Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/114 E. 2021/1006 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/114 Esas – 2021/1006
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/114
KARAR NO : 2021/1006

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : 08/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkiline davalının … tanzim tarihli … vade tarihli 60.000,00TL bedelli senet sebebiyle borçlu olduğunu, davalının iş bu borcundan dolayı Samsun İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının 26/10/2020 tarihinde icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senedin zamanaşımına uğradığını, Samsun İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyalarının aynı konu ve senet ile ilgili olduğunu, davanın tanık ile ispat edilemeyeceğini, icra takibine konu senetteki imzanın, yazı ve rakamın müvekkiline ait olmadığını, senedin müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında davacı tarafça doldurulduğunu belirterek, davanın reddi ile davacının haksız ve kötü niyetli takibi nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davacının yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde, dava dilekçesi ekinde takibe konu senet fotokopisi, arabuluculuk son tutanağı, ödeme emri ibraz edilmiştir.
Mahkememizin 12/02/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Samsun İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar hakkında tacir araştırması yaptırılması için ilgili kurumlara müzekkere yazılmış, Samsun Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan yazıya 08/07/2021 ve 08/07/2021 tarihli yazılar ile cevap verilmiş, Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya 07/07/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiş, Esnaf ve Sanatkarlar Odasına yazılan yazıya 03/08/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, … vade tarihli 60.000-TL bedelli zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmiş, 25/06/2021 tarihli dilekçesi ile de, taraflar arasındaki temel ilişkinin “daire satışı” olduğunu ve takibe konu senedin daire satışı karşılığı verildiğini bildirmiş, alacağını buna dayandırmıştır.
Kambiyo hukukunda, hamilin müracaat hakkını kaybettiği veya senedin zamanaşımına uğradığı durumlarda, kıymetli evraka özgü imkanlardan faydalanılması mümkün değildir. Hamil böyle bir durumda, ya asıl borç ilişkisine dayanarak alacağını talep edecek ya sebepsiz iktisap davası (TTK m. 732) açacak ya da karşılığın intikali yolu (TTK m.733) ile talepte bulunabilecektir. Belirtmek gerekir ki, asıl borç ilişkisine dayanılan hallerde o ilişkinin tabi olduğu kurallar uygulanır. (Bkz: Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 19. Bası, syf. 204).
Eldeki davada, takibe dayanak bono … tarafından davacının emrine düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki temel ilişki tarafların kabulüne göre satış sözleşmesine dayanmaktadır. Yani, davacı, asıl borç ilişkisine istinaden alacağın tahsilini talep etmektedir. Zira, davacının temel ilişkiye dayalı olarak istemde bulunmasının altında, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı talep hakkının 1 yıllık zamanaşımına tabi olması yatmakta olup (TTK m. 818/1-m delaletiyle m.732/4), somut olayda bu yöndeki istemlerin de zamanaşımına uğramış olacağı görülmektedir.
Buna göre; davanın, 6102 s. TTK’nun 818/1-m maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 732. maddesi kapsamında açılmış sebepsiz iktisap davası değil, TBK hükümleri çerçevesinde satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davası olarak nitelendirilmesi gereklidir.
Tacir’in tanımının yapıldığı TTK’nun 12. maddesinde göre, “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK’nun 15. maddesine göre, “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmış olup, anılan maddenin 1.fıkrasında; “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…” sayılan davaların ticari dava olduğu belirtilmiştir.
Toplanan delillerden; davanın taraflarının ticaret sicilinde kayıtlı olmadığı, Ticaret ve Sanayi Odası’nda kaydının ve vergi kaydının dahi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkların çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olabilmesi için kişinin tacir sıfatının dava tarihi itibariyle de devam ediyor olması gerekir (Bkz: Yargıtay 23. HD.nin 27.04.2016 tarih ve 6610/2698 sayılı kararı ile 09.10.2015 tarih ve 5264/6438 sayılı kararı; Ankara BAM 24. HD.nin 21.11.2016 tarih ve 5/5 sayılı kararı; İzmir 17.HD.nin 03.01.2020 tarih ve 2975/1 sayılı kararı).
Bu sebeplerle, satış sözleşmesinden kaynaklı eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı ve dava tarihi itibariyle vergi kaydı dahi bulunmayan tarafların tacir kabul edilmeyeceği, bu bakımdan davanın nispi ticari dava olarak da nitelendirilemeyeceği değerlendirilmiş, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu düşüncesi ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nun 20’nci maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nun 331/2’nci maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı…

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.