Emsal Mahkeme Kararı Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/816 E. 2023/207 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARARIN YAZ. TARİH : 17/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, davacının 19.08.2015 tarihinde yaya kaldırımından karşı tarafa geçmek istediği esnada, … plakalı araç sürücüsünün seyir halinde davacıya çarptığını, kaza sonrasında davacının ağır yaraladığını ve kaza sonrasında sakat kaldığını, geçici ve sürekli iş göremezlik oralarının tespit edilerek zararlarının tazmininin gerektiğini ve yaşanan trafik kazası sonucunda davacıda oluşan acı, elem ve üzüntünün tazmininin gerektiğini, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk yoluna da başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını beyanla HMK 107 gereği yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın tam ve belirlenebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, sigorta şirketi açısından başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsilini, 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 04.05.2021 tarihli dilekçesi ile de 100,00 TL maddi tazminatın 50,00 TL’sinin geçici iş göremezlik, 50,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, davalının meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağındaki kusur durumunun gerçeği yansıtmadığını, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik durumunu yasal yollardan ispat etmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın hakkaniyet ve nesafet ilkelerine aykırı derecede yüksek ve fahiş olduğunu beyanla haksız, mesnetsiz, hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında 290.000 TL teminat limiti ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının iddia edildiği gibi malul kaldığının sabit olmadığını, tespitinin gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin tedavi giderleri içerisinde yer alıp SGK tarafından karşılanması gerektiğini, davalı şirketin trafik poliçesinde manevi teminatı bulunmadığını, dava önceki davalı şirkete usulüne uygun bir başvuru bulunmadığından temerrüde düşmediklerini, faizden sorumlu olmadıklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan Deliller,
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, Sosyal Güvenlik Kurumu yazı cevabı, sosyal durum araştırmaları, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyası, Trafik bilirkişinin 21.09.2022 tarihli raporu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi 18.06.2021 tarihli maluliyet raporu, Adli Tıp Kurumunun 25.02.2022 tarihli maluliyet raporu, 31.01.2023 tarihli aktüerya raporu, 15.02.2023 tarihli ıslah dilekçesi ve dosya kapsamı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, trafik kazası sebebiyle oluşan maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından 19/08/2015 tarihinde davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucunda davacının maluliyeti sebebiyle HMK 107 gereği alacağın tam ve belirlebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere 50 TL geçici işgöremezlik, 50 TL sürekli iş göremezlik talebi ve 30.000,00 manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı vazedilmiştir. Somut olayda; Davalı … A.Ş’ye … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı, davalı …’a aracın kaza tarihindeki sürücüsü olması nedeni ile husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS Genel Şartları’nın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı uyarınca TBK’ya aykırı olmayan hükümlerine uygun şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
… A.Ş tarafından dosyaya sunulan Zorunlu Trafik Sigortası poliçesinin incelenmesinde, … plakalı aracın 23/05/2015-23/05/2016 tarihleri arasında kişi başına bedeni 290.000 TL, kaza başına 2.900.000 TL bedelle sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde; … plakalı aracın seyir halinde iken orta refüj üzerindeki yaya kaldırımından karşı tarafa geçmek isteyen Abdurrahman Mandıralı isimli yayaya ön sol kısmı ile çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda yayanın KYTK 681-b2 ‘karşıdan karşıya geçişlerde işaretlere riayet etmemek’ kuralını ihlal ettiği, sürücü …’ın KYTK 52/1-b ‘Araçların hızlarını aracın teknik özelliğine, görüş yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak’ tali kusurunu işlediği görüş ve kanaatine varılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, şüpheli …’ın kullandığı … plaka sayılı aracın seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan mağdura çarptığı, kaza sonucunda mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralandığı, olay nedeni ile mağdurun şikayetçi olmaması nedeniyle 26.08.2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce trafik bilirkişiden alınan 21.09.2022 tarihli raporda özetle, davacının vermiş olduğu ifadesinde yaya geçidi üzerinden yolun karşısına geçtiğini beyan ettiği ancak tutulan trafik kaza tespit tutanağında geçit durumu yazan bölümde yaya geçidinin yok şeklinde belirtildiği, yaya geçidinin olmadığı yerlerde yolun karşısına geçmek isteyen yayalar 100 metre kadar mesafede yaya geçidi yok ise taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa zamanda ve doğrultuda taşıt yolunu geçebilirler. Taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılması gerektiği, bu nedenle yaya Abdurrahman Mandıralı’nın kazanın meydana gelmesine etkili derecede sebebiyet verdiği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki 68. Maddeyi ihlal etmesi nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün gitmiş olduğu yol ana yola paralel yol olduğu, sürücünün istikametine göre kaza mahallinin yaklaşık 6 metre uzaklıkta sağdan tali yol levhası mevcut olduğu, bu işaret ileride anayol, tali yol kavşağının olduğu söylediği, kavşaklara yaklaşan sürücülerin kullandıkları aracın hızını düşürmeleri daha dikkatli ve duyarlı bir şekilde araç sürmeleri gerektiği, kazanın meydana gelmesinde hafif derecede sebebiyet verdiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirten 52. Maddenin ihlal edilmesi nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Alınan bu rapor olayın oluş şekline uygun olması ve denetime elverişli olması nedeni ile hükme esas alınmıştır. Alınan bu rapor olayın oluşuna uygun olduğundan ve yerinde görüldüğünden hükme esas alınmıştır.
Davacı geçici ve sürekli iş göremezlik durumunun tespiti için Omü Adlı Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilmiş, 18.06.2021 tarihli raporda özetle, davacının meydana gelen yaralanmasının 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı ‘Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik’ hükümlerine göre değerlendirildiğinde kişinin sürekli maluliyetine ve geçici iş göremezliğine neden olmadığını tespit edilmiştir.
Davacının İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kuruluna sevki sağlanarak alınan 21.02.2022 tarihli raporda davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı ‘Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkındaki yönetmeliğe göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceğine karar verilmiştir. Alınan bu rapor dosya kapsamına ve kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun olmakla hükme esas alınmıştır.
SGK’ya yazılan müzekkere cevabında kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığı, gelir bağlanmadığı belirtilmiştir.
Aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 31.01.2023 tarihli raporda özetle, davacının tüm vücut engellilik oranının %0, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, tüm dosya kapsamına göre davacının kaza tarihi itibariyle emekli olduğu, hesaplamada Agi’siz asgari ücret miktarına göre hesaplama yapıldığı, davacının olayın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmekle, davacı lehine hesaplanan zarardan TBK 52. maddesi kapsamında %75 oranında indirim yapıldığını, davacının 3 hafta süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığı tespit edilmiş olmakla maddi zararının 637,30 TL olduğu, kusur indirimi (637,30×0,75) sonrasında 159,32 TL olarak hesaplandığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili 15.02.2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 159,32 TL olmak üzere artırdığını beyan etmiştir.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
Toplanan delillerden; 19/08/2015 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazasında davalı sürücü …’ın %25 oranında, yaya davacının ise %75 oranında kusurlu olduğu, alınan maluliyet raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının %0, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, güncel asgari ücret tarifesi üzerinden yapılan hesaplamada davacının geçici iş göremezlik zararının 637,30 TL olduğu anlaşılmış davacının kaza nedeni ile sürekli maluliyetinin oluşmadığından buna ilişkin istemin reddine, bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kazanın gerçekleşmesindeki kusur indirimi (637,30×0,75) sonrasında 159,32 TL geçici iş görmezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı sigorta vekili davacının emekli olması ve maaşını alması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının oluşmadığını belirtmiş ise de kolluk araştırmasında davacının inşaat işçisi olduğunun belirtildiği, davacının pasif dönemde çalışma hayatına devam ettiği anlaşılmakla davacının emekli maaşını almaya devam etmesine rağmen iyileşme sürecinde gelir kaynağından mahrum kaldığı ve zararın oluştuğu değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürmüş ise de, çalışma gücünün azalmasından/yitirilmesinden doğan zararların 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde vazolunan bedensel zararlardan olduğu ve tedavi giderleri güvencesi içinde kaldığı kabul edilmektedir (Bkz: Yargıtay 4. HD.nin 31.05.2021 tarih ve 3131/2015 sk. ile Yargıtay (Kapatılan) 17. HD.nin 16.03.2017 gün ve 19844/2798 sk.). Bu halde, geçici iş göremezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundadır ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yersizdir.
Davalı sürücü …’ın olay tarihinde (TBK m. 117), davalı sigorta şirketinin ise 21/08/2020 tarihli müracaattan 8 iş günü sonrasına tekabül eden 03/09/2020 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiş, mezkur tarihlerden itibaren sigortalı aracın hususi kullanıma mahsus olduğu anlaşılmakla yasal faize hükmedilmiştir.
6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davacının davadan önce arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalıların görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen ve Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin sadece sigorta şirketi yönünden davanın ticari nitelik arz etmesi nedeni ile kabul-red oranına göre davacı ve davalı sigorta şirketinden yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede;
TBK 56. maddesi gereği bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önüne alınarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminata karar verilirken hakimin özel halleri gözönüne alarak tespit edilecek miktar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekletirecek tazminata benzer bir ceza fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Buna göre tazminatın sınırı amacına göre belirlenebilir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 tarih 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının gerekçesinden takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden bu konudaki takdir hakkı kullanılırken ona etkili olan nedenler kararda objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat miktarının tespitinde takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik sosyal koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi, ölen ile davacıların yakınlıkları, beşeri ilişkileri gibi özellikler gözönünde tutulmalıdır.
Manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ancak davacının olay sebebiyle duyduğu acı, elem ve ızdırabın kısmende olsa giderilmesine yönelik fonksiyonu değerlendirilerek davacının yaralanma şekli ve iyileşme süresi, yaptığı iş gereği yaralanmasının ve çalışamamasının duygusal durumuna etkisi, davacının yaralanmasındaki kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, gözetilmek suretiyle zarar göreni zenginleştirmeyecek, zarar sorumlusunu da fakirleştirmeyecek ölçüde hak ve nesafet ölçüsünde davacı yararına davacının kendi yaralanmasına ilişkin 8.000,00 TL takdir etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a-Maddi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
i-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin isteminin reddine,
ii-Davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin isteminin kabulü ile; 159,32 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 03/09/2020 tarihinden davalı … yönünden 19/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcından peşin alınan 102,81 TL ve ıslah harcı olarak alınan 1,86 TL toplamı 104,67 TL nin mahsubu ile bakiye karar ilam harcı olan 75,23 TL harcın davalı … A.Ş ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan maddi tazminat davası için yatırılan 102,81 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 1,86 TL ıslah harcı toplamı 159,07 TL harcın davalılar davalı … A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
d-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 159,32 TL vekalet ücretinin davalılar davalı … A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalılar red edilen maddi tazminat davasında davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar davalı … A.Ş ve …’a verilmesine,
f-Davacı tarafça yapılan 1.650,00 TL bilirkişi, 1.670,00 TL ATK ücreti, 600 TL … ücreti, 347,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.267,40 TL yargılama giderinden davalı …’ın yapmış olduğu 150,00 TL nin mahsubu ile bakiye 4.117,40 TL nin kabul-red oranına göre 3.133,88 TL nin davalı … A.Ş ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360 TL arabulucuk ücretinin kabul-red oranına göre 1.035,14 TL’nin davalı … Şirketinden, 324,86 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-a-Manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile
i-8.000,00 TL’nin 19/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen; 8.000 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı red edilen manevi tazminat davasında davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden AAÜT’ye göre belirlenen; 8.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
e-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
f-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, geçici iş göremezlik yönünden kesin, diğerleri yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı. 17/02/2023
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza