Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2021/799 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/190 Esas – 2021/799
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/190
KARAR NO : 2021/799

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARAR YAZIM T. : 22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan şirkete özel denetçi tayin edilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 08.03.2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı … pay sahibi olduğunu, davalı şirketin hissedarları arasında …’nun çoğunluk pay sahibi, …’ın ise azınlık pay sahibi olduğunu, bir süredir çoğunluk pay sahipleri ile şirketin yönetimine dair ciddi problemler yaşandığını, 09.11.2020 tarihli genel kurulda davacılar tarafından öncelikle bilgi alma haklarının kullanıldığını ancak bu istemin şirket yönetimince karşılanmadığını, bunun üzerine 08.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında özel denetçi isteminde bulunulduğunu ancak bu talebin de reddedildiğini, TTK 439. Maddede belirtilen tüm şartları yerine getirmiş olun davacıların, genel kurul toplantı tutanağı ile sabit olan özel denetçi taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla davalı şirkete TTK 440. Md. uyarınca özel denetçi atanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 08.04.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davada özel denetimin TTK 438 ve 439. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediğini, pay sahipliği haklarının kullanımı için gerekli olma koşulunun yerine getirilmediğini, açıklığa kavuşturulması gereken şüpheli olguların belirlenerek ortaya konulmadığını, şirket organları kanunu veya esas sözleşmeyi ihmal etmediğini, şirket veya pay sahiplerinin herhangi bir zarara uğratılmadığını, iletilen soruların kapsamı ve konusu itibariyle özel denetçi tarafından incelenmeye elverişli olmadığını, davacıların ertelenen 09/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında, bilgi almak istedikleri hususları ve soruları içeren listeyi sundukları, öte yandan, genel kurul toplantısında iletilen bu soruların bir kısmının pay sahibinin bilgi alma hakkının kapsamını aştığını ancak bu husus gözetilmeksizin soruların yanıtlandığını, davacılar tarafından itiraz konusu yapılan hususun, finansal tablolarda grup içi borçlanmalara yer verilmediğinden kaynaklandığını, finansal tabloların mevzuata uygun şekil ve içerikte hazırlandığını, dava dilekçesinde finansal tabloların hazırlanmasında hangi kuralın ihlal edildiğinin belirtilmediğini, soyut ve desteksiz bir talepte bulunulduğunu, şirket veya pay sahiplerinin zarara uğratılmadığını, davacıların haksız ve hukuka aykırı özel denetim talebinin tümüyle reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller:
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün 12/03/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen davalı şirkete ait 09/11/2020 ve 08/12/2020 tarihli genel kurula ait evraklar ve ana sözleşme örneği bilirkişi, …’den alınan 14/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantıda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik”, “Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporlarının Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik” ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalı şirkete TTK 440 maddesi gereği özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davalı şirketin 08/12/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurulu toplantısında özel denetim talebi reddedilmiş olmakla, bu kez iş bu dava ile şirkete özel denetçi atanması talep edildiği anlaşılmaktadır.
TTK 438. maddesinde “her pay sahibi, pay sahibi haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir” hükmü, aynı yasanın 439. maddesinde ise “genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde sermayenin en az 1/10 halka açık anonim şirketlerde 1/20 pay sahipleri 3 ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde özel denetçi atanmasını isteyebilir…” hükmü mevcuttur. TTK 439/2 maddesinde ise “dilekçe sahiplerinin kurucuların veya şirket ortaklarının Kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır” düzenlemesi yer almaktadır.
Özel denetim isteme hakkı her pay sahibine tanınan kabulü genel kurul kararına bağlanmış bulunan anonim ortaklığı belirli olaylara özgülenmiş olarak uzmanına denetlettirme yolu ile aydınlanma hakkıdır. Özel denetimin amacı belirli olayların açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu amaç, konunun uzmanı özel bir denetçi tarafından inceleme yapılmasını gerektirir. Belirli olaylar hakkında rapor düzenlenmesi ve raporun genel kurula sunulması bu suretle o belirli olay ile ilgili olarak pay sahibi başta olmak üzere tüm pay sahiplerinin aydınlatılması şarttır. Bir diğer amaçsa aydınlatılan konuya ait delillerin ortaya konulmasıdır. (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuk 2, İstanbul 2017, s.63)
Özel denetçi isteme hakkının amacı pay sahiplerini şirketle ilgili belirli olaylar hakkında daha iyi bilgilendirmek böylece pay sahibi haklarının genel kurullarda daha bilinçli şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Özel denetçi atanması istemi açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda aydınlatma amacına yönelik olmakla beraber kapsamlı bir bilanço incelemesi değildir, belirli olayların açıklanmasıyla ilgilidir. Özel denetçinin görevi sorulan sorulara ilişkin tespitler yapmak olup, yönetim kurulu kararının amaca uygun olup olmadığını veya bir değer yargılaması yahut özel denetimin konusunun hukuki değerlendirmesini yapmak değildir. Dolayısıyla özel denetim sadece somut olayların araştırılması ve tespitine yönelik olup, hukuki bir değerlendirmeyi veya değer yargısını amaç edinemez. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Şerhi, Ankara 2018, s.1629)
Özel denetimin isteme hakkı bilgi alma ve inceleme ile sonuç elde edilememesi halinde başvurulacak ikincil nitelikte hukuki bir araç olup, buna göre özel denetçi atanmasının şekli koşulları; bilgi alma ve inceleme hakkının daha önce kullanılmış olması, bilgi istemenin konusu ile özel denetimin konusunun aynı olması özel denetimle ilgili genel kurulun onay veya red kararı vermiş olması, red halinde sermayenin en az 1/10’ini halka açık anonim şirketlerde ise 1/20’sini oluşturan pay sahiplerinin başvurması, genel kurulun talebi kabulü halinde 30 gün içinde, reddi halinde 3 ay içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açılması olarak sıralanabilir.
Dosya kapsamından, 09/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında bilgi edinme kapsamında sorulan sorulara şirket tarafından 07/12/2020 tarihli yazıyla cevapların verildiği bu şekilde bilgi edinme hakkının kullanılmış olduğu, 08/12/2020 tarihli genel kurulda ise özel denetçi atanması talebinin oy çokluğuyla reddedildiği, bilirkişi raporundan davacıların %20,09 oranında pay sahibi oldukları ve davanın 3 aylık süre içerisinde açıldığı görülmekle yukarıda açıklanan usuli şartların gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir.
Özel denetçi atanma talebinin kabulünün şekli koşulları yanında bir takım maddi koşulları da bulunmaktadır. Buna göre, bazı belirli olayların özel denetçi vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmasının pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olması, davacıların, kurucuların veya şirket organlarının Kanun veya esas sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattığını inandırıcı şekilde ortaya koyması gerekmektedir. Yani özel denetim isteminde bulunan davacının bu konuda güncel hukuken korunması gereken bir menfaati olmalıdır.
Gerek dava dilekçesinde gerekse bilgi edinme kapsamında yapılan başvuruda özel denetçi atanmak suretiyle açıklığa kavuşturulması istenen hususlar aynı şekilde 7 bent halinde gösterilmiştir. Ancak söz konusu maddeler incelendiğinde belirli bazı olaylardan çok şirketin genel olarak bir denetiminin sağlanması amacına yönelik olduğu, yönetim kurulu kararların amaca uygunluğunun ve hukukiliğinin bu yöntemle denetlenmek istendiği, bir kısım hususların ise davalı şirketle ilgili olmadığı özellikle “Cezayir Projesi” olarak geçen 3. sorudaki hususların daha çok projenin gerekliliğinin sorgulandığı, davacı şirket ile … ailesine ait diğer şirketler arasındaki ilişkinin irdelenmek istendiği, şirketin uzun süredir zarar ettiğinden bahisle faaliyetlerden durdurulmasına yönelik seçeneklerin neler olduğunun sorulduğu bu şekilde bir bütün olarak değerlendirildiğinde belirli bir takım olayların açığa kavuşturulmasından daha ziyade şirket ve bağlı şirketlerin işleyişleri ile ilgili yerindelik denetiminin yapılmaya çalışıldığı, şirketin zararının sorgulandığı yönetim kurulu kararların amaca uygunluğunun değerlendirilmek istendiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 14/09/2021 tarihli raporda davalı şirketin genel kurul toplantılarının aksatmadan yapıldığı, önceki dönem faaliyet raporlarının kabul edildiği, yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği, zararların açıkça defterlerde gösterildiği ve bu hususun faaliyet raporları ile finansal tablolarda yer aldığı, zararın şirketin yürüttüğü faaliyet sonucu olduğu, faaliyet zararları dışında başkaca zarara sebebiyet verildiğine dair belge bulunmadığı, kararlarda muhalefet şerhine rastlanmadığı ve davacılardan …’in yönetim kurulu başkan yardımcı olarak şirketin tüm iş ve işlemlerine vakıf olabilecek konumda olduğu hususları tespit edilmiştir.
Böylece tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı şirketin şirketin Kanun veya esas sözleşmeyi ihlal ederek pay sahilerinin zarara uğratıldığının ikna edici delillerle ortaya konulmadığı, bu kapsamda davalı şirketin uzun zamandan beri zarar etmesinin faaliyetleri kapsamında olup, Kanun veya esas sözleşmenin ihlali sebebiyle zarara uğratıldığı hususunda herhangi bir bilgi/belge/delil bulunmadığı, özel denetçi atanması istenen hususlar nazara alındığında belirli bazı olayların açıklığa kavuşturulmasından ziyade şirketin faaliyetleri ile ilgili hukuki ve yerindelik denetimi yapılması amaçlandığı, bu hususun ise özel denetçi atanması kapsamı dışında kaldığı tespit edilmekle yasal şartların oluşmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine.
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine.
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2021

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!