Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/839 E. 2021/480 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///

T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının elektrik sistemleri pano proje gibi hizmetler sunan elektronik sektöründe faaliyet gösterdiğini ve … tarih ve … numaralı …-TL bedelli fatura, … tarih ve … numaralı …-TL bedelli fatura, … tarih ve … numaralı …-TL bedelli fatura ile, davalıya, KDV dahil toplam …-TL tutarında mal satıp teslim ettiğini ancak davalının fatura bedellerinin …-TL’sini ödemediğini, aleyhine takip başlatıldığını ancak itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını beyanla, Samsun İcra Dairesi’nin …/… Esas satılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve davalıının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Samsun İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Takip alacaklısı davacı tarafından, takip borçlusu davalı aleyhine, … tarihli cari hesaptan kaynaklı alacak açıklaması ile …-TL asıl alacak ve …-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam …-TL üzerinden ilamsız icra yoluyla takibe girişildiği, ancak takip borçlusu davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
.. yılı … ilâ … aylarına ait davacının Bs ve davalının Ba formları celp edilmiş olup incelenmesinden; … numaralı faturanın …, … numaralı faturanın … ve … numaralı faturanın … ayına ait bildirim formunda kayıtlı olduğu ve taraflar arasındaki mal alış-veriş tutarının toplam …-TL olduğu görülmüştür.
Davalıya, ticari defterlerini ibraz etmesi için istinabe yoluyla meşruhatlı davetiye çıkarılıp tebliğ edilmiş, ancak davalı defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, alınan bilirkişi raporunda özetle: Davaya konu faturaların davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu ve defter bakiyesinin 70.206,59-TL olduğu mütala edilmiştir.

Bilirkişi raporu taraflara usulünce tebliğ edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, davalıya satışı yapılan ve teslim edilen elektrik malzemesi bedelinin ödenmediğinden bahisle alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise davaya cevap vermemiştir. Bu durumda, davalı münkir sayılmalı ve davacı önce taraflar arasında var olduğu ileri sürülen akdi ilişkiyi, akabinde de faturaya konu malı davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmelidir.
Ba formu, bilanço esasına göre defter tutan kişilerin, …-TL ve üzerinde mal ve hizmet aldıkları durumda kendi adlarına düzenlenen fatura karşılığında yaptıkları bildirime ilişkin olup, somut olayda davalının … … ayına ait Ba formu ile davacıdan …-TL tutarında mal-hizmet satın aldığına ilişkin bildirimde bulunduğu görülmektedir. Buna göre, davalı, bildirimde bulunmakla, davacıdan …-TL tutarında mal aldığını kabul etmiştir; bu tutarın KDV dahil karşılığının takibe konu fatura miktarları toplamı kadar olduğu görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222’nci maddesinin ilk üç fıkrasına göre; mahkeme, ticari davalarda, kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine tarafların ticari defterlerinin ibrazına karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bir önceki cümlede belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Somut olayda, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinden, defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı görülmüş, takibe konu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için adresi yer mahkemesine talimat yazılmış ve davalıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ise de davalı defterlerini ibraz etmemiştir.
Burada, davalının ihtara ve tebligata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olmasının hukuki sonuçlarına değinmekte yarar vardır. Şöyle ki, davalının tacir olduğu ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunduğu, uyuşmazlığın tarafı davalının ticari defterleri olduğu halde bunları mahkemeye ibraz etmek istememesi durumunda, defterleri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş ve açılış ve kapanış tasdikleri yapılmış olan davacının birbirini doğrulayan defterlerindeki kayıtların davalı aleyhine delil kabul edilmesi gereklidir (Bkz: KURU, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, Ağustos 2016, syf: 387). Bu hususlar, yukarıda işaret edilen HMK’nın 222’nci maddesinin ilk üç fıkrası ile birlikte değelendirildiğinde, davacının ticari defterlerindeki kayıtlara göre değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır (Bkz: Yargıtay 11. HD.nin 04.10.2017 tarih ve 2759/5005 sayılı kararı).
Bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; taraflar arasında satış sözleşmesi bulunduğu ve …, … ve … numaralı faturalara konu elektrik malzemesinin davalıya satılıp teslim edildiği, ancak davalının takip tutarı kadar asıl alacağı davacıya ödemekten kaçındığı değerlendirilmiştir.
Takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, şayet borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir (Bkz: Yargıtay 19. HD.nin 27.01.2015 tarih ve 19561/1052 sayılı kararı). Eldeki davada, takipte asıl alacağa faiz işletilmiş ve dava değeri olarak takip çıkış miktarı gösterilmiş ise de, davalı borçlunun 6098 sayılı TBK’nun 117’nci maddesinde belirtilen şekilde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delil ibraz edilmemiş, davacı yanın bu yönde bir iddiası da olmamıştır. Buna göre, işlemiş faiz talebi yerinde değildir ve bu yöne ilişkin dava reddedilmelidir.
Bu sebeplerle, takibin asıl alacak kısmına yönelik itirazın iptaline karar verilmiş, alacağın faturaya bağlı ve likit olduğu kabulü ile davacı lehine icra-inkar tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
i-Samsun İcra Dairesi’nin…/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile …-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
ii-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İİK’nun 67/2. maddesi gereğince 12.000-TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.098,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 793,72-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.304,88-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ödenen 793,72-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.533,90-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 1.400,46-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 8.600-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin 115-TL’sinin davacıdan ve 1.205-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, davacı yönünden 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN, davalı yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. …
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun 5’inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.