Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2021/504 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/103 Esas – 2021/504
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/103 Esas
KARAR NO : 2021/504

HAKİM : …

KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : İtirazın İptali (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının elektrikle çalışan kalorifer kazanı gibi malların satışını yaptığını ve zaman zaman davalıdan mal alıp 3.kişilere sattığını, … tarihinde 7.500-TL karşılığında satın aldığı İfyıl – 1140 Abant Model kaloriferli soba’yı bir müşterisine satıp monte ettiğini ancak müşterisinin sobayı kullanamadığını ve davacıyı Ordu Tüketici Hakem Heyetine şikayet ettiğini, Hakem Heyeti tarafından yapılan incelemelerde sobanın ayıplı olduğunun saptandığını ve davacı aleyhine karar verdiğini, sobanın fatura bedeli ile nakliye ve montaj bedeli dahil masrafların ihtarname ile davalıdan istendiğini ancak davalının ödeme yapmaya yanaşmadığını, Samsun İcra Dairesi’nin 2019/115845 Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu sobanın davacıya nihai tüketici olarak satıldığını, taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, ayıp iddiasının gerçeği yansıtmadığını, varsa arızanın montaj ve kullanıma bağlı olarak ortaya çıktığını beyanla, davanın reddini ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2019/115845 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine toplam 10.216,28-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, takip borçlusu davalının ileri sürdüğü itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Ordu Ticaret Sicili ile Ticaret Odası’na, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne ve Aybastı Malmüdürlüğüne yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan, davacının sicil kaydının bulunmadığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde … tarihinden bu yana elektrik tesisatçılığı dalında esnaf kaydının bulunduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu anlaşılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Tacir’in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK m.12’ye göre; “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Esnaf’ın tanımının yapıldığı TTK m.15’e göre ise; “(1) İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanunu’nun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.”
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında; “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Eldeki davada, uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Davalı tüzel kişi tacir olduğuna göre, davanın nispi ticari dava olarak kabulü için davacının tacir olması ve ayrıca uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gereklidir.
Yukarıda işaret edildiği üzere; davacının Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde … tarihinden bu yana elektrik tesisatçılığı dalında kaydı bulunmakta, ayrıca işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı tacir değildir ve dava nispi ticari dava olarak da nitelendirilemeyecektir.
Bu sebeplerle, uyuşmazlığın mahkememizin görev alanı dışında kaldığı kabul edilmiş, davacının nihai tüketici olmadığı da nazara alınarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilmiştir. Dava dilekçesi, dava şartı sebebiyle reddedimiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık kesin süre içinde ve HMK’nun 20’nci maddesinde vazolunan usule uygun başvuru olması halinde görevli SAMSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde HMK’nun 331/2’nci maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. …
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.