Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2022/274 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/144 Esas – 2022/274
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/144 Esas
KARAR NO : 2022/274

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
KARARIN YAZ. TARİH : 07/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin özel güvenlik hizmeti satın almak amacıyla çıkılan ihale sonucunda davalı şirketler ile özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin personeli olan dava dışı …’ın işten ayrılması sebebiyle kendisine 5.247,94 TL kurum tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava dışı kişinin 30/10/2017 ve 30/04/2019 tarihleri arasında davalı şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkili kurum tarafından ödenen bedelin davalı şirketler tarafından kuruma ödenmesi gerektiğini belirterek 5.247,94 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketlerden rücuen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dışı …’ın davacı nezdinde çalıştığını, emir ve talimatlarını davacı şirketten aldığını, dava dışı işçinin iş sözleşmesinin sonlandırılmasının tamamen davacı şirketin talimatlarına dayalı olarak yapıldığını, bu nedenle ihbar tazminatından da davacının sorumlu olduğunu, iş kanunu hükümlerine göre işçiye yapılacak ödemelerden asıl işveren ve alt işverenin müteselsil sorumlu olduğunu, rücuya dair hüküm bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ile sözleşmeye dayanak teknik şartnamelerde rücuya dair hüküm bulunmadığını, kıdem tazminatının ihale bedeli arasında yer almadığını, ilgili yönetmelik ve sayıştay kararlarına göre de kıdem tazminatından asıl işverenin sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanak aslı ile vekaletnamenin sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 23/03/2022 tarihinde cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin 03/03/2021 tarihli cevap dilekçesi süre uzatım dilekçesi sunduğu ve Mahkememizin 05/03/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin talebi kabul edilerek 2 haftalık ek süre verildiği anlaşılmıştır.
Davalılar …, …, … vekilinin vekaletname ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 24/06/2021 havale tarihli dilekçesi ile Mahkememizin 15/06/2021 tarihli duruşma ara kararına ilişkin yetki sözleşmesini sunduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin 10/07/2021 tarihli dilekçesi ile emsal karar örnekleri sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının bilirkişi Murat Pak’a tevdi edildiği, bilirkişinin 25/01/2022 tarihli raporunu mahkememize ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar …, …, … vekilinin 07/02/2022 tarihli dilekçesi ile 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 23/02/2022 tarihli dilekçesi ile 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işçi alacağından kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının davalı şirketlerle hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı işçi …’a ödenen kıdem tazminatı ve damga vergisi olmak üzere toplam 5.247,94 TL’nin davalılardan rücuen tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Burada öncelikle davalı Yavuz Koruma ve Özel Güvenlik Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekilinin yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekli olup; 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Taraflar arasındaki 28.06.2018 tarihli sözleşmenin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her tülü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Davalı vekili, yetki ilk itirazında, müvekkilinin yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmedeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir.
Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmamakta olup, işçiye karşı işveren ve taşeronun birlikte sorumlu olması İş Kanunundan kaynaklanmaktadır. Ancak taraflar arasında bu nev’i bir uyuşmazlık bulunmadığından iş bu davada sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelere göre; sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelerde hüküm bulunmaması halinde ise TBK hükümlerine göre sorumluluğunun tespiti gerekmektedir. Esasen sözleşmelerde işçi alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması bu alacakların bir kısmından asıl işveren davacının sorumlu olacağı sonucunu da doğurmaz. Hizmeti yerine getiren davalılar kendi işçileriyle hizmeti vermesi sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücreti ve sair ödendiler davalıların sorumluluğundadır. Hizmet sözleşmesi bedeli içinde bu ücretler bulunmaktadır. (Yargıtay 23. HD’nin 2016/7428 Esas 2019/4869 Karar ve 2016/30035 Esas 2018/52022 Karar sayılı ilamı).
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve teknik şartnameler incelenmiş olup, teknik şartnamelerin m.8/E-6. fıkrasında “Hizmet personelinin (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk, vergi, harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır.” denilmek suretiyle davalı şirketlerin kıdem tazminatı sorumluluğunun kaldırıldığına ilişkin hüküm düzenlendiği anlaşılmaktadır. Şu halde davacı kurumun dava dışı işçiye ödemiş olduğu kıdem tazminatı nedeni ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde rücu etme imkanı bulunmamaktadır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davalıların sorumluluğuna ilişkin hesaplamalar yapılmış ise de yukarıda açıklandığı üzere teknik şartnamenin gösterilen maddesi açık düzenleme olup, bu nedenle bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı …. vekilinin arabuluculuk görüşmelerine katıldığı, diğer davalıların katılmadığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, aynı yasanın 11. maddesi gereği tespit edilen arabuluculuk ücretinin davalılar …., …’den yargılama gideri olarak tahsiline karar vermek gerekmiş ayrıca arabuluculuk görüşmesine katılmayan iş bu davalılara vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 208,00 TL posta gideri ve 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 858,00 TL yargılama giderinin arabuluculuk görüşmesine katılmayan davalılar …, …, …’nden alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …’nden alınarak iş bu davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinin davalılar …, …, …’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda HMK. 341.maddesi gereğince KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.10/03/2022

Katip

Hakim
¸

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.