Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/897 E. 2022/219 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/897 Esas – 2022/219
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/897 Esas
KARAR NO : 2022/219

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine takibe girişildiğini, ancak takibe dayanak her biri 50.000-TL bedelli, … tarihli bono ile … vade tarihli bonodaki lehtar imzasının davacıya ait olmadığını beyanla, davacının mezkur takip dosyasına konu bonolar sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, incelenmesinden: Takip alacaklısı davalı tarafından takip borçlusu davacı aleyhine her biri 50.000-TL bedelli … ve … vade tarihli bonolara istinaden toplam 109.807,54-TL üzerinden takibe girişildiği ve bonolarda takip borçlusu davacının lehtar, takip alacaklısı davalının ise lehtar cirosundan sonra geen ikinci ciranta olduğu görülmüştür.
Davacı şirket yetkililerinin tatbike medar ıslak imzalarını içerir belge asılları ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alındıktan ve davacı şirket yetkili temsilcileri istiktap edildikten sonra, mahkememizin 21.02.2022 tarihli ara kararı ile, dosyanın imza incelemesi yapılıp rapor düzenlenmek üzere ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, aynı ara kararda 800-TL delil avansının davalı tarafından mahkememiz veznesine yatırılması gerektiğine işaret edilip davalıya bu yönde işlem icrası için 2 haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde delil ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı ara kararın usulünce tebliğ edilmesi suretiyle davalıya ihtar edilmiştir.
Dava, sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, takip dosyasına dayanak bonolardaki lehtar imzasının müvekkili şirket yetkili temsilcilerine ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı ise davaya cevap vermemek suretiyle davayı inkar etmiştir.
Senede karşı mutlak def’iler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren def’ilerdir. Bu def’ilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) def’i niteliğindedir. Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi def’i sayılacağı, “görünüşe itimat (güven)”, “iyiniyet” ilkesiyle, “kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması” ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK m. 659/2, 680, TBK m. 19/2, 605/2, TMK m. 990’da olduğu gibi) düzenlemiştir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış olması” vb. def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 05.05.2010 tarih ve 12-74/243 sk. ile 06.07.2011 tarih ve 19-413/476 sk.nda da aynı ilkeler benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 324/1. maddesine göre; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır.” Buna göre, bir davada ispat yükü üzerinde olan taraf, delil ikamesi için gerekli avansı yatırmalıdır; meğerki HMK’nın 324/3. Maddesinin uygulanma imkanı bulunsun.
Kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü HGK’nun 30.05.2018 tarih ve 12-708/1152 sk. ile Yargıtay 19. HD.nin 05.12.2016 tarih ve 4086/15449 sk.nda da belirtildiği üzere alacaklı konumundaki davalıdadır. Yani, davalı, imzanın borçluya ait olduğunu ispat etmeli, bunun için de imzanın aidiyeti konusunda alınacak rapor için gerekli masrafı delil avansı olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır. Aksi halde, yukarıda işaret edildiği üzere bilirkişi raporu alınmasına yönelik delil ikamesinden vazgeçilmiş kabul edilir.
Somut olayda; imza inkarında bulunan davacı şirket yetkili temsilcilerinin tatbike medar imzalarını içerir belge asılları ilgili yerlerden celp edilip dosyaya kazandırılmış ve davacı şirket yetkili temsilcileri bu yönde isticvap edilmiştir. Akabinde, mahkememizin 21.02.2022 tarihli ara kararı ile, dosyanın imza incelemesine yönelik rapor düzenlenmesi için ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, aynı ara kararda 750-TL bilirkişi ücreti ile 50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 800-TL delil avansının davalı tarafından mahkememiz veznesine depo edilmesi gerektiği, aksi halde bu yöne ilişkin delil ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı açıkça belirtilmiştir. Mezkur ara karar evrakı, meşruhatlı davetiye ile birlikte davalıya tebliğ edilmiş, ancak delil avansı ne 2 haftalık kesin süre içinde ne de hüküm celse tarihine kadar mahkememiz veznesine depo edilmiştir. Bu halde, davalının imza incelemesine yönelik bilirkişi raporu düzenlenmesi hakkındaki delil ikamesinden vazgeçmiş olduğu kabul edilmeli ve bu kabul ile sonuca gidilmelidir.
Buna göre; takip alacaklısı davalı, takibe dayanak … keşide ve … vade tarihli 50.000-TL bedelli bono ile … keşide ve … vade tarihli 50.000-TL bedelli bonodaki lehtar imzasının davacıya ait olduğunu ispat edememiştir ve davacıların mezkur bonolar sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti gerekmektedir.
Bu sebeplerle, davanın kabulüne karar verilmiş ve yargılama giderleri davalıya tahmil edilmiştir. Tarafların senetteki konumlarına göre, davalının lehtar imzasının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda bulunmadığı değerlendirilmiş, davalının senedi iktisabında kötü niyetli olduğu veya ağır kusurunun bulunduğu ispat edilemediğinden davacının tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davacının Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu … keşide ve … vade tarihli 50.000-TL bedelli bono ile … keşide ve … vade tarihli 50.000-TL bedelli bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 7.500,95-TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 5.625,71-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.191,44-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜY’ye göre belirlenen 14.381-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin e-duruşmada yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 28/02/2022

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.