Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1075 E. 2023/639 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1075 Esas – 2023/639
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1075
KARAR NO : 2023/639

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 07/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … adına kayıtlı ve yönetiminde bulunan davalı şirkete sigortalı … plakalı araç ile müteveffa … nun maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araçların çarpışması ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, kaza esnasında … nun vefat ettiğini, kazanın oluşumunda … nin asli kusurlu bulunduğunu, kaza sonrasında davacılardan … ve … nun oğullarının vefatından dolayı destektan yoksun kaldıklarını, müteveffanın … nin hissedarı olduğunu, müteveffanın aylık gelirinin ölmeden önce 25.000,00 TL olduğunu beyanla manevi tazminat istemlerinin yanı sıra fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anne ve baba için ayrı ayrı olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın ve davacılar … ve … için 25.000,00 ‘er TL, müteveffanın kardeşleri …, … için 15.000,00 ‘er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; davanın görülmesinde İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacının davadan önce sigorta şirketine başvuru şartını gereği gibi yerine getirmediğini, kazanın meydana geldiği esnada müteveffanın emniyet kemeri takmadığını, bu nedenle müteferrik kusur indirimi yapılması gerektiğini, vefat edenin kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kaza sebebiyet davacıların gerçek zararının belirlenmesi gerektiğini, tarafların mali ve içtimai durum araştırması yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, müteveffanın vefatında müteveffanın müterafik kusurunun önemli rol oynadığını, müteveffanın emniyet kemerini takmadığını ve araçtan fırladığını, hesaplamalarda desteği gelirinin asgari ücret düzeyinde esas alınması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Arabuluculuk son tutanak aslı, … Sigorta A.Ş’den gelen poliçe, hasar dosyası, Noeterler Birliği’nden gelen kazaya karışan araçlara ilişkin Araç Tescil kaydı, SGK Bafra Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen hizmet dökümü, Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen cevabi yazı, Bafra Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazı, Bafra İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen ekonomik ve sosyal durum araştırması, Kemalpaşa kaymakamlığından gelen ekonomik ve sosyal durum araştırması,Alaçam CBS 2021/574 Soruşturma sayılı dosyası, kaza yeri fotoğrafları, kaza tespit tutanağı, Alaçam Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/330 Esas sayılı dosyası, Of Askerlik Şubesi’nden gelen askerlik bilgilerini içeren evrak, Ankara Adli Tıp Kurumundan aldırılan 29/06/2022 tarihli kusur raporu, Alaçam Mal Müdürlüğünden gelen vergi beyannamesi, Ankara Karayolları Fen Heyetinden aldırılan 04/11/2022 tarihli kusur raporu, 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporu, 09/02/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi, Mali Müşavir Bilirkişiden aldırılan 11/04/2023 tarihli bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı ve sair belgeler
Dava; TBK 53 ve 54 maddelerine dayanan destekten yoksun kalma maddi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından davalı … Sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç ile müteveffa … nun maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpışması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kazada … nun vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebiyle iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; davalı …’ye kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü/işleteni olması, sigorta şirketine ise … plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortacısı olması hasebiyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Davalı sigorta vekili süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Samsun ilinin mülki sınırları, olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” dair karar verilmiştir. Eldeki davada, kaza yerinin ve bir kısım davacıların yerleşim yerinin Alaçam/SAMSUN olduğu dikkate alınarak davanın mahkememizde ikame edilmiş olmasında isabetsizlik yoktur; yetki itirazı yerinde görülmemiş ve davanın esasına geçilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş poliçesinin incelenmesinde: … plakalı aracın 28/12/2020-2021 tarihleri arasında sigorta şirketine sigortalandığı, kişi başına sakatlanma ve ölüm sigorta bedelinin 410.000.00 TL limitle sigortalandığı, hasar dosyası incelendiğinde söz konusu kaza ile ilgili olarak yapılan başvuru neticesinde, davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Alaçam Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/330 sayılı ceza dosyasında aldırılan 29/05/2022 tarihli raporunda; sürücü … nun tali ve yüksek oranda kusurlu, sürücü … nin asli kusurlu olduğu görüşü mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek taraflar arasında kusur durumunun tespiti istenmiş olup aldırılan 29/06/2022 tarihli raporda özetle; Sürücü …; sevk ve idaresindeki kamyonetle Habilli Mahallesi istikametinden geldiği olay yeri kavşağa, seyir yönünde ‘dur’ işaret levhasının bulunduğu tali yoldan girmeden önce azami hız sınırının yüksek olduğu bölünmüş yolu takiben seyreden araçların güvenli geçişi için girişinde durup trafiğin müsait anını beklemesi gerekirken, anılan hususların aksine gelen araç trafiğine dair gerekli-yeterli gözetimi yapmayıp geçiş hakkına riayet etmeyecek şekilde kontrolsüzce girdiği kavşakta, aracının sol ön yan kısımlarına, bölünmüş yolu takiben sol tarafından düz seyirle kavşağa giren geçiş hakkına sahip sürücü … idaresindeki otomobilin ön kısımlarıyla çarpmasına sebebiyet verdiği olayda, kusurlu olduğu, Sürücü … ; sevk ve idaresindeki otomobille, aracın son konumu gözetildiğinde bölünmüş yolu takiben hız azaltarak müteyakkız girmeye özen göstermediği olay yeri kavşakta, aracının ön kısımlarıyla seyrine göre sağ taraftan kavşağa giren sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetin sol ön yan kısımlarına çarptığı olayda, kusurlu olduğu, sonuç olarak sürücü …’nin %85 oranında kusurlu, sürücü …’nun %15 oranında kusurlu olduğu görüşü mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce Adli Tıp Kurumundan aldırılan kusur raporunda sürücü … %85, sürücü … nun %15 oranında kusurlu olduğu, Alaçam Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında aldırılan kusur raporunda ise Sürücü müteveffa … nun tali ve yüksek oranda kusurlu olduğunun saptandığı buna iki rapor arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından mahkememiz dosyası ekleriyle birlikte raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Ankara Karayolları Fen heyetine gönderilmiş aldırılan 31/10/2022 tarihli raporun incelenmesinde; davalı … Katılım Sigorta Aş ye sigortalı … plakalı araç sürücüsü … meydana gelen olayda asli derecede %85 oranında kusurlu, müteveffa … tali derece de %15 oranında kusurlu olduğu görüşü mütalaa edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Alınan bu rapor olayın oluşuna ve dosya kapsamına uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Aktüerya Bilirkişisinden aldırılan 09/01/2023 tarihli raporunda özetle; davacı anne … ile davacı baba …’nun 21/06/2021 tarihli kaza sonucunda çocukları … vefat etmesi nedeni ile oluşan gerçek net destekten yoksun kalma maddi zararının … için 364.553,12 TL, … için 164.005, 31 TL olmak üzere toplam 528.558,43 TL olarak hesaplandığı, kaza tarihi itibariyle geçerli kişi başı ZMMS poliçe teminat limiti 430.000,00 TL olmakla hesaplanan gerçek net destekten yoksun kalma maddi tazminat miktarları toplamının kaza tarihi itibariyle geçerli ZMSS poliçe teminat limitini aşmaması nedeniyle paylaştırma yoluna gidildiği, buna göre davalı … Sigorta A.Ş’nin kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe teminat limiti kapsamında belirlenen sorumluluk sınırının … İçin 296.576,18 TL, … için ise 133.423,82 TL olduğu, davalı … Sigorta AŞ yönünden davacı tarafından sigorta şirketine yapılan başvurunun 14/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla; başvuru dilekçesinin tebliğini izleyen 8 iş günü sonrasında denk gelen 04/08/2021 tarihinde diğer davalı … yönünden kaza tarihinde temerrüdün gerçekleştiği öngörülmekle kazaya karışan … plakalı aracın hususi kullanıma mahsus olduğu görüşü mütalaa edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili müteveffanın şirket ortağı olduğunu, gelirinin asgari ücret düzeyinin üstüğnde olduğunu belirterek rapora itiraz etmiştir.
Davacı vekili 09/02/2023 havale tarihli ıslah dilekçesi ile haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 139.404,51 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ödenmesine, 309.870,15 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ödenmesine, 25.000 TL manevi tazminatın davalı … tahsili ile davacı … ödenmesine, 15.000 TL manevi tazminatın davalı … tahsili ile davacı Gözde Eroğluna ödenmesine, 15.000 TL manevi tazminatın davalı … tahsili ile davacı … ödenmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiş, ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce müteveffanın şirket ortağı olup olmadığının tespiti için Bafra Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekke yazılmış ve cevabı yazının incelenmesinde desteğin … şirketinde %40 hisse ile şirket ortağı olduğu tespit edilmiştir. Desteğin ortağı olduğu şirkette çalıştığı pozisyon ve kişisel katkısının tespiti için davacının ortağı olduğu şirkete müzekkere yazılarak müteveffa …’na maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı sorulmuş cevabı yazıda kar payı ödemesi dışında maaş ödemesi yapılmadığı belirtilmiştir.
Müteveffaya banka yolu ile ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için şirket ticari defterleri talimat mahkemesi yoluyla görevlendirilen bilirkişi kanalıyla incelenmiştir. Gelen yazı cevapları ve Banka kanalı ile ya da müteveffanın imzası ile ücret ödemesinin belgelenememesi sebebi ile bilirkişiden müteveffanın, kişisel yetenek ve emeğinin şirket gelirine katkısı belirlenmeli, müteveffanın geliri tespit edilemediği halde aynı nitelikteki bir şirkette aynı nitelikte çalışan bir kişinin elde edeceği gelirin tespiti istenmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih, 2015/10024 Esas ve 2018/6209 Karar sayılı kararı).
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 11/04/2023 tarihli raporda özetle; müteveffa …’nun ortağı olduğu ve çalıştığı … 2020/2021 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin rapor hazırlamaya ve denetime elverişli olduğu, şirketin Bafra Ticaret Sicil müdürlüğüne kayıtlı olduğu, şirket ortaklarının pay oranının %40 oranında müteveffa …, %60 Oranında davacı … olduğu, şirketin teslime yetkili müdürünün olmadığı, şirket müdürünün 16/05/2008 tarihinden itibaren 15 yıl süreliğine münferiden temsil ve yetkili olarak … olduğu, müteveffa … vefatından önce ortağı olduğu ve bedensel olarak çalıştığı yaptığı katkı ve emeğin emsal değerinin asgari ücret düzeyinde olması gerektiği tazminat hesaplamasının 2021 yılında yürürlükte bulunan ve geçerli olan asgari ücret net 2.825,90 TL den yapılmasının uygun olduğu görüşü mütalaa edilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Alınan bu rapora karşı taraf vekilleri itirazda bulunmamıştır.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ölüm halinde uğranılan zararlar arasında sayılmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53.maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; “BK’nın 45. (TBK m. 53) maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.”
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Dosyada bulunan nüfus kayıt örneklerinden davacılardan Zeliha Eroğlunun müteveffanın annesi, diğer davacı … babası olduğu müteveffanın muhtemel ömür sonuna kadar desteğinden yaralanacağı açık olmakla aktif dava ehliyetinin olduğu görülmüştür.
Mahkememizce Karayolları Fen Heyeti’nden alınan kusur raporu, kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasında alınan ifadeler ve ATK raporu birlikte değerlendrildiğinde müteveffanın meydana gelen kazanın gerçekleşmesinde %15 oranında kusurlu olduğu , sigortalı araç sürücüsü davalı …’nin %85 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda …’nun vefat ettiği, soruşturma dosyası kapsamında bulunan kaza tespit tutanağı, olay yeri tutanağı, otopsi tutanağı dikkate alınarak ölüm ve trafik kazası arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Müteveffanın olay tarihinde 25 yaşında olduğu, desteğin asgari ücretin üstünde gelir elde ettiği hususunun davacılar tarafından ispatlanması gerektiği, mali müşavir bilirkişiden alınan rapor, şirket yazı cevabı, desteğin SGK dökümü ve vergi beyannamesi dikkate alınarak desteğin şirketteki bedensel ve yönetsel katkısı dikkate alınarak bu kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücretin asgari ücret düzeyinde olduğu tespit edilmiş Mahkememizce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/22-1179 Esas 2021/1563 Karar sayılı ilamında ve Yargıtay 4. HD’nin ilamlarıyla kabul edildiği üzere bakiye yaşam sürelerinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılarak bilirkişiden rapor alınmıştır.Alınan bilirkişi raporu ile herhangi bir indirim yapılmaksızın davacı … için 364.553,12 TL, davacı … için 164.005,31 TL zarar tespiti yapılmıştır. Desteğin kazanın gerçekleşmesinde kusuruna denk gelen tazminat istemlerinin teminat dışı olması nedeni ve bu kısımdan davalıların sorumlu olmaması sebebi ile %15 kusuru dikkate alınarak … için364.553,12*85/100=309.870,15TL, … için 164.005,31 *85/100=139.404,51 TL olarak tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. maddesine göre zarara uğrayan, zararı doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir. Somut olayda, destek Ali, kaza esnasında araçtan fırlamış olmakla kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığı sabittir. Otopsi tutanağı dikkate alınarak desteğin, vefatı ile emniyet kemerinin takılı olmaması arasında illiyet bağı mevcut olup desteğin vefatın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, belirlenen tazminat tutarlarından müterafik kusura bağlı olarak %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmalı ve davacı Zeliha için (309.870,15TL-TL x %80) 247.896,12-TL, Mustafa için ise (139.404,51-TL x %80) 111.523,61-TL üzerinden hüküm kurulmalıdır. Kaza tarihi itibariyle sigorta şirketinin poliçe limitinin 430.000,00 TL olduğu tespit edilen zararının teminat limiti dahilinde olduğu anlaşılmıştır. Reddedilen miktar takdiri olmakla aleyhe vekalet ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Davalı Sigorta Şirketi yönünden sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüt oluştuğundan davalı sigorta şirketinin 14/07/2021 tarihini takip eden 8 iş günü sonrası 04/08/2021 tarihinde, diğer davalının kaza tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiş ve belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek sigortalı aracın hususi kullanıma mahsus olması sebebi ile yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
İşbu davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerine tabi olmadığı değerlendirilmiş (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2022 tarih ve 23273/901 sk. ile 29.09.2021 tarih ve 14429/5729 sk.), davadan önceki zorunlu arabuluculuk ücreti davacılar üzerinde bırakılmıştır.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin kolluk araştırması, mahkememizce alınan kusur raporu, olayın gerçekleşme biçimi dikkate alınarak manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak davacının olay sebebiyle duyduğu acı, elem ve ızdırabın kısmende olsa giderilmesine yönelik fonksiyonu değerlendirilerek desteğin yaşı, desteğin kazanın gerçekleşmesindeki kusur oranı, desteğin müterafik kusuru, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü, talep miktarı ve davacı sayısı gözetilmek suretiyle zarar göreni zenginleştirmeyecek, zarar sorumlusunu da fakirleştirmeyecek ölçüde hak ve nesafet ölçüsünde davacı yararına desteğin ölümü nedeni ile davacı anne Zeliha için 20.000,00 TL, baba Mustafa için 20.000,00 TL, kardeşler Gözde ve Hümeyra için 10.000,00’eer TL takdir etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile;
Davacı … için 111.523,61 TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/06/2021 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden 04/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na,
Davacı … için 247.896,12 TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/06/2021 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden 04/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
Alınması gereken 24.551,96 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ve ıslahta alınan 7.638,34 TL harç olmak üzere toplam 7.697,64 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.854,32 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına.
Davacı tarafça yapılan 280,08 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 7.638,34 TL ıslah harcından oluşan toplam 7.977,72 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılardan Zeliha ve …’na verilmesine
Davacılar tarafından yapılan 4.350,00 TL bilirkişi ücreti, 945,00 TL ATK fatura ücreti, 458,45 TL posta masrafı olmak üzere toplam 5.753,45 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
Davacılar davayı vekil marifetiyle takip ettiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i- 17.723,54 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
ii-37.705,46 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
Zorunlu Arabuluculuk Ücreti 1.360,00 TL’nin davacılar …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına
B-Manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile;
Davacı … için 20.000,00 TL davalı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı Hümeyra Eroğlu için 10.000,00 TL’nin davalı …’den kaza tarihi olan 21/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,
Alınması gereken 4.098,60 TL harçtan peşim alınan 220,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.877,82 TL davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına
Davacılar manevi tazminat davasında kendilerini vekil marifetiyle takip ettiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
İ- 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacı …’na verilmesine,
İi-9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacı …’na verilmesine,
İİİ-9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacı …’na verilmesine,
iiii-9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacı …’na verilmesine,
Davalı … manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen;
i-5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … ndan alınarak davalı … ye verilmesine,
İi-5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalı … verilmesine,
İİİ-5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalı … verilmesine,
iiii-5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … alınarak davalı … verilmesine,
Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin e-duruşma ile yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2023
Katip
¸

Hakim
¸