Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/843 E. 2023/656 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/843 Esas – 2023/656
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/843 Esas
KARAR NO : 2023/656

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı şirketin, taraflar arasında akdedilen 04.03.2017 tarihli sözleşme ile, davacının idareden aldığı ihaleye konu işlerde kullanacağı beton parke imalatını üstlendiğini ve davalıya 391.760-TL ödeme yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını, bedelin 50.000-TL’lik kısmının davalıya çimento teslim edilmek suretiyle ödendiğini ve bakiye kısmın 13984 numaralı (63.210-TL bedelli), 13985 numaralı (22.230-TL bedelli), 14576 numaralı (71.080-TL bedelli), 14577 numaralı (14.360-TL bedelli), 14578 numaralı (85.440-TL bedelli) ve 14579 numaralı (85.440-TL bedelli) 6 çekle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 50.00-TL’lik çimento ile çeklerin davalıya teslim edildiğini malların sözleşme tarihinden sonraki 1 ay içinde davacıya teslimi gerekir iken ilk partinin 13.04.2017 tarihinde teslim edildiğini ve sonraki teslimatların 18.04.2017 tarihinde, 24.04.2017 tarihinde, 26.04.2017 tarihinde gerçekleştiğini, teslim edilen malın toplam tutarının 185.240-TL olduğunu, 26.04.2017 tarihinden sonra herhangi bir teslimat yapılmadığını, davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması sebebiyle malın piyasadan daha fazla ödeme yapılmak suretiyle temin edildiğini, çeklerden 14579 numaralı çek dışındakilerin tamamının ödendiğini, çimento bedeli dahil davalıya toplam 305.422,16-TL ödeme yapıldığını, 185.240-TL tutarında mal teslim edilmiş olması karşısında davacının 120.182,16-TL tutarında fazla ödeme yaptığını, hal böyleyken davalının 14579 numaralı çeki vadesinde bankaya ibraz ettiğini ve çek yasal sorumluluk tutarı 1.410-TL’yi de tahsil ettiğini, bu durumda davalının toptan 121.592,16-TL tutarında zenginleştiğini ve bu tutarın davacıya iade edilmesi gerektiğini, davalının 14579 numaralı çeke istinaden başlattığı Samsun İcra Dairesinin 2018/152748 esas sayılı takip dosyasının haksız olduğunu beyanla, 121.592,16-TL’nin 10.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek sözleşmedeki faiz oranında faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davacının Samsun İcra Dairesinin 2018/152748 esas sayılı takip dosyasına konu çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile %10 avukatlık ücretinin reeskont faizi %50 zamlı oranında temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 04.03.2017 tarihli olduğunu ve ilk teslimatın 06.03.2017 tarihinde gerçekleştiğini, bu tarihten sonra davacıya 391.160,27-TL tutarında mal gönderildiğini, işin eksiksiz yapıldığını, teslimat fişlerinin bir kısmının … isimli kişi adına düzenlendiği ve bu kişinin davacının Canik Belediyesi’nden aldığı işlerin yapılması sürecinde davacı ile birlikte hareket ettiğini, … isimli kişiye teslim edilen malların da davacıya teslim edilmiş olduğunun kabulü gerektiğini, ilk parti malın 13.04.2017 tarihinde gönderildiği kabul edilse bile o tarihten sonra davacıya toplam 261.770,16-TL tutarında mal gönderildiğini ve böyle bir durumda davacının talep edebileceği tutarın 45.062-TL olduğunu, davacı 13.04.2017 tarihi ve sonrasındaki teslimatların 4 parti şeklinde yapıldığını ileri sürmüş ise de işin hacmi nazara alındığında bunun mümkün olmadığının anlaşılacağını, sevkiyatların 12.10.2017 tarihine kadar devam ettiğini, sözleşmenin üçüncü paragrafında yer alan hususun yüklenici konumundaki davalı lehine düzenlendiğini ve bu hükümden davacının yararlanma olanağının bulunmadığını, sözleşmeye konu malların tamamının davacıya teslim edildiğini ve davacının teslimden bu yana 3 yıl geçtikten sonra işbu davayı açmasının sebebinin … isimli kişiyle aralarında ortaya çıkan ihtilaf olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiş ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir
Tarafların Ba / Bs formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı şirketin ticaret sicili kaydı, internet portalından dosyamız arasına alınmış olup, 13.11.2015 tarihi itibariyle şirketin tek ortağı ve yetkili temsilcisinin … olduğu görülmüştür.
Tanıklar dinlenmiş ve hizmet döküm cetvelleri dosyamız arasına alınmıştır.
Samsun İcra Dairesinin 2018/152748 esas sayılı takip dosyası celb edilmiş olup incelenmesinden: Alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 22.09.2017 tarihli 14579 numaralı 85.440-TL bedelle çeke istinaden fer’ileri ile birlikte toplam 103.935,90-TL üzerinden kambiyo takibine başlanıldığı ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıya verilen çeklerin akibetleri muhatap bankadan sorulmuş ve takibe konu 14579 numaralı çek bedeli dışındaki tüm çeklerin tahsil edildiği, takibe konu 14579 numaralı çekin yasal sorumluluk tutarının ödendiği görülmüştür.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden tarafların ticari defterleri hakkında alınan raporda özetle: Ticari defterlerin mevzuata uygun tutulduğu ve delil niteliğini haiz olduğu, 13.04.2017 tarihli 14.360-TL bedelli faturanın, 18.04.2017 tarihli 63.210-TL bedelli faturanın, 24.04.2017 tarihli 22.230-TL bedelli faturanın ve 26.04.2017 tarihli 85.440-TL bedelli faturanın her iki tarafın defterinde kayıtlı olduğu ve defterlerde kayıtlı fatura tutarları toplamının 185.240-TL olduğu, çeklerin tamamının davacının defterinde kayıtlı olduğu, ancak davalının defterinde çeklerden sadece üçünün kaydının bulunduğu, davacı tarafından düzenlenmiş çimento faturasının da davacının defterinde kayıtlı olduğu, davalının defterlerinde … isimli kişi tarafından düzenlenmiş bir fatura kaydına rastlanmadığı, davacının defterlerine göre davalıya 341.760-TL’lik çeklerle ödeme yapıldığı ve davalıdan 185.240-TL’lik mal alındığı, davalının defterlerine göre ise davacıya 185.240-TL’lik mal satıldığı ve tahsilat yapılan çekler toplamının olduğu mütala edilmiştir.
Mahkememizce inşaat mühendisi bilirkişiden 10.03.2022 tarihli kök rapor ile 06.07.2022 ve 06.11.2022 tarihli iki ayrı ek rapor alınmış ve taraflara tebliğ edilmiştir.
Bu raporların davayı aydınlatmaması üzerine başka bir inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmış olup, 13.03.2023 tarihli raporda özetle: 13.04.2017 – 24.04.2017 tarihleri arasında teslim edilen mal toplam tutarının 26.285,27-TL olduğu, bu tarihler arasında …’ye yapılan teslimat bulunmadığı, davacı şirketin Canik Belediyesi’nden gelen ihale dosyalarından anlaşıldığı üzere 04.03.2017 tarihinden sonra 1700 m² ve 1050 m² beton parke döşenmesi ihalesini üstlendiği, 1700 m² beton parke işinin davaya konu işle ilgilisinin bulunmadığı çünkü bu işin beton parke tedarikinin belediyeye ait olduğu, 1050 m² beton parke işinin ise malzeme türü itibariyle değerlendirme yapıldığında davaya konu işte kullanılmış olabileceği, … – … Mart/2017 ilâ Aralık/2017 dönemi içindeki ihale dosyaları ve hak ediş raporları incelendiğinde 2017/35508 ihale kayıt numaralı iş kapsamındaki işlerin 29.12.2017 tarihine kadar olan imalat toplamının 4.870.798-TL (KDV hariç) olduğu, davalı tarafından üretilen beton parkelerin bu işte kullanılmış olabileceği, … isimli kişinin 18.02.2017 tarihinde … – … isimli işveren nezdinde Canik ilçe sınırları adresinde kontrolör olarak çalışmaya başladığı ve yine … isimli kişinin 10.02.2017 tarihinde … – … isimli işveren nezdinde Canik ilçe sınırları adresinde şoför olarak çalıştığı, çalışılan iş yeri isminin … – … ve çalışılan adresin Canik ilçesi olarak belirtilmiş olması karşısında dava konu işin ihale konusu işle ilgili olabileceği mütaala edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesi kapsamında yükleniciye ödenen tutarın, işin eksik yapılmış olması sebebiyle eksik kısmına tekabül eden tutarın iadesine ilişkin alacak ve avans olarak verilen çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davalıya ödenen tutarların avans olup olmadığı ve sözleşmeye konu malın davacıya teslim edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre davacıya iade edilmesi gerekli tutar bulunup bulunmadığı ve davacı aleyhine başlatılan kambiyo takibine konu çek sebebiyle davalıya borçlu olunup olunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalıya, 50.000-TL tutarında çimento verildiği ve bunun dışındaki ödemelerin çek ile yapıldığı, 6 adet çekin avans olarak verildiği ve takibe konu çek dışındaki 5 çekin ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur.
Burada öncelikle tarafların ticari defterleri hakkında değerlendirme yapılacak olup; her iki tarafın defterinde kayıtlı faturalar 13.04.2017 tarihli 14.360-TL bedelli, 18.04.2017 tarihli 63.210-TL bedelli, 24.04.2017 tarihli 22.230-TL bedelli ve 26.04.2017 tarihli 85.440-TL bedelli 4 fatura olup, faturaların toplam tutarı 185.240-TL’dir.
Davalı, daha fazla mal teslim ettiğini kendi defterleri ile dahi ispat edememiştir. Çeklerin tamamı ve çimentonun yansıtma faturası davacının defterlerinde kayıtlıdır. Davalı ise biri takibe konu çek olmak üzere sadece 3 çeki defterine kaydetmiş olup, defterinde kayıtlı çekler toplam tutarı 185.240-TL’dir. Defterlerinden anlaşıldığı üzere davalı 4 fatura toplamı 185.240-TL’lik fatura karşılığı için toplam tutarı bu miktar kadar olan 3 çeki defterini kaydetmiştir. Defterlerine göre 15.04.2017 tarihinden önce ve 26.04.2017 tarihinden sonra mal teslimi yoktur, ayrıca davalı defterlerinde … adına düzenlenmiş fatura da bulunmamaktadır. Çeklerin 10.03.2017 tarihinden önce küsüratlı olarak düzenlendiği ve tevdi bordrosu ile davalıya verildiği, davalının da çeklerin tutarlarına göre fatura düzenlediği görülmektedir. Anlaşıldığı üzere, ticari defterlerden bir sonuca varılamamaktadır.
13.04.2017 – 24.04.2017 tarihleri arasındaki teslim fişlerine göre, teslim edilen mal toplam tutarı 26.285,27-TL’dir. Oysa, tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olan ve davacının da dayandığı 4 fatura, belirtilen bu tarih aralıklarında düzenlenmiş olup, faturalar toplam tutarı 185.240-TL’dir. Yani, 13.04.2017 – 24.04.2017 tarihleri arasında toplam tutarı 185.240-TL olan 4 fatura düzenlenmiş olmasına rağmen 26.285,27-TL tutarında mal teslim edilmiştir. Bu çelişkiler karşısında, buradan hareketle bir sonuca varmanın da mümkün olmadığı görülmektedir. Ayrıca, belirtilen tarihler arasında taşıma yapan kamyon şoförleri arasında … de bulunmamaktadır ve …’in, teslim fişlerinden 13.04.2017 tarihinden önce taşıma yaptığı anlaşılmakta olup, taşımanın davacının iddiasının aksine 13.04.2017 tarihinden önce başladığının kabulü gerekmektedir.
Davalı tanığı olarak dinlenen …’nin 2017 yılı Ocak ayı boyunca ve Şubat ayının ilk dokuz gününde davacı şirketin işçisi olduğu, ancak Şubat ayının devamında … – … isimli adi ortaklık nezdinde kontrolör olarak çalışmaya başladığı ve 26.09.2017 tarihine kadar adi ortaklığın işçisi olduğu, yani teslimatın yapıldığı tarihlerde adi ortaklığın işçisi olarak çalıştığı görmektedir. …, beyanında, işin nakliye kısmı ile mahalline uygulanması kısmını üstlendiğini, malı davacı şirket adına teslim aldıklarını ve davacı ile aralarındaki taşeronluk sözleşmesi uyarınca mahalline uyguladıklarını, malın 4 parti şeklinde teslim edildiği iddiasının, işin hacmi karşısında kabul edilemez olduğunu, sadece 185.000-TL’lik malın dahi onlarca kamyon ile taşınabileceğini, mal tesliminin Kasım ayında bile devam ettiğini bildirmiştir.
Yine, davalı tanığı …’ın, 2016 yılı Ağustos ayından 2017 yılı Mart ayına kadar davacının işçisi olduğu ve sonrasında 2018 yılı Ocak ayına kadar adi ortaklığın işçisi olarak şoför sıfatıyla çalıştığı görülmektedir. …, beyanında, davalıdan 1 yıl boyunca mal aldıklarını ve sefer fişlerini davacının muhasebecisine teslim ettiklerini, 2017 yılının son aylarına kadar mal taşıdıklarını, bir kısım fişlerde davacının, bir kısmında ise …’nin adının yazılı olduğunu, ancak tüm malın uygulama yapılan sahaya döküldüğünü bildirmiştir.
Tanık … de beyanında, işin 6 – 7 ay sürdüğünü ve …’nin talimatıyla çalıştıklarını, bir kısım fişlerde davacının, bir kısmında ise …’nin adının yazılı olduğunu bildirmiştir.
Tanık beyanları karşısında, sefer fişlerinde …’nin adının yazılı olduğu fişlere konu mal dahil taşıması yapılan tüm malın adi ortaklık adına davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Zira, yeniden belirtmek gerekir ki …, teslim tarihleri itibariyle adi ortaklık nezdinde kontrolör olarak çalışmaktadır.
Davacı, … – … adi ortaklığının davacıden ayrı olduğunu ve … ile diğer tanıkların davacı şirkette değil, adi ortaklık nezdinde çalıştıklarını ileri sürmüş ve onların beyanlarına itibar edilmeyeceğini iddia etmiş ise de, ihale ve hak ediş evraklarından 04.03.2017 tarihinden sonra yapılan işlerin adi ortaklığa ait işler olduğu ve davacının kabul ettiği 4 fatura içeriğinin dahi adi ortaklığın ihale ile üstlendiği işlerde kullanılan mala ilişkin olduğu anlaşıldığına göre, bu yöndeki iddiaya itibar edilmesi mümkün değildir.
Davacı şirketin ihale dosyaları ile … – … isimli adi ortaklığın ihale dosyalarından, kesin bir sonuca varılamamış olmakla birlikte, davaya konu beton parkelerin davacı şirketin ihale ile üstlendiği işlerde değil, adi ortaklığın işlerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerçi davacı şirketin 04.03.2017 tarihinden sonra 1050 m²’lik parke işi yaptığı ihale dosyasından anlaşılmış ise de adi ortaklığın üstlendiği işin içeriği ile karşılaştırıldığında davaya konu imalatı yapılan parke taşlarının daha çok adi ortaklığın üstlendiği işte kullanılmış olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim tanık olarak dinlenen …’nin Şubat/2017 – Eylül/2017, …’ın ise Mart/2017 – Ocak/2018 dönemi arasında adi ortaklığın işçisi olarak çalıştıkları, yine tanık …’in Şubat/2017 dönemi itibari ile adi ortaklığın işçisi olduğu görülmektedir. O halde, sözleşmeye konu parke imalatı işinin adi ortaklığın ortaklarından olan davacı şirket tarafından, adi ortaklığın ihale ile üstlenmiş olduğu işlerde kullanılmak üzere davalıya yaptırıldığı ve davacı şirketin davalı ile aralarındaki eser sözleşmesine, adi ortaklığın ortağı olarak taraf olduğu kabul edilmelidir.
Davacı, …‘ye teslim edilen malların kendileri ile ilgisinin bulunmadığını ileri sürüyor ise de dosya kapsamından teslim şeklinin hep aynı olduğu, mesela davacının kabulünde olan 4 faturaya konu malın da davacıya aynı yöntemle teslim edildiği görülmektedir. Nitekim, 13.04.2017 – 26.04.2017 tarihleri arasında … ile … isimli şoförlerin taşıma yaptığı teslim fişlerinden anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından imalatı yapılan beton parkelerin taşıma yapılmak üzere teslim edildiği kamyon şoförlerinin o tarihlerde adi ortaklığın işçisi oldukları nazara alınarak adi ortaklığın vekili sıfatıyla hareket ettikleri değerlendirilmiş, imalatını yaptığı beton parkeleri hep aynı yöntemle davacıya teslim ettiği olgusundan hareketle davalının sözleşme ilişkisinin devamı süresince iyi niyetli olduğu ve teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği (cüz’i bir kısım hariç) kabul edilmiş, bu aşamadan sonraki hususların adi ortaklık ile ticari vekili konumundaki işçileri ve … arasında çözüme kavuşturulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; teslim fişlerinden, davacıya teslim edilen mal toplam tutarının 387.141,33-TL olduğu anlaşılmış ve davacıya 4.618,67-TL (391.760-TL – 387.141,33-TL) tutarında eksik mal teslim edildiği değerlendirilerek bu miktar kadar tutarın davacıya iade edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Hal böyle olunca, davacının son çeke istinaden başlatılan takipte davalıya 4.618,67-TL tutarında borçlu olmadığı yönünde hüküm kurulmuştur. Koşulları oluşmadığından davacı ve davalının tazminat talepleri reddedilmiştir. Sözleşmededeki açıklamalar kısmının 3. bendinde yer alan şartın / hükmün, yüklenici konumundaki davalı lehine düzenlendiği ve sonuç doğuracağı anlaşılmış ve davacının bu bent kapsamındaki taleplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davaya konu taleplerden menfi tespit isteminin zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı ve buna göre davada zorunlu arabuluculuk dava şartı hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşılmış ve böyle olunca zorunlu arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne; davacının, Samsun İcra Dairesi’nin 2018/152748 Esas sayılı dosyası kapsamında olmak üzere davalıya 4.618,67-TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının tazminat talebinin reddine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 315,50-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.535,60-TL’den mahsubu ile bakiye 3.220,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen 315,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.005,70-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 44,74-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 2.100-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 2.053,15-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

8-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.618,67-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 31.337,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Gider avansından kullanılmayan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 29/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.