Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2021/968 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/212 Esas – 2021/968
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen 06.10.2020 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın hasar gördüğünü ve buna bağlı olarak değer kaybına uğradığını, maddi hasara ilişkin zararın yanında değer kaybı zararının da karşılanması gerektiğini, bunun için davadan önce davalıya müracaat edildiğini ve 7.030-TL tutarında ödeme yapıldığını, ancak gerçek zararının daha fazla olduğunu, bakiye zararın tazmini için yapılan davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını beyanla, talep miktarını artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmediğini ve davanın dava şartı sebebiyle reddi gerektiğini, … plakalı aracın davalıya 28.09.2020-2021 vade tarihli ZMMS ile sigortalandığını ancak sorumluluğun gerçek zarar miktarı ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, ayrıca davadan önce 01.12.2020 tarihinde değer kaybı zararı olarak 7.030-TL ödendiğini ve davacının kasko sigortacısına da 19.263,65-TL tutarında rücu ödemesi yapıldığını, sorumluluğun bu suretle sona erdiğini, aksinin kabul edilecek olması halinde dahi gerçek zararın belirlenmesi için tahkikat yürütülmesi gerektiğini ve değerlendirme yapılırken poliçe limitinden bakiye kısmın nazara alınması gerektiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar ve servis dosyası ile davacıya ait aracın tramer kaydı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce, trafik kazalarında kusur alanında uzman bilirkişi ile otomotiv konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda özetle: Kazanın, … plakalı araç sürücüsünün kural ihlali sebebiyle gerçekleştiği ve davacının herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı; davacıya ait araçta ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esaslara göre 10.452-TL tutarında değer kaybı oluştuğu, ancak davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değerinin 185.000-TL, kazadan sonraki 2. el piyasa değerinin ise 175.000-TL olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını (10.452-TL – 7.030-TL) 3.422,50-TL’ye artırdıklarını bildirmiş ve bu tutarın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu ve bedel artırım dilekçesi davalı vekiline usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 06.10.2020 tarihli trafik kazası sebebiyle müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybı zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
2918 s. KTK’nun “Maddi ve Manevi Tazminat” başlıklı 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK’daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar’ın ilgili hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK’daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “kapsama giren teminat türleri” başlıklı A.5 maddesinde “değer kaybı”, maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1’de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için “objektif değer kaybı” esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar’a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar’daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, ZMMS Genel Şartları Ek-1’deki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş (Bkz: Ankara BAM 26. HD.nin 24.12.2020 tarih 3184/2069 sk; İzmir BAM 4. HD.nin 19.02.2021 tarih 85/379 sk; İstanbul BAM 8.HD.nin 04.02.2021 tarih 868/203 sk; Antalya BAM 4. HD.nin 03.02.2021 tarih 868/203; Gaziantep BAM 17. HD.nin 22.01.2021 tarih 1054/80 sk), hal böyle olunca davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri 185.000-TL ile kazadan sonraki 2. el piyasa değeri 175.000-TL arasındaki fark 10.000-TL’nin davacının gerçek zararı olduğu kabul edilmiştir. Davadan önce davalıya değer kaybı olarak ödenen 7.030-TL mahsup edilmiş ve davacının bakiye zararının (10.000-TL – 7.030-TL) 2.970-TL olduğu kabulü ile bu tutar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Bu sebeplerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalıya 06.11.2020 tarihinde müracaat edildiği ve davalının bu tarihten 8 iş günü sonrasına tekabül eden 19.11.2020 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, sigortalı aracın hususi olduğu nazara alınarak bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Yargılama giderleri ile davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davanın kabul-ret oranına göre taraflara tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-2.970-TL’nin 19.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 202,88-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 119,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 83,58-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 119,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 918,10-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 796,71-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre belirlenen 2.970-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre belirlenen 452,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinden 180-TL’nin davacıdan ve 1.140-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.