Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/142 E. 2021/607 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/142 Esas – 2021/607
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/142 Esas
KARAR NO : 2021/607

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : :..
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :…

Mahkememizde görülen Rücuen Tazminat davasının açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davacı …’ya ait işyerlerinde özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmek üzere işçi alım ihalesine çıkıldığını ve davalı şirketlerle hizmet alım sözleşmesi akdedildiğini, çalıştırılacak işçinin iş akdinin tesisi ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun sözleşme ile davalı şirketlere bırakıldığını, dava dışı … isimli işçinin de … – … tarihleri arasında davacıya ait işyerlerinde çalıştığını, ancak iş akdinin işyerinin kapanması sebebiyle feshedildiğini ve kendisine 31.05.2019 tarihinde 5.208,11-TL kıdem tazminatı ödendiğini, yapılan ödemenin taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve teknik şartnameler uyarınca davalıların sorumluluğunda olduğunu beyanla, 5.208,11-TL kıdem tazminatı ile 39,83-TL damga vergisi olmak üzere toplam 5.247,94-TL’nin ödeme tarihi olan 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı … Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Müvekkili davalının yerleşim yeri adresine göre davanın Bakırköy mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, dava dışı işçinin davacı asıl işveren işçisi olduğunu ve taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ile teknik şartnamelerde işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, iş akdinin davacının talimatı üzerine feshedildiği veçhile fesihten kaynaklı alacağın davacının sorumluluğunda olduğunu beyanla, davanın külliyen reddini talep etmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. Davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkememizce alınan 07.07.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, özetle: Dava dışı işçinin davacıya ait işyerlerinde toplam 575 gün süreyle çalıştığı ve davacı tarafından ödenen 5.208,11-TL kıdem tazminatı ile 39,83-TL damga vergisi olmak üzere toplam 5.247,94-TL’nin davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı 242 güne tekabül eden kısmının 2.208,69-TL, davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı 304 güne tekabül eden tutarın 2.774,56-TL ve davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde çalıştığı 29 güne tekabül eden kısmının 264,67-TL olduğu mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları asıl işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı asıl işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü veçhile yıllık izin ücretinden her hâlde son yüklenici sorumludur. Ayrıca, ihbar tazminatı da son işverenin sorumluluğundadır. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler asıl işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaktır. Asıl işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23.06.2020 tarih ve 1047/2188 sayılı kararında da aynı değerlendirmelerde bulunulmuş, bu tür davalarda hangi ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı müstakar hale gelmiştir.
Burada öncelikle davalı … Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekilinin yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekli olup; 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır. Taraflar arasındaki … tarihli sözleşmenin 37. maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her tülü anlaşmazlığın çözümünde Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklinde yetki kaydı bulunmaktadır. Anlaşıldığı üzere; taraflar tacir olup, aralarında vaki olacak ihtilafların çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu kabul etmişlerdir. Davalı vekili, yetki ilk itirazında, müvekkilinin yerleşim yerine işaretle davanın Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, sözleşmedeki yetki kaydına ve kaydın münhasırlık içeriyor olmasına göre yetki itirazı yerinde değildir.
Davanın esasına gelince; yukarıdaki ilke ve kurallar dahilinde inceleme yapılmış, taraflar arasındaki teknik şartnamelerin 8.maddesindeki “… kıdeme ilişkin haklar ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülüklerin yüklenici tarafından yerinde getirileceğine…” ilişkin hüküm sebebiyle davacı tarafından yapılan toplam ödemenin, dava dışı işçiyi çalıştırdıkları sürelerle orantılı olarak davalı şirketler tarafından tazmin edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Hal böyle olunca, bilirkişi raporuna göre sonuca gidilmiş, davalıların ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştükleri gözetilerek ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir. Davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nazara alınmış, aleyhine hüküm altına alınan tazminat tutarına göre her bir davalı bakımından ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
i-2.208,69-TL’nin 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine,
ii-2.774,56-TL’nin 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
iii-264,67-TL’nin 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 358,48-TL karar ve ilam harcından peşin harcın mahsubu ile bakiye 268,85-TL’den;
i-113,15-TL’nin davalı davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti.den,
ii-142,15-TL’nin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
iii-13,55-TL’nin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak Hazineye verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 839,93-TL yargılama giderinden;
i-353-TL’nin davalı davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti.den,
ii-446-TL’nin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
iii-42-TL’nin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-2.208,69-TL vekalet ücretinin davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti.den,
ii-2.774,56-TL vekalet ücretinin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
iii-264,67-TL vekalet ücretinin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen,
Alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360-TL arabulucuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN olmak üzere karar verildi, anlatıldı. …

Katip …
¸

Hakim …
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.