli raporda kaza tarihine uygun olduğu tespit edilen yönetmelik uyarınca belirlenen maluliyet oranı ile davacı tarafça sunulan sağlık raporu arasında hükme etki edecek çelişki bulunmadığı nazara alınarak davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Diğer yandan vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılması özellikle mesleği nedeniyle bazı kişiler bakımından ayrıca önem arz etmektedir. Örneğin, vücut bütünlüğü ihlâl edilen bir sinema sanatçısının, halkla ilişkiler bölümünde çalışan bir kişinin yüzünde sabit bir iz kalması bu kişilerin çalışma güçlerinde fiilen bir eksiklik meydana getirmemekle birlikte iş bulmalarını imkânsızlaştırabilecek, zorlaştırabilecek ya da kariyer olarak yükselmelerine engel olabilecektir. Bu gibi durumlarda zarar gören ekonomik geleceği sarsılarak zarara uğratılmış olur. Somut olayda davacının motorlu kurye olarak çalıştığı, sabit iz kaldığı beyan edilen yaranın sağ ayak bileğinde olduğu, çalışma gücü kaybı doğurmayacak tek başına sabit izin doğrudan maluliyet anlamına gelmeyeceği, OMÜ raporunda söz konusu yara izlerinin de değerlendirmeye alındığı anlaşılmakla davacı yanın rapora karşı itirazlarına itibar edilmemiş, taraf vekillerinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacı yanın tedavi gideri talebine ilişkin olarak dosya kül halinde adli tıp uzmanı bilirkişiye verilmiş olup, alınan 22/07/2022 tarihli raporda özetle; davacı tarafından herhangi bir harcama belgesi sunulmadığı, ancak davacının kaza nedeni ile meydana gelen yaralanmasının ve kemik kırıklarının tedavisinin iyileşmesinin uzun bir süreç olduğu, 6 aya kadar uzayabilen iyileşme süresinde, davacı tarafça tedaviden sonra kontrol muayene ve tetkikleri için belirli aralıklarla hastaneye gidip gelindiği, her ne kadar tedavi giderleri SUT kapsamında SGK tarafından karşılanmış ise de, kişinin vücudunda travmatik lezyonlar bulunması, kemik kırığı olması, ameliyat geçirmesi, kontrol muayeneleri ve tetkikler için sağlık kuruluşuna gitmesi gerekliliği göz önüne alındığında, tedavisi süresince kendisinin ve yakınlarının sayılan kalemlerde harcama yapmış olmasının kaçınılmaz olduğu, bu çerçevede davacının SGK tarafından karşılanmayan, belgeye dayalı olan 2.120 TL ile hayatın olağan akışı gereği faturalandırılamamış 5.000 TL olarak hesaplanmış bulunan toplam 7.120 TL tedavi ve yol giderinin, tedavi ile ilgili ve gerekli olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Davalı vekilince iş bu rapora itiraz edilmiş ise de, raporun dosya kapsamına uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, itirazlara itibar edilmemiştir.
Mahkememizce davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması amacıyla dosyamız aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 27/01/2023 tarihli raporda özetle; davacının kaza tarihinde asgari ücret üzerinde gelir elde ettiği, davalı … tarafından yapılan ödeme tarihinde zararın tam olarak karşılanmadığı, bu nedenle yapılan güncel hesaplamada ödenen bedel güncellenerek ve SGK ödemesi mahsuplanarak davacının geçici iş göremezlik dönemi zararının 6.263,36-TL, sürekli iş göremezlik zararının 186.952,14-TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir. Alınan raporun dosya kapsamına, yerleşik Yüksek Mahkeme içtihatlarına ve aranılan yöntemlere uygun hazırlanması, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması nedeni ile, taraf vekillerinin itiraz kapsamları ve kazanılmış haklar dikkate alınarak rapor hükme esas alınmış, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen rapora itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı her ne kadar kaza tarihinde sigortalı olarak çalışmakta ise de, dosya arasına kazandırılan SGK hizmet dökümlerinden ve dava dışı … yazı cevaplarından kazadan bir gün sonra 17/01/2019 tarihinde davacının kıdem tazminatı ödenerek fiilen işten ayrılışının gerçekleştirildiği ve kaza sonrasında bordro düzenlenmediği, ödeme yapılmadığı anlaşılmış, bu nedenle davacının resmi işten çıkış tarihi olan 29/06/2019 tarihine kadarki dönem içinde kalan geçici iş göremezlik süresince kazanç kaybına uğradığı ve talepte bulunabileceği kabul edilmiştir.
Davacı vekilince 24/03/2023 tarihli bedel artırım ve ıslah dilekçesi sunularak talepleri bilirkişi raporları çerçevesinde artırılmış, dilekçe davalılara tebliğ edilmiş, davalı … vekili sunmuş olduğu 13/04/2023 tarihli dilekçesi ile davacının bir kısım taleplerine itiraz edilmiş ise de, yukarıda izah olunan nedenlerle söz konusu itirazlar karşılandığından, davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Müterafik kusur yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 s. TBK’nın 52. maddesine göre, zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda; davacının yaralanmasının ayak bileğine ilişkin olduğu, alkollü olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmadığı, gerekli ehliyetnameye sahip olduğu, kask yahut koruyucu tertibat takmasının yaralanmasını engelleyemeyeceği değerlendirilmiş, müterafik kusur indirimi uygulanmamıştır.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirme:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 90’ıncı maddesinde Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacağı düzenlenmiştir.(2918 s KTK 90)
Hakim, manevi tazminat miktarını özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak belirler. Manevi tazminat, zarara uğrayan da, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesi nazara alınarak dosyanın özelleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre somut olayda özellikle davalı …’ın kusuru tazminatın tayininde en önemli etken olarak değerlendirilmiştir.16/01/2019 tarihinde meydana gelen kazada davalı …’ın %100 oranında kusurlu olması, tarafların ekonomik sosyal durumları ve davacının maluliyet oranı nazara alınmış, manevi tazminatın zenginleşmeye yol açacak nitelikte olmaması gerektiği değerlendirilmiştir. Ancak meydana gelen zarar sebebiyle duyulan acı, elem, kederin bir nebze de olsa giderilmesine yönelik olarak tarafların ekonomik sosyal durumlarıyla, kaza tarihindeki paranın alım gücüyle, ülkenin ekonomik gerçekleriyle manevi tazminatın niteliğiyle ve kusur durumuyla uyumlu olacak şekilde manevi tazminata hükmetmek gerektiğinden ve davacının %6 oranında malul kalacak şekilde yaralanması sebebiyle manevi tazminat talep edebileceği kanaatine varılarak talebin uygun olduğu anlaşılmakla kabulü ile davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’tan kaza tarihi olan 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin davacının başvurduğu müracaat tarihinden (27/03/2019) 8 iş gün sonrasına tekabül eden tarihte 09/04/2019 tarihinde, davalılar … ile …’ın kaza tarihi olan 16/01/2019 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiş, araçların hususi kullanımda olması karşısında dava dilekçesindeki talep gibi yasal faize hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Maddi Tazminat davasına ilişkin olmak üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 7.120 TL tedavi gideri, 6.263,36 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 186.952,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200.335,50 TL maddi tazminatın davalı … yönünden 09/04/2019 tarihinden, davalılar … ile …’ın kaza tarihi olan 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı … yönünden teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 13.684,92 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 857,11 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 12.827,81-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile peşin karar ilam harcı olarak yatırılan 857,11 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 794,00 TL tebligat ve posta gideri, 3.774,08 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.568,08 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 31.046,97 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinin davalı …’ndan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B-Manevi Tazminat davasına ilişkin olmak üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 10.000-TL’nin kaza tarihi olan 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL karar ilam harcının davalılar … ile …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekillerinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.27/04/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.