Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/12 E. 2022/246 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/12 Esas – 2022/246
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/12 Esas
KARAR NO : 2022/246

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili şirketin Goodyear Samsun Yetkili Bayii olduğunu ve 03.01.2019 tarihinde davalıdan toplam bedeli 17.400-USD (107.793-TL) tutarında 3 adet lastik sökme-takma makinesi satın aldığını, ancak sürekli olarak arızalanması sebebiyle makinelerden beklenen faydanın sağlanamadığını, ayıpların 15.05.2020 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini ve aynı ihtarnamede davalıdan makinelerin teslim alınıp ücretin iade edilmesinin de istendiğini, ancak talebin karşılıksız kaldığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla makinelerin davalıya iadesini ve 107.793-TL’nin temerrüt tarihi olan 28.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Makinelerin davacıya ayıpsız olarak teslim edildiğini ve kurulumun yapıldığını, teslimden bir yıldan fazla süre sonra 2020 yılı Nisan ayında şikayet üzerine teknik servis olarak işyerine gidildiğinde ağır yük altında çalıştırılan makinelerin yağ ve bakımlarının aksatıldığının tespit edildiğini işin öneminin işyeri yetkilisi … isimli kişiye anlatıldığını, ancak bu kişinin ari misliyle değişim talebinde bulunduğunu ve bu teklifin davacı tarafından sırf müşteri memnuniyeti sebebiyle kabul edildiğini, ayrıca davacıya fark ücret ödemesi karşılığında daha fonksiyonel makineler de verilebileceğinin söylendiğini ve davacının bu ikinci teklifi kabul ettiğini, ancak ikinci teklife konu makinelerle ilgili sözleşme yapılmak istendiğinde davacının fark ücret ödemeye yanaşmadığını ve bu sebeple ikinci teklifin kadük kaldığını, davalının sırf müşteri memnuniyeti sebebiyle davacının iade istemini kabul ettiğini, ancak işyeri yetkilisi …’ün fatura bedeli 107.793-TL’nin iadesi yerine 17.400-USD’nin güncel kur karşılığının iadesini talep etmesi üzerine iade görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, makinelerin ayıplı olmadığını, tekniğine aykırı kullanıma ve periyodik bakım yapılmamasına bağlı olarak ortaya çıkan sorunların gizli ayıp kabul edilmeyeceğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
İhtarname celp edilerek dosya arasında alınmıştır.
Davalı tanıkları … ile …’nın tanık ifadeleri talimat mahkemesinde alınmıştır.
Mahkememizce makinelerin bulunduğu iş yerlerinde keşif yapılmış ve davacı tanıkları … ile …ve davalı tanığı … keşif mahallinde dinlenmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile itirazlar üzerine alınan ek raporda özetle: Makinelerdeki arızaların bazı dinamik elemanların maruz kaldığı aşırı kuvvet-yük altında aşınmaya bağlı gevşeme ve yerinden çıkma şeklinde meydana geldiği ve mevcut mekanik arızların yetersiz yağlamaya bağlı gelişen aşınma kaynaklı olduğu; arızaların servis raporlarına göre makinelerin satın alınmasından yaklaşık 1 yıl 4 ay sonra ortaya çıktığı, davacıya çalışır vaziyette teslim edildiği ve kullanımı ve periyodik bakımları ile ilgili gerekli talimatlar konusunda bilgilendirme yapıldığı; makinelerde bir tasarım ve imalat kaynaklı hata veya eksiklik olmadığı, meydana gelen sorunların kullanıcı sorumluluğundaki bakım işlemlerinin tam olarak yerine getirilmemesi ve kullanım kaynaklı olduğu, dolayısıyla makinelerin ayıplı olmadığı; makinelerden ikisinin arızalı olduğu, diğerinin ise halen problemsiz şekilde çalıştığı; mevcut arızaların onarılabilir nitelikte olduğu ve arızalı parçaların değişimi yapılarak makinelerin sağlıklı çalışabilir hale getirilebileceği mütala edilmiştir.
Bilirkişi raporu ve ek rapor taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesine dayalı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu makinelerin ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme hakkını (TBK m. 227/1-1) kullandığını ileri sürerek, bedelin iadesi isteminde bulunmuş, davalı vekili ise ayıp iddiasına karşı çıkarak davanın reddini dilemiştir.
Uyuşmazlık, davacıya satışı yapılan makinelerin ayıplı olup olmadığı ve buna göre alıcının seçimlik haklarından ilki olan dönme hakkının koşullarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediği hususundadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/1. maddesine göre; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 291. maddesinde; satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu vazedilmiş, ayrıca satıcının nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan seçimlik hakların kullanılabilmesinin ilk şartı, ayıb’ın varlığıdır. Genel olarak ifade edilecek olursa; malın teslimi sırasında ilk bakışta kolaylıkla görülebilecek nitelikteki ayıplar aşikar ayıp, teslim sırasında açıkça belli olmayan ancak adi bir muayene ile ortaya çıkacak ayıplar açık ayıp ve malın tesliminden sonra veya kullanılması ile birlikte ortaya çıkan ayıplar da gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda; sözleşmeye konu makinelerin davacıya teslimi sırasında sorunsuz olduğu ve uzun bir müddet problemsiz çalıştığı, elektrik aksamlarında ilk zamanlar arızalar ortaya çıkmış ise de bu konudaki arızaların davacı tanıklarının beyanları ile de sabit üzere davalı servis personellerince hemen giderildiği anlaşılmaktadır. Zaten, davacıyı sözleşmeden dönme yönünde karar almaya iten sebeplerin elektrik arızalarından başka mekanik sorunlar olduğu görülmektedir.
Davacı tarafından gizli ayıp olarak nitelendirilen hususların, tekniğine aykırı aşırı yük altında kullanıma ve davacının periyodik bakım konusundaki ihmalkarlığına bağlı olarak ortaya çıktığı, makinelerde bir tasarım veya imalattan kaynaklı hata veya eksiklik olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları dahi, makinelerin teslimi ve kurulumu sırasında kullanıma ve bakımın ne şekilde yapılacağına dair bilgilendirildiklerini ifade etmiş olup, davalının bu konudaki sorumluluğunu da yerine getirdiği görülmektedir.
Buna göre, ortada gizli ayıp niteliğinde de olsa bir ayıp bulunmadığından davalının sorumluluğundan söz edilmesine olanak yoktur ve davacının ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak istemde bulunması mümkün değildir. Bu halde, TBK’nun 227/4. maddesindeki “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına … karar verebilir.” hükmünün burada tartışılması dahi anlamsızdır.
Bu sebeplerle, davanın reddine karar verilmiş, davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti dahil yargılama giderleri davacıya tahmil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.760,14-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 276-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 14.190,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 07/03/2022

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.