Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/938 E. 2021/658 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/938 Esas – 2021/658
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/938
KARAR NO : 2021/658

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZ. TARİH : …
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; davalı tarafın kooperatifin üyesi olduğunu ve yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunduğunu, müvekkili kooperatifin muhtelif genel kurullarında, üyelerden aidat toplanmasına karar verildiğini, ancak davalının kooperatif genel kurullarında alınan kararlara aykırı davranarak aidat ödeme borcunu yerine getirmediğini belirterek, genel kurul kararlarına dayalı 16.500,00TL aidat borcunun tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek aylık %2,5 gecikme zammı ve yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm iddialarını reddettiğini, davacı kooperatifin dava dilekçesinde beyan ettiği … yıllarına ait kararların müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu kararların alındığı toplantı günlerinin de müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkiline hiçbir şekilde karar ve borç bildirimi de yapılmadığını, davacı kooperatifin usul ve yasaya aykırı kendi kusurundan kaynaklanan işlemlere rağmen ısrarla fahiş faiz talebi nedeniyle iş bu davanın açıldığını, toplantıda alınan kararların kooperatif kanunu ve kooperatif ana sözleşmesine uygun olarak alınmadığını, kooperatife ait dairelerin kooperatif üyeliği devir edilmeden direk tapuda satışının yapıldığını, bu aşamada tapuda yapılan devirlerin üyelik devri de olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde genel kurul kararları sunulmuştur.
Samsun Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğüne yazılan yazıya 14/01/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiş, ekinde genel kurul tutanağı ile hazirun cetvelinin gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişiden 26/04/2021 tarihli rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili tarafından 27/10/2021 tarihli dilekçe ekinde … Ana Sözleşmesi sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle birikmiş aidat alacağının tahsili için açılan alacak davasıdır.
Tüzel kişilik sahibi kooperatifler, ana sözleşmesinde yazılı amaca ulaşma konusunda organları ile organize olmuş ve bu yapılaşması ile ortaklarından bağımsız bir varlığa sahip hak sujesi hukuki varlıklardır. Türk Medeni Hukuku’nun tanıdığı hak ve yükümlülüklerin sahibi olma imkanının tanınmış olması, bizi tüzel kişilik kavramına götürür (Kooperatifler Kanunu’nun m. 7). Tüzel kişilerde, hak ve borçlara sahip olma imkanı amaç (gaye) ile sınırlandırılmıştır. Bu genel prensip, kooperatifler için Kooperatifler Kanunu’nun m. 6/2 hükmü ile “Kooperatifin faaliyeti kooperatifin amacı ve çalışma konusuyla sınırlıdır” şeklinde tekrar edilmiştir. Ana sözleşmesi ile belirli veya belirtilmese de amacı ve çalışma konusuyla sınırlı olarak belirlenecek faaliyeti, kooperatifin medeni hakları kullanma ehliyetinin sınırını oluşturacaktır. İşte kooperatif bu sınır çerçevesinde, tüzel kişiliğin zorunlu unsuru organları iradesi aracılığıyla alacaklı konuma geçebileceği borç ilişkileri yaratabilecektir. Yani ana sözleşme ile birlik ilişkisi içine giren ortaklardan her biri ortaklık amacı çerçevesinde borç altına girer.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesine göre GK bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. … Tip Anasözleşmesi’nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. GK kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece GK’ya katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar (Bkz; Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/8894 Esas 2020/396 Karar sayılı kararı). Bu durumda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi hükmü karşısında, GK’nın belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2015 tarih ve 8905/360 sayılı ilamında da aynı şekilde değerlendirme yapılmıştır.
Burada aidat borcuna işletilecek faiz türü ve oranı konusuna da değinmekte yarar vardır. Temerrüt faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, GK’da kararlaştırılan faiz oranı, TBK’nun 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Temerrüt faizi oranına gelince; TBK’nun 88. ve 120. maddeleri ile 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesi hükümlerine göre, GK tarafından belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizi yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilecek, ancak uygulanacak temerrüt faizi oranı belirlenirken TBK’nun 120/2. maddesinde öngörülen tavan aşılamayacaktır.
Eldeki davada, dava konusu aidat miktarı GK kararlarıyla belirlendiğinden ve GK kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, dava konusu alacak kalemlerine uygulanması gerekli azami faiz oranı 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesi uyarınca belirlenen yasal temerrüt faizi oranı %9’un yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır ve bu sebeple somut olayda uygulanması gerekli yasal temerrüt faizi oranının aylık %1,5 ve yıllık %18 olduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesinde kooperatife ait dairelerin kooperatif üyeliği devir edilmeden direk tapuda satış yapıldığı ve bu durumun üyelik devri olarak da kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. 1163 sayılı yasanın 15/2. maddesinde taşınmaz malın mülkiyetinin veya işletmenin üçüncü şahıslara devir veya temliki ile ortaklık sıfatının bir hak olarak yeni malike veya işletmeyi alana geçebileceğinin anasözleşme ile hüküm altına alınabileceği düzenlenmiştir. Dosya içerisine sunulan … Ana Sözleşmesinin 17. maddesi incelendiğinde ortaklığın, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10. maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebileceği düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmıştır. Buna göre yalnızca satış yolu ile tapu devri yapılmasının aynı zamanda ortaklığın devri anlamına gelmeyeceği görülmektedir. Dosya arasına alınan müzekkere cevaplarında da görüldüğü üzere davalının kooperatif ortaklığını devretmediği, devrin kooperatif nezdinde gerçekleşmediği, davalının halen kooperatif ortaklığının devam ettiği anlaşılmıştır.
Toplanan delillerden; davacı kooperatif ortaklarından her birinin … tarihli GK’da alınan karara göre 2017 yılında her ay için 500-TL, … tarihli GK’da alınan karara göre 2018 yılında her ay için 500-TL ve … tarihli GK’da alınan karara göre 2019 yılında her ay için 250-TL tutarında aidat ödemesi gerektiği, buna göre davalının 2017, 2018 ve 2019 yılı için ödemesi gerekli aidat borcu toplam tutarının 16.500-TL olduğu, davalının 2017 yılı için ödemesi gerekli gecikme zammı borcunun 4.680,00-TL olduğu, 2018 yılı için ödemesi gerekli gecikme zammının 2.565,00 TL olduğu, 2019 yılı gecikme zammının ise 746,25-TL olduğu, aidatların hangi tarihte ödeneceği konusunda bir karar alınmadığı veçhile her ayın aidat borcunun ait olduğu ayın son günü itibariyle muaccel olduğu ve vadenin kesin vade olması sebebiyle ortağın bir ihtarla ayrıca temerrüte düşürülmesi gerekmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, davalının, dava tarihi itibariyle kooperatife olan borcu 16.500-TL asıl alacak ve 7.991,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.491,50-TL’dir. Davalı tarafça her ne kadar arabuluculuk görüşmeleri sonrası ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de buna ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulamadığı, yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla ödeme hususunun ispatlanamadığı kabul edilmiştir.
Bu sebeplerle, 24.491,50-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE; 16.500-TL asıl alacak ve 7.991,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.491,50-TL’nin, asıl alacağa dava tarihi olan 30.12.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.673,01 TL karar ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 418,25 TL’nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 1.254,76 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile peşin ve ıslahla karar ilam harcı olarak yatırılan 418,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ödenen 63,50 TL tebligat ve posta gideri, 480,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 543,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı….

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır.