Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/923 E. 2021/558 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/923 Esas – 2021/558
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/923 Esas
KARAR NO : 2021/558

HAKİM : :..
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Samsun İcra Dairesi’nin 2020/ 42310 Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine takip başlatıldığını ancak takibe dayanak kambiyo senedinin geçersiz olduğunu, zira davacının 2019 yılında … isimli bir işletmeden 2 gün için araç kiraladığını ve bu esnada boş bir senet imzalattırıldığını, aracı kullanıp teslim ettiğini ancak senedin iade edilmediğini, senedin belli bir süre sonra davalıya verildiğini ve davalının da senedi doldurup takibe koyduğunu, senette malen kaydının olduğunu ancak taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, araç kiralamak isteyen bir arkadaşına … isimli işletmeyi önerdiğini ve arkadaşının oradan araç kiralayıp kaza yaptığını, masrafları karşılamaması üzerine … isimli işletme sahibinin bu kişi ile davacı arasındaki arkadaşlığı öğrenip elindeki davacıya ait boş senedi araç sahibi olan davalıya verdiğini ve davalının da senedi doldurup takibe koyduğunu, … isimli işletme sahibi ile davalının araç tamir masrafını davacıdan tahsil etme çabası içinde olduklarını, konu ile ilgili şikayetleri üzerine başlayan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/29170 soruşturma sayılı dosyasının derdest olduğunu beyanla, takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini ve davacının takibe konu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitini, davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, CEVAP dilekçesi ile özetle: Davacı ile arkadaşı … isimli kişinin, maliki olduğu … plakalı aracı emaneten aldıklarını ve aracın bu kişilerin elinde iken gerçekleşen kazada hasarlandığını, … isimli işletme sahibi … isimli kişinin araya girdiğini ve hasarın giderilmesi için yapılacak masraflara karşılık takibe konu senedin düzenlendiğini, masraflar karşılanmayınca da takip başlatıldığını beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin 2020/ 42310 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı tarafından takip borçlusu davacı aleyhine, keşidecisi (davalı) … olan ve (davacı) … emrine düzenlenen 20.07.2020 vade tarihli 65.000-TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi girişildiği görülmüştür.
Mahkememizin 31.12.2020 tarihli ara kararı ile, teminat karşılığında, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi ile sınırlı olarak tedbir kararı verilmiş ve teminat yatırılarak tedbir uygulanmıştır.
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/29170 soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: (davacı) …’ın şikayeti üzerine (davalı) … hakkında başlayan soruşturmanın, (davacı) … ile … isimli kişinin birlikte kiraladıkları … plakalı araç ile alkolllü araç kullanılması nedeniyle tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yaptıkları ve bu olay nedeniyle … isimli kişi hakkında yürütülen soruşturma neticesinde Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı, senedin araçta meydana gelen hasar nedeniyle (davacı) … tarafından doldurulup (davalı) …’ye verildiği, (davacı) …’ın açığa atıla imzanın kötüye kullanılması yönündeki iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçe gösterilerek KYOK verildiği ve kararın itiraz üzerine kesinleştiği görülmüştür.
Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/586 Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: … isimli kişinin alkollü araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık olarak yargılandığı davada, … plakalı aracı 2,93 promil alkollü şekilde kullanırken kazaya sebebiyet verdiği gerekçesi ile neticeten 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın istinaf edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
Davalıya ait … plakalı aracın trafik sicil kaydı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacının 2019 yılında araç kiraladığını ileri sürdüğü … isimli işletmeye, kira sözleşmesine ilişkin kayıtların mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış olup, 23.06.2021 tarihli cevabi yazı ile; kira sözleşmesi aslının araç ile birlikte davacıya teslim edildiği ve bu sebeple gönderilemediği, ancak … plakalı bir aracın 21.09.2019-22.09.2019 tarihlerinde davacıya kiralandığına ilişkin sözleşmenin KABİS’te kayıtlı bir örneğinin gönderildiği, bu aracın kiralanması ile … emrine düzenlenen senedin bir ilgisinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Dava, bononun teminat senedi olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı, senedin 2019 yılında … isimli işletmeden araç kiralar iken kendisine imzalattırıldığını ve o esnada boş olduğunu, aracı teslim ederken senedi almakta ihmalkar davrandığını ileri sürmekte ve senedin teminaten düzenlendiğini iddia etmektedir. Davalı ise, kendisine ait aracın, … isimli kişinin kullanımında iken gerçekleşen kazada hasar gördüğünü ve takibe konu senedin hasarın giderilmesi için yapılacak masraflara karşılık düzenlendiğini belirtmektedir.
Takibe konu bononun davacı tarafından davalı emrine keşide edildiği ve malen kaydını taşıdığı görülmektedir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması halinde ispat yükü kaydın aksini savunan taraftadır. Davacı senedin teminat senedi olduğunu, davalı ise kaza sebebiyle aracında oluşan hasarın giderilmesi için gerekli masraflara karşılık düzenlendiğini ileri sürmekte olup, her iki taraf da senedin malen düzenlenmediğini savunduğuna göre, somut olayda çift taraflı talil vardır. Buna göre, TMK’nun 6. ve HMK’nun 190. maddesi uyarınca ispat yükü davacı senet borçlusundadır ve davacının senedin teminat senedi olduğunu ispat etmesi gereklidir.
Yargıtay HGK’nun 14.03.2001 tarih, 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.06.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararında da benimsendiği üzere, bir senedin teminat senedi olduğunun kabulü için, senedin hangi ilişkinin teminatı olarak verildiği senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre; senedin teminat için verildiğini gösterir belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için de senedin, vade ve tanzim tarihleri ile miktarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda, takibe dayanak bono davacı tarafından keşide edilmiş olup, bononun lehtarı davalı görünmektedir. Bononun ön-arka yüzünde teminat için verildiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamakta olup, davacı vekili teminat iddiasını ispatlar herhangi bir yazılı delil ibraz edememiştir. Oysa, bononun teminat ve dahi neyin teminatı için verildiğini ispat yükü bunu ileri süren tarafta yani davacıdadır.
Bononun, keşideci imzası dışındaki kısımlarının sonradan doldurulduğu iddiasına gelince; açık (beyaz) bono düzenlenmesi yasaya aykırı olmadığından ve boş olarak imzalanan senedin sonradan yazılması mümkün olduğundan (6102 sayılı TTK’nın 778/2-f maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 680. maddesi), bonodaki hususların anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası ancak yazılı delille ispat edilebilecektir.
Davacı vekili, takibe dayanak bononun teminat için verildiğini, taraflar arasında bir hukuki münasebet bulunmadığını ve dahi bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispat edememiştir. Dava dilekçesi ile açıkça yemin deliline dayanmadığından bu delile de müracaat edemeyeceği değerlendirilmiştir (Bkz: Yargıtay İBHGK’nun 03.03.2017 tarih ve 2/1 sayılı kararı).
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmiş, yargılama giderleri davacıya tahmil edilmiştir.
Menfi tespit davalarında, davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olmasına bağlıdır. Somut olayda, davacının ihtiyati tedbir talebi, mahkememizce icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi ile sınırlı olacak şekilde kabul edilmiş ve karar teminat yatırılarak infaz edilmiştir. Bu halde, alacaklı lehine dava değeri 65.000-TL’nin %20’si oranında tazminata hükmedilmelidir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava değerinin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.050,74-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.