Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/171 E. 2021/1027 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/171 Esas – 2021/1027
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/171
KARAR NO : 2021/1027

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM T. : …
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili Mahkememize verdiği 25.02.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalıların 28.05.2015 tarihinde ‘Satıcı Sözleşmesi’ başlığı altında davacının malzeme ve işçiliği kendisine ait olmak üzere 1.808.441,00 TL karşılığında davaya konu … Konutları isimli inşaatın vitrifiye, seramik, hazır mutfak ve yalıtım işini yapmaları konusunda anlaştıklarını, ödenecek toplam ücretin 1.808.441,00 TL olduğunu, bu ücretin 505.000 TL’lik kısmına karşılık olarak aynı inşaatın … Blok … numaralı dairesinin davacıya devir ve tescil edilmesinin kararlaştırıldığını, davacının edimini yerine getirmesine rağmen hak kazandığı ücretin 505.000 TL’lik kısmına karşılık kararlaştırılan dairenin davacıya devir ve tescil edilmediğini, borcun tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların aleyhlerine başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu … kayyımının ise yaptığı itirazda ana para borcu olan 505.000 TL yi kabul ettiği, bu miktar için icra dosyasına itiraz etmediğini, kısmi itiraz sunmak sureti ile işlemiş faiz alacağına, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline takibin devamına, kötü niyetli davalı borçluların alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği 11.03.2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının asıl alacak olarak talep ettiği 505.000 TL nin nakit bir alacak olmadığını, Taşeron Sözleşmesinin 8. maddesinde bahsi geçen …Blok… nolu dairenin davacıya teslim edilmesiyle ilgili olduğunu, davacıya devri taahhüt edilen… Blok … nolu dairenin tapuda 1\2 si … ve 1/2 si … adına kayıtlı olduğunu, …’a ait 1/2 hissenin davacıya müvekkil tarafından devir edilmesinin imkansız olduğunu, …’un bütün mal varlığının TMSF ye devredildiğini, davacının icra takibinde %13,75 faiz tahakkuk ettirdiğini ve daha sonra da toplam alacak üzerinden işleyecek %13,75 faiz talep ettiğini, bu faizin yasal bir dayanağının mevcut olmadığını, davanın reddine, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … adına Kayyum İdaresi vekili … tarihli cevap dilekçesinde, davacının asıl alacak olarak talep ettiği 505.000 TL nin nakit bir alacak olmadığını, …Blok D:… numaralı dairenin 505.000 TL karşılığı kendisine teslim edilmesi ile ilgili olduğunu ancak dairenin kendisine teslimini talep etmek yerine bir kısım faturalardan bahsederek nakit para talep ettiğini, …’a ait 1/2 hisseye tedbir konulduğunun tapu kayıtlarından anlaşıldığını, …’un mal varlıklarının idaresinin TMSF tarafından atanan kayyım tarafından sağlandığını, talep edilen faizin yasal bir dayanağının mevcut olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16.03.2021 havale tarihli davalı …nun cevap dilekçesine karşılık cevaba cevap dilekçesinde özetle;davacının üstlenilen işi süresi içerisinde teslim ettiği, davalı tarafın sözleşme ile borca karşılık üstlenmiş olduğu edimini yerine getirmediği ve davacının zarara uğramasına neden olduğunu, davalının yanın faize faiz işletildiği iddiasının soyut olduğunu, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilini 31.03.2021 tarihli davalı … adına kayyım idaresi vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının üstlenilen işi süresi içerisinde teslim ettiği, davalı tarafın sözleşme ile borca karşılık üstlenmiş olduğu edimini yerine getirmediği ve davacının zarara uğramasına neden olduğunu, davalının yanın faize faiz işletildiği iddiasının soyut olduğunu, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller:
15/06/2015 tarihli satım sözleşmesi, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, davalı …’a kayyım atanmasına ilişkin …Hakimliği … D.İş kararı, tapu kaydı, mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 22/10/2021 tarihli rapor, davalıların tacir olduğuna ilişkin Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:

Dava, ilamsız takibe karşı yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında 15/06/2015 tarihli satış/eser sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında davacı şirketin edimini yerine getirdiği ancak sözleşme bedelinden daire olarak ödenecek kısmın tapusunun alınamadığı, bedelin de ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla 505.000,00 TL asıl alacak hakkında ilamsız takip başlattığı, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali takibin devamını sağlamak için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki ödeme emri davalı …’na 09/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, vekili tarafından 13/07/2020 tarihli itiraz dilekçesi verilmiş olmakla itirazın süresinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı …’a çıkarılan tebligat ise bilaikmal dönmüş, bu kişinin malvarlığına atanan kayyum vekili 28/09/2020 tarihli dilekçesi ile 505.000,00 TL haricinde kalan kısma itiraz ettiğini bildirmiştir. Dosyada başkaca tebligat yapıldığına dair bilgi/belge bulunmadığından öncelikle itirazın süresinde olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca itiraz dilekçesi ile ana alacak haricinde borcun bulunmadığı ileri sürüldüğünden itirazın kısmi itiraz niteliğinde olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada dava dilekçesine ekli satıcı sözleşmesi ve davalı … vekilinin cevap dilekçesine ekli satıcı sözleşmesi bulunmaktadır. İncelenmesinde her iki sözleşmenin 17. maddesindeki teslim tarihi ve sözleşmelerin satıcı tebligat adresi, işveren tebligat adresi sayfasındaki tarihler dışında diğer kısımlar aynı şekilde düzenlenmiştir. Sözleşmelerin 5. maddesinde ise davacının edimi karşılığı davalının bedel ödeme yükümlülüğü içerisinde olan … blok … nolu taşınmazın teslim tarihi 15/06/2016’dır. İhtilafın çözümünde davalının ödeme yükümlülüğü kapsamında olan taşınmazın teslim tarihi önemli olduğundan diğer hususlardaki farklılıklar esasa müessir görülmemiş, teslim tarihi 15/06/2016 olarak kabul edilmiştir. Esasen davalıların teslim tarihine ilişkin hem dava dosyasında hem de icra dosyasında herhangi bir itirazları mevcut değildir.
Davacı tarafın edimini yerine getirdiği, anlaşılan bedelin 505.000,00 TL kısmı dışında ödendiği bu kısmın ise … Blok …nolu dairenin tapusunun davacıya devri ile ödeneceği hususunda anlaşıldığı ancak davalılardan …’un hissesi üzerine … Hakimliği’nin 03/06/2018 tarih … D.İş dosyası ile ihtiyati tedbir konulması sebebiyle tapu devrinin yapılamadığı, bu nedenle iş bu davanın açıldığı görülmektedir.
Yapılan sözleşme incelendiğinde bir kısmının satış, bir kısmının eser niteliğinde olduğu, dolayısıyla karma bir sözleşme niteliğinin olduğunun kabulü gerektiği, sözleşme tarafının davacı ile davalıların oluşturduğu adi ortaklık olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinini olmaması sebebiyle ortaklığı oluşturan davalılar hakkında birlikte takip yapıldığı ve her iki adi ortağa birlikte dava açıldığı bu yönden eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ve davalıların oluşturduğu adi ortaklığın ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş alınan 22/10/2021 havale tarihli raporda tarafların defterlerinin lehe yasal delil olarak kullanılabileceği tespit edilerek, davacının davalıların oluşturduğu adi ortaklığa düzenlediği faturalar ve yapılan ödemeler tespit edildikten sonra her iki taraf defter kayıtlarına göre ayrı ayrı 505.000,00 TL ile davalıların oluşturduğu adi ortaklığın borçlu olduğu tespiti yapılmıştır.
Gerek bilirkişi raporu gerekse davalıların tevilli ikrarları, tapu kayıtları, sözleşme hükümleri ve tüm dosya kapsamından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında işin davacı tarafından yerine getirildiği bedelin 505.000,00 TL’lik kısmı dışında ödendiği bu kısmın ödemesinin taşınmaz devri yoluyla gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, ancak ortaklardan …’un hissesine konulan tedbir sebebiyle devrin yapılamadığı gibi esasen sözleşmenin TMK 704, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60/3. madde gereği tapu devri için yeterli olmadığı ve 505.000,00 TL’nin ödenmediği anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Sözleşmeye göre taşınmazın yapılacak devir tarihi 15/06/2016 olup, bu tarih itibari ile devrin gerçekleşmediği sabittir. TBK 117. maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer, borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise bugünün geçmesi ile temerrüt gerçekleşir. Sözleşmedeki teslim tarihi taraflarca birlikte kararlaştırıldığından ve kesin vade niteliğinde bulunduğundan temerrüt için ayrıca ihtara gerek olmadığı, davalıların 15/06/2016 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş, bu tarih ile takip tarihi arasında faiz talep edebilecekleri kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması, işin ticari niteliği nazara alınarak uygulanması gereken faiz avans faiz olması gerektiği anlaşılmış, bilirkişi raporunda toplam 281.703,53 TL faiz hesabı yapılmış, ancak taleple bağlı kalınarak işlemiş faizin 259.296,74 TL olması gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı …’a … Hakimliği’nin … D.İş sayılı kararıyla TMSF’nin kayyum olarak atanmıştır. İcra dosyasında davalıya tebligat yapılamamış, sonrasında atana kayyum vekili işlemiş faize itiraz etmiş olmakla davalı … yönünden itirazın işlemiş faiz olan 259.296,74 TL üzerinden iptaline karar vermek gerekmiştir.
Asıl alacak taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirlenmiş olup, likit olmakla %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş, faiz oranları değişkenlik gösterdiğinden takip tarihi sonrası değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.

Davalı … vekili talep edilen miktarın nakit bir alacak olmadığını ileri sürmekte ise de sözleşmeden bu kısmın daire bedeli olduğu ancak sözleşmenin adi yazılı niteliği sebebiyle tapu devrini sağlamaya yeterli olmadığı gibi kayyum atanan ortağın hissesi üzerindeki tedbir sebebiyle tapu devrinin mümkün olmadığı bu nedenle para alacağı olarak takibe geçilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı … vekili TBK 136. maddesi gereği ifa imkansızlığı bulunduğunu ileri sürmüş ise de davalı …’a 29/03/2017 tarihinde kayyum atanmış olup, iş bedeli karşılığı kararlaştırılan dairenin teslim tarihinin ise 15/06/2016 olması karşısında ifa imkansızlığına ilişkin savunma yerinde görülmemiştir.
Takip talebinde takip tarihinden sonra asıl alacağa faiz talep edilmesi yasal olarak mümkün olup, esasen bu şekilde hareket etmiş olmakla mükerrer faiz talebinin bulunmadığından bu yöne ilişkin itirazlarında reddi gerekmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalılardan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-505.000,00 TL asıl alacak 259.296,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 764.296,74 TL alacak (davalı … yönünden 259.296,74 TL olmak üzere) hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihi sonrası değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-Asıl alacağın (davalı … yönünden 259.296,74 TL üzerinden olmak üzere) %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 52.209,11 TL harçtan peşin alınan 9.230,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 42.978,31 TL harcın davalılardan (davalı … 17.712,56 TL ile sorumlu olmakla) alınarak hazineye irat kaydına.
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 55.264,84 TL (davalı … 26.600,77 TL ile sınırlı olmakla) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davacı tarafça mahkememiz dosyasına yatırılan 9.230,80 TL peşin harç, 135,20 TL posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 10.116,00 TL (davalı … 3.431,97 TL ile sınırlı olmakla) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine.
Dair, davacı ve davalı … vekilinin yüzüne davalı … kayyımlığı vekilinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı….

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!